TEMMUZ-AĞUSTOS 2024 / KAPAK KONUSU

Yapılabilecek en güzel şey yangınların çıkışını önlemek


Sema ÖZAY    

12.09.2024 


Genellikle yüksek hava sıcaklıkları ve kuraklık dönemlerinde daha sık görülen orman yangınları, iklim değişikliği ile dünya genelinde sıcaklıkların artması ve yağış düzenlerinin değişmesiyle yaşamı tehdit eder hâle geldi. Büyük afetler arasında yer alan orman yangınları, ekosistemlerin tahrip olmasına ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden oluyor. Bu nedenle, iklim düzensizliğinin getirdiği risklere hazırlıklı olmak için mücadele ve yangın önleme stratejilerinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Orman Genel Müdürlüğü (OGM) Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesi Başkanı Mustafa Songür ülkemizde orman yangınlarının nedenlerini, bu yangınlara nasıl müdahale ettiklerini ve stratejilerine ilişkin sorularımızı cevapladı.

Türkiye’de orman yangınlarının çıkış nedenleri en çok neler? Bu yangınlar en fazla hangi bölgelerde, hangi mevsimde ve günün hangi saatlerinde meydana gelmektedir? 
 
Ülkemizde çıkan orman yangınlarının yüzde 87’sinin insan kaynaklı olduğunu geriye kalan yüzde 13’lük kısmının da doğal nedenlerden kaynaklandığını görüyoruz. Tarımsal üretim sonrası üretim artıklarının ortadan kaldırılması için yapılan anız yakma, yine bahçe temizliği amaçlı dal, yaprak gibi atıkların bahçede yakılması günümüzdeki yangınların en ciddi sebeplerinden. Şehirlerarası seyahat ederken söndürülmeden yol kenarlarına atılan sigara izmaritleri; iş ve hasat makinelerden çıkan kıvılcımlar; avcılar, arıcılar ve piknikçilerin yaktığı sönmeden bırakılan ateşler insan kaynaklı yangınların başında geliyor. Çıkan yangınların yüzde 54’ünün nedeni biliniyor. 2024 yılının ilk 6 ayında bin 280 orman yangını ve 1343 adet kırsal alan yangını çıktı. Bu yangınların çıkış nedenlerine rakamlarla bakarsak; 397’sinin bitkisel atık ve anız yakımından, 389’unun farklı şekillerde ateş kullanımından, 364’ünün yıldırım kaynaklı, 111’inin enerji nakil hattı kaynaklı, 48 tanesinin sigara izmariti atımı ve 36’sının kundakçılık, 18’inin araçların yanması ve 2’sinin havai fişek nedeniyle çıktığını görüyoruz. Geriye kalan yangınlar ise insan kaynaklı olmakla birlikte nedenleri net olarak tespit edilemeyen yangınlar. 
 
Yangınların yüzde 85’i yaz mevsiminde sabah 9 ile akşam 20 saatleri arasında çıkıyor. En fazla yangın çıkan yerler öncelikle mevsime bağlı olarak Batı Trakya, Ege ve Akdeniz Bölgesi diyebiliriz. Ardından iç bölgelere doğru yayılıyor. Havaların ısınmasıyla birlikte yangınların sayısı da artıyor.
 
Yangın ihbarlarının yaklaşık yüzde 80’i duyarlı vatandaşlarımızdan geliyor. Bu ihbarlar geldiği zaman biz İHA’larımız ve kamera sistemlerimizle hemen hemen eş zamanlı bu yangınlara vâkıf oluyoruz. 
 
BİR METRE KARE VE DAHA BÜYÜK YANGINLAR ANINDA TESPİT EDİLEBİLİYOR
Yangın çıkışı ile müdahale edilmesi arasında ne kadar süre geçiyor ve yangın çıktıktan sonraki süreçte neler yaşanıyor? 
 
Orman yangınlarına müdahalede temel prensibimiz yangınların erken haber alınması ve yangınlara erken müdahaledir. Bu amaçla ülkemizde yangına hassas yerlerde yoğun olmak üzere 776 adet gözetleme kulemiz var. Bu kulelerimizdeki akıllı kameralar sayesinde hem yangınların tespitinde hem de yönetiminde ciddi avantajlar yakaladık.

