Sosyal medyanın en güçlü yönlerinden biri, bilgiyi hızlı ve etkili biçimde yayabilmesi. Bu özellik, çevre ve tarım alanında da önemli bir dönüşümü beraberinde getirdi. Tarımın mevsimsel döngüleri, toprağın bereketi, suyun değeri ve ormanların yaşam döngüsü artık fotoğraf, video ve kısa içerikler aracılığıyla milyonlara ulaşıyor.
Bugün Anadolu’nun bir köyünde üretim yapan bir çiftçi, Instagram veya YouTube üzerinden hem üretim süreçlerini hem de doğayla kurduğu bağı anlatabiliyor. Bu sayede, şehirde yaşayan bireyler tarımın emek dolu hikâyesine tanıklık ediyor; doğa ile yeniden bağ kuruyor.
KURUMSAL İLETİŞİMDE YEŞİL DÖNÜŞÜM
Tarım ve Orman Bakanlığının son yıllarda sosyal medya üzerinden yürüttüğü projeler, doğa bilincini dijital platformlarda geniş kitlelere ulaştırmanın en etkili örnekleri arasında yer alıyor.
“Geleceğe Nefes” kampanyası bunun en çarpıcı örneklerinden biri. 2019 yılında başlatılan bu proje sayesinde milyonlarca fidan toprakla buluştu. Sosyal medya üzerinden yürütülen çağrılar, gönüllü katılımı artırarak orman seferberliğini kısa sürede ülke çapında bir harekete dönüştürdü: gelecegenefes.gov.tr
İklim değişikliğinin en somut etkilerinden biri olan kuraklık, su kaynaklarının verimli kullanımı konusunu da gündeme getirdi. Sosyal medyada yapılan bilinçlendirme kampanyaları, su tasarrufu ve kaynak yönetimi konusunda önemli bir farkındalık oluşturdu.
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün başlattığı “Su Verimliliği Seferberliği” sade ama etkili mesajlarla milyonlara ulaşarak toplumsal bilinci pekiştiriyor: suverimliligi.gov.tr
Aynı şekilde Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü orman yangınları sonrası yürütülen bilgilendirme çalışmaları ile yanlış bilgi yayılımını önlüyor, doğru kaynaklardan gelen güncel verileri vatandaşlarla buluşturuyor.
2024 yılında sosyal medya üzerinden başlatılan “Orman Benim” kampanyası, 2025 yılında da tekrarlandı ve 81 ilde, 7’den 70’e her yaştaki gönüllü ile birlikte orman temizliği yapılarak çevre ve yangınlara karşı farkındalık oluşturuldu.
GENÇLERİN GÖZÜNDEN YENİ BİR TARIM ANLAYIŞI
Sosyal medya sayesinde tarımsal bilgi, artık yalnızca uzmanların değil herkesin erişebildiği ortak bir değere dönüşüyor. Bu da toplum genelinde doğa bilinciyle birlikte “üretim bilinci”ni de güçlendiriyor.
Z kuşağı ve genç üreticiler, tarımı “geleneksel ve zorlu” bir uğraş olarak değil “yenilikçi, teknolojik ve sürdürülebilir” bir alan olarak yeniden tanımlıyor. Tarımda dijital hikâye anlatıcılığı, gençlerin üretime ilgisini artırıyor; şehirli gençlerin bile toprakla bağ kurmasını sağlıyor.
2023 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı, Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve yönetmenliğini Özlem Barut’un üstlendiği 13 bölümlük “Anadolu’nun Yüreğine Dokunanlar” belgesel serisi, Anadolu’nun farklı şehirlerinde yaşayan genç tarım etkileyicilerinin hikâyelerini ekrana taşıdı. Belgesel serisi hem tarımın değişen yüzünü hem de gençlerin iklim dostu üretim yaklaşımlarını etkileyici bir dille izleyiciye aktarıyor. TRT Haber, TRT AVAZ ve Tarım Orman Ekranı’nda yayınlanmaya devam eden seri, tarımın geleceğine umutla bakan bir neslin sesi olmayı amaçlıyor. Kaçıran izleyiciler, serinin tüm bölümlerine tarimtv.gov.tr ve youtube.com/tarimtv adreslerinden ulaşabiliyor.