TEMMUZ-AĞUSTOS 2024 / KAPAK KONUSU

Türkiye’nin bugüne kadarki en geniş yangın hava ve kara filosu sahada


Murat ÖZKAN    

11.09.2024 


Ülkemizin yüzde 30’u ormanlarla kaplı. Bu alanın da yüzde 50’den fazlası orman yangınlarına karşı hassas alanları oluşturuyor. Durum böyle olunca Türkiye orman yangınlarına karşı hem eğitimli personeliyle hem de teknik olanaklarla etkin mücadele veriyor. Orman Genel Müdürlüğü kontrolünde alınan önleyici tedbirleri, sahip olunan teknik imkânları, yangın ihbarı sonrası Yangın Yönetim Merkezi’nin üstlendiği rolü ve bu konudaki diğer detayları Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’den öğrendik. Orman Genel Müdürü ayrıca yanan alanların yangın sonrası ağaçlandırılması ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Bu yaza da yangın haberleriyle başladık maalesef. Bu yılki yangın bilançomuz nedir, kaç hektar alan yangından etkilendi?
 
Ülkemiz 23,4 milyon hektar orman alanına sahip. Bu miktar ise ülkemiz genel alanının yaklaşık yüzde 30’una tekabül ediyor. Yani attığımız her üç adımdan biri orman alanı.
 
Ülkemizin bulunduğu coğrafi konumdan dolayı sahip olduğumuz ormanların ise yüzde 54’ü orman yangınlarına karşı hassas alanlar içerisinde yer alıyor. Tabii bu durum orman yangınlarına karşı daha dikkatli olmamızı, önleyici tedbirler almamızı gerekli kılıyor.
 
Orman yangınlarıyla yılın her vakti mücadele ediyoruz. Ancak hava sıcaklıklarının yükselmesi, yaz aylarının gelmesi ile birlikte orman yangınları odaklı çalışmalarımız yoğunlaşıyor.
 
Bu yılın ilk 6 ayında 1287 orman yangını meydana geldi ve 5 bin 500 hektar alanda etkili oldu. Özellikle haziran ayı içerisinde karşı karşıya kaldığımız mevsim normallerinin üzerindeki hava sıcaklıkları bu değeri doğrudan etkiledi. Bunun yanı sıra yılın ilk altı ayında toplam 1363 orman dışı alan yangınına da ekiplerimiz müdahale etti.
 
YAPAY ZEKÂ DESTEKLİ SİSTEM İLE YANGINLAR TAKİP EDİLİYOR
Yangın haberi Yangın Yönetim Merkezine ulaştığında merkezin rolü nedir?
 
Ankara’da bulunan yangın yönetim merkezi, uzmanların görev yaptığı, ormanlık alanlarda meydana gelen yangınların izlenip koordine edildiği bir merkez. Bunun yanı sıra bölge müdürlüklerimizde de bölge içindeki yangınların izlenip yönetildiği merkezler bulunuyor. Ayrıca mobil olarak bu işlerin gerçekleştirilebileceği mobil yangın yönetim araçlarımız da mevcut.
 
Bir orman yangını meydana geldiğinde ilk etapta meydana gelen bölge ile irtibata geçilerek, yangının safahatini öğreniyoruz. Bu sırada İHA’larımız yangına yönelmiş ve ekiplerimiz de oraya doğru hareket hâlinde oluyor. 
 
Merkezin rolü ise bu vakitten sonra yangınla mücadelenin doğru bir şekilde yönetilmesi amacıyla koordinasyonu sağlamak. Çünkü sahada her yere tam hâkim olamayabiliyoruz. Burada oluşabilecek aksamaları merkezdeki uzmanlarımız gideriyor. 
Yangının gidişatına göre yangını, yapay zekâ destekli sistemlerimizle yine merkezimizde simüle ediyoruz. Bu sayede de gerekli önlemler alınıyor ve yönlendirmeler yapılıyor.
 
Yangın Yönetim Merkezi’nin bir diğer önemli rolü ise gerekli iletişimi ve bilgi akışını sağlamak. Bu ise gerekli mercilerin, kamuoyunun ve basının bilgilendirilmesi açısından oldukça önemli bir görev. 
 
