EYLÜL-EKİM 2018 / KAPAK KONUSU

Bal üretiminde dünya ikincisiyiz


Müge ÇEVİK     İbrahim BAĞCI 

07.09.2018 


Bitki ve arı ırkı çeşitliliği bakımından son derece zengin olan ve bu özelliğiyle diğer ülkelerden daha avantajlı konumda bulunan ülkemiz, kovan sayısı ve bal üretimi bakımından da dünyada 2’nci sırada bulunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı da ülkemizin bu avantajlı konumunu değerlendirmek ve arıcılık sektörünü daha da geliştirmek üzere önemli çalışmalar gerçekleştiriyor. Arıcılık ve bal üretimine ilişkin bu çalışmaların detaylarını ve ülkemizdeki arıcılık sektörünün durumunu Kanatlılar ve Küçükevciller Daire Başkanı Ercan Yenidünya dergimiz için değerlendirdi.

SEKTÖR DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM İÇERİSİNDE

Ülkemizdeki arıcılık sektörü hakkında kısa bilgi verir misiniz?

Günümüzde kutup bölgeler hariç dünyanın birçok ülkesinde yapılan arıcılık;  toprağa bağlı kalmadan az sermayeyle kısa sürede gelir getiren, bal arılarını sevk ve yönetebilme kabiliyetine dayanan tarımsal bir iş kolu. Dünyanın ballı bitkiler florasının dörtte üçüne sahip olan ülkemizdeki, 12 bin bitki türünden 4 bine yakını endemiktir. Anadolu tarihten bu yana, arıcılığın merkezi olma konumunu, sahip olduğu flora ve faunaya borçludur. Bitki çeşitliliğinin zengin olması, aynı zamanda arı ırklarının da çeşitliliğini barındırmakta ve arı ırkındaki bu çeşitlilik ülkemizi diğer ülkelere göre avantajlı bir duruma getirmektedir. Türkiye dünyada kovan sayısı ve bal üretimi bakımından 2’nci sırada yer alıyor. Sektör son yıllarda gerek bilgi teknolojileri, gerekse talebe yönelik üretim modeliyle yeni bir değişim ve dönüşüm içerisine girmiştir. Geleneksel üretim modeli, modern üretim modeline dönüşmüştür. Bal üretimi yanında diğer arı ürünleri de üretim alanına girerek ekonomiye, insan sağlığına katkı sağlayacak duruma gelmiştir. Ülke genelinde örgütlenen arıcılar kendi birliklerini kurmuş, ıslah çalışmalarını başlatmış, arıcılığın bilimsel alt yapısını oluşturmak amacıyla üniversitelerle ortak projeler uygulamaya koymuş, gıda sanayi - üretici entegrasyonunu sağlamayı başarmıştır.

BOMBUS ARISI DESTEKLENİYOR

Tarım ve Orman Bakanlığının arıcılık sektörüne yönelik faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?

Bakanlığımız, arıcılık faaliyetinde bulunan yetiştiricilerin bir kovandan daha fazla bal üretmeleri, aynı kovanda genç ana arı ile üretime devam etmeleri, elde ettikleri ürünlerin pazara arzında işleme ve paketleme tesislerinin kurulması, flora zenginliğine göre konaklama için yer tahsisleri, yardımcı malzemeler için teşvik uygulaması konularında bütüncül bir yaklaşım içerisinde politikalar geliştirmekte ve destekleme uygulamaları yapmaktadır. Bununla birlikte özellikle örtü altı üretimde polinasyon amacıyla Bombus arısı kullanımını da destek kapsamına aldı. Bunların yanında Bakanlık tarafından kaliteli ve insan sağlığını tehdit edici kalıntı içermeyen bal üretimi için organik tarım yapanlara da farklı miktarlarda özel destekleme uygulaması yapılıyor. Arı gen kaynaklarının korunması amacıyla da çalışmalar ve desteklemelerde bulunuyoruz. Anadolu’da yaşam alanı bulmuş olan Kafkas arısı, sahip olduğu ırk özellikleri itibariyle 2004 yılında tescil edildi. Bakanlık, Arı Yetiştiricileri Birlikleri ve üniversite iş birliği ile yapılan ıslah çalışmalarıyla elde edilen, Anadolu, Muğla ve Ege arısı arıcılarımızın kullanımına sunuldu. Farklı bölgelerimizde bulunan Yığılca, Trakya ve Batı Karadeniz arısı gibi diğer arı ırk ve ekotipleri ile ilgili ıslah çalışmaları ise devam ediyor.

