EYLÜL-EKİM 2025 / KAPAK KONUSU
İklim değişikliği ile mücadele ve AB’ye uyum çalışmaları yalnızca bir yükümlülük değil, bir fırsat
Türkiye, iklim değişikliğine uyum, gıda güvenliği ve yeşil dönüşüm alanlarında çok boyutlu bir dönüşüm süreci yürütüyor. BM Gıda Sistemleri Zirvesi’nin hedefleri, Yakınsama Girişimi ve AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde pek çok çalışmanın taraf ve yürütücülerinden olan Tarım ve Orman Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün tüm bu alanlardaki çalışmalarının detaylarını sizler için derledik.
Türkiye, BM Gıda Sistemleri Zirvesi’nin hedefleri, Yakınsama Girişimi ve AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde gıda güvenliği, iklim değişikliğine uyum ve yeşil dönüşüm alanlarında çok boyutlu bir dönüşüm süreci yürütüyor. Bu çabalar genel olarak “Tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak, su ve doğal kaynakların verimli kullanımını teşvik etmek, yerel ve ulusal politikaları uyumlu hâle getirmek, Türkiye’nin iklim direncini güçlendirmek” amacına hizmet ediyor. Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünden derlediğimiz bilgilere göre iklim değişikliği ile mücadele ve Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları, Türkiye için yalnızca bir zorunluluk değil; aynı zamanda tarım ve gıda sektörlerinde sürdürülebilir bir dönüşüm fırsatı olarak değerlendiriliyor.
BM GIDA SİSTEMLERİ VE YAKINSAMA GİRİŞİMİ
Birleşmiş Milletler (BM), 2030 Gündemi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını güçlendirmek için 23 Eylül 2021’de New York’ta bir Gıda Sistemleri Zirvesi düzenlemişti. Zirvenin amaçları “Güvenilir ve besleyici gıdaya erişimi sağlamak. Sürdürülebilir tüketim ve üretimi artırmak. Gıda güvenliği açıklarına karşı dayanıklılık oluşturmak” olarak belirlenmişti. Ülkemizde Gıda Sistemleri Zirvesi Diyalogları programını düzenleme sorumluluğunu Avrupa Birliği Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü üstleniyor. 2030 hedefleri kapsamında, Genel Müdürlük koordinasyonunda 2021 yılında hazırlanan “Sürdürülebilir Gıda Sistemlerine Doğru: Türkiye’nin Ulusal Yol Haritası” çalışması diğer ülkeler arasından sıyrılarak kayda değer bir başarıya ulaştı ve BM tarafından özel bir teşekkür ile karşılandı. Türkiye’nin ulusal gıda sistemlerinin dönüşümüne yönelik stratejik yaklaşımı, söz konusu yol haritası ile tanımlanırken uygulaması devam ediyor.
YAKINSAMA GİRİŞİMİ VE TÜRKİYE’NİN KATKISI
İklim değişikliğinin Türkiye’de tarım ve gıda üzerindeki artan etkileri nedeniyle Türkiye 2024 yılında BM Gıda Sistemleri Koordinasyon Merkezi tarafından başlatılan “Yakınsama Girişimi”nin (YG) pilot ülkelerinden biri olarak seçilmişti. Bu girişim, tarım-gıda sistemleri ve iklim eylemi arasındaki etkileşime odaklanıyor.
Türkiye’nin YG eylem taslağı oluşturulurken bu etkileşimdeki bazı zorlukları şöyle sıralanmıştır: “Tarımda çalışan ulusal iş gücünün yetersiz olması,
Görece küçük arazi varlıklarına sahip, yaşça ileri çiftçiler ve tarım işçileri tarafından işletilen çok sayıda aile çiftliği,
İşlevsel tarım kooperatiflerinin göreceli eksikliği,
İklim değişikliğinin gıda sistemleri ve üretkenlik üzerindeki olumsuz etkisinin giderek artması.”
Türkiye; dönüşen beslenme ihtiyaçları bulunan, büyüyen bir nüfusa sahip. Bu nedenle, gıda sistemlerinin dönüşümü ve iklim eylemleri arasındaki yakınsama için stratejilere tüm yerel yönetimlerin (özellikle iller ve belediyeler) ihtiyaç duyduğu bir ortam oluşmakta. Bu yerel stratejilerin, merkezi gıda sistemi planlaması ve politikalarının yerelde uygulanmasıyla desteklenmesi gerekiyor. Gıda sistemi yönetişiminin de ulusal hükümetin strateji ve politikalarını yeterince yansıtması gerekiyor. Ayrıca, gıda sistemlerinin dönüşümünün ilerleyişini izlemek; sektörel politikaların daha fazla uyumunu sağlamak; gıda sistemlerinin dönüşümünü değerlendirmek ve ilerlemeyi göstermek için göstergeler oluşturmak; farklı sektör ve paydaş çıkarları arasında ilgili verilerin açıkça paylaşılmasını sağlamak için de stratejilere ihtiyaç var. Bu kapsamda Türkiye’nin YG Eylem Planı, Mart 2025’te yayımlandı.
