MAYIS-HAZİRAN 2024 / ÖZEL HABER

Denizlerimizdeki yabancı istilacı türler için erken tespit sistemi


Müge ÇEVİK    

29.07.2024 


Ülkemiz denizleri, Süveyş Kanalı ve gemilerin balast suları ile taşınan istilacı yabancı türlerin tehdidi altında. Yıllardır bu konuda çalışmalar sürdüren Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü son olarak “Önemli Denizel Biyolojik Çeşitlilik Alanlarında İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi” ve bu kapsamda hazırlanan “İstilacı Yabancı Türler Ulusal Stratejisi ve Veri Tabanı” ile istilacı türlerle mücadele etmek için yeni bir alan açmış bulunuyor. İstilacı yabancı türlere karşı mücadeleye yönelik tüm çalışmaların detaylarını Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdür Yardımcısı Ergül Terzioğlu dergimize anlattı.

Ülkemiz denizlerindeki istilacı türler nelerdir? 
 
Süveyş Kanalı’nın açılması ve gemilerin balast suları nedeniyle Akdeniz’de yabancı tür sayısı 1000’i aşarken, Türkiye denizlerinde ise bu sayı 500’ü geçmiş durumda. Süveyş Kanalı’ndan yaklaşık her 9 günde bir istilacı yabancı tür girişi oluyor.  Akdeniz’de bulunan istilacı yabancı türlerin büyük çoğunluğu Süveyş Kanalı yoluyla, Karadeniz’de bulunan istilacı yabancı türlerin büyük çoğunluğu da gemilerin balast sularıyla geliyor.
 
Küresel ısınmanın etkisiyle Akdeniz’e özgü türlerin yok olması, yerini Kızıldeniz canlılarına bırakması ve Karadeniz’in de giderek Akdenizleşmesi ticari balıkçılığı zarara uğratıyor. 2021 yılında yapılan çalışmaya göre ülkemiz denizlerinde 105 adet istilacı yabancı tür tespit edildi. Tespit edilen türlerden 4 tanesi (taraklı denizanası, deniz salyangozu, katil yosun ve su sümbülü) Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayınlayan dünyanın en kötü 100 istilacı yabancı türü listesinde yer alıyor. 
 
Önemli denizel biyolojik çeşitlilik alanlarında istilacı yabancı türler belirlenerek etkilerinin azaltılması veya yok edilmesi, bu türlerin doğal türler ve habitatlar üzerinde baskı olmaktan çıkarılması ve izlenmesi amacıyla Önemli Denizel Biyolojik Çeşitlilik Alanlarında İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi'ni (GEF VI Projesi) Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliği ile yürütmekteyiz. 
 
Projenin pilot bölgelerinde görülen en tehlikeli istilacı yabancı türler arasında; Karadeniz’de deniz salyangozu (Rapana venosa), Marmara Denizi’nde Kuzey Atlantik deniz yıldızı (Asterias rubens), Ege Denizi ve Akdeniz’de katil yosun (Caulerpa taxifolia), aslan balığı (Pterois miles) ve su sümbülü (Eichornia crassipes) yer alıyor.

Haber Görseli

İstilacı türlerin artışının biyolojik çeşitlilik anlamında ülkemiz için zararları nelerdir? 
 
Türkiye, zengin biyolojik çeşitliliğe sahip olması ve kara, hava, deniz geçiş yollarının üzerinde konumlanması nedeniyle istilacı yabancı türlerin olumsuzluklarından hızla etkilenen ülkeler arasında yer alıyor.
 
Biyoçeşitlilik kayıplarına neden olan ve ekosistem hizmetlerinde değişikliğe neden olan istilacı yabancı türler son yıllarda biyoçeşitliliği tehdit eden en önemli faktörlerden biri. Bölgesel olduğu kadar uluslararası seviyede sorun olmaya başlayan istilacı yabancı türler, avcısının ve hastalığının olmayışından dolayı hızla yayılıyor ve çok hızlı üreyebiliyor.
 
