Sinemalarda seyrettiğimiz savaş ve açlıklar içindeki Uzak Doğu veya Afrika ülkelerinin ya da ekonomik buhranların hiç bitmediği Latin Amerika ülkelerinin içinde bulundukları zorlukları yenmenin sihirli formülü olarak kooperatiflerin umut hikâyelerini anlatıyorum. Bazen de tam tersine ABD, Kanada, İngiltere, AB ülkeleri, Japonya ve Güney Kore gibi gelişmiş ülkelerin kalkınmalarının ardındaki gerçek güç olarak zenginleşme hikâyelerini anlatıyorum. Bütün bu hikâyelerde ülkemizde kemikleşmiş sorunlara birebir örnekler ile nasıl çözümler getirilebileceğini gösteriyorum.
Bu sayımızda kooperatifçilikte çok ileri bir ülke olan Almanya’nın hemen her alanda devleşmiş bir kooperatif kuruluşunu anlatacağız. Hikâyeyi okudukça tarihin en büyük kalkınma başarısını sağlayan Almanya’nın en başarılı ticari kuruluşunun, günlük hayatın bütün alanlarında; çevreden sosyal ihtiyaçlara kadar her konuda neler yaptığını göreceğiz. Üstelik sadece kendi ülkelerinde değil ülkemiz dâhil dünyanın dört köşesinde kooperatifçiliğin gelişmesi için kooperatiflere nasıl yardımcı olduklarına şahit olacağız.
Yalnız burada özel bir durum izah edilmeli. Geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkelerdeki fakir topluluklara yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetleri olarak verilen bu yardımların ülkemizde benzer yöntemler içermesi aslında pek doğru bir yaklaşım değil. Bu kapsamda DGRV (Deutscher Genossenschafts- und Raiffeisenverband eV: Alman Kooperatifleri Konfederasyonu) ile olan ilişkilerimizi geliştirmek üzere gözden geçirmek gerekiyor. DGRV ile yapılan çalışmaların ortak yatırımlar ve girişimler şeklinde çok daha farklı seviyelere dönüşmesinin her iki taraf için de büyük faydalar ve yeni imkânlar sağlayacağı aşikâr.
Hikâyede yer alan detayların kooperatifçilik konusunda ciddi birikimi olan ülkemizde sistemin işletilmesi, devletle ilişkiler, denetim, eğitim, gelişim gibi hususlarda fikir verici olmasını umuyoruz.
BİR ALMAN DEVİ DGRV
Almanya'da 19. yüzyılın ortalarında insanların karşılaştıkları zorluklar karşısında kendi kendine yardım ve öz sorumluluk bilinciyle başlattıkları çözüm arayışları, kırsal kesimde kredi fonu veren kooperatiflerin kurulmasının yolunu açmıştır. Bu yolda ilk kooperatif 1864 yılında Friedrich Wilhelm Raiffeisen tarafından kırsal alanda kurulmuştur. Zamanla bu kuruluşlar dünyayı saran kooperatifçilik hareketinin temelleri olmuştur. O günden sonra da Almanya’nın bütün tarihi süreci içinde kooperatifler hem sosyal alanda, hem de ekonominin gelişmesinde büyük roller oynamıştır.
Bugün 7 binden fazla kooperatif ve yaklaşık 23 milyon ortağıyla Almanya bir “kooperatif ülkesi” olarak tanımlanabilir. Ortalama olarak her dört Alman vatandaşından biri kırsal, ticaret, kredi, enerji, tüketici veya konut kooperatifinin ortağıdır. Tüm zanaatkârların yaklaşık yüzde 60’ı, tüm perakendecilerin yüzde 75’i, tüm fırıncıların ve kasapların yüzde 90’ı ve tüm bağımsız vergi müşavirlerinin yüzde 65’inden fazlası bir kooperatifin ortağıdır. Kooperatifler Almanya’da yaklaşık 830 bin insanı istihdam etmekte ve yaklaşık 35 bin kişiye geniş kapsamlı eğitim programları sunmaktadır.
Almanya’daki kooperatif sektörü beş gruba ayrılmaktadır: Kooperatif bankaları, kırsal kooperatifler, ticari mal ve hizmet kooperatifleri, tüketici kooperatifleri ve konut inşa kooperatifleri. Bunların merkez birliklerinin bir araya gelmesiyle DGRV Alman Kooperatifi ve Raiffeisen Konfederasyonu oluşmuştur.
