TEMMUZ-AĞUSTOS 2018 / ÖZEL HABER

Yalan haberler, tüketiciyi gerçek risklerden uzaklaştırıyor


Canan YALÇIN SEVER    

27.07.2018 

Gıda güvenliği, gıda kaynaklı hastalıklara neden olabilecek fiziksel, kimyasal ve biyolojik her türlü zararın ortadan kaldırılması için alınan tedbirler bütünüdür
Bir gıdayı son tüketiciye güvenli bir şekilde ulaştırmanın yolu gıda güvenliğini sağlamaktan geçiyor. Her geçen gün tüketiciler gıda güvenliği konusunda bilinçlense de tüketicinin bu konudaki farkındalığı istenen düzeyde değil. Gıda güvenliğinin ne demek olduğu, tüketicinin neler yapması gerektiği, gıdalarla ilgili basında yer alan haberlere nasıl yaklaşmak gerektiği gibi soruların cevaplarını Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner’den aldık.

Gıda güvenliği ne demektir? Gıda güvenliğinin sağlanmasında üretimden tüketime kadar olan aktörler kimlerdir? Tüketicinin gıda güvenliğindeki rolü nedir?

Gıda güvenliği, gıda kaynaklı hastalıklara neden olabilecek fiziksel, kimyasal ve biyolojik her türlü zararın ortadan kaldırılması için alınan tedbirler bütünüdür. Bir başka deyişle gıdaların işlenmesi, depolanması, satış noktalarına ulaştırılması, saklanması ve son tüketiciye güvenli bir şekilde kullanımına sunulması için gereken tüm süreçleri kapsar. 

Gıda güvenliği tarladan/çiftlikten sofraya bütünsel bir süreç. Üretici, işleyen, ithal eden, depolayan, paketleyen, lojistiği sağlayan, toptan ve perakende ticaretini yapan başta Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olmak üzere ilgili kamu otoriteleri ve tüketiciler bu sürecin içerisindeki aktörler arasında.    

Tüketicinin rolü de bu anlamda çok önemli. Öncelikle kayıtlı veya onaylı işletmelerin ürünlerini tüketerek, kayıt dışına prim vermemesi gerekiyor. Doğru bilgiye ve güvenli gıdaya ulaşma konusunda kararlı bir tavır içinde olmalı. Tüketicinin bir ürünü satın almaması, üreticiye en büyük cezadır. Yine, Bakanlıktan gıda güvenliği sorunlarının paylaşılmasını ısrarla talep etmesi de son derece önemlidir.

Diğer yandan, tüketicinin, gıda maddelerini satın almada ve hazırlamada gıda güvenliği açısından rolü büyük. Çünkü, güvenilir bir gıda; hazırlık, pişirme ve muhafazasında yapılan yanlışlıklar nedeniyle bir anda tamamen güvensiz hale gelebilir. Tükettiğimiz gıda ürünlerinde gıda güvenliğinin sağlanmasında önce güvenilir ham madde seçmek, ardından bu ham maddeleri doğru muhafaza etmek ve sonunda doğru ve hijyenik bir şekilde pişirip servis etmek gerekiyor.

 

Güvenli bir gıda almak için tüketicilerin dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir?

Öncelikle güvenilir gıda için kesinlikle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının onay/kayıt sistemine dahil ve ambalajlı ürünlerin tercih edilmesi gerekiyor. Bu sayede ürünün nerede, ne zaman, kim tarafından üretildiğini, ne şekilde muhafaza edilmesi gerektiğini ve bir maddeye karşı alerjiniz ya da intoleransınız varsa bu maddenin bulunup bulunmadığını kontrol edebilme fırsatınız olabilir. Diğer taraftan herhangi bir sorunla karşılaşıldığında o ambalajın üzerinde en azından kimin ürettiğini görerek bizzat üreticiye bildirebilir ve/veya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Alo 174 hattına başvurarak şikayette bulunulabilir ki bu da çok önemli bir tüketici sorumluluğu.