Bugün Türkiye’de balığından bitkisine, memelisinden böceğine kadar birçok istilacı yabancı tür bulunuyor ve doğal zenginliklerimiz üzerine tehdit olmaya devam ediyor. Bunlardan balon balığı, aslan balığı, deniz salyangozu, Kuzey Atlantik deniz yıldızı, su sümbülü gibi istilacı yabancı türler, yerli türlere ve ekosisteme, insan sağlığına ve ekonomiye zarar vermeye başlamış durumda.

Haber Görseli

İstilacı türlerle mücadele için yapılan çalışmalar nelerdir? 
 
Biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemin korunmasını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler bünyesindeki en önemli ana sözleşme olan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi odak noktalığı ve ulusal koordinasyon hizmetleri Genel Müdürlüğümüz tarafından yürütülüyor. BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 15. Taraflar Konferansı’nda en önemli gündem maddesini oluşturan “Kunming-Montreal 2020 Sonrası Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi” belgesi amaç ve eylem hedeflerinin önümüzdeki süreçte ulusal planlarımıza entegre edilmesi önem arz ediyor. Belgenin 6 numaralı eylem hedefinde; istilacı yabancı türlerle mücadeleye yer verilmiş olup bilinen veya potansiyel istilacı yabancı türlerin 2030 yılına kadar en az yüzde 50 oranında azaltılması yer alıyor.  
 
Bu amaçla Genel Müdürlüğümüz tarafından biyolojik çeşitliliğe yönelik en büyük tehditlerden biri olan istilacı yabancı türlere ilişkin olarak iki adet proje yürütülüyor. Bu projelerden ilki, önemli denizel biyolojik çeşitlilik alanlarında istilacı yabancı türler belirlenerek etkilerinin azaltılması ve izlenmesi amacıyla Önemli Denizel Biyolojik Çeşitlilik Alanlarında İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi’dir (GEF VI Projesi). Bu proje 2018 yılından itibaren yürütülmekte. 
 
İkinci proje ise karasal ortamlarda ve iç sularımızdaki istilacı yabancı türlerle olan mücadele kapsamında hazırlandı. Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) II destekli “Karasal Ortamda ve İç Sularda Belirlenen İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi” adlı bu projenin 2022 yılında tamamlanmıştı. Karasal ortamlarda ve iç sularımızdaki istilacı yabancı türlerle olan mücadeleye ulusal bütçe desteğiyle 2022 yılında başlanan ve çalışmaları devam etmekte olan bir ulusal proje ile devam edilmekte.
 
HALKIN BİLİNÇLENDİRİLMESİ ÖNEMLİ
 
İstilacı yabancı türlerle mücadelede en önemli faktörlerden biri de halkın bilinçlendirilmesi. Bu kapsamda; broşür, afiş, video, film, tanıtım toplantıları vb. araçlarla bilinçlendirme faaliyetleri başladı. Ayrıca, İstilacı Yabancı Türlerin tehditlerinin belirlenmesinde kapasite geliştirilmesi, bilgi ve veri paylaşımı sistemi olan Türkiye Ulusal İstilacı Yabancı Türler Veri ve Bilgi Sistemi kuruldu. 
 
Denizlerimizdeki istilacı yabancı türlerin belirlenmesi, kontrol altına alınması, etkilerinin azaltılması veya yok edilmesi, doğal türler ve habitatlar üzerinde baskı olmaktan çıkarılması ve izlenmesi amacıyla yürütülen proje çalışmaları kapsamında pilot alanlar için yönetim planları hazırlanarak, ilgili bölgelerde uygulamaya geçildi. 
 
İstilacı yabancı türlerle mücadelede en önemli etken yasal mevzuattır. Bu konuda mevzuat çalışmaları devam ediyor. Bununla birlikte Ulusal İstilacı Yabancı Türler Stratejisi ve Eylem Planı da hazırlandı. Bu yasal altlık ve eylem planı ile istilacı yabancı türlerle etkin bir mücadele yürütmeyi hedefliyoruz. 

