OCAK-ŞUBAT 2018 / AYIN KONUSU
Örtüaltı üretiminde dünyada dördüncü sıradayız
Canan YALÇIN SEVER
Yılmaz ORUÇ
Teknolojinin tüm imkânlarının kullanıldığı modern seralarda, otomasyon üretimin her aşamasında yer alıyor.
Dünya nüfusunun hızla artması, tüketici alışkanlıklarının değişmesi, sağlıklı ve güvenilir gıda talepleri, insanları tarımsal üretimde yeni arayışlara yönlendiriyor. Bu arayışlardan biri olan seracılık, gelecekte daha da önem taşıyacak tekniklerden biri. Türkiye’de son 16 yılda büyüyen örtüaltı yetiştiriciliğinin ne demek olduğu, seralarda en çok hangi ürünler yetiştirildiği, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı destekleri ve seracılığa dair diğer bilgileri Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Tarla ve Bahçe Bitkileri Daire Başkanı Vekili Ercan Türktemel’den aldık.
Örtüaltı varlığı bakımından ne durumdayız? Seracılığın geliştiği iller hangileri?
Bildiğiniz üzere dünya nüfusunun hızla artması, tüketicinin alışkanlıklarının değişmesi, sağlıklı ve güvenilir gıda talepleri, iklim değişiklikleri ve tarım alanlarının çeşitli faktörlere bağlı olarak tehdit altında olması insanları yeni arayışlara yöneltiyor. Seracılık da bu arayışlardan biri aslında. Seracılık birim alandan maksimum verimin alınmasına yönelik arayışlar sonunda geliştirildi. Gelecekte de seracılığın tarımsal üretim teknikleri içerisinde
daha belirgin ve daha stratejik konuma geleceğini düşünüyorum. Örtüaltı yetiştiriciliğin bir çok avantajı var. Daha demin de söylediğim gibi birincisi birim alandan daha fazla ürün elde edilebiliyor. Üretim kontrol altında tutulurken sağlıklı, güvenilir, izlenebilir ve standart ürünler elde ediliyor. Üretici kazancı açısından bakıldığında da ürünlerin açık alanda yetiştirildiği dönemler dışında yetiştirilmesi oldukça kârlı bir faaliyet olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemiz örtüaltı yetiştiriciliği açısından son derece elverişli bir konumda. Bu durum özellikle dış pazar rekabetimizi ülkemiz lehine çeviriyor.
AVRUPA’DA İKİNCİ SIRADAYIZ
Teknolojinin tüm imkânlarının kullanıldığı modern seralarda, otomasyon üretimin her aşamasında yer alıyor. Ülkemiz, 692 bin dekar örtüaltı alan varlığı bakımından dünyada Çin, Güney Kore ve İspanya’nın ardından 4'üncü, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından 2'nci sırada yer alıyor. Temel anlamda yılın 11 ayında ürünün mevsimi dışında üretim yapılan alanları örtüaltı alanı olarak tanımlıyoruz. Seralar ise plastik ve cam ile kaplı üretim alanları olup, teknolojinin de içinde yer aldığı işletmelerdir. Toplam örtüaltı alanı olan 692 bin dekarın 410 bin dekarı sera (cam+plastik), 282 bin dekarı ise yüksek ve alçak plastik tüneldir. Sera işletmeciliğini kısıtlayıcı en büyük etmen, sera içinde bitki gelişmesi için en uygun sıcaklığı sağlamakta kullanılan yakıt ile ısıtma sistemleri bakım giderleri. Bu nedenle seralar ağırlıklı olarak güney sahil şeridimizde yoğunlaşmış durumda. Bununla birlikte Ege, Marmara, Karadeniz Bölgeleri ile uygun mikrokliması olan yörelerde de seracılık yapılıyor. Sera varlığı bakımından; Antalya, Mersin, Adana, Muğla, Samsun, İzmir, Aydın, Hatay ve Burdur illerimiz öne çıkıyor. Seralarda en çok yetiştirilen ürünler nelerdir? Mesela domates ihtiyacımızın ne kadarını seralardan karşılıyoruz? Ülkemizde, 2016 yılında toplam 30 milyon 266 bin 897 ton yaş sebze üretilmiş olup, bu üretimin yüzde 22,3’üne tekabül eden 6 milyon 743 bin 85 tonu örtüaltında gerçekleşti. Yine 2016 yılında üretilen 20 milyon 321 bin 777 ton meyvenin yüzde 2,1’ine tekabül eden 422 bin 156 ton meyve de örtüaltı tarımsal faaliyetler sonucu elde edildi. 2016 yılı itibari ile örtüaltı tarım alanlarımızda 7 milyon 165 bin ton sebze ve meyve ile 1,1 milyar adet süs bitkisi üretimi gerçekleşti. Örtüaltında yetiştirilen sebze, meyve ve süs bitkilerinden oluşan ürünlerin toplam bitkisel üretim değeri yaklaşık 12,5 milyar TL.