ÜLKEMİZ ORMANCILIĞI TEKNOLOJİYİ UYGULAMADA EN ÖNDE GELEN ÜLKELERDEN
Yangınlara müdahale ederken teknolojik birçok imkândan yararlanılıyor, bu yıl dâhil edilen yeni yangın söndürme ekipmanları neler?
 
Övünerek söyleyebilirim ki, ülkemiz ormancılığı teknolojiyi uygulama noktasında en önde yer alan ülkelerden. Son birkaç yılın en önde gelen teknolojisi yapay zekâ, bugün orman yangınlarıyla mücadelemizde aktif rol oynuyor. Birleşmiş Milletler tarafından ödülle taçlandırılan Karar Destek Sistemi yapay zekâ tabanlı bir uygulama ve pek çok veriyi bir arada barındırıyor. Böylelikle bizlerin işini kolaylaştırıyor.
 
Bu yıl bugüne kadarki en geniş kara ve hava filomuzla yangınlara müdahale ediyoruz. 25 bin personel, 1686 arazöz ve su ikmal aracı, 2655 ilk müdahale aracı, 831 iş makinesi ile karadan; 27 uçak, 105 helikopter ve 14 İHA ile havadan yangınlarla mücadele ediyoruz. 

Haber Görseli

OKULLARDA BİLİNÇLENDİRME ÇALIŞMALARI YAPILIYOR
Yangınlar çoğunlukla insan kaynaklı çıkıyor. Sizin bu konuda vatandaşlara yapacağınız uyarılar neler olur?
 
Maalesef orman yangınlarının yaklaşık yüzde 90’ı insan kaynaklı sebeplerden meydana geliyor. Ormanlarımızda; anız ateşi, ihmal ve dikkatsizlik, kasıt, kaza vs. sebebi ne olursa olsun yüzde 90 insan kaynaklı yangın meydana geliyor. 
 
Şunu unutmamalıyız ki ormanlar hepimizin ortak paydası, ortak geleceğidir. Ormanlarımıza bu bilinçle yaklaşmalı, bu bilinçle sahip çıkmalıyız. 
 
Bizler sürekli olarak gerek sahada gerek medya yoluyla yediden yetmişe vatandaşlarımızı orman yangınlarına karşı hassas olmaları konusunda uyarıyor, gerekli bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetlerini yürütüyoruz. Özellikle okullarda çocuklarımıza bu bilinci aşılamak için çalışıyoruz. Bu yıl Bursa’da hayata geçirdiğimiz projemiz ile birlikte artık öğretmenlerimiz de orman yangınları konusunda çocuklarımızı bilinçlendirmek için çalışma yürütecekler. Ben bu projenin çok daha etkili olarak başarıya ulaşacağına ve yeni neslin daha bilinçli bir şekilde ormanlarımıza sahip çıkacağına inanıyorum.
 
Orman yangınları konusunda yapacağımız ihmalkârlıklar büyük felaketlere sebep oluyor. Anayasamızda bu konuda ilgili maddelerce cezai müeyyide uygulanıyor. Kısaca bahsedecek olursam dikkatsizlikten orman yangınına sebep olmak 3 yıldan 10 yıla kadar hapis, kasten orman yakmak 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve adli para cezası, terör faaliyeti nedeniyle orman yakmak müebbet hapis ve adli para cezası ile cezalandırılıyor. İzin verilen yerler dışında ateş yakılması, anız yakmak gibi durumlarda da 1-3 yıl arası hapis cezası ile cezalandırma yapılıyor.
 
Tabii bir de bunun yanı sıra maddi tazminat yükümlülüğü de söz konusu. Yapılan söndürme giderleri ve o alanın yeniden ağaçlandırılması, bu fidanların bakım giderleri gibi giderler de faile yükleniyor.
 
Tüm bunları göz önüne aldığımızda hem maddi hem manevi olarak yaşayacağımız kayıplar telafisi zor faturaları önümüze getirecektir. Bundan dolayı fazlasıyla dikkatli olmalıyız.

Haber Görseli

ESAS OLAN YANAN ALANLARIN AYNI YIL İÇİNDE AĞAÇLANDIRILMASI
Afet olarak nitelendirilebilecek yangınların söndürülmesinin ardından etüt, temizleme ve yeniden ağaçlandırma süreçleri nasıl işliyor, tüm bu çalışmalar ne kadar vakit alıyor?
 