GIDA GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİSİ BİLGİ KİRLİLİĞİ

Tüketicinin gıda güvenliği ile ilgili güvenilir bilimsel kanıtlara dayalı doğru bilgiye güvenilir kaynaklardan ulaşabilmesi ve bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi derneğimizin öncelikli hedefleri arasında. Bu anlamda periyodik bir şekilde basınla iletişimde olarak et, süt, yumurta, konserve, dondurulmuş gıdalar ve kurban bayramı ile ramazan bayramı gibi özel günlere yönelik gıda güvenliği önerileri gibi birçok konuda bilgilendirmeler yapıyoruz.  Şu an gıda güvenliği ile ilişkili karşı karşıya kaldığımız en önemli sorunlardan birisi de bilgi kirliliği, tarih boyunca tüketiciler hiç bu kadar yanlış bilgiye maruz kalmadıydı herhalde. Tüketicilerin kafası çok karışık. İnternette dolaşan her türlü iddiayı inceliyoruz, iddianın sahibi eğer bir akademisyen ise kendisiyle iletişime geçiyoruz ve yazının gerçekten kendisine ait olup olmadığını soruyoruz, eğer kendisine aitse iddialarının bilimsel referanslarını soruyoruz. Eğer iddia bilimsel açıdan somut verilere dayanıyorsa biz de konunun takipçisi oluyoruz.

Haber Görseli

TÜKETİCİNİN GIDA GÜVENLİĞİ KONUSUNDA BİLGİLENDİRİLMESİ ANA MİSYONLARIMIZDAN BİRİSİ

Ancak ne yazık ki bir çok durumda internette dolaşan bu mesajların altında imzası olan kişi ve kurumlara ait olmadığını görüyoruz. Bu durumda da bu “şehir efsanelerinin” doğrusunu web sitemizde paylaşıyoruz. Aynı zamanda web sayfamızda doğru bilinen yanlışlarla ilgili paylaşımlarımız da var. Diğer taraftan tüketiciye yönelik EFSA videolarını Türkçeleştirip web sitemizde tüketicilerin erişimine sunuyoruz. Tüketicinin gıda güvenliği konusunda bilgilendirilmesi ana misyonlarımızdan birisi, bu kapsamda Tüketicilere yönelik ”Çarşıda, Evde, Sokakta Gıda Güvenliği” isimli rehberimiz ile tüketicilerle her fırsatta doğruları paylaşmaya çalışıyoruz.

Ayrıca 2017’ de ilk defa Gıda Güvenliği Derneği Medya ödüllerini verdik. Böylece bilimsel kanıta dayalı doğru haber yapan basın mensuplarına teşekkür edebilme fırsatı bulduk.

Dünyada genel olarak gıda güvenliği ne seviyededir? Türkiye dünya ile karşılaştırıldığında gıda güvenliğinde ne seviyededir?

Karşılaştırma yaparsak bir çok ülkeden daha iyi bir konumda olduğumuzu  söyleyebiliriz, ancak şu an bizim için gerekli olan bizden daha iyilerle kendimizi karşılaştırmamızdır. Zira küresel ekonomiyi yaşıyoruz; bizim ürünlerimiz her yere ihraç ediliyor, turistler gelip ülkemizde yemek yiyorlar. O nedenle çıtamızı uluslararası seviyeye çekmemiz; hem dış ticaret, hem turizm, ama hepsinden önemlisi kendi insanımız için gereklidir. O nedenle AB ülkeleriyle yapılacak karşılaştırma en doğrusu olacaktır. AB özellikle son genişlemelerden sonra homojen gibi görünmesine karşın pek homojen bir topluluk değil,  ama yine de önemli bir yanı sistemin şeffaf olması ve olumsuzlukları tespitte ve düzeltmede başarılı olması. Bu arada çok önemli bir nokta ise AB içerisinde gıda güvenliği konusunun daima tüketiciler ve bilimsel çevre tarafından sahipleniliyor olması. Bizde tüketicinin gıda güvenliğine ilgisi geliştirilmedikçe, arz-talep dengesi nedeniyle gıda güvenliğinin gelişmesi de pek mümkün olmayacaktır. AB de tüketicilerin gıda güvenliğine yönelik talepleri çok belirleyici olmaktadır.

6’ncısı düzenlenen Gıda Güvenliği Kongresi hakkında bilgi verebilir misiniz? Kongrede hangi konular konuşuldu, ne gibi kararlar alındı?