Haber Görseli

Yine bunlara ilaveten havada sürekli dolaşan 7 tane insansız hava aracımız (İHA) var. Bunlarla anlık olarak tespit ettiğimiz yangınlara yaklaşık 11 dakika içinde ulaşıyor ve müdahale ediyoruz. İHA’lar bize hem yangınların tespitinde hem de yönetiminde çok büyük bir avantaj sağlıyor. Bir İHA ile anlık olarak 600-800 bin hektarlık alan, 1 dakika içinde ise 3 ile 3,5 milyon hektar alan taranıp 1 metre kare ve daha büyük yangınlar tespit edilebiliyor. 7 adet İHA ile 21 milyon hektar alan 1 dakikada görüntüleniyor. Bunlarla bir yangını çıktıktan sonra yaklaşık 2 dakika gibi bir süre içinde tespit etme imkânımız var. Biz yangın ihbarını aldığımız zaman oraya en yakın olan kara ve hava araçlarımızı hareket ettiriyoruz; yaklaşık 10-11 dakika içerisinde yangına ulaşıyorlar. Oradan aldığımız bilgiye göre mevcut kapasitemizin uygun bir kısmını o yangına kanalize ediyoruz. Yangının gelişimini İHA’lardan aldığımız görüntülerle hem genel müdürlükteki hem de bölge müdürlüklerimizdeki yangın yönetim merkezlerinden takip ediyor, gerekli kapasite kaydırmalarını yapıyor ve en az zararla yangınların söndürülmesini sağlıyoruz. 
 
Yangınların büyüklüğüne göre kendi kapasitemizin dışında ulusal kapasitemizi de kullanıyoruz. Yani o yöredeki belediye imkânlarından, emniyet kuvvetlerinden ve diğer kurumlardan da her türlü desteği talep ediyoruz. Onlar da sağ olsunlar bize bu konuda gerekli yardımları yapıyorlar. Yani yangınlar büyüdükçe bir entegre yangın yönetimi anlayışı hâkim oluyor. Ayrıca AFAD, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi birçok bakanlığımız birimleri ile koordineli bir şekilde çalışıyoruz. 
 
İLK MÜDAHALE ARAÇLARI YANGIN YERİNE HIZLI GİDEBİLİYOR
Yangınlarla mücadele için Orman Genel Müdürlüğünün kara araç varlığı ne kadar ve nelerle müdahale ediliyor?
 
Ülkemizde son yıllarda küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak artan orman yangınlarına karşı kullandığımız kapasitemizi ciddi oranda artırdık. Orman yangınları ile mücadelede kullandığımız kara araçlarını sayacak olursak 1686 adet arazöz, 2655 adet ilk müdahale aracı, 831 adet iş makinemiz ve 25 bin her daim yangınlara müdahale için hazır bekleyen çalışanımız var. Dozer ve ekskavatör türü iş makinelerini emniyet şeritleri açmak için kullanıyoruz. Çok hızlı gittikleri için yangına ilk müdahaleyi genelde ilk müdahale araçları ile yapıyoruz. Bunlar 350 litre tank kapasitesine sahip, su ve köpük tatbik etme yeteneği olan pikaplar;  yangını buldukları zaman küçük bir yangınsa müdahale ederek hemen yangını söndürür. Büyük ölçekli çıkacak yangınlarda ise ilk müdahaleden sonra gelen arazözler, hava araçları ve iş makineleri ile müdahale ederek yangıları söndürüyoruz.

Fotoğraf Galerisi

BÜTÜN YANGINLARI İZLEDİĞİMİZ YANGIN YÖNETİM MERKEZİMİZ VAR
Çok sayıda yangın ihbarı aldığınızda personel ve araçları nasıl yönlendiriyorsunuz? 
 
Türkiye’deki bütün yangınları izlediğimiz bir “yangın yönetim merkezi”miz var. Bu merkezde değişik yazılımlarla hem yangınların seyrini hem de müdahale eden araçların anlık seyrini buradan izleyebiliyoruz. Başlangıç aşamasında iken bir navigasyon sistemimiz var, yangının koordinatını önceden talimatlayarak araçların yangın bölgesine şaşırmadan gitmelerini sağlıyoruz. Bu merkezden yangına müdahale eden araçların anlık durumlarını izleyebiliyoruz. Gittikleri güzergâhın yanlış olması hâlinde merkezden müdahale ederek doğru yöne yönlendirebiliyoruz. Hangi araç nerede, yangına kaç km uzakta, hareket halinde mi, kaç km hızla gidiyor, yangına müdahale ediyor mu, bir yerde duruyor mu, bunları görebiliyoruz. 
 