Fotoğraf Galerisi

İYT ULUSAL STRATEJİSİ
 
“Önemli Denizel Biyolojik Çeşitlilik Alanlarında İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi (MarIAS)” ve bu kapsamda hazırlanmakta olan “İstilacı Yabancı Türler Ulusal Stratejisi ve Veri Tabanı” ile ilgili bilgi verir misiniz? Projenin hedefleri nelerdir? 
Bu projenin, son yıllarda denizlerimizde sorun olmaya başlayan istilacı yabancı türler sorununun etkilerini azaltacağını düşünüyoruz, bilinçlendirme yolunda da önemli bir adım olarak görüyoruz. 2018 yılında başladığımız bu proje ile önemli denizel biyoçeşitlilik alanlarında istilacı yabancı türler belirlenerek etkilerinin azaltılması veya yok edilmesi, doğal türler ve habitatlar üzerinde baskı olmaktan çıkarılması ve izlenmesi amaçlanıyor.
 
Stratejinin katkıda bulunacağı uzun vadeli vizyon, istilacı yabancı türlerin girişinin önlenmesi ve olumsuz etkilerin azaltılması yoluyla Türkiye’deki biyolojik çeşitliliğin korunması. Stratejinin 2035 yılına kadar tamamlanması öngörülen amacı ise Türkiye’nin biyolojik çeşitliliği, ekosistem hizmetleri, ekonomisi, toplum sağlığı ve refahı ve dolayısıyla sürdürülebilir kalkınması açısından önemli bir tehdit olan istilacı yabancı türlerin girişi, tespiti, takibi, kontrolü ve zararının engellenmesi/azaltılması gibi konularda uygulama ve tedbirlerin ulusal ve uluslararası düzeyde eş güdüm ve iş birliği içinde yürütülmesi. Ulusal İYT Stratejisi, 11 bileşen altında tanımlanmış 57 eylemden oluşuyor ve 2035 yılına kadar olan süreci kapsamaktadır.
 
Proje kapsamındaki önemli faaliyetlerden bir diğeri de istilacı yabancı türlerin ekolojik yönlerine ve etkilenen topluluklarda/sektörlerde ortaya çıkardığı sosyoekonomik etkilere ilişkin bilimsel bilgilerin üretilmesi. Bu kapsamda, üretilen bilimsel verilerle oluşturulan veri tabanı sayesinde güçlü ve etkili bir bilgi yönetimi sisteminin oluşturulması hedefleniyor. İstilacı yabancı türlerin (İYT) erken tespitine, hızlı müdahaleye ve bu türlerin yayılmasını önlemeye yardımcı olmak için Türkiye Ulusal İstilacı Yabancı Türler Veri ve Bilgi Sistemine bildirimde bulunulabiliyor. Veri tabanı ile ulusal çevre politikaları için önemli bir kaynak sağlanarak istilacı türlerle mücadele için etkili stratejilerin ve düzenlemelerin oluşturulması desteklenecek. 
İstilacı türlerin yok edilmesi ya da en aza indirilmesi ile ilgili bir takvim var mı?
 
İstilacı yabancı türlerle mücadelede devamlılık, ekosistem hizmetleri ve biyolojik çeşitliliği koruma açısından kritik öneme sahip. Sürekli izleme, erken tespit ve hızlı müdahale stratejilerinin yanı sıra istilacı yabancı türlerin yeniden ortaya çıkmasını önlemek için düzenli takip ve araştırma gerekiyor. Ayrıca, toplumun bilinçlendirilmesi ve eğitim programları, yerel halkı ve paydaşları istilacı yabancı türlerle mücadeleye aktif katılımı teşvik ediliyor. Araştırma ve veri paylaşımı, mücadele yöntemlerinin etkinliğini artırırken karar vericilerin sürdürülebilir stratejiler geliştirmesine olanak tanıyor. Bu devamlılık, yalnızca mevcut istilacı yabancı türlerin kontrol altına alınmasını sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda yeni istilacı türlerin potansiyel tehditlerini de önceden belirleyerek uzun vadede biyolojik çeşitliliği koruyacaktır. 

istilacı türler ergül terzioğlu süveyş kanalı deniz istila