OCAK-ŞUBAT 2025 / AYIN KONUĞU
Oyuncu Burak Haktanır: “Televizyon dizileri ile gençler tarıma yönlendirilmeli”
Uzun yıllardır farklı projelerle izlediğimiz, son olarak da TRT1 ekranlarında yayınlanan Gönül Dağı isimli dizi ile beğeni toplayan oyuncu Burak Haktanır ile Türk Tarım Orman Dergisi’nin yeni sayısı için buluştuk. Meslek kariyeri, çocukluğu ve tarım üzerine kendisi ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sizi ekranlarda yer alan pek çok önemli projeden tanıyoruz. Şu anda da Gönül Dağı isimli dizide rol alıyorsunuz. Sizi daha yakından tanımak isteyenler için neler söylersiniz?
Aslen Van, Ercişliyim; İstanbul’da ikamet ediyorum. Evli ve 2 çocuk babasıyım. TRT1 ekranlarında her cumartesi yayınlanan Gönül Dağı isimli dizide Hamdi karakterini oynuyorum.
Oyunculuk serüvenine nasıl başladınız? Bu mesleği yapmak hep aklınızda olan bir şey miydi?
Profesyonel oyunculuk öncesi programlarda sunuculuk, şiir okumaları ve radyoculuk geçmişim var. Bunlar beni sahne sanatlarına yakınlaştırdı sonrasında oyunculuk eğitimi alarak bu mesleğe adım attım. Bir süre tiyatro yaptıktan sonra kamera önüne geçtim. İşin açıkçası öncesinde aklımda yoktu.
“HAYVANCILIK KUTSAL BİR MESLEK”
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Ailenizden ve eğitim hayatınızdan bahseder misiniz? Ailenizin tarımla ilgisi var mıydı?
İstanbul’da bir memur çocuğu olarak büyüdüm. 80’li yıllara denk gelen çocukluk dönemim mahalle kültüründe dolu dolu bir çocukluk olarak geçti yani sokakta oynamanın tadını fazlasıyla yaşadım. İlk olarak İngilizce İşletme Bölümünde 1 yıl okudum ama mutlu olmayacağımı hissettiğimde okulu bıraktım ardından Konservatuar Fakültesi Oyunculuk Bölümünü okudum sonrasında Tiyatro Yönetmenliği üzerine yüksek lisans yaptım. Hukuka olan ilgimden dolayı yüksek lisans yıllarımda ayrıca Adalet Bölümünü bitirdim.
Hatırlıyorum memleketimizdeki evin büyük bir bahçesi vardı. Orada bazı sebze ve meyveler yetişirdi, babamlar da eskiden sebze halinde meyve sebze toptancılığı yaparlardı. Tarımla nispeten böyle bir ilgimiz oldu.
Hayvancılık ise bana hep kutsal gelen mesleklerden biridir. Hiç yapmadık ama hep ilgimi çekmiştir.
“TOPRAK, TARIM VE GIDA ASLİ İHTİYAÇLARIMIZ”
Toprak, tarım, gıda, orman bu kavramlar hep önemliydi ama günümüzde daha da önemli hâle geldi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Toprakla uğraşmak, doğayla iç içe olmak size nasıl hissettiriyor?
Kızılderililere atfen söylenen çok güzel bir atasözü var: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.” Sanırım bu atasözü gün geçtikçe daha da anlam kazanıyor. İnsanın sağlıklı yaşamı sürdürebilmesi için toprak, tarım ve gıda asli ihtiyaçken insanoğlu şehir hayatında bunları yavaş yavaş bitirerek bir bir yaşam düzeni kurmaya çalışıyor ve bu da son derece tehlikeli bir yere doğru gidiyor.
Özellikle pandemi döneminde doğanın değerini çok daha iyi anladık. Tarım politikalarıyla bu farkındalığın yeni nesillere çok daha iyi aşılanması gerekiyor. Toprakla iç içe olmak insana muazzam bir huzur ve güven veriyor.
“ORGANİK VE DOĞAL BESLENMEYE ÖZEN GÖSTERİYORUM”
Beslenmenizde öncelik verdiğiniz ürünler var mı? Öğünlerinizi neye göre belirlersiniz?
Genellikle organik ve doğal ürünler tercih ediyoruz. Özellikle eşimin bu konudaki hassasiyeti benim için büyük bir şans. Şehir hayatı ve yoğun set programlarından dolayı yemek öğünlerinde çok düzenli olduğumu söyleyemem. Günde 2 öğün yemeye gayret ediyorum.
Gıda alışverişinizi kendiniz mi yaparsınız? Alışveriş yaparken nelere dikkat edersiniz?
Evde gıda alışverişi ile eşim ilgileniyor, etiketleri mutlaka okur, özellikle içindeki katkı maddeleri konusunda son derece hassastır.
Son olarak şunları söylemek isterim. Gençler meslek seçimlerinde popüler kültürden çok etkileniyor. Televizyon dizileri ve sosyal medya aracılığı ile gençlerimiz tarıma yönlendirilmeli, yarın çok geç olmadan bir an evvel bu çalışmalar hızlandırılmalı.
Değerli ozanımız Âşık Veysel’in dediği gibi: “Bizim sadık yârimiz kara topraktır.”