OCAK-ŞUBAT 2018 / AYIN KONUSU
Ankara’nın ilk güneş enerjili serası kadınlara emanet
Turizm potansiyeliyle öne çıkan Beypazarı’nda Ankara’da ilk olma özelliği taşıyan güneş enerjili sera projesi tamamlandı.
Başkentin ilk güneş enerjili serası olan ve Beypazarı ilçesi Yoğunpelit mahallesi’nde kurulan seraya emek veren on kadın çiftçi “yeşil üretim” le hem çevreyi koruyor hem de iş sahibi olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Kırsal Alanda Kadının Güçlendirilmesi Ulusal Eylem Planı ve Onuncu Kalkınma Planı kapsamında Beypazarı ilçesi Yoğunpelit mahallesinde gelir seviyesi düşük kadınlara yönelik “Kadın Çiftçiler Yeşil Üretimle Domates Üretiyor, Hayatları Değişiyor” projesi hayata geçirildi. Proje kapsamında ilk olarak kadın çiftçilere yönelik seracılık, sulama ve fide yetiştiriciliği konularında kapsamlı eğitimler verildi. Eğitimler sonrasında kadın çiftçilere her biri bin metrekarelik iki adet sera inşa edildi. Bakanlık tarafından karşılanan ve 200bin TL’ye mal olan seraların ısınma, sulama işleri ve aydınlatma ihtiyaçlarının giderilmesi için 10 kW’lık bir güneş enerjisi sistemi (GES) kuruldu. Doğaya zarar vermeyen yenilenebilir enerji kaynağının kullanılmasıyla “yeşil üretim”e katkı verilmesi adına büyük önem taşıyan proje ile kadın çiftçilerin hem ekonomik olarak üretim girdi masraflarını düşürmeleri hem de iyi tarım uygulamalarına yönelik üretim gerçekleştirmeleri hedefleniyor. Koordinasyonu Ankara İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından yürütülen “Kadın Çiftçiler Yeşil Üretimle Domates Üretiyor, Hayatları Değişiyor” projesi kapsamında her hafta kadın çiftçiler ziyaret edilerek danışmanlık desteği verilmeye devam ediyor. Bu çerçevede kadın çiftçilere ürünlerin pazarlanması konusunda destek verilirken, proje ile köyden kente göçlerin önlenmesi de hedefleniyor.
Haber Görseli
Başkentin ilk güneş enerjili serası olan ve Beypazarı ilçesi Yoğunpelit mahallesi’nde kuruldu
İKLİM DOSTU KADINLAR
Ankara’daki bu örnek projeyi dergimiz
okurlarına daha yakından tanıtmak amacıyla seraya emek veren kadınlarla
bir araya geldik. Kendