EYLÜL-EKİM 2024 / AYIN KONUĞU
Kalaycıoğlu: “Kurtlar Vadisi dizisine 8 bölüm için girdim, 6,5 sene oynadım”
Halil İbrahim Kalaycıoğlu… Kendisini Kurtlar Vadisi Pusu dizisindeki Zülfikar Ağa karakteriyle daha yakından tanıdık. Ancak o devlet tiyatrosunda yıllarca oyunculuk yapmış, birçok dizi ve sinemada oynamış duayen bir oyuncu. Ekranlara yansıyan samimiyetinin sahici olduğunu birebir yaşama fırsatını yakalayarak kendisiyle keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Bizlere çocukluğunuzdan, gençliğinizden bahsedebilir misiniz? Nasıl bir ortamda büyüdünüz? Aileniz tarımla uğraşıyor muydu?
Çocukluğum bahçelerde, tarlalarda geçti. Eskiden evlerin hemen hemen hepsi bahçeliydi. O bahçede domates, salatalık, biber kendine yetecek kadar ekilirdi. Küçükken Malatya’da çir yapardık, kayısı çekirdeği ayıklardık, papik yapardık. Biraz elimiz değdi o işlere.
Yazları eskiden çocuklar çalışırdı. Konservatuara gidebilmek için paraya ihtiyacım vardı. Hasan adında bir arkadaşım yardım etti ve ben belli süre seyyar satıcılık yaptım. Malatya’da ilk salatalığı soyup satan kişi benim. Salatalığı arabaya yayıyordum sonra üzerine yonca ve buz koyup satıyordum. Benden sonra bütün seyyar satıcılar salatalık satmaya başlayınca ben acur satmaya başladım. Konservatuar maceram öyle başladı ve ben o parayla Ankara’ya gidebildim.
KONSERVATUARI KONSERVE FABRİKASI SANIYORDUM
Oyuncu olma hikâyenizi anlatabilir misiniz? Oyuncu olmak küçük yaşlardan itibaren hayalini kurduğunuz bir şey miydi?
Ortaokulda konservatuarın varlığını öğrendim. Konservatuarı ben konserve fabrikası sanıyordum. Bir gün bir oyun sahnelemek üzere devlet tiyatroları Malatya’ya geldi. Kendi kendime dedim ki ne güzel bir tiyatro. O zaman bana dediler ki İlyas Salman konservatuara girdi.
Oradan da Devlet Tiyatrosuna girecek. Ben de konservatuarı konserve fabrikası sandığımdan fabrikayla tiyatronun ne alakası var diye düşündüm. Sonra bana dediler ki konservatuardan mezun olacaksın sonra tiyatroya geçeceksin. Ben de kafaya taktım, ben bu okula gireceğim dedim. Ama tabii nasıl gireceğime dair hiçbir fikrim yoktu. O sıralarda kahvehanede hesap işlerine bakıyordum. Kahvehanede patronun olmadığı bir gün hemen telefona sarılıp 118’den konservatuarın numarasını buldum. Orada bir müdür yardımcısıyla görüştüm. Bana kayıt belgelerini postayla gönderdi. Kaydı oldum, gittim Ankara’ya konservatuara dair hiçbir şey bilmiyorum tabii. Yalnız 15 gün erken gitmişim. Cebimde kısıtlı para olduğu için okul bahçesinde fundalık vardı. El ayak çekildikten sonra oraya bir karton attım, otel niyetine orada kaldım. Gündüz bir çorba, bir simit hakkım vardı. Birilerinin yardımıyla imtihanın parçasını buldum ve çalışmaya başladım. Hiç unutmam Shakespeare'in Julius Sezar oyunundan Brutus. Dediler ki bunu ezberle, bağıra bağıra oynayacaksın. Cebeci’den Yıldız’a kadar yürüyordum. O zaman oralar tarlaydı. Direksiyon dersleri verirlerdi. Ben bağırarak, koşarak yürüyordum. Herkes beni deli zannediyordu. Nerden bilsinler konservatuar imtihanlarına çalıştığımı. 385 kişi imtihana girdik, 7 kişi alındı ve bu 7 kişiden yatılı olarak kazanan tek ben oldum. Şubat elemeleri oldu. Orada da o 7 kişiden Mehmet Atay ve ben en yüksek notu aldık. Ondan sonra Devlet Tiyatrolarında 26 yıl çalıştım.
Kurtlar Vadisi Pusu dizisindeki Zülfikar ağa rolü size nasıl geldi?