Bakanlığımız; arıcıları kayıt altına alarak ülkemizin kovan varlığını belirlemek, gezginci arıcılığı takip etmek ve sistem üzerinden destekleme ödemeleri yapmayı kolaylaştırmak amacıyla Arıcılık Kayıt Sistemini (AKS) kurdu. Arıcılıkla ilgili Bakanlığımıza bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından, her yıl eğitim faaliyetleri kapsamında, arıcılar ve Bakanlık teknik personeline, arıcılıkta yeni teknikler, hastalıklarla mücadele, verimin arttırılması vb. konularda bilgiler veriliyor. Bakanlığa bağlı enstitü ve Ardahan Kafkas Arısı Üretim, Eğitim ve Gen Merkezi Müdürlüğünde bal üretimi yanında ıslah çalışması, propolis, polen ve arı sütü gibi yan ürünler konusunda da çalışmalar yapılıyor.

ÜRETİM İÇ TALEBİ KARŞILAYACAK DÜZEYDE

Türkiye’deki bal üretimi hakkında bilgi verir misiniz?

Bal, doğrudan ve diğer gıdalara katılarak tüketimi yanında aslında şifa amaçlı tüketimi de yaygın olan bir ürünümüz. Bal ve diğer ürünlerinin şifa amaçlı kullanılıyor olması son yıllarda alternatif tıbbın da gündemine girerek zaman içerisinde ticarete konu olmaya başlamıştır. Arıcılıkta büyük bir imkana sahip olan ülkemiz bu gelişmeleri fırsata çevirmiştir. Konuyla ilgili üniversite, sanayici ve yetiştirici iş birliği tesis edilmiştir. Ülkemizin farklı bölgelerinde sahip oldukları floraya bağlı olarak, çam (salgı balı), narenciye, kestane, pamuk, ayçiçek, kekik, geven gibi farklı ballar üretiliyor.

FAO 2016 yılı verilerine göre dünya arılı kovan varlığı 90 milyon 565 bin adet,  bal üretimi ise 1 milyon 787 bin ton. Çin Halk Cumhuriyeti 502 bin 614 ton ile ilk sırada, Türkiye 105 bin 532 ton ile ikinci sırada yer alıyor.

TÜİK verilerine göre de ülkemizde 2017 yılı itibariyle kovan sayısı 7 milyon 991 bin 72 adet olup, toplam bal üretim miktarı 114 bin 471 tondur. Üretilen balların çoğu iç piyasada tüketiliyor. Türkiye kovan varlığı bakımından Muğla ili birinci sırada yer almasına rağmen bal üretiminde Ordu ili ilk sırada yer alıyor.

2016 yılı FAO verilerine göre dünya bal ihracatında; Çin yüzde 23,3’lük oranla ilk sırada, Arjantin yüzde 14,8 oranla ikinci sırada, Hindistan yüzde 6,5’lik bir oranla 3’üncü sırada olup, 3 bin 622 ton bal ihraç eden Türkiye, yüzde 45,2 dilimde olan diğer ülkeler arasında yer alıyor.

2017 TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin bal ihraç ettiği ülkeler arasında, ABD  yüzde 45 oranla ilk sırada olup bunu yüzde 35 ile Almanya, yüzde 4 ile Suudi Arabistan, yüzde 2 oranla Belçika, Avusturya ve Fransa takip ediyor.

