EYLÜL-EKİM 2024 / AYIN KONUSU

Türk inkılabı Cumhuriyetin ilanıyla tamamlandı


Doç. Dr. Okan CEYLAN - Doç. Dr. Suna ALTAN    

13.11.2024 


“Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.” Mustafa Kemal Atatürk

Tören ya da bayram olarak addedilen kutlamalar toplumların ortak hatıraları, gelenekleri ve siyasi iktidarların kendi meşruiyetlerini kanıtlama hedeflerinden doğmaktadır. Hatta ilk olarak II. Meşrutiyet döneminde İttihad ve Terakki’nin Türkçülük siyaseti çerçevesinde millî duygular, halkın ortak hedefler etrafında heyecan duyacağı törensel etkinlikler ve nesilden nesile millî duyguların aktarılacağı bayramlar fikri doğmuştur.  Nitekim vatan, dil, tarih ve iktisadi konularda daima millî bir duruş ve millî bir görüş hâkim olmuştur. Bu kavramlar ve milliyetçi ideoloji hem Türk Yurdu ve Genç Kalemler gibi dergiler aracılığı ile doktrine edilmiş hem de Türk Ocaklarının kuruluşu ile kurumsallaştırılmaya çalışılmıştır.  
 
Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıktıktan sonra, Anadolu toprakları işgal edilmeye başlanmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, bu duruma karşı çıkan bir lider olarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Millî Mücadeleyi başlatmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, mücadeleyi yürütmek ve ülkenin bağımsızlığını sağlamak için 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisini kurmuştur. Meclis’in açılmasının akabinde mücadele tek elde birleştirilerek İstiklâl Harbi 1922’de zaferle sonuçlanmıştır. 1 Kasım 1922’de Osmanlı Saltanatı kaldırılmış ve Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte Türkiye’nin bağımsızlığı uluslararası alanda kabul edilmiştir. Bağımsız ve uluslararası alanda tanınan ülkenin yeni rejimi konusunda çalışmalara başlanılmıştır. Yürütülmüş olunan çalışmalar neticesinde 28 Ekim 1923 akşamı, Mustafa Kemal Atatürk ve yakın çalışma arkadaşları, Ankara’da, Çankaya Köşkü’nde bir toplantı düzenleyerek Türkiye’nin yönetim şeklinin cumhuriyet olmasına karar verdiler. Ertesi gün, yani 29 Ekim 1923’te, TBMM’de yapılan oylama ile Cumhuriyet ilan edildi.  Anayasa Hukuku açısından ise Cumhuriyetin ilanı hem rejimin hem de yönetim şeklinin değişimi manasına gelmektedir.  29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın millî bayram olarak kabulünün ve günümüze kadar kutlanmasının arkasında gerek uluslararası ölçekte gerekse hukuki açıdan bir süreç bulunmaktadır. Bu bağlamda 628 sayılı “Cumhuriyetin İlanının Bayram Olarak Kutlanmasına Dair Kanun Teklifi” T.C. Dışişleri Bakanlığı tarafından 2 Şubat 1925 tarihinde Meclis’e gelmiş ve Meclis Anayasa Komisyonu’nda 18 Nisan 1925 tarihine kadar görüşmeleri tamamlanmış ve 19 Nisan 1925 tarihinde de Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmüştür.  
 
628 sayılı Kanun’un gerekçesinde medeni ülkelerin her birinin tarihlerinde önemli dönüm noktalarına atıf yapılarak belirli günlerin millî bayram olduğu belirtilmektedir. Örneğin Fransa için 14 Temmuz, Amerika Birleşik Devletleri içinse 24 Temmuz günü millî bayramdır. Bu milli gün ve bayramların yurt sathında ve ülkelerin başta büyükelçilikleri olmak üzere çeşitli yurt dışı temsilciliklerinde resmî törenlerle kutlandığı belirtilmektedir. Buna göre 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edilmiş olup 19 Nisan 1925 tarihinde kabul edilen 628 sayılı Kanun’la Türkiye Büyük Millet Meclisinde Cumhuriyet Bayramı millî bayram olarak kabul edilmiştir. 