Kongrede gıda zincirinde sorumluluk alan başta gıda mühendisleri, veteriner hekimler, ziraat mühendisleri ve diyetisyenler ile tıp doktorları olmak üzere tüm meslekler, kamu kurumları ve özel sektör temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler, tüketiciler ve basın temsilcileri hazır bulundu. Her kongrede gıda güvenliği ile ilişkili farklı temaların ele alındığı Gıda Güvenliği Kongresinin 6.sında yeni gıda işleme teknolojileri, gıda güvenliği analizlerinde yenilikçi yaklaşımlar, gıda güvenliğinde dijitalleşme ile iklim değişikliği ve gıda güvenliği ilişkisi öne çıkan konular oldular. Tüketicilerin gıda güvenliği ile ilgili doğru bilgilere ulaşmalarının, gıda güvenliğini sağlamak kadar önemli olduğu yaklaşımı ile basının sorumluluğu; gıda ile sağlık arasındaki etkileşim nedeniyle gıda ve sağlık ilişkisi kongrede öne çıkan diğer başlıkları oluşturdular.

FİYATI NORMALDEN DÜŞÜK OLAN GIDALARI SATIN ALMAYIN

Tüketicilerin; ambalajı zarar görmüş veya bombaj yapmış, çözülüp yeniden donduğu şeklinden anlaşılan gıda ürünlerini satın almamaları gerekir. Mikrobiyolojik açıdan kolay bozulabilir, soğuk zincir gerektiren ürünler en son satın alınmalı ve zaman geçirmeden muhafaza edileceği veya tüketileceği noktaya ulaştırılmalıdır. Gıdaları, gıda olmayan ürünlerle ayrı paketlerde taşımak gerekir. Yine tüketicilerin fiyatı normalden düşük olan gıdaları (Örneğin etten ucuz sucuk gibi) satın almamalarını; üretim yöntemleri, kaynağı gibi özelliklerini sorgulamalarını öneriyoruz.

Haber Görseli

GELİŞMİŞ ÜLKELERİN GIDA KONUSUNDA BİLGİ KİRLİLİĞİ SORUNU YOK

Kongremizde birlikte olduğumuz yabancı konuklara bilgi kirliliği ile nasıl mücadele ettiklerini sorduğumuzda, böyle bir sorunun gündemlerinde olmadığını gördük. Gelişmiş ülkelerde, basının bir konuda yorum yapmasının en önemli koşulu, farklı fikirlere aynı anda yer verilmesi. Bizde bir kişi çıkıp, kanal kanal gezerek yanıltıcı bilgiler veriyor. Üstelik buna yapılan itirazlar da bir sonuca ulaşmıyor. Yanıltmanın bir yaptırımı da yok.  Sansasyon için ortam müsait.

Tükettiğimiz gıda ürünlerinde gıda güvenliğinin sağlanmasında önce güvenilir ham madde seçmek, ardından bu ham maddeleri doğru muhafaza etmek ve sonunda doğru ve hijyenik bir şekilde pişirip servis etmek gerekiyor.

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERDE GIDA GÜVENLİĞİNİN GELİŞİMİ İÇİN PROJELER GELİŞTİRİLECEK

Kongremizde çıkan sonuçlardan birkaç tanesini özetlemek gerekirse; gıda güvenliği ve sağlık ayrılmaz bir bütünün parçaları olduğu için bu alanda veri paylaşımı, daha fazla iş birliği ve daha fazla disiplinler arası çalışma yapılmasının bir zorunluluk haline geldiği, etik sorumlulukların gıda zincirinin tüm aşamalarında gereği gibi tartışılması, ortak ilkeler benimsenmesi yönünde disiplinlerarası çalışmalar yapılmasının gerektiğinin altı çizildi. Yine ülkemizde gıda güvenliği standartlarının tabana yayılmasında hem üreticiler hem de lokanta, büfeler bazında küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesine büyük ihtiyaç bulunuyor. Bu nedenle bu konuda projeler geliştirilerek küçük ve orta ölçekli işletmelerin gıda güvenliği ve hijyen durumlarının gelişiminin sağlanması gerektiğine vurgu yapıldı.

