TEMMUZ-AĞUSTOS 2024 / EL SANATLARI

Mardin’in beyaz elması ve onu işleyen usta eller


Hilal DOĞAN    

13.09.2024 


“Rengini, içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan; sert, katı ve sağlam madde” anlamına gelen eski Türkçe bir sözcüktür taş; milyonlarca yıldır yeryüzünün temel yapısı olmuştur.

arihî devirlere adını vermiş olması, o devirlerin “Eski Taş Çağı, Yontma Taş Çağı, Yeni Taş Çağı” gibi isimlerle anılması; taşın, insan hayatındaki yerini göstermesi bakımından önemlidir. 2,5 milyon yıl-MÖ 12.000 yılları arası Eski Taş Devri olarak tarihlendirilebilmiş ve düşünüldüğünde tasavvur edebileceğimizden çok daha evveliyatı olabilecek taşlar, insanla buluştuğu andan bugüne dek daima insanın işine yaramış ve hayatını kolaylaştırmıştır. Yeryüzündeki taşların sınıfı ve çeşitleri sayılamayacak kadar çoktur. Biz bunlar içerisinden tarihe damgasını vuran dönemlerden günümüze; insana barınak, yuva, ibadethane, medeniyetlerin yazılı tarih kaynağı anıtları olmuş, kale olup şehri korumuş olan yapı taşlarından bahsedeceğiz. Ve bu taşların ülkemizdeki son ustalarından biri aracılığıyla sizleri bilgilendireceğiz. 
 
Medeniyetlerin beşiği olan Mardin’e özgü, beyaz elmas da denilen “nahit taşı” bugün hâlâ ayakta duran birçok eserlerin ana malzemesini teşkil eder. Bu eserler arasında farklı inançların bir arada yaşamasının birer anıtı niteliğindeki cami, kilise ve manastırların yanı sıra medrese, hanlar ve evler sayılabilir. 
 
Mardin şehrinin; akşamları gerdanlık, gündüzleri seyranlık olarak nitelendirilmesinin başlıca sebebi, kendine özgü bu taşlardan yapılma evleri ve evlerin konumlandırılışıdır kuşkusuz. 
 
Çevre dostu bu taş, kıymeti bilindiği müddetçe de insanlığa hizmet edecektir.
 
Yapılarda, sanat eserlerinde ve süs işlemeciliğinde kullanılan beyazımsı, sarı renkli bir kalker taşı olan Mardin taşının, kesme ve yontma aletleriyle rahatlıkla işlenebilir olması onu vazgeçilmez kılan etmenlerdendir. Bu taşı günümüze kadar işleyenler arasında ve yöre halkı tarafından “işin erbabı, üstat” olarak kabul görmüş Yusuf Kıdır ustaya buradan rahmet dileyerek onun yetiştirdiği çıraklardan ve Mardin taşının son ustalarından Hayrullah Oruç’la sanatı ve Mardin Taşı hakkında söyleşimize başlıyoruz.

Haber Görseli

Merhaba, öncelikle bizlere vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Kendinizi anlatır mısınız?
 
Ben Hayrullah Oruç. Mardin doğumluyum. 37 yaşındayım ve 12 yaşından bu yana taş işçiliği yapıyorum. Hayatım taş işçiliği yaparak geçti. Sadece Mardin taşı üzerinde çalışıyorum, kalker kireç taşıdır bu taş. 
 
Bize Mardin taşından biraz söz eder misiniz?
 
Mardin taşı yazın serin, kışın sıcaktır ve sadece bizim burada çıkar en kalitelisi de budur. Mardin taşı, kalker ve kireç taşıdır. Ocaktan çıktığında yumuşaktır; işlenip dışarda kalınca zamanla sertleşir, kaya haline dönüşür ve kabuk bağlar. 1-2 sene sonra sertleşiyor. 
Mardin taşından; mezar yapımı, zemin ve duvar için ayrı ayrı taş seçeriz. Bu taşlar da sert, yarı sert ve yumuşak olmak üzere üç kısma ayrılır. 
 
Taşları temin etmeniz kolay oluyor mu? Taşın yapısını görünce anlıyor musunuz?
 
Evet, biz artık o hâle geldik ki taşları görünce anlıyoruz. Dokununca daha da emin oluyoruz. Taşları deliksiz ve sağlam olanlarını almak koşuluyla ocaktan temin ediyoruz. 
 
Bu sanatı öğrendiğiniz biri var mı?
 
Eniştem taş ustasıydı, Veysi Duva. Bizim esas ustamız da bu işin piri kabul edilen Yusuf Kıdır ustaydı. Yusuf Kıdır ustanın yanında 2006’dan vefatına kadar çıraklık yaptım. Oymacılığı, taş işlemeciliğinin inceliklerini, motifleri ondan öğrendim. 
 
Taş işlemeciliği sizin işinizin diğer adı. Tarihi yapılarda gördüğümüz işlemelerin motiflerini siz de yapıyor musunuz? Bu gelenek devam ediyor mu?
 
Biz, oyma yapıyoruz. Eskiden tarihten günümüze gelen motiflerin dışında motif çıkarma işini Yusuf Usta yapardı. Kendisi motif çizmede ve yeniden oluşturmada da çok mahirdi. Ben motif çıkarma yeteneğine sahip değilim lakin zaman içinde belki olabilir. Şimdi sadece fotoğrafa bakarak çizebilirim. 

Fotoğraf Galerisi

Mardin taşına genellikle hangi motifleri işliyorsunuz? İşi tamamlamanız ne kadar sürüyor?
 
Genellikle Artuklu ve Selçuklu motiflerini kullanıyoruz. Bazı motifler var bir hafta sürüyor, bazısı da bir günde bitiyor. Tamamlama süresi motiften motife değişiyor. 
 
BEN GİTSEM MARDİN’DE USTA KALMAZ
Medeniyetler şehri Mardin’de taş ustalığı yapmak size ne hissettiriyor?
 
Kendimi farklı ve özel hissediyorum. Bu bölgede taş işlemeciliği yapan usta bulmak zordur. Ve bir geleneği tek başıma da olsa devam ettirmek çok önemli. Ben kendi kendime derdim ki: ustanı geçmek zorundasın. İnsan ustasını geçmelidir yoksa yetişmemiştir. 
 
Taşla uğraşmayı, onu işlemeyi seviyor musunuz? Yaptığınız ilk işi hatırlıyor musunuz?
 
İşimi seviyorum. Yusuf Usta: “Ben bu işi gece gündüz yapsam usanmam.” derdi de şaşırırdım. Şimdi onu çok iyi anlıyorum çünkü aynı duygular içindeyim. Yusuf Usta’nın bana yaptırdığı tarihi bir kilisenin restorasyon işiydi ilk işim.
 
Siz, Mardin taşının bilinen son ustasısınız. Peki, yetiştirdiğiniz kimse yok mu?
 
Ne yazık ki yetişen usta yok. Ben son ustayım. Yetiştirdiğim, işi öğrettiğim birileri oluyor fakat kısa sürede bırakıyorlar çünkü hemen ücret bekliyorlar, para kazanmak istiyorlar. İş ağır olduğundan tercih etmiyorlar. 
 
Mardin taş işlemeciliğinin kaybolma tehlikesi altında olduğunu söyleyebilir miyiz?
 
Evet, bu sanat kaybolma tehlikesi yaşamaktadır. Usta kaybetmektedir, usta yetişememektedir. Mardin taş işleme ustası kalmayacak, ben gitsem Mardin’de usta kalmaz. 

Fotoğraf Galerisi

TAŞ İŞLEMECİLİĞİ HATA GÖTÜRMEZ
Taş oymacılığının sağlığı etkileyen yönünden söz eder misiniz? İnsanlara niçin ağır geliyor?
 
Bizim iş sabır ister, emek ister, hata kabul etmez. Ve tozludur, ağırdır. Uzun dönemde astım, bronşit yapabilir. Çünkü tozu ciğerlere dokunur. Yusuf Usta bronşit olmuştu. 
 
Her önemli işte olduğu gibi taş oymacılığında da sevmek ve fedakârlık ilk sırada gelir. 
 
Bizim iş hata götürmez, sıfır hata olmak zorundadır. Hata olduğunda o taş çöpe gider. Motifler birbirini tutmak zorundadır. Vuruş teknikleri de aynı titizlikle yapılmak zorunda. Eğer yanlış vurulursa taş kırılır. Bizler artık dokununca hatta bakınca biliyoruz taşın neresi dolu neresi boş. Bunlar dikkat gerektiren incelikler. 
 
Şu dönem en çok ne yapıyorsunuz?
 
Bizim büyük işlere girebilmemiz eleman olmasına bağlı. Eleman olmadığı için büyük işler şimdilik beklemede. Daha çok mezar taşı ağırlıklı çalışıyorum. 
 
İşinizde çözülmesini umduğunuz en önemli problem nedir?
 
Bizim en büyük problemimiz işçi ve yardımcı bulamamak. Ve çalışma alanımız olan atölyelerin kiralarının çok yüksek olması. Eğer ben bu mesleği devam ettirebileceğim bir yer bulamazsam mesleğimi bırakmak zorunda kalmaktan korkuyorum. Çünkü ailemi geçindirmekte zorlanıyorum. Eğer bize ilgili kurumlar eliyle çalışma alanı tahsis edilebilirse bu işte düzenlilik sağlanır ve çırak da yetişir. Çözümü budur.
 
Kaynakça
*Türk Dili Sözlüğü, M. Nihat Özön 
*Veysi Duva (İZ TV- Taşın Dili-Mardin Belgeseli)
*Jeoloji Mühendisleri Odası resmî internet sayfası
* Önenç, D. İ., Kıral, N., Erkanol, D., & Tullukçu, E. (2006). Medeniyetlerin Taşı “Mardin Taşı” ve Özellikleri.

mardintaşı