Haber Görseli

Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti’nin millî bayram olarak kabul edeceği günün 23 Nisan mı yoksa 29 Ekim mi olması hususunda yaşanan tartışmalarda 23 Nisan’ın Türk inkılap tarihinde bir merhale olduğu ve sürecin 29 Ekim tarihinde cumhuriyetin ilanı ile tamamlandığı belirtilmiştir.  Cumhuriyet rejiminin ilklerini halka mal etme amacı vardır.  Millî bayram merasiminin yapılacağı gün hakkında yapılan kanun layihasında Başvekil ve Müdafai Milliye Vekili Ali Fethi Bey başta olmak üzere Bahriye Vekili İhsan Bey, Adliye Vekili Mahmut Esad Bey, Dâhiliye Vekili Cemil Bey, Hariciye Vekili Şükrü Kaya Bey, Maliye Vekili Mustafa Abdülhalik Bey, Nafia Vekili Feyzi Bey, Maarif Vekili Şükrü Saraçoğlu, Ziraat Vekili Hasan Fehmi Bey ile Sıhhiye ve Muavenet İctimaiye Vekâleti Vekili Cemil Bey’in imzası bulunmaktadır. Kanuni Esasi Encümeni namına Ebubekir Hazım (Niğde) ile azalardan Refik Bey (Konya), Esat Bey (Amasya) ve Rasih Bey (Antalya) imzalamıştır. Ayrıca Mazbata muharriri namına Kâtip Hakkı Tarık (Giresun), Yusuf Kemal Bey ve Necmettin Bey (Kastamonu) imza atmış ancak Dersim mebusu Feridun Fikri Bey ikinci maddenin İcra Vekilleri Heyeti’ne düzenleme yetkisi verdiği hususunda itiraz etmiştir. Feridun Fikri Kanun’da İcra Vekilleri Heyeti yerine nizamname ifadesinin kullanılmasını talep etse de kabul görmemiştir. 

Haber Görseli

Cumhuriyetin İlanına Müsadif 29 Teşrinievvel Günü’nün Millî Bayram Haddi Hakkında 628 Sayılı Kanun: 
 
1. Türkiye dâhil ve haricinde devlet namına yapılacak bayram merasimi Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Teşrinievvel günü icra edilir.
2. İşbu millî bayram merasiminin icrasıyla sair bayramlarda icra olunacak merasimin tarzı icra vekilleri heyetince tayin olunur.
3. Bu kanun neşri tarihinden itibaren muteberdir.
4. Bu kanunun icrasına icra vekilleri heyeti memurdur. 
 
BAYRAM KUTLAMA TÖRENLERİ DÖNEME GÖRE DEĞİŞİMLER GÖSTERDİ
 
Günümüze değin Cumhuriyet Bayramı kutlamaları incelendiğinde törenlerin icrasında ve içeriğinde öne çıkarılan fikirlerin dönemin iç ve dış siyasi gelişmeleriyle bağlantılı olduğu görülmektedir. Atatürk Döneminde resmikabullerin, resmigeçitlerin geceleri düzenlenen fener alaylarının ve cumhuriyet balolarının öne çıktığı törenlerde cumhuriyet idaresinin eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye kadar değişik alanlardaki başarıları gözler önüne serilmiştir. Kutlamalarda dış politikaya dair Türk Sovyet dostluğu vurgulanmıştır.  
 
1929-1945 arası: İkinci Dünya Savaşı yıllarında ise Türkiye silahlı bir tarafsızlık politikası izlemiş olup ağır bir savaş ekonomisi sürecinden geçmiştir.  Bu dönemdeki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına ise Köy Enstitüleri, Halkevleri ve Halk odalarının faaliyetleri damga vurmuş, Atatürk’ün vefatının ertesi yılı olan 1939 haricinde Atatürk yerine İnönü daha öne çıkartılmıştır. 
 
