OCAK-ŞUBAT 2024 / KAPAK KONUSU
Kaliteli tohumlar, tarımda sürdürülebilirliğin temeli
Bir ülkede tarımın yönü ve seviyesi o ülkede kaliteli tohumlukların kullanılmasıyla ilişkili. Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü de tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla belli tedbirler alıyor. Tohum ve tohumculuk üzerine yürütülen çalışmalar ve alınan tedbirlerle ilgili sorularımızı Tohumculuk Daire Başkanı Sezgin Karadeniz’e yönelttik.
Tarımsal üretimin önemli bir girdisi olan tohumculuk sektörünün ülkemizdeki ve dünyadaki durumu hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Dünya tohumculuğunun gelişmesinde bilimsel ve teknolojik gelişmeler daima önemli ve belirleyici olmuştur. 19. yüzyılda temelleri atılan genetik bilimi, sistematik bitki ıslahı ve çeşit geliştirme faaliyetlerine giden yolu açtı. 20. yüzyıl başında uygulamaya konulan hibrit (melez) teknolojisi ise özel sektör girişimciliği ile ticari tohumculuk arasında etkili ve güçlü bir köprü kurdu.
Ülkemizde tohumculukla ilgili çalışmalar ise Cumhuriyetin ilk dönemlerinde başladı ve günümüze kadar bu alanda önemli ilerlemeler kaydedildi. Türkiye, 1980’li yılların başlarında tohumculuk sektörü ile ilgili temel politikalarında önemli değişiklikler yaparak, kamu esaslı bir tohumluk tedarik sisteminden özel girişimi esas alan bir tohumluk endüstrisi modeline geçti.
Ülkemizde tohumculuk sektörü tohum ile fide, fidan ve süs bitkilerinin üretim materyallerini; üreten, ıslah eden, yetiştiren, işleyen ve pazara sunan özetle farklı uzmanlıkları kapsayan bir sektör. Tohumculuk sektörü, tükettiğimiz tüm bitkisel ürünlerin temel girdilerini sağlayan geniş bir değer zincirine sahip. Söz konusu zincirde üretim alet ve ekipmanları, gübre, kimyasal ilaç, saksı, torf vb. girdileri sağlayan tedarikçiler, ulusal/uluslararası politika yapıcılar, Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere diğer ulusal kamu kurum ve kuruluşları ile üniversiteler ve araştırma kuruluşları önemli paydaşlardır. Sektörün ana aktörleri ise bitki ıslahçıları, fide üreticileri, fidan üreticileri, tohum sanayicileri ve üreticileri, tohum dağıtıcıları, süs bitkisi üreticileri ve tohum yetiştiricileridir.
Ülkemiz kamu tohumculuk organizasyonunda Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü (BÜGEM), Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü (GKGM) ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) olmak üzere Bakanlığımızın 4 ana hizmet birimi yer alıyor. Tohumculuk sektöründe faaliyet gösteren tüm paydaşların temsil edildiği meslek örgütleri Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) çatısı altında 7 alt birlik şeklinde yapılanıyor. Tohumculuk sektörü örgütlü yapısında 1985 yılından bu yana Türkiye tohumculuk endüstrisini güçlendirmeye ve geliştirmeye odaklanmış, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütü olan Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) de yer almaktadır.
Ayrıca ülkemiz tohumculuk sektörüyle alakalı olarak; tohum üretiminde OECD, bitki sağlığında FAO, ıslah ve çeşit korumada UPOV, tohum ticaretinde ISTA ve ISF gibi uluslararası kuruluşlara üyedir.
Haber Görseli
BÜGEM Tohumculuk Daire Başkanı Sezgin Karadeniz
SADECE SERTİFİKALI TOHUMLUK KULLANMAK YÜZDE 25’E VARAN VERİM ARTIŞI SAĞLAR
Sertifikalı tohumun avantajları nelerdir?