AB’YE UYUM VE AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI
İklim değişikliği konularında ulusal koordinasyon, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Bakanlığın başkanlığında kurulan İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu (İDUKK); çeşitli bakanlıklar, kamu kurumları, TÜBİTAK, TÜİK, TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD ve belediyeler gibi paydaşları bir araya getiriyor. Kurul toplantılarına hazırlık ve koordinasyon görevini Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü üstleniyor. Türkiye, uluslararası iklim müzakerelerinde “Şarm El-Şeyh Ortak Çalışması” kapsamında tarım ve gıda güvenliği alanında da temsil ediliyor.
Avrupa Birliği’ne uyum müzakereleri sürecinde Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Kırsal Kalkınma Faslı (11. Fasıl) ile Çevre ve İklim Değişikliği Faslı (27. Fasıl) kapsamında iklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarını sürdürüyor.
Tarım ve Kırsal Kalkınma Faslı çerçevesinde, küresel iklim değişikliği öncelikli sorun alanlarından biri olarak öne çıkıyor. Tarımsal üretimden su kaynaklarının yönetimine, gıda güvenliğinden kırsal kalkınmaya kadar geniş bir alanda iklim değişikliğinin etkileri hissediliyor. Avrupa Birliği, bu kapsamda 2019 yılında açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile sürdürülebilir, kaynak etkin ve karbon nötr bir ekonomik yapıya geçişi hedeflerken tarım ve gıda sektörlerini bu dönüşümün merkezine yerleştirmiş durumda.
UYUM ÇALIŞMALARI YÜKÜMLÜLÜK DEĞİL FIRSAT
Türkiye’de 2021 yılında yayımlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile tüm kurumlara görevler verildi. Bu kapsamda tarım alanında doğrudan Tarım ve Orman Bakanlığı sorumluluğunda faaliyet gösteren Sürdürülebilir Tarım İhtisas Çalışma Grubu (STİÇG) kuruldu.
STİÇG, tarım sektörünün yeşil dönüşümünü destekleyecek politika ve uygulamaların geliştirilmesi, iklim değişikliğine uyum kapasitesinin artırılması, çevre dostu üretim yöntemlerinin yaygınlaştırılması ve tarımda kaynak verimliliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalara odaklanıyor.
SU VERİMLİLİĞİ VE KURAKLIKLA MÜCADELE
Çevre ve İklim Değişikliği Faslı çerçevesinde ise AB İklim Kanunu uyarınca iklim değişikliğinin kuraklık ve su kıtlığı gibi sonuçlarından olan uyum kapasitesinin iyileştirilmesi, dirençliliğin artırılması ve özellikle su, tarım ve gıda sistemlerinde etkilenebilirliğin azaltılması hususları konusunda çalışmalar yapılıyor. Bu doğrultuda, ülkemizin karşı karşıya olduğu kuraklık ve su kıtlığı tehlikeleriyle mücadele edilmesi, ülkemiz su kaynaklarının iklim değişikliğinden etkilenebilirliğinin azaltılması ve uyum kapasitesinin artırılması amacıyla 2023 yılında “Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2033)” hazırlandı. Bu çerçevede 2024 yılında Su Verimliliği Yönetmeliği ve Su Verimliliği İl Planları hazırlanarak yerel ölçekte planlamalar başlatıldı.
Kuraklık ve taşkın riskleri için Kuraklık Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi (2024-2027) başlatılırken, Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı Merkezi (TATUM) 73 yerleşim yerinde aktif hâle getirildi. 2028 itibarıyla sistemin tüm havzaları kapsaması hedefleniyor.
YENİ PROJELER VE HEDEFLER
Tarım ve Orman Bakanlığının İklim Değişikliği ile Mücadele Kapsamında AB’ye uyum çerçevesinde gerçekleştireceği projeler de büyük önem taşıyor. Bu anlamda öne çıkan projelerden biri olan “İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi ve Havzalar Arası Su Transferlerinin Değerlendirilmesi Projesi” 2025 yılında başlatıldı. Proje kapsamında, iyileştirilmiş küresel iklim modelleri ve güncel senaryolar kullanılarak Türkiye genelinde sıcaklık ve yağış gibi temel iklim parametrelerindeki değişimler belirleniyor; bu veriler ışığında ekolojik denge gözetilerek su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı hedefleniyor. Yine IPA III Programı kapsamında yürütülecek olan “Türkiye’de Göller, Sulak Alanlar ve Kıyı Bölgeleri Üzerindeki İklim Değişikliği Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi” kapsamında, göller ve sulak alanların iklim değişikliğinden nasıl etkileneceği ile deniz seviyesi yükselmesine bağlı olarak kıyı bölgelerinin risk durumu belirlenecek. Proje kapsamında, ekonomik etkiler analiz edilecek ve doğa temelli uyum çözümleri geliştirilecek.