1946-1950 yılları arası: 1945 yılında Boğazlar ve Kars sınırı üzerinde vuku bulan Sovyet Tehdidi, aynı dönemde Amerika Birleşik Devletleri ile iyi olan askerî ve ekonomik ilişkiler Türkiye’nin Soğuk Savaş olarak adlandırılan iki kutuplu dünya düzeninde Batı Bloku’nda yer almasını beraberinde getirmiştir. Demokrat Parti’nin 1950’de iktidara gelişi ile birlikte bir yandan Cumhuriyet Baloları iptal edilirken diğer taraftan da İnönü yerine Atatürk ve Türk Bayrağı daha çok öne çıkartılmıştır. 1953 yılında Anıtkabir’in açılışı ile resmî ziyaretler düzenlenmiştir.
 
1960 ve 1980 arası dönem Soğuk Savaş’ta bir yumuşama sürecine işaret etmektedir. Bu süre zarfında 1955’ten beri süre gelen Kıbrıs Meselesi, Yunanistan ile Ege’de yaşanan sorunlar, Johnson Mektubu ve Haşhaş Krizi’nde Amerika Birleşik Devletleri’nin tutumu bu dönemin siyasi atmosferine damga vurmuştur. Bu dönemdeki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında görsellik ve coşkuda azalma görülmektedir. Bu süre zarfında özellikle Cumhuriyetin 50. yıl kutlamaları olan 1973 yılı önem arz etmektedir. Bu yıl içinde mahallî kutlamalar, dış ülkelerde tertip edilecek kutlamalar, TRT ve üniversitelerin alacakları görevler ile Sivas’ta Cumhuriyet Üniversitesi’nin kurulması gündeme gelmiştir. 1975 -1980 arası dönemde siyasi istikrarsızlığın neden olduğu toplumsal kargaşa ve ekonomik krizler yüzünden Türkiye 12 Eylül 1980’e sürüklenmiştir. 
 
1980-1983 arası coşkulu bir kutlama dili olsa da 1983 yılından itibaren kutlamalarda sönüklük dikkat çekmiştir. 
 
1983-2000 arası dönemde iktidar-muhalefet tartışmaları, ekonomik ve siyasi krizler, terör olayları, Orta Doğu’da yaşanan savaş; kutlamalar üzerinde etkili olmuştur. Ancak 1998 yılında Cumhuriyetin 75. yıl kutlamaları çok heyecanlı geçmiştir. Gece fener alayları, konserler, resmî törenler, geçit törenleri, görsel basında logo ve madalyaların yer aldığı ihtişamlı kutlamalar yapılmıştır.

Haber Görseli

  Mahmut Goloğlu, Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2021, s.321-330; Afet İnan, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2018, s.129-131.
  Bengül Polat, “1923’ten 200’ne Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları” Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, Özel Sayı: Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye, 2023, s.287.
   Kemal Gözler, “Cumhuriyet ve Monarşi”, Türkiye Günlüğü, Sayı 53, Kasım-Aralık 1998, s.27-34.
  “Cumhuriyet İlk Ne Zaman Bayram Olarak Kutlandı?”,  Türkiye Büyük Millet Meclisi  (TBMM), s.3 https://www5.tbmm.gov.tr/eyayin/GAZETELER/WEB/MECLIS%20BULTENI/2469_2008_0000_0147_0000/0003.pdf (Erişim Tarihi: 21 Ağustos 2024)
  “Cumhuriyet İlk Ne Zaman Bayram Olarak Kutlandı?” s.3; T.C Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Zabıt Ceridesi, D.2, C.18, 106 Birleşim, 19 Nisan 1925, s. 164.
  TBMM Zabıt Ceridesi, D.2, C.18, 106 Birleşim, 19 Nisan 1925, s. 164.
  Yasemin Doğaner, “Cumhuriyetin 100. Yıl Kutlamaları” Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi, Yıl 5, S.9, 2007, s. 119.
  TBMM, Zabıt Ceridesi, D.2, C.18, 106 Birleşim, 19 Nisan 1925, s. 164-167.
  TBMM, Zabıt Ceridesi, D.2, C.18, 106 Birleşim, 19 Nisan 1925, s. 164-167; “Cumhuriyet İlk Ne Zaman Bayram Olarak Kutlandı?”, s.3
  Polat, agm., s.287.
  Şevket Pamuk, Türkiye’nin 200 Yıllık İktisadi Tarihi, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2015, s.199.  Polat, agm., s.300.

29 ekim Cumhuriyet