Sertifikalı tohum, verimliliğin ve üretimin arttırılmasında, üretim maliyetinin düşürülmesinde tarım sektörünün en temel ve en önemli girdisidir. Üretimin ve verimin arttırılması için yetiştirme tekniği, arazi ıslahı, sulama, mekanizasyon, gübreleme, tarımsal mücadele tekniklerinin uygulanması yanında bölgeye uyumlu çeşitlerin ve sertifikalı tohumluklarının kullanılması gerekir. Verim kabiliyeti diğer tohumlara göre daha yüksek olduğundan daha yüksek kazanç sağlar. Sertifikalı tohumlukta çeşit saflığı tamdır. İçerisinde yabancı madde ve yabancı tohum olmadığı için hangi ürünü ekmişseniz onu alırsınız. Tohumların yüksek çimlenme kabiliyeti vardır. Yani tarlaya attığınız her tohum çimlenir. Bu sayede kuvvetli bir gelişme meydana gelir ve tohum maliyeti düşer. Sadece sertifikalı tohumluk kullanmak, birim alandan elde edilecek ürün miktarında yüzde 25’e varan verim artışı sağlayarak üreticiye kazanç sağlar.
Islah edilen sertifikalı tohumluğun toprak rutubetinden ve bitki besin elementlerinden (gübre) yararlanma kabiliyeti sertifikasız tohumlara oranla daha yüksektir. Ekilen tohumların tamamı aynı zamanda çıkış sağladığı için (tekdüze çıkış) tarlada dalgalanma ve boşluklar olmaz, dolayısıyla da ürün kaybı görülmez. Bitkilerin tümünün gelişmesi aynı dönemde olduğundan bakım, çapalama, sulama, ilaçlama gibi işlemlerin yararı tam olarak kendini gösterir. Bu da üreticiye zaman tasarrufu ve kazanç getirir. Elde edilen ürünler aynı özelliklerde ve kalitede olduğundan pazar değerleri yüksektir, bu da satış kolaylığı sağlar. Sertifikalı tohumlar toprakta mevcut ve tohumla taşınan bazı hastalıklara karşı koruyucu olarak ilaçlandığından kayıplar minimum düzeydedir, ekimde fazla tohum kullanılmasına gerek kalmadığından tasarrufludur.
Sertifikalı tohumluk kullanımı Bakanlığımız tarafından desteklenmektedir. Sertifikalı tohum kullanan çiftçilerimiz sertifikalı tohumluk kullandıklarını faturaları ile tespit ettirdikleri takdirde kullanılan tohumluk miktarına göre destekleme ödemesinden yararlanıyorlar.
İHRACATIN İTHALATI KARŞILAMA ORANI YÜZDE 131’E YÜKSELDİ
Sertifikalı tohum ticareti ile ilgili bilgi verir misiniz?
Son yıllarda sertifikalı tohum üretiminde pozitif yönde bir gelişme oldu. 2022 yılında sertifikalı tohum üretimi 1 milyon 361 bin 336 tona ulaşarak son 5 yılda yaklaşık yüzde 30 arttı. Bu artış içerisinde en önemli pay 729 bin ton ile hububat (buğday, arpa, tritikale, yulaf, mısır, çeltik) tohumlarında oldu.
2023 yılı itibarıyla 1 milyon 300 bin 20 ton sertifikalı tohumluk, 112,4 milyon adet meyve fidanı, 3,8 milyon adet asma fidanı, 75 milyon adet çilek fidesi, 6 milyar adet sebze fidesi ve 2 milyar adet süs bitkisi üretildi. 2002 yılında sertifikalı tohum üretimi 145 bin 227 ton iken 2023 yılında yüzde 795 artarak 1,3 milyon tona ulaştı. Toplam 64 ilde sertifikalı tohum üretimi yapıldı. Konya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Sivas ve Bitlis’te üretilen tohumlar toplam tohum üretimimizin yaklaşık yarısını oluşturmaktadır.
Tohum dış ticaretinde ihracatın ithalatı karşılama oranı 2002 yılında yüzde 31 iken 2023 yılında yüzde 131’e yükseldi. 2023 yılında tohum ihracatı 327 milyon dolar, tohum ithalatı ise 250 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2023 yılında tohum, fide-fidan ve süs bitkileri toplamından oluşan toplam tohumluk ihracatımız 464 milyon dolar; ithalatımız ise 317 milyon dolar olarak gerçekleşti.