SON 16 YILDA YÜZDE 92’LİK ARTIŞ
Örtüaltında toplam üretim, miktar olarak 2016 yılında 2000 yılına göre yüzde 92, bir önceki yıla göre ise yüzde 6,7 artış gösterdi. Örtüaltı sebze ve meyve üretiminin; yüzde 94,1’ine tekabül eden 6,7 milyon tonluk kısmı sebze grubundan, yüzde 5,9’u ise meyve grubundan oluşmaktadır. Sebze grubu içinde domates 3,61 milyon ton ile (%50,4) ilk sırada yer alırken domatesi sırası ile hıyar, karpuz ve biber takip ediyor. Meyveler içerisinde 252 bin ton (%3,5) ile en fazla üretilen meyve türü muz, bu ürünü 168 bin tonluk üretimle (%2,3) çilek takip ediyor.
Örtüaltı üretimi genelde topraksız tarım şeklinde mi yapılıyor?
Ülkemizde hala topraklı tarım metodu ile üretim yapılmakta ancak, modern seracılığa geçişle birlikte topraksız tarım tekniği de yaygınlaşıyor. Modern seralar artık topraksız tarım metodunu benimsemiş durumda ve bu yetiştirme tekniği hızla gelişim kaydediyor. Genel tanım olarak içerisinde toprak bulunmayan her türlü yetiştirme ortamında bitki yetiştirilmesine topraksız tarım diyebiliriz. Topraksız tarım yönteminin birçok avantajı var. Topraksız olmasından dolayı hazırlanan yetiştirme ortamında homojenliğin sağlanması, toprak yorgunluğu sorununun olmaması, hastalık, zararlı ve yabancı ot sorunlarının olmaması ya da asgariye iniyor olması, aşırı su ve gübre kullanımının yerine kontrollü kullanımın sağlanması, daha kaliteli ve daha fazla ürün elde edilmesi şeklinde sıralayabiliriz. İçinde bulunduğumuz yıl itibari ile 42 ilimizde 12 bin 554 dekar alanda topraksız tarım yöntemi ile örtüaltı bitkisel üretimi yapılıyor. Bu alanın tamamı seralardan oluşmakta olup, topraksız tarım metoduyla üretim yapan sera varlığımız toplam sera alanlarımızın yaklaşık yüzde 3’ü seviyelerinde. Topraksız tarım metodu ile üretim yapan işletmelerin illere göre alansal dağılımına bakıldığında; yüzde 26,3’ünün Antalya, yüzde 14,6’sının Mersin, yüzde 9’unun İzmir ve yüzde 7,5’inin Yalova illerinde yer aldığı görülüyor.
YATIRIM AŞAMASINDA DÜŞÜK VE SIFIR FAİZLİ KREDİLER VERİLİYOR
Örtüaltı üretimi için Bakanlığın ne gibi destekleri var?
Sera işletmelerinde yetiştirilen ürünlere ürün desteği verilmiyor. Ancak yatırım aşamasında düşük ve sıfır
faizli krediler veriliyor. Bunun yanında Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı çerçevesinde ekonomik yatırımlar ve genç çiftçi projeleri destekleniyor. Yine mera alanlarının jeotermal ısıtmalı teknolojik seralara tahsisi yapılıyor. İşletme aşamasında ise Örtüaltı Kayıt Sistemi'ne kayıt yaptıran üreticilerimiz TARSİM, Bombus arısı, biyolojik ve biyoteknolojik mücadele desteklemelerinden, ayrıca sübvansiyonlu kredilerden faydalanabiliyor. Mazot ve gübre desteği, örtüaltı iyi tarım desteği, tarımsal yayım ve danışmanlık desteği de veriyoruz.