Yangınların söndürülmesinin ardından, ilk olarak yangının neden olduğu zararların tespiti için etüt çalışmaları yapılır. Bu süreçte yanan alanın boyutu, toprağın durumu, kalan ağaç ve bitki örtüsü, su kaynakları ve yaban hayatı değerlendirilir. Yangının etkileri belirlenir ve "yangın hasar raporu" hazırlanır. Bu rapor; yanan ormanın özellikleri, yanan ağaçların odun endüstrisi açısından değeri, yangınla mücadele ve ağaçlandırma giderlerini içerir. 
 
Temizleme aşamasında, yanan ağaçlar ve bitkiler kaldırılır, arazinin temizlenmesi sağlanır. Yangın sonrası doğal ve yapay yenilenme süreçleri değerlendirilir. 
 
Yeniden ağaçlandırma sürecinde ise ekim veya dikim yoluyla ağaçlandırmaya yönelik saha çalışmaları yapılmaktadır. Yeterince tohum kaynağı yanı sıra toprağın dikim yoluyla ağaçlandırılmasına karar verildiği takdirde ilk yağışlardan sonra ve genellikle sonbahar döneminde toprak işlemesi akabinde sonbahar ve veya ilkbahar aylarında dikimler yapılır. Bu özellikle Akdeniz iklim kuşağı için ideal bir zamandır. Ağaçlandırma çalışmaları sırasında bölgenin toprak yapısı, su miktarı ve hava koşulları dikkate alınarak doğal türlerin tercih edilmesi önemlidir. Özellikle Akdeniz doğal orman formunun silvikültürel bakım tedbirleri ile yangına dirençli hâle getirilmesi ve olası yangına müdahalenin kolay olması, ekosistemin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşır. Bu süreçte doğal türlerin tohum ekimleri, tam alan ya da mutedil fidan dikimleri gerçekleştirilir, sonrasında bakım çalışmaları yapılır. Bazen alan büyüklüğünün yanı sıra yanan emvallerin (ağaç, kök, dal vb.) boşaltılması nedeniyle bu süreç uzar. Esas olan yanan alanların aynı yıl içerisinde ağaçlandırılmasıdır. 
 
Yangınların manevi ve maddi zararları malum. Manevi zarara paha biçilmesi elbette imkânsız.  Ancak yanan alanların maddi olarak zararı ne boyutta?
 
Yangınların maddi zararları; yanan alanın büyüklüğüne, yanan ağaç türlerine, orman ürünlerine ve ekosistem hizmetlerine bağlı olarak değişir. Bu zararlar sadece ormanlık alanlarda vuku bulmamaktadır. Vasıf gözetmeksizin flora ve faunada büyük zararları olmaktadır. Maddi zararlar arasında ağaç ve bitki örtüsünün kaybı, toprak erozyonu, su kaynaklarının zarar görmesi, tarım arazilerinin ve yaban hayvan popülasyonlarının etkilenmesi ile hayvancılık ve turizm gibi ekonomik faaliyetlerin durması yer alır. Ayrıca, yangın sonrası pazarlama süreçleriyle yanan ağaçların odun endüstrisi açısından değer kayıpları söz konusu olup piyasa koşulları oluşmamaktadır. Dikili satışlar ile yanan alanların boşaltılması amaçlanmakta standardizasyona yeterince önem verilmemektedir. Piyasaya fazladan ürün girmesi nedeniyle arz talep dengesi olumsuz etkilenmektedir. 
 
TOHUM STOK MERKEZLERİMİZ BULUNUYOR
Yeni bir ekosistemin oluşması için on yıllar sürdüğü biliniyor. Bölgedeki asli türler ne şekilde korunuyor? Yanan alanlar için yeterli tohum kaynağı nasıl sağlanıyor?
 