Ülkemizde üretilen bal miktarının iç talebi karşılayacak düzeyde olması ve üreticilerimizi korumak amacıyla, bal ithalatına izin verilmemekte, sadece endüstriyel amaçlı zaman zaman cüzi miktarlarda ithalat yapılmaktadır.

Haber Görseli

BAL ÜRETİMİNİN EKONOMİYE KATKISI 1 MİLYAR 710 MİLYON TL

Arıcılık sektörünün ekonomiye katkısına ilişkin rakamlar nelerdir? Ülkemizde arıcılık faaliyetlerinden kaç kişi geçimini sağlıyor?

Arıcılığın, doğrudan ve dolaylı olarak ekonomiye katkısı şeklinde ifade edilirse sadece bal üretimi değil arı ürünleri yanında polinasyonun da birlikte değerlendirilmesi gerekir. Son yıllarda arı ürünlerine yönelik talep artmakta, üretim de bu yönde gelişmektedir. Apiterapi ve kozmetik alanında kullanılmaya başlanılan arı ürünleri gelecek dönemler için önemli bir ekonomik kaynak olacak.

Doğrudan bal üretiminin yıllık ekonomiye katkısı yaklaşık 1 milyar 710 milyon TL’dir. Dolaylı olarak da, arının bitkisel üretimde çiçeklerin döllenmesinde yaptığı katkının üretime etkisi en az yüzde 30 oranında olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde arılar ile yapılan bitkisel üretimin verimliliğe etkisi Türk çiftçisi tarafından da son yıllarda değerlendirmeye alınmıştır. Örnek verilirse ayçiçeği üretiminde dekara verim 300 kilogram iken polinasyonla verim 390 kilograma kadar çıkmaktadır. Bombus arısının seralarda polinasyon amaçlı kullanımı ile verimlilik artmış ve her geçen gün bu yöntemi kullanan üretici sayısında ciddi artışlar olmuştur. Bakanlığımız tarafından 2005 yılından itibaren örtü altı üretiminde Bombus arısı kullanan üreticiler desteklenmekte olup, 2017 yılında 140 bin 174 adet koloni için toplam 8 milyon 410 bin 440 TL ödeme yapılmıştır. Ülkemizde arıcılık, kırsal alanda istihdam sağlamakta olup genellikle aile işletmesi şeklinde faaliyeti yürütülmektedir. Yaklaşık 60 bin üretici arıcılıktan gelir sağlamaktadır.

ANA ARI İÇİN 15 DAMIZLIK ANA ARI İÇİN 40 LİRA DESTEK

Tarım ve Orman Bakanlığının arıcılık faaliyetlerine ilişkin destekleri hakkında bilgi verir misiniz?

Bakanlığımız arıcılığa özel önemde destek veriyor. 2003 yılında başlayan arıcılık destekleri zaman içerisinde çeşitlendirilerek uygulandı. Bakanlığımız tarafından 2018 yılında, kovan başına 10 TL, ana arı için adet başına 15 TL, damızlık ana arı için adet başına 40 TL, gen kaynaklarını koruma desteği olarak kovan başına 40 TL, Bombus arısı kullanım desteği olarak koloni başına 60 TL, organik arıcılık desteği olarak da kovan başına 10 TL destek veriliyor.

Ayrıca, “Alternatif Hayvancılığı Geliştirme Projesi” kapsamında 2017-2019 yılları arasında Bakanlıkça belirlenen illerde boş kovan ve alet-ekipman alımına 5 bin TL’ye kadar yüzde 60 hibe, “Genç Çiftçi Projesi” kapsamında kırsal alanda yaşayan 18-40 yaşında kişilere 30 bin TL tutarında arılı kovan ve alet-ekipman hibe, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından, IPARD kapsamında faaliyet gösterdiği 42 ilde arıcılık sektörüne yönelik, Arıcılık ve Arı Ürünlerinin Üretimi, İşlenmesi ve Paketlenmesi’ne yüzde 55-65 arasında hibe destek veriliyor.

Tarımsal kredi kapsamında Arıcılık Kayıt Sistemine kayıtlı arıcılara yüzde 50 faiz indirimli Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince (TKK), Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi kullandırılıyor. 