 

TEK TEK BİREYLERİN SÖZLERİNDEN ÇOK, KURUMSAL İFADELERE İNANMAK ÖNEMLİ    

Hileli gıdalar, hijyen olmayan ortamlarda üretilen gıdalarla ilgili haberler basında sıkça yer buluyor. Bundan dolayı da aslında bir bilgi kirliliği var.  Tüketici gıda güvenliği konusunda doğru bilgiye nasıl ulaşabilir? Evet gıdalarla ilgili tüketiciye pek çok yanlış ve yanlı bilgi ulaşıyor. Oysa bilimsel çalışmalar ve gelişmeler her alanda olduğu gibi gıda alanında büyük faydalar yaratıyor. Gıdaları daha güvenli halde üretmeyi ve tüketicilere sunmayı sağlıyor. Artık risklerimizi de daha iyi analiz edebiliyoruz. Tabii her sektörde olduğu gibi bu sektörde de yasa dışı işler yaparak para kazanmaya çalışanlar var. Tüketicilerin bunlardan uzak durması önemli. Bu da kayıtlı ve onaylı, markası, etiket bilgileri olan ürünler tüketmekle başlıyor.

Ayrıca tek tek bireylerin sözlerinden çok, kurumsal ifadelere inanmak önemli. Tüketiciye çok miktarda yanlış bilginin ulaşması ancak böyle önlenebilir. 2-3 kişi gıdaları kötüleyip duruyor. Geriye kalan yüzbinlerce akademisyen, konu uzmanı hain olabilir mi? Tüketicinin bilinci çok önemli. Tüketiciler önlerine her gelen bilgiye inanmamalı. Yalan haberler, tüketiciyi gerçek risklerden uzaklaştırıyor.

Gıda güvenliği etikle de ilgili bir konu aynı zamanda. Gıda ve tarımda etik sorunlar nelerdir? Bunları aşmak için neler yapılabilir?

Bilgi sahibi olunmayan bir konuda gıdalara karalama yapmak etik bir sorundur. Çevre dostu politikalar izlememek, gıda israfı, haksız rekabet, çocuk işçi çalıştırmak… Etik farkındalığı yüksek olan toplumlarda yaşanmayan pek çok sorunun etik anlayışı zayıf toplumlarda yaşandığını görüyoruz. Felsefi bir alan aslında. Yıllardır gıda güvenliği konusunda “disiplinler arası iş birliği” ifadesinin sadece gıda mühendisliği, veteriner hekimlik, ziraat mühendisliği gibi alanları kapsamadığını; sosyoloji, psikoloji, felsefe gibi disiplinleri de kapsadığını dile getiriyoruz.

Bugün bu ülkede yaygın biçimde bir bilgi kirliliği yaşanıyorsa, işte bu tam da bir etik sorunudur. Bilmeden konuşan için de bu konuşmaya sessiz kalanlar için de bu ortamdan çıkar sağlayanlar için de…

Haber Görseli

26 BİN 500 ŞEF EĞİTİM ALDI

Dernek olarak gıda güvenliği anlamında ne gibi projeleriniz var? Hedefleriniz nelerdir?

Hem tüketicilere hem de sektöre yönelik birçok proje gerçekleştirdik ve hala üzerinde çalıştığımız yeni projelerimiz var. 2016 yılında başlattığımız “Güvenilir Eller” projesi hala devam etmekte ve sektörden yoğun bir ilgi görüyor. Ev dışı gıda sektöründe şeflerin gıda güvenliği alanındaki beklentilerini karşılamak amacıyla Unilever Food Solutions iş birliğiyle başlattığımız bu online eğitim programında şeflere gıda güvenliği konusunda temel bilgiler veriliyor. Beş modülden oluşan eğitimleri tamamlayan şeflere, Gıda Güvenliği Derneği onaylı isme özel sertifika ulaştırılıyor. Bugüne kadar online eğitimlere 26 bin 500 şef katıldı, umduğumuzun çok üstünde bir katılımla karşı karşıya olmaktan dolayı çok mutluyuz.

Derneğimiz için son derece önemi olan ilköğretim çocuklarına yönelik hazırladığımız  “Gıda Dedektifleri” projemiz var, çeşitli okullar ve belediye iş birlikleriyle gerçekleştiriyoruz. İlköğretim çocuklarının temel gıda güvenliği konusunda eğitim almasını sağlayan bu projemiz ile çocuklar hem gıda güvenliği konusunda bilgilendiriliyor hem de eğitimin bir parçası olan pratik uygulama ile yanlış gıda güvenliği uygulamalarını görme fırsatı buluyor.