KASIM-ARALIK 2024 / NESLİ TEHLİKE ALTINDAKİ TÜRLER
Doğanın denge bekçilerinden küçük akbaba
Küçük akbaba ülkemizdeki 4 akbaba türünden biridir. Ülkemiz ve Avrupa’daki en küçük akbabadır. Küçük akbaba genel yayılış gösteren bir tür olmasına rağmen Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliğine (International Union for Conservation of Nature and Natural Resources-IUCN) göre “ülkemizdeki tehdit sıralaması tehlikede” (EN) sınıfında yer alır.
Küçük akbaba (Neophron percnopterus) atmacagiller familyasından neophron cinsine aittir. Boyu 55 ile 70 cm arasında, kanat açıklığı 150-180 cm, ağırlığı ise 1,5-2,5 kg arasındadır. Kanatları geniş ve uzundur, bundan dolayı havada iyi süzülür. Gövdesi ve kanat örtüleri beyaz-kahverengi, kanat telekleri siyah renktedir. Kuyruğu kama şeklinde ve beyazdır. Yüz bölgesi sarıdır, ancak üreme döneminde (dişi bireyler) turuncuya dönüşür. Bacak bölgesi ise gri veya pembe olabilmektedir. Ayakları perdelidir, ayrıca düz ve uzun pençeleri vardır.
Eski dünya akbabası sayılan küçük akbaba, ilk olarak 1758 yılında tanımlanmış bir kuş türüdür. Ülkemizde yaşayan sakallı akbaba ile yakın akrabadır. Küçük akbabanın dünyada tanımlanan 3 alt türü bulunur. Ülkemizde Mısır akbabası olarak da isimlendirilir. Eski dünya kıtaları olarak bilinen Afrika, Avrupa ve Asya’da Hindistan’a kadar olan birçok bölgede yaşayabilir. Mevsimine göre kuzey-güney yönlü göç eder. Diğer yırtıcı kuşlar gibi yüksek yerlerden sıcak havayı (termal akımları) kullanarak uçar. Uygun yaşam alanı bulamadıkları durumlarda ağaçlara ve bina tepelerine de yuva yapar. Son yıllarda dünyanın birçok bölgesindeki yaşam alanlarının daralması nedeniyle popülasyonlarında ciddi düşüşler görülür.
ÜLKEMİZDE 1500 İLE 2000 CİVARINDA BİREYİN YAŞADIĞI TAHMİN EDİLİYOR
Ülkemiz Avrupa’nın en geniş popülasyonlarından birine sahip olmakla birlikte küçük akbaba nesli tehlike altında olarak sınıflandırılır. Türün üremek için tercih ettiği alanlar genellikle düşük yoğunluklu yerleşim yerlerine yakın ağaçlık alanlar, karışık vejetasyona sahip açık araziler, ovalar, stepler, savanlar ve nehir kıyısına yakın bölgelerdir. Ülkemizde türün dağılımı genel olarak Orta Anadolu Bölgesi olarak bilinir. Küçük akbaba türüne Kuzey Doğu Anadolu, Van Gölü çevresi, Akdeniz kıyıları ve Doğu Marmara gibi alanlarda da rastlanır. Ülkemizde 1500 ile 2000 civarında bireyin yaşadığı tahmin ediliyor. Türü tehdit eden başlıca faktörler arasında besin yetersizliği ve zehirlenme bulunuyor. Bunun yanında avcılık, habitat kaybı, elektrik hattı ve rüzgâr santrallerine çarpma diğer önemli tehditler arasında yer alıyor.
Küçük akbabalar leşçil beslenme alışkanlıklarının bir sonucu olarak zehirlenme tehdidiyle sıklıkla karşı karşıya kalır. Akbabaların mideleri oldukça asidiktir, leşlerde bulunabilecek neredeyse tüm bakteri ve virüsleri bu sayede öldürebilmektedir. Besin ağları aracılığıyla önemli besin döngüsünü ve enerji transferini teşvik eder. Bir anlamda hastalıkların yayılmasının kısmen önüne geçebilmektedir. Çürümüş etler ve hayvan leşleriyle beslenmesinin yanı sıra avlanarak da beslenir. Besin avlamak için genellikle yüksek bir oturaktan çevresini gözlemleyerek avını tespit eder. Yakaladığı avı yuvaya veya uygun bir yere götürerek parçalara ayırarak tüketir. Ayrıca diğer kuşların büyük yumurtalarını taş ile kırma yeteneği de vardır. Etobur olarak beslenen küçük akbabalar bir önceki üreme döneminde kullandıkları yuvaları tekrar kullanabilir. Küçük akbabalar, tek eşlidir ve çiftleşme mevsimlerinde eşleriyle birlikte göç eder. Yılda bir kez üreyen türün mevsim zamanlaması mart veya mayıs ayları olabilmektedir. Kuluçka dönemi genellikle 1,5 ile 2 aydır. Dişi, genellikle 2-3 yumurta bırakır. Koloni hâlinde de üreyebilir. Dişi ve erkek arasında kuluçka görevleri paylaşılır. Yavrular çıktıktan sonra, her iki ebeveyn de yavruları besler. İlk dönemde yavrular ebeveynlerce sindirilen etle beslenir. Zamanla, yavruların beslenmesine hayvan leşleri dâhil olur. Yavrular yaklaşık 2-3 ay boyunca yuvada kalır ve ebeveynler tarafından beslenir. Tüylenen kuşlar, üreme alanlarından uzakta, göçün başlangıcında ebeveynlerinden ayrılır. Küçük akbabanın 30-40 yıl arasında yaşadığı tahmin edilmektedir.