Jeotermal seralar için neler söyleyebilirsiniz?
Mevcut örtüaltı işletmelerimizde ortalama 8-9 ay üretim yapılabiliyor. Haziran ayından sonraki süreçte sera üretimi biter ve açıkta üretime geçilerek üretime devam edilir. Ardından tekrar eylül ayında örtüaltında üretim hazırlıklarına başlanır. Biliyoruz ki, örtüaltı üretimde üretim maliyetinin en büyük kalemi ısıtma gideridir. Örtüaltında bitkisel üretimin devam edebilmesi için ortam sıcaklığının minimum 13°C olması gereklidir. İç ortam sıcaklığının bu derecenin altına düşmesi durumunda bitki gelişimi yavaşlar ki bu durum verim ve kaliteye olumsuz etkiler. Soğuk kış günlerinde iç ortam sıcaklığını belirtilen değerin üzerinde tutmak amacıyla yaygın olarak örtüaltında kömür, odun v.b yakacaklar kullanılmakta bu durum da üretim maliyetini artırmaktadır. Jeotermal ile ısıtılan seralarda; maliyet düşmekte, bitki gelişimini hızlandıran kimyasallar kullanılmamakta, hastalık etmenleri çok daha az görülmekte, üründe verim artışının yanında kalite, standart ve sürdürülebilirlik sağlanmaktadır.
Jeotermal seralarda Avrupa’da birinciyiz
Ülkemiz jeotermal kaynak bakımından dünyada 7, Avrupa’da ise 1'inci sırada yer alıyor. Jeotermal kaynak bakımından bu zenginliğimizi avantaja dönüştürmeli ve jeotermal kaynağın bulunduğu sahalarda sera yatırımlarına hız vererek yeni yatırımları bu sahaya yönlendirmeliyiz. Jeotermal akışkan kullanmak ısıtma maliyetini düşürmekte ve yılın 11 ayında seralarda üretim yapma imkânı sağlamakta. Ayrıca, jeotermal akışkanı sadece ısıtmada değil, elde edilecek enerji ile aşırı sıcak dönemlerde sera soğutmasında da kullanmak mümkün olabiliyor. Ülkemizde 2017 yılı itibari ile 3 bin 760 dekarı plastik sera ve 523 dekarı cam sera olmak üzere toplam 4 bin
283 dekar jeotermal enerji ile ısıtılan 225 örtüaltı işletmesi bulunuyor. Jeotermal enerji ile ısıtılan seraların ortalama büyüklüğü ise 20 dekar. Halihazırda jeotermal akışkan ile ısıtılan seralarımız ağırlıklı olarak; İzmir, Manisa, Afyon, Denizli, Şanlıurfa, Kütahya ve Aydın illerimizde yoğunlaşmıştır. Bakanlığımızca; Afyon, Aydın, Denizli, Diyarbakır, İzmir, Manisa, Kütahya, Şanlıurfa, Konya, Kırşehir ve Yozgat olmak üzere toplam 11 ilde jeotermal enerjinin örtüaltı üretim faaliyetlerinde kullanım kapasitesinin belirlenmesine yönelik değerlendirmeler yapıldı. Jeotermal kaynağın sera ısıtmasında kullanılabilirliğini artırmak ve jeotermal seracılık geliştirme faaliyetlerine ilişkin yol haritasını hazırladık. 2015 yılında ülkesel strateji ve politika oluşturma projesi tamamlandı, projenin sonuçlarını önümüzdeki günlerde hayata geçirmek için çalışmalara başlanılması planlanıyor.
ÇKS’ye kayıtlı işletme büyüklüğü 5 bin metrekare veya altında olan ve en az 500 metrekarelik örtüaltı ünitelerinde; sebze, meyve, süs bitkisi ve tıbbi-aromatik bitki yetiştiriciliği yapan ÖKS’ye kayıtlı üreticilere 2016 üretim yılında dekar başına 100 TL küçük aile işletmesi desteği veriliyor.