5042 sayılı “Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun”un yürürlüğe girdiği 2004 yılından günümüze kadar 3 bin 131 ıslahçı hakkı koruma başvurusu alındı. Bu başvuruların 2 bin 243’ünün tescil süreci tamamlanarak koruma altına alındı. Hâlihazırda ülkemizde bin 749 çeşit için ıslahçı hakları koruması devam ediyor.
DESTEKLER İÇİNDE EN FAZLA ARTIŞ SERTİFİKALI TOHUMDA GERÇEKLEŞTİ
Tarımsal ürün fiyatlarında oluşan dalgalanmaların ve girdi maliyetlerinin artmasının önüne geçmek için tohumculukta bakanlığımızca hangi tedbirler alınıyor? Tohumculuğa hangi destekler sağlanıyor?
Bu kapsamda Bakanlığımızca tohumculuk sektörüne yönelik olarak sertifikalı tohumluk desteklemeleri ile Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince indirimli faizli kredi uygulamaları bulunmaktadır. Tohumculuk destekleri sertifikalı tohumluk üretimi ve kullanımını kapsıyor. Kullanım destekleri 2005 yılından, üretim destekleri ise 2008 yılından bu yana Bakanlığımızca sağlanıyor. Bundan sonraki süreçte, iklim değişikliği ve gelişen tarım teknolojilerini dikkate alarak, etkin bir AR-GE ve inovasyon çalışmalarıyla ülkemizin ihtiyaç duyduğu üstün vasıflı çeşitlerin tüm hatlarıyla birlikte yurt içinde üretilebilmesine imkân sağlayan bir tohumculuk sektörü için destekleme politikalarımıza bütüncül bir yaklaşımla devam edilmesi planlanıyor. Son dört yılda bitkisel üretim destekleri içinde en fazla artış sertifikalı tohum kullanım desteklerinde gerçekleşti. Bu kapsamda bugüne kadar ülke genelinde 5,4 milyar TL’nin üzerinde destekleme ödemesi yapıldı.
Sertifikalı tohum kullanımının özendirilmesinin, yerel çeşitlerin özellikle de ata tohumların kullanımının engellenmesi anlamına geldiği yönünde bir algı var. Bununla ilgili neler söylersiniz?
Ülkemiz tohumculuk mevzuatında yerel/ata çeşitlerimize ait tohumluk üretimini veya kullanımını yasaklayan bir düzenleme bulunmuyor. Aksine Tohumculuk Kanunu, çiftçilerimizin kendi ihtiyaçlarını üretmesi ve ihtiyaçları oranında kendi arasında mübadelelerine (takas) izin vermekte. Ayrıca Bakanlığımızca yayımlanan “Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlamasına Dair Yönetmelik” ile yerel çeşitlere ait tohumlukların; çoğaltımı ve pazarlanması, idamesi ve sürdürülebilir kullanımı, ticareti yapılacak yerel tohumlukların kayıt altına alınması, tohumluk üretimi ve piyasaya arzı, piyasa denetimlerine ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Söz konusu mevzuat, yerel/ata çeşitlerimize ait tohumlukların tescili, sertifikasyonu ve ticari olarak pazarlamasına imkân sağlıyor. Kanun, çiftçilerimizin hizmetine sunulan tohumlukların, resmi otoritenin veya yetki verdiği kurum ve kuruluşların kontrolünde, belirlenen standartlara (verim, kalite, safiyet, çimlenme gücü ve bitki sağlığı) uygun olarak üretilmiş ve test edilerek onaylanmış tohumluklar olmasını esas alıyor.