Devlet Tiyatrolarından 1980’de mezun olduğumda birçok rolde oynadım. Çoğunluğu da başroldü. TRT’nin Kadın Ana, Kanber Ağa gibi fakat onlarda Kurtlar Vadisi’ndeki Zülfikar Ağa karakteri gibi tanınmadım. Yoksa ondan önce Acı Hayat var Kenan İmirzalıoğlu ile. Tarık Akan’la Koçum Benim dizisinde oynadım. Zülfikar Ağa meselesi şöyle başladı. Sokakta beni görenler hep böyle bir film var sen oraya yakışırsın diyorlardı. Ben o aralar o diziyi izlemiyordum. Bir gün İskender’in sahnesi vardı, oraya bir takıldım izlemeye başladım. Evet dedim burada oynasam iyi olur. Ama nasıl? Bir laf vardır ya Yaradan herkesin gönlüne göre versin en güzel dua ve bedduadır. O diziyi seyrettiğimden 1,5 ay sonra telefon geldi Kurtlar Vadisi ekibinden. Günlerden Perşembe. Zülfikar Ağa karakterini anlattılar 8 bölüm oynayacaksın dediler. Niye ben diye sordum. Dediler ki bu karakter çok düzgün bir karakter. Bu karakteri canlandıracak kişinin özel hayatının da çok düzgün olması gerekiyor. O yüzden seni tercih ettik dediler. 8 bölüm için girdim, 6,5 sene 140 bölüm oynadım. Son sene yine anlaşma yaptık. Necati Bey dedi ki bir yere gitmiyorsun abi. O arada bir sürü teklif geldi. Tabii hiçbirini değerlendirmeye almadım. Sonra film şirketi sezon başlamadan önce 33 ülkede bir anket yaptırdı. Ankette birçok ülkede en sevilen karakter ben çıktım. İçimden dedim ki 10-15 bölüm sonra bizi öldürmesinler. Çünkü bizim sektörde biraz sivrilince hemen vurun boynuna oluyor. Öyle bir bencillik var. Bunu da rahatlıkla söylüyorum. Düşündüğüm gibi çıktı ve ilk bölümü oynadım aynen düşündüğüm gibi öldürüldüm. Hâlbuki 36 bölüm anlaşma yapmıştık. Ancak bu diziyle tanındım diye sözleşmeyi dikkate almadım. Ama sektörde sezon öncesi anlaşmalar bittiğinden 2 yıl işsiz kaldım.
ELİME GEÇEN ÇEKİRDEĞİ BAHÇEYE ATIYORUM
İstanbul’un karmaşıklığından kurtulmak için neler yapıyorsunuz? Nasıl bir evde yaşıyorsunuz? Hobi amaçlı da olsa ekip dikiyor musunuz?
İstanbul’da Beylerbeyi’nde yaşıyorum. Biraz deprem korkum olduğu için mütevazı bahçeli bir evim var orada yaşıyoruz. Eşim ev hanımı, 3 kızım, 1 torunum var.
Ben şuna inanıyorum ne ekersen o mutlaka çıkıyor. Ufacık bahçede 50 çeşit var. Elime geçen çekirdeği bahçeye atıyorum. Toprakla uğraşmayı seviyorum ama çok vaktim olmuyor.
Doğada vakit geçirir misiniz?
Doğada vakit geçirmeyi severim ama çok zaman bulamıyorum açıkçası. Kedimiz var. Daha önce köpeğim vardı. Benim peşimden ayrılmazdı, onu çok seviyordum. Bir gün markete giderken kayboldu. Kaybolduğunda 1 hafta boyunca motosiklete binip onu aradım ama maalesef bulamadım. O olaydan sonra köpek sahiplenmeye korkuyorum.
İÇLİ KÖFTE DE DÂHİL OLMAK ÜZERE HER YEMEĞİ YAPARIM
Yemek yapar mısınız? Bir tüketici olarak alışverişlerinizde nelere dikkat ederseniz? Organik ürünleri tercih eder misiniz?
Mutfağa girerim her yemeği yaparım. İçli köfte de dâhil olmak üzere. Mezun olduktan sonra Ankara’da Beşevler’de bir ara 13 kişi kalıyorduk. Turgay Canses sahte ismiyle sahneye çıkıyordum. Para kazanıyordum. Ve ev arkadaşlarımın yemeğini yapıyordum, harçlıklarını veriyordum.
Beslenmeme dikkat ediyorum. Örneğin bazen kızlarım istese de cips gibi ürünleri eve sokmam. Ben o tür ürünlerin eve girmesine izin vermiyorum. Pazara giderim doğal ürünler bulurum. Alışveriş yaparken etiket okurum. Bilinçli bir tüketiciyim diyebilirim.