Yumaklı, burada yaptığı konuşmada Tarım Kanunu'nda geçen yıl değişiklikler yapıldığını ve düzenlemenin sektördekiler tarafından devrim niteliğinde kabul edildiğini söyledi. Türkiye'nin tarımsal potansiyelini daha da ileri taşımayı amaçladıklarını vurgulayan Yumaklı, "Neydi bu? Tarımsal üretim planlaması. Ülkemizin en çok etkileneceği iklim değişikliği başta olmak üzere su ile ilgili konuyu bu işin merkezine oturtarak üretim planlaması yapmak. İşlenmeyen tarım arazilerini üretime kazandırmak, kayıtlılığı artırarak özellikle bu konuda bazı desteklerden faydalanamayan üreticilerimizin bunlardan faydalanmasını sağlamak." diye konuştu.
"SÜRDÜRÜLEBİLİR, VERİMLİ, KALİTELİ TARIM SEKTÖRÜ İÇİN UĞRAŞIYORUZ"
Bakan Yumaklı, tarım sayımı hazırlıklarının devam ettiğini, bununla ilgili takvimde hiçbir gerileme olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Sözleşmeli üretim, hep bunu konuşuyoruz. Sürdürülebilir, verimli, kaliteli, kayıtlı yatırım yapılan tarım sektörü oluşturmak için uğraşıyoruz. Son dönemde özellikle birkaç ilimizde sözleşmeli üretim yapılan bazı ürünlerde, domates ve süt gibi bazı ürünlerde üretim yapanlarla bunları alan sanayici arasında birtakım sorunlar olduğunu tespit ettik ve çalışmaya başladık. Daha ortada üreticinin sorunlarıyla ilgilendiğini söyleyenler yokken bununla ilgili her il için farklı çözümleri gündeme getirdik. Son dönemde görüyoruz ki sadece üreticiyi manipüle etmek yolunda bir amaç gütme var. Bunun hiç kimseye faydasının olmadığını, olmayacağını da buradan belirtmek istiyorum."
Tarımın siyaset üstü bir mesele olduğunu vurgulayan Yumaklı, "Elbette ki sorunları vardır, olacaktır. Bunları çözmek de bizim boynumuzun borcudur. Ancak üreticilere şöyle bir haksızlık yapılması da doğru değildir; 'Her şey öldü, bitti, mahvoldu.' Böyle bir şey yapmak Türkiye'ye ve Türkiye'nin üreticisine haksızlıktır." ifadelerini kullandı.
Bakan Yumaklı, özellikle Rize'nin yüzde 70'e yakın üretimini yaptığı çayın hem sosyolojik hem ekonomik tarafının olduğunu her zaman söylediklerini kaydederek, "Sadece 4 ille sınırlanmış bu ürünün üretimi. Elbette her türlü sorunun da her türlü problemin de yanında olacağız. Türkiye'nin dört tarafında üretimi yapılan tarımsal ürünlerde olduğu gibi. Bununla alakalı daha çok üretmek, daha kaliteli, daha verimli üretmek ve katma değer oluşturarak bunu markalaştırma konusu." dedi.
YAŞ ÇAY ÜRETİMİ YÜZDE 77 ARTTI
Çay üretimine değinen Yumaklı, "Yaş çay üretiminin son 22 yılda artışı yüzde 72, dekar başına verim yüzde 66. Kuru çay üretimindeki artış yüzde 100. Kendi kendine mi oldu bunlar? Elbette değil. Siz üreticilerimizin gayretleriyle ve hükümetimizin politikalarıyla oldu elbette." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Yumaklı, üretim arttıkça hem ÇAYKUR hem de özel sektörde alımın da arttığına dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Özel sektörün alımı 3 kat artmış vaziyette. Bu sektöre yatırım yapılması çok önemli. ÇAYKUR'un biri paketleme, 49 fabrikası var. Özel sektörün de 135 işleme fabrikası var. Birinci sürgünde ÇAYKUR'un almış olduğu ürün yaklaşık 213 bin ton. İkinci sürgünde 279 bin ton. Üçüncü sürgün birkaç gün sonra başlayacak. Burada dekar başına kotanın 600 kilogram olarak uygulanacağını belirtmek istiyorum."
"ÇAYIMIZIN DEĞERİNE DEĞER KATMAK İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Çay alım fiyatlarıyla ilgili çalışırken kılı kırk yardıklarını ifade eden Yumaklı, bütün amaçlarının üreticilerin mağdur olmaması olduğunu belirtti. Bakan Yumaklı, son dönemde özellikle simsarlık müessesesinin ne üreticiye ne de sanayiciye bir fayda sağlamadığını belirterek, "Başka ürünlerde olduğu gibi bunları da bir lisanslama kategorisine alarak kayıt altına alıp faaliyetlerinin takibi çok önemli." diye konuştu.
Çay üreticisinin emeğini korumak adına yapılan çalışmalara değinen Yumaklı, "Kamu ve özel sektör yaş çay işleme tesislerine prim desteği, Ulusal Çay Konseyi, çay üzerine Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinin ihtisaslaşması, yaş çay alımı prim uygulamasıyla alakalı 2,6 milyarlık ödeme, 2011-2024 yılları arasında sadece organik üretim için 1 milyar liralık destekleme. Budama tazminatı, bu da yaklaşık 5 milyar. Bütün bu konular çay üreticimizin emeğini korumak adına yapılan hususlar. Çayımızın değerine değer katmak için gücümüzün son damlasına kadar çalışmaya devam edeceğiz." dedi.
"HAMSİYLE BİRLİKTE 7 TÜR İÇİN AVLANILABİLİR MİKTARLARI OLUŞTURDUK"
Yumaklı, bölgede aynı zamanda balıkçılığın da önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Ticari ve amatör amaçlı su ürünleri avcılığıyla ilgili tebliğimizi yayımlandık. Su ürünleri kaynaklarımızın korunması ve sürdürülebilirliği ve bir standart getirilmesi için bu düzenlemeyi gerçekleştirdik. Hamsiyle birlikte 7 tür için avlanılabilir miktarları oluşturduk. Sektörün kendisiyle defalarca bir araya gelerek yaptık bu işi. Ülkemizde avlanılan balığın 3’te biri hamsi. Vatandaşımız pek hissetmiyor ama bu çok özel balığın gelecek nesillere aktarılabilmesi ve bu işin ticaretini yapanların da etkilenmemesi için bu düzenleme çok önemliydi. Korunması gereken diğer türlerle alakalı da bazı yasaklar getirerek korumacılık görevimizi yerine getirmiş olduk. Özellikle leopar sazanı ve Batman bantlı çöpçü balığı biyoçeşitlilik açısından önemli. Biyoçeşitlilik ülkemizin aynı zamanda prestijidir. Bizim ülkemiz bu açıdan dünyada sayılı ülkeler arasındadır. Bizim görevimiz aynı zamanda bu zenginlikleri de korumaktır. Bunu da tamamen yasakladık."