Çiftçilerimizin mağduriyet yaşamaması amacıyla ticarete konu edilen tohumlukların, yerli/yabancı menşeli veya yerel/ata tohumu olmasına bakılmaksızın, kontrolden geçirilen ve tohumluklarla ilgili belirlenen standartlara uygunluğu tespit edilenlerin çiftçilere satılmasına dair hükümler Tohumculuk Kanunu’nda yer alıyor. Tohumculuk Kanunu ve alt mevzuat gereği ülkemizde kayıt altına alınan çeşitlerin tohumluklarının çoğaltılması ve pazarlanmasına da izin veriliyor. Bu uygulamalar çiftçilerimizi korumak ve tarımsal üretimde sürdürülebilirliği tesis etmek amacıyla yapılıyor. Aksi takdirde, hastalık ve zararlılarla bulaşık tohumlukların yerel tohum adı altında denetimsiz olarak pazarlanması, hastalık ve zararlıların kontrolsüz şekilde yayılmasına ve gen kaynaklarımız için güvenlik riskine sebep olabilir.
Tohumlukta kayıt dışı üretimin kontrol altına alınarak haksız rekabetin önüne geçmek için hangi tedbirler uygulanıyor?
Tohumculuk sektöründe faaliyet gösteren tüm paydaşlar Bakanlığımız tarafından kayıt altına alınarak yetkilendirilerek denetleniyor. Denetim ve kontrol faaliyetleri; kayıt dışı ve yetkisiz tohumluk üretimini, yetkilendirilen kuruluşların faaliyetlerini, sertifikalı tohumluk üretim, satış ve pazarlama aşamalarını kapsıyor.
Tohumculuk sektörüne yönelik kontrol ve denetim faaliyetleri Bakanlığımız tarafından eğitim verilerek yetkilendirilen ve 81 il müdürlüğümüz ve kamu sertifikasyon kuruluşlarımızda görevli binin üzerinde yetkili tohum kontrolörü personel tarafından yürütülüyor.
Ülkemizin geleceğini ilgilendiren tohumla ilgili üreticilere ve tüketicilere neler söylersiniz?
Hedefimiz, öncelikle tüm türlerde ihtiyacı olan sertifikalı tohumluğu kendi üretebilen, bölgesinde ve küresel çapta söz sahibi olan rekabetçi yerli ve millî bir tohumculuk sektörü. İklim değişikliği, su kısıtı ve hastalık-zararlı gibi faktörleri göz önüne alarak yeni çeşitlerin geliştirilmesine yönelik AR-GE kapasitesinin artırılması, ithalat oranı yüksek olan hibrit türlerde üstün vasıflı çeşitlerin geliştirilerek yurt içi üretimimizi artırmaya yönelik yatırım ve çalışmaların artırılmasına destek olmaktayız.
Tohumlar, bitkilerin DNA'sını barındıran, adeta birer gen hazinesidir. Bu hazine, bitkilerin farklı koşullara uyum sağlama yeteneğini belirler. İklim değişikliği gibi tehditlere karşı dirençli bitkiler yetiştirmek için bu gen havuzunu korumak ve etkin kullanmak kritik önem taşır. Bu sayede, gelecekteki tarımsal zorluklara karşı hazırlıklı olmak mümkündür. Tohumlar, tarımsal ilerlemenin hem göstergesi hem de anahtarıdır. Tohum ıslahı ve gen teknolojisi gibi araçlarla daha yüksek verimli, hastalıklara ve zararlılara karşı dirençli, besin değeri yüksek ürünler geliştirilmeye devam edilmektedir. Bu gelişmeler, çiftçilerin üretkenliğini artırarak artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamaya yardımcı olacaktır.
Tohumlar sadece tarımsal bir unsur değil, aynı zamanda kültürel ve geleneksel bir değere de sahiptir. Bölgelere özgü tohumlar, nesilden nesile aktarılarak geleneksel tarımın ve gastronominin korunmasına katkıda bulunur. Bu tohumlar, bir bölgenin biyolojik ve kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturur.
Tohumlar, tarımın ve gıda güvenliğinin temelini oluşturur. Genetik çeşitliliği korumak, tarımsal yeniliklere yatırım yapmak ve tohumların ekonomik ve kültürel değerini gözetmek, gelecek nesiller için sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya inşa etmek için son derece önemlidir.