1.BVR – Alman Kooperatif Bankaları Federal Birliği
2.DRV – Alman Tarım ve Gıda Kooperatifleri Birliği
3.ZGV – Alman Esnaf Birlikleri Merkez Birliği
4.ZdK – Alman Tüketici Birlikleri Merkez Birliği
5.GdW – Alman Konut ve Gayrimenkul Şirketleri Federal Birliği
Almanya’daki en büyük ve yaygın ekonomik kurum yapılarının başında kooperatifler gelmektedir. Bütün kooperatiflerin toplam cirosu 1453 milyar (1,5 trilyon) avro tutarındadır. Alman Halk Bankası (Volksbank) Kooperatif Bankaları Federal Birliği yapısının içindedir. Yaklaşık 18 milyon ortağı olan Kooperatif Bankaları 30 milyon kişiye hizmet vermektedir. Ülke çapına 1327 marketi, 603 yapı malzemeleri mağazası ve 725 akaryakıt istasyonu bulunmaktadır.
Bu arada kooperatifçiliğin belki de en başarılı olduğu sektörlerin başında tarım gelmektedir. Alman çiftçilerinin neredeyse tamamı bir kooperatife ortaktır. Almanya’da tarım ve gıda sektöründe yaklaşık 2 bin 400 kooperatif bulunmaktadır. Toplam ciroları 82 milyar avrodan fazladır. 110 bin kişiden fazla istihdam sağlamaktadır. Tarımın önemli ticaret ortakları olarak çiftçilere işletme araçları ve girdi tedarik etmekte, ortaklarının üretimlerinin talep odaklı olarak işlenip pazarlanmasını planlamakta ve ürünlerini satın almaktadır. Örneğin çiftçiler tarafından üretilen sütün yaklaşık yüzde 70’i kooperatifler tarafından toplanmaktadır. Toplanan sütün üçte ikisi ise kooperatif sütçülük işletmeleri tarafından süt ürünlerine dönüştürülmektedir. Doğu Almanya’da küçük ailelerden oluşan tarımsal kooperatifler tarımda önemli rol oynamaktadır.
DGRV, Alman kooperatif örgütünün hem en üst düzey kuruluşu, hem de çok sayıda sektördeki denetim birliğidir. Kooperatif akımının ve kooperatiflerde denetimin teşvik edilmesi ve güçlendirilmesi, ortakların çıkarlarının ekonomik, yasal ve vergi ile ilgili konularda temsil edilmesi, denetim, eğitim hizmetlerinin ve öğretim politikalarının koordinasyonu ve yurt dışında kooperatif hareketlerinin desteklenmesi/uluslararası kooperatif ilişkilerinin sürdürülmesi gibi konularda faaliyetlerde bulunmaktadır.
Almanya’da kooperatifçilik sisteminin işletilmesinde devletten daha ziyade kooperatif üst yapılanması sorumluluk ve görev almaktadır. Kooperatiflere herhangi bir bakanlık doğrudan müdahale etmemekte, vasilik yapmamaktadır. Bakanlıklar politikaları geliştirmekte, hükümetler yasaları koymakta ve kooperatifler bu çerçevede ortaklarına hizmet etmek için çaba harcamaktadır. Yasa dışı herhangi bir işlem tespit edildiğinde mahkemeler devreye girmektedir.
Almanya'nın kooperatifler yasası, özellikle dijitalleşme alanındaki gelişmeler doğrultusunda yeniliğe ve yeni kooperatif biçimlerinin gelişmesine olanak tanıyan esnekliğe sahip hâle gelmiştir. Denetim gereklilikleri yine denetim kooperatifleri tarafından yapılmaktadır. Kooperatiflerin güçlü bir dikey ağa entegre edilmesini, ülke halkına karşı düşmanca (toplum menfaatine aykırı) devralmalara karşı korunmasını ve mümkün olduğunca iflas etmesinin engellenmesini sağlayan hükümler ile kooperatifleri tehditlere karşı korumakta ve kooperatifçiliğin önünü açmaktadır.
Piyasada rekabet gücünü artırabilmek amacıyla aynı ticari alanda çalışan kooperatifler genellikle ortaklaşa şirket kurmaktadır. Bu arada kooperatiflerin ihtiyaç duyduğu elemanlar kooperatiflerin kurup işlettiği akademilerde yetiştirilmektedir.
Sonuç olarak; DGRV, kooperatifler sayesinde geçmişten geleceğe ülkede ekonomik ve sosyal kalkınmaya en önemli katkıyı sağlamaktadır.