Genel müdürlük merkezimiz dışında bu yönetim sistemi, daha küçük boyutlu olarak bölge müdürlüklerimizde de var.  Araç takip sistemi sayesinde oldukça isabetli ve sağlıklı kararlar verebiliyoruz. Yapay zekâyı kullanarak hangi saatlerde ve nerelerde yangın çıkma riskinin fazla olduğunu,  yangın esnasında ne kadar bir alanı kaybedebileceğimizi önceden öngörebiliyoruz. Duruma göre yerleşim yerleri ile ilgili alınması gereken ilave önlemler varsa bunları alıyoruz, boşaltılması gereken yerler varsa ilgili kurumlara iletiyoruz. Vatandaşlarımızın da bu yangınlardan en az zarar görmesi için önlemler alıyoruz. Bütün yangınların takibi 7/24 sürekli açık olan bu merkezden yapılıyor. 
 
GÖNÜLLÜLER LOJİSTİK DESTEK NOKTASINDA ÇOK BÜYÜK FAYDA SAĞLIYOR
Sivil toplum kuruluşları ya da gönüllülerin orman yangınlarına müdahalesi söndürme çalışmalarına nasıl bir katkı sağlıyor? Yaptığınız eğitim çalışmaları var mı?
 
Biz orman yangınlarıyla mücadelede geçmişte mükellef sistemini kullanıyorduk. Mükellef sistemi daha önceleri mevcut yasamızda orman köylerinde yaşayan 18 ve 50 yaş arasındaki bütün vatandaşlarımızı orman yangınlarının söndürülmesi noktasında yükümlü kılmıştı.  Ancak gerekli teknik bilgiye sahip olmayan kişilerin can güvenlikleri de tehlikeye girdiğinden bu uygulamadan vazgeçerek yerine son yıllarda gönüllülük sistemini oluşturduk. Bu sistemde gönüllüleri ciddi bir eğitimden geçiriyoruz.  Eğitim sonrası kişisel koruyucu donanımlarla mücadele için gerekli olan aletleri teslim ediyoruz. Yıllık hatırlatma eğitimleri vererek orman yangınlarına daha bilinçli müdahale etmelerini sağlıyoruz. 
 
Gönüllülerden, yangınlarda en çok ihtiyaç duyduğumuz lojistik destekler noktasında faydalanıyoruz. Ciddi katkıları oluyor. Son yıllardaki en iyi çalışmalarımızdan bir tanesi oldu diyebilirim. Bu vesile ile kendilerine aracılığınızla tekrar tekrar teşekkür etmek istiyorum.
 
Diğer ülkelerle ülkemizi kıyaslarsak ne durumdayız?
 
Takip edebildiğimiz kadarıyla ülkemizdeki yangın sayılarının diğer ülkelerde de olduğu gibi uzun yıllar ortalamalarına uygun bir seyirde olduğunu görüyoruz.  Zaten orman yangınları ile mücadelenin esası, müdahaleden daha çok orman yangınların önlenmesine yönelik çalışmalardır. Biz de diğer ülkeler gibi orman yangınlarının önlenmesine yönelik çalışmalara ciddi ağırlık verdik. Bu konuda orman köylülerinden tutun da okuldaki öğrencilerimize, köylülerimize, avcılarımıza, arıcılarımıza, çiftçilerimize yani burada hedef kitle diyebileceğimiz orman yangınlarına muhatap herkesi eğitmeye çalışıyoruz. İnsanlarımızı bilinçlendirerek yangın sayılarını azaltmayı hedefliyoruz.  Bütün bunlara rağmen sayıyı maalesef çok fazla düşüremedik. Günümüzde son derece artan risk karşısında yangın sayılarında ciddi bir artışın olmaması muhtemelen bu çalışmaların bir sonucudur. İnşallah önümüzdeki yıllarda bu çalışmalara daha çok ağırlık vererek sayıyı azaltmak istiyoruz. Çünkü günümüzde yangınlar enerjisi çok daha yüksek ve çok daha agresif bir şekilde gerçekleşiyor. Yani mücadelesi çok zor ve çok riskli bir hâle geldi. Onun için yapılabilecek en güzel şey yangınların çıkışını önlemektir. 