İhracatın artırılması ve sektöre gerekli desteğin sağlanması amacıyla Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Yardımlarına İlişkin Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulunun 6 Nisan 2018 tarihli 2018/12 sayılı Kararı’na istinaden ihraç edilen bala 160 TL/ton ihracat iadesi yapılıyor.

Fotoğraf Galerisi

Ülkemizde bal dışındaki arı ürünleri ile ilgili üretim miktarları nasıl?

Ülkemizde arı ürünü olarak bal dışında, arı sütü, polen, propolis ve arı zehri üretilmekte, bu ürünlerin satışının daha çok bal satışı ile birlikte yapılıyor olmasından dolayı istatistiğe yansıması gerçekleşemiyor. Önümüzdeki yıldan itibaren arıcılık kayıt sisteminde yapılacak olan bir değişiklik ile bu ürünlerin de istatistiğinin tutulmasına başlanılacaktır.   

Bakanlığımız üreticilerle hangi yollarla iletişim kuruyor? Üreticilerle iş birlikleri var mı?

Arıcılarımız ile merkezi Ankara’da bulunan ve 79 ilde aktif görev yapan arı yetiştirici birlikleri ve yine merkezi Ankara’da olan 47 ilde 99 il ve ilçe merkezinde bulunan Bal Üreticileri Birlikleri vasıtasıyla iletişim kurulmakta ve karşılaştıkları problemler çözülmeye çalışılmaktadır. Bu sistemin dinamikliğini sağlamak amacıyla Bakanlığımız desteklemelerinden faydalanacak arıcıların bunlardan birine üye olma zorunluluğu istenmektedir. Bununla birlikte, ülkemizde mevcut bal arısı ırk ve ekotiplerinin belirlenerek ıslah edilmesi konusunda birliklerle iş birliği yapılıyor.

Türkiye’deki bal ve arı ürünlerinin verim ve kalitesi ile ilgili bilgi verir misiniz?

Ülkemizin her bölgesinin kendine özgü iklim şartları ve coğrafi yapısından dolayı mevcut ballı bitkilerin çiçeklenme dönemlerinde de farklılık ortaya çıkar.  Bu durumun farkında olan arıcılarımız bu alanlardan daha fazla bal elde etmek için göçer arıcılık yapmaktadırlar. Göçer arıcılık sistemi içerisinde birkaç floradan elde edilen ballar da kalite ve içerik bakımından zengin bir yelpaze sunuyor.  Bunlara; monofloral olarak elde edilen kekik balı, geven balı, kestane balı, akasya balı, ayçiçeği balını, polyfloral ballardan ise yayla balını (çiçek balı) örnek verebiliriz. Dünyada üretilen ve bir salgı balı olan çam balının yüzde 90’ı ülkemizde üretiliyor.

Türkiye’de üretilen balların yurt dışına tanıtımı yeterli mi?

Ülkemiz arıcılığı ve arıcılıkla ilgili yapılan bilimsel çalışmalar, uluslararası kongre ve fuarlara düzenlenerek veya katılım sağlanarak tanıtılıyor. Dünya Arıcılık Kongresi (Apimondia) 2017 yılında İstanbul’da düzenlendi. Kongre uluslararası düzeyde yaklaşık 5 bin kişinin katılımıyla gerçekleşmiş olup,  Bakanlığımız ve arı yetiştirici birliklerimiz ortaklaşa kongreyi organize etmiştir. Bunun yanında Eurobee kongrelerine katılım sağlanmakta ayrıca Muğla ilimizde iki yılda bir uluslararası çam balı kongresi düzenlenmektedir. Arı yetiştiricilerimizin yoğun katılımı ile yapılan bu faaliyetlerin artarak devam edeceğini beklemekteyiz. Kamu olarak yetiştiricinin bu tür toplantılara katılımı desteklenmekte ve teşvik edilmektedir.

Muhittin Eyimaya arıcılık bal polinasyon