Örtüaltı Kayıt Sistemine kayıtlı olduğu belgelenmiş olan veya İl/İlçe Tarım Müdürlüklerinden seracılık faaliyetine ilişkin olduğuna dair belge alınan abonelikler ve bunlara ait her türlü tesis ve/veya ekipmanı da tarımsal sulama abone grubuna dâhil olabiliyor.
Örtüaltı üretiminde organik tarım yapılıyor mu?
Ülkemizde örtüaltında ağırlıklı olarak konvansiyonel üretim yapılmakta ancak, topraksız tarım üretim metodunun uygulandığı 12 bin 554 dekar modern seranın 6 bin 900 dekarında İyi Tarım Uygulamaları, 5 bin 600 dekarında konvansiyonel tarım, 6 dekarında ise organik tarım uygulaması yapılmaktadır.
Örtüaltı ürünlerinin ihracatı ne kadar?
Ülkemizde örtüaltında (geleneksel işletmeler) yetiştirilen ürünlerin yüzde 85’i iç piyasada tüketilirken yaklaşık yüzde 15’i ihraç ediliyor. Modern seralarda üretilen ürünlerin ise yüzde 85’i ihraç ediliyor.
Seracılıkla ilgili son teknolojiler hakkında bilgiler verebilir misiniz?
Seralar, ürünleri dönemi dışında yetiştirme imkânı sağlamakta. Bitkilerin yetişme dönemleri dışındaki sezonda yetiştiriciliğini yapabilmek için bitkinin ihtiyacı olan faktörler seralarda yapay ortam oluşturmak suretiyle yerine getirilmektedir.
Isıtma sistemleri, havalandırma (nem kontrolü), bitkinin ihtiyaç duyduğu su ve gübre miktar/dönemi, gerek toprak gerekse iç ortamda bulunan hastalık ve zararlılarla mücadele için kurulan teknolojik sistemler koordine edilmektedir.
Teknolojiden yararlanma sadece sera içinde uygun ortamın hazırlanmasına yönelik değildir. Tesisin kurulacağı arazi koşulları ve iklim şartlarına göre değişkenlik gösteren kriterlere göre de sera yapı malzemesi ve ekipmanları, örtü malzemesi gibi temel aksamlar da AR-GE çalışmaları sonucunda belirlenmektedir.
Ülkemiz seracılık konusunda hızlı bir atılım içerisinde. Kaydedilen gelişmeleri sadece örtüaltında yetiştirilen ürün miktarı, kalite, çeşit zenginliği ile değerlendirmek doğru olmayacaktır. Bakanlığımızın seracılık sektörüne sağlamış olduğu yapısal desteklerin yanında özel sektörün tarıma olan ilgisinin artması ile birlikte sera teknolojileri konusunda ülkemiz önemli ülkeler arasına girmiş durumdadır.
Haber Görseli
hedef pazar, pazar talepleri, ürün çeşitlendirilmesi, yeni çeşitler, verim ve kalite artırıcı teknikler, hastalık ve zararlılarla mücadele, bitki besleme, hijyen ve işçi sağlığı konularında eğitim ve yayım çalışmaları
Örtüaltında üretilen ürünlerinin denetimi hakkında
bilgiler verebilir misiniz?
Bakanlığımız İl/İlçe
Müdürlüklerince örtüaltında üretim yapan üreticilerimize sezon başında ve
sonrasında hedef pazar, pazar talepleri, ürün çeşitlendirilmesi, yeni çeşitler,
verim ve kalite artırıcı teknikler, hastalık ve zararlılarla mücadele, bitki besleme, hijyen ve işçi sağlığı
konularında eğitim ve yayım çalışmaları yürütülüyor.
Bu çalışmaların yanında ürün kontrolü ile ilgili olarak ise
hasat öncesinde pestisit kontrolleri yapılmaktadır. Ayrıca, hallere gelen
ürünlerden numuneler almak suretiyle denetimler yoğun bir şekilde yürütülmektedir.