Haber Görseli

 YANAN ALAN MİKTARI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ NEDENİYLE SON YILLARDA İKİ KATINA ÇIKTI
İklim değişikliği orman yangınlarını ve sizin stratejinizi nasıl etkiledi?
 
İklim değişikliğine bağlı orman yangınlarında ciddi bir artış var. Biz bu artışı yanan alan miktarında görüyoruz. Yanan alan miktarı son yıllarda iki katına çıktı. Bu bizim ülkemize mahsus bir durum değil. Tüm dünyada 2001 ile 2011 yılları arasında 44 milyon hektar ormanlık alan yanmış iken 2011-2022 yılları arasında bu rakam 84 milyon hektar olarak gerçekleşti.
 
Orman yangınlarındaki bu artışın sürmesi hâlinde önümüzdeki yıllarda söndürme kapasitemizi ne kadar artırırsak artıralım yeterli olmayacağı ve çok daha ciddi bir tehdide dönüşeceği aşikârdır. Onun için yangın sayılarının düşürülmesine yönelik önleyici çalışmalar her zaman ilk önceliğimizdir. Yangın sayılarımızı mutlaka baş edebileceğimiz bir seviyeye indireceğiz. Bunun için hedef kitlelere yönelik eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarımızı ısrarla sürdüreceğiz. Yangın önleyici tesisler ve yanıcı yükü azaltma çalışmalarına hız vereceğiz.
Müdahalede hava ve kara araç sayımızı ciddi anlamda artırdık. Diğer yandan erken haber alarak ilk müdahale süresini kısaltmaya çalışıyoruz. 
 
Son iki anız yangını bugüne kadar bildiğimizin ötesinde çok geniş alanı etkiledi, bu konuda neler söylersiniz?
 
Kırsal yangınlar maalesef önleyemediğimiz felaketlerden bir tanesi. Bazı yörelerimizde vatandaşlarımız ikinci ürün alabilmek için biraz acele ediyorlar. Bahçelerini bir an önce sürüp ekime hazır hâle getirmek yerine toprağa, doğaya zararlı anız yakma işlemini uyguluyorlar. Anızı çok elverişsiz havalarda yaktıkları zaman önlenemeyecek kadar büyük alanlara yayılıyor. Bazen de geçen günlerde yaşadığımız gibi çok acı olayları yaşamak zorunda kalıyoruz. Geçtiğimiz günlerde doğu ve güneydoğu illerimizde meydana gelen o kırsal yangınlarda meteorolojik verilere baktığımız zaman çok şiddetli fırtınaların olduğu bir gündü. Böyle bir ortamda yangının büyümesinin kaçınılmaz olduğunu önceden tahmin edebiliyorduk ama bazı vatandaşlarımız bu konuda duyarsız davranıyorlar. Bir kısmının bilerek yakıldığını düşünüyorum.  
 
Bazı yangınları terör örgütünün kasıtlı çıkardığı doğru mudur?
 
Ülkemizin güneydoğusunda bazı kesimlerde devletimiz askeri operasyonlar yürütüyor. Bu yürütülen operasyonlar sırasında terör örgütü mensuplarının İHA’ların görüş açısından çıkarak yerlerinin tespitini engellemek ya da Türkiye Cumhuriyeti Devletini güçsüz göstermek amacıyla ormanlık alanlarda yangın çıkardıklarını biliyoruz. 
 
Vatandaşlarımıza bir mesajınız olacak mı?
 
Yangınlarla mücadele etmek artık günümüzde çok daha zor ve çok tehlikeli bir hâl aldı. Onun için vatandaşlarımızın bu konuda çok daha duyarlı olmasını istiyoruz. Açık alanda ateş yakmasınlar.  Yakanları uyarsınlar ve 112 acil çağrı merkezlerimize bir an önce haber versinler.  Valiliklerimizce girişlerin yasaklandığı orman alanlarında yasaklara lütfen uyalım. Yangın mevsimi boyunca ateşli piknik alışkanlıklarımızdan vazgeçelim. Hasat sonrası bitkisel atıkların yakılması ve bahçeden çıkan dal ve diğer atıkların açık alanlarda yakılması gibi eylemlerden mutlaka sakınalım. Sağlığı uygun olan tüm vatandaşlarımızı orman yangın gönüllüsü olmaya davet ediyoruz.

Mustafa Songür Orman Genel Müdürlüğü orman yangını yangınla mücadele sema özay