TEMMUZ-AĞUSTOS 2024 / ÖZEL HABER

Gıda güvencesini sağlamak herkesin sorumluluğunda


Murat ÖZKAN     İbrahim BAĞCI 

16.09.2024 


Dünya nüfusunun artmasıyla paralel gelişen tüketim talebindeki artış doğal kaynaklar üzerinde baskıyı artırdı. Bu durum gıda güvencesini sağlamada çeşitli sorunları da beraberinde getirdi. Gıda güvencesinin sağlanmasında hangi adımların atılması gerektiği, gıda güvencesi konusunda farkındalık oluşturulması ve öneminin vurgulanması amacıyla Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Tuba Albayrak ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Salgınlar, savaşlar, afetler gibi olumsuz durumlar tarımın dolayısıyla da gıdanın ne kadar stratejik bir alan olduğunu ortaya koydu. Gıda güvencesi nedir? Neden önemlidir? 
 
Gıda güvencesinde ilk başta bakmamız gereken temiz toprak, temiz su ve temiz havadır. Gelecek nesillere bir miras bırakmak istiyorsak gıda güvenliğini ve güvencesini sağlamamız gerekiyor. Gıda güvenliği, sağlıklı gıda üretimini sağlamak amacıyla gıdaların üretim, işleme, saklama, taşıma ve dağıtım aşamalarında gerekli önlemlerin alınması ve kurallara uyulması olarak kısaca tanımlanabilir. Gıda güvenliği genel olarak kontrolle sağlanır. Bu kontrollerin farklı farklı yöntemleri olabildiği gibi ülkeden ülkeye veya gıdadan gıdaya göre değişik uygulamaları da olabilmektedir.  Örneğin İSO 22000 gıda güvenliği sertifika sistemi (gıda güvenliği yönetim sistemleri için uluslararası bir standarttır), HACPP (Hazard Analysis and Critical Control Point- Tehlike Analizleri ve Kritik Kontrol Noktaları), ülkemizdeki 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu gibi çeşitli düzenlemeler veya sistemler olabilmektedir. Bunlar hem ulusal hem de uluslararası standartları içeriyor. 
 
Gıda güvencesinde ise insanların hayatta kalabilecek gıdaya ulaşabilmesi, aktif ve sağlıklı bir yaşam için gerekli olan besin ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla yeterli, sağlıklı güvenilir ve besleyici gıdaya ekonomik ve fiziksel bakımdan sürekli erişebilme durumudur. Bu yönüyle gıda güvencesi, gıda güvenliğini de kapsayan bir süreçtir. Gıda güvencesi, gıdaya erişilebilirlik, gıda güvenliği, kaliteli gıda gibi kavramlar hepsi bir sorun yumağı hâlinde. Uluslararası örgütler, devletler, üniversiteler gibi çeşitli kurum ve örgütler bu yumak hâline gelen sorunlarla bir şekilde mücadele etmektedir. Ancak en önemli mücadele kişilerin kendilerinden başlamalıdır. Yani çevreyi, doğal kaynakları korumakla başlamalıdır. Bu yönüyle sürdürülebilir tarım için herkesin bir rolü olduğunu düşünüyorum. 
 
Son yüzyılda nüfus artışının hızlanması, tüketim talebinin hızla artması doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı artırdı. Bu baskıyı en aza indirebilmek için bireylere sorumluluklar düşüyor. Herkes üzerine düşecek sorumlulukları yerine getirerek gıda güvencesinin sağlanmasında katkılar sunabilir.

Haber Görseli

ÜRETİCİLERİMİZİN YAŞ ORTALAMASI 55’İN ÜZERİNE ÇIKTI
Türkiye'de gıda güvencesi konusunda hangi sorunlarla karşılaşıyoruz ve çözüm önerileriniz nelerdir?
 
Toplumun temel ihtiyaçları içerisinde, yeterli miktarda besleyici kaliteye sahip gıda ihtiyacının temini ilk sırayı alıyor. Toplumların yaşamlarını sürdürmesinde, ekonomik ve sosyal yönden gelişmesinde, refah düzeylerinin artmasında yeterli ve dengeli gıda güvencesinin sağlanması gerekiyor. Gıda arzının sağlanamaması veya talebin karşılanamaması bir tehdit olarak algılanıyor. Tüm ülkelerin olduğu gibi ülkemizin de gıda güvencesinin vazgeçilmez öneme sahip olduğu bilinciyle aksiyon alarak problemleri çözme yoluna gitmesi gerekiyor. 
Günümüzde, geleneksel tarım uygulamaları toprak kalitesini bozarken su kaynaklarının tükenmesine, iklim değişikliğine ve biyoçeşitliliğin azalmasına neden oluyor. Bu nedenle sürdürülebilir tarımsal üretim sistemleri doğal kaynakların korunması, çevre ve insan sağlığı açısından önem taşıyor. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin arz güvenliğini sağlamalıyız. Taşkın, kuraklık, erozyon, çölleşme gibi olumsuz durumlarla mücadele etmek için mücadele kapasitemizi artırmamız gerekiyor. İklim değişikliğinin tarım üzerindeki olası etkilerini ölçmeli ve buna göre önlemler geliştirmeliyiz. 
 