Yeni bir ekosistem oluşması uzun zaman alabilir, bu nedenle yangın sonrası ağaçlandırma çalışmalarında asli türlerin korunması büyük önem taşır. Bu türlerin tohumları yangın öncesinde toplanır ve yangın sonrası ekim için kullanılır. Ayrıca, yangın sonrası doğal yenilenme süreçleri desteklenir, örneğin yangına dayanıklı türlerin tohumlarının doğal olarak yayılmasına izin verilir. Biyoçeşitliliği sağlamak için çeşitli bitki ve ağaç türlerinin ekim ve dikimi yapılır, böylece ekosistem daha dirençli hâle getirilir. Yangın sonucu zarar gören yaban hayatı restorasyonuna yönelik çalışmalar da yapılıyor. Yol ağından besine ve su kaynakları açısından iyileştirici çalışmalar yapılıyor.
 
Orman Genel Müdürlüğünün 12 bin 190 hektar, 4716 adet 759 ağaç türü için tohum toplama sahası; 41 bin 53 hektar, 312 adet ve 23 ağaç türü için tohum meşçeresi; 1478 hektar, 187 adet ve 16 ağaç türünden tohum bahçesinden bu anlamda faydalanılıyor. Tohum üretim programı ile üretilmiş ve fidan üretimi için hazır tohumları sağlıklı bir şekilde saklamak amacıyla yapılan, havalandırması ve soğuk depolama özelliği olan tohum stok merkezlerimiz bulunuyor.
 
Yangın sonrası doğal yenileme ve yapay yenileme (aktif ve pasif restorasyon) nedir, nasıl uygulanır? Meyveli ağaç türlerinin yangın sonrası ağaçlandırma çalışmalarında uygun olup olmadığını ve doğal türlerin tercih edilmesinin ekosistem açısından önemini açıklar mısınız?
Yangın sonrası doğal yenileme (pasif restorasyon), yangın alanının kendi hâline bırakılarak bitki örtüsünün doğal süreçlerle yeniden oluşmasını sağlar. Bu süreçte, bitki örtüsüne egemen olan türler tohumdan gençleşme veya sürgünden yenilenme yoluyla bitki örtüsünü yeniden yapılandırır. Yapay yenileme (aktif restorasyon) ise ekim veya dikim yoluyla ağaçlandırma yapmayı, mevcut doğal gençleşmeye tohum takviyesi yapmayı ve dal serme gibi yöntemlerle gençliğin gelişimini desteklemeyi içerir. Bu süreçte, toprağın işlenmesi ve dikim alanlarının hazırlanması önemli rol oynar.
 
Meyveli ağaç türleri, Akdeniz Bölgesi’nin yangın kuşağında yangın sonrası ağaçlandırma çalışmaları için uygun değildir. Çünkü bu türler genellikle daha fazla su ve bakım gerektirir. Akdeniz iklimi, uzun kurak dönemler ve sınırlı su kaynaklarıyla karakterizedir, bu da meyveli ağaçların hayatta kalmasını zorlaştırır. Ayrıca, meyveli ağaçlar yangına karşı doğal türler kadar dayanıklı değildir. Doğal türler, milyonlarca yıl boyunca bu bölgenin iklim ve toprak koşullarına uyum sağlamış ve yangına karşı direnç geliştirmiştir. Örneğin, kızılçam ağaçları yangın sırasında kozalaklarını kapatarak tohumlarını korur ve yangın sonrasında tohumlarını araziye yayarak hızla yenilenir. Bu, ekosistemin devamlılığını ve yangına karşı dirençli bir orman yapısının korunmasını sağlar. Dolayısıyla, yangın sonrası ağaçlandırma çalışmalarında doğal türlerin tercih edilmesi, ekosistemin sürdürülebilirliği ve yangınlara karşı dayanıklılığın artırılması açısından daha faydalıdır.
 
Yeniden ağaçlandırma çalışmalarında orman köylüleri, sivil toplum örgütleri ve vatandaşların ne tür katkıları oluyor?
 
Orman köylüleri, yangın sonrası ağaçlandırma çalışmalarında aktif rol alırlar. Tohum toplama, fidan dikimi, sulama ve bakım gibi faaliyetlerde yer alırlar. Sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar ise finansal destek, gönüllü çalışma ve farkındalık yaratma gibi konularda katkıda bulunurlar. Ayrıca, çeşitli projeler ve kampanyalar aracılığıyla yangın sonrası ağaçlandırma çalışmalarına destek olurlar.

ormangenelmüdürlüğü yangınlarlamücadele yangınyönetimmerkezi bekirkaracabey yangınsonrasıağaçlandırma