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı Bitkisel Ürün Denge Tabloları, bitkisel üretimde ülkemizin yeterlilik derecesinin bazı ürünler hariç oldukça yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Ancak bazı ürünlerde ticaret dengemizde açık olduğu görülüyor. Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve kırmızı et gruplarında ithalat artıyor. Bu da artan nüfus, göç dalgası ve turist sayısındaki yükselişe bağlı olarak daha az üreticinin daha çok nüfusu beslemek veya daha çok tüketici için üretmek zorunda kaldığını gösteriyor.
 
Kırsaldan göç ile birlikte üreticilerimizin yaş ortalaması 55’i geçmiş durumda. Bu durum ilerisi için tedbirler alınması gerektiğini ortaya koyuyor. 
 
Yurt içi gelişmelerin yanı sıra yurt dışı kaynaklı gelişmelerde tarımsal üretimde ve gıda arz güvenliğinde tehdit olabilmektedir. Özellikle savaşlar, olağanüstü durumlar, afetler, yangınlar, salgınlar gibi olağandışı süreçlerin gıda teminini etkilediğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Haber Görseli

GIDA İSRAFININ YÜZDE 61’İ EVSEL ATIK
Gıda israfı konusunda neler yapılabilir, israftan kaçınma gıda güvencesine nasıl katkı sağlar?
 
Ürettiklerimizi ve kaynaklarımızı boşa harcamak olarak tarif edebileceğimiz gıda israfı; lüzumundan fazla, gereksiz yere tüketme, savurganlık etme anlamlarına da gelmektedir. Bazı araştırmalara göre dünyada ve ülkemizde üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri çeşitli nedenlerle israf ediliyor. Bu israfın büyük bir oranı da evlerdeki son tüketiciler tarafından yapılıyor. Birleşmiş Milletler Gıda İsrafı Endeksi Raporuna göre gıda israfının yüzde 61'i evsel atık olarak, yüzde 26'sı hizmet sektöründe, yüzde 13'üyse perakende sektöründe meydana geliyor. Buna sadece gıda israfı olarak değil bir kaynak israfı olarak da bakmak gerekiyor. Örneğin kullanılabilir suyun yüzde 70’ini kullanan tarım sektörü, gıda israfıyla birlikte bu kullanılabilir suyun dolaylı olarak yaklaşık dörtte birini israf ediyor. Aynı şekilde israf edilen gıda üretimi için harcanan emek, yakıt ve zaman israfını da göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bu israfı önlemek için bireyler ve toplumlar üzerlerine düşen sorumluluğu almalıdırlar. Bu durum bugünden yarına olabilecek bir süreçten ziyade orta ve uzun vadeli bir süreci kapsıyor.  Örneğin Almanya orman yönünden zengin bir ülke olmasına rağmen vatandaşlarda fidan dikme kültürü oldukça gelişmiş. Var olanı korumanın yanında hafta sonları ağaç dikme etkinlikleri düzenleniyor. Bu örnek bize sorumluluk bilincini gösteriyor. Bizler de sıfır atık projeleri, tasarruflu su kullanımı gibi konularda sorumluluk alarak israfı önleyebiliriz.  Örneğin tüketeceğimiz kadar ürün alarak ürünlerin bozulmamasına katkıda bulunabiliriz. 

Haber Görseli

Gıda güvencesi konusunda toplumun bilinçlenmesi ve eğitilmesi için hangi adımların atılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
 
Doğal kaynaklarımızı koruyup iyileştirmemiz gerekiyor. Eskiye oranla tüketim alışkanlıkları gittikçe değişiyor. Hatta tüketimlerimiz artarak devam ediyor. Sanayi devrimi ile birlikte tüketim hızlı bir artış sürecine girdi. Sanayi devrimi sonrasında kirlettiğimiz dünyada sağlıklı ve kaliteli gıdaya erişimde zorlanıyoruz. Bizlerden 2 veya 3 kuşak sonrasının şu anda bizim tükettiğimiz gıdalardan farklı olarak yapay et, hap gibi yapay gıdalarla beslenmesini istemiyorsak politikalar geliştirmeliyiz. Örneğin son yıllarda bazı ülkelerde yapay et çalışmaları hızlandı. Aslında ham maddesi yine hayvandan alınan bir kas ile üretilen bu yapay gıdaların ne kadar sağlıklı ve besleyici olduğu tartışmalıdır. 
 
Gıda güvenliğinin sağlanması için kaliteli üretimin artması, üreticilerin ve üretimin sürdürülebilirliğinin desteklenmesi gerekiyor. Çevre koruma anlaşmaları, iklim değişikliği gibi protokoller ve anlaşmalar genelde devletler arasında veya uluslararası yapılıyor. Aslında hepimiz aynı gemide olduğumuz için kapsayıcı ve geniş çerçeveli bir mutabakata ihtiyaç duyulmakta. 
 
Gıda güvencesi, gıdaya erişim, iklim değişikliği gibi kavramlar çok küçük yaşlardan başlayarak bireylere öğretilmeli. Doğaya saygı duymayı, doğayı korumayı, uygulama örneklerini çocuklara öğretmeliyiz.

gıda güvencesi sorumluluk kaliteli üretim doğal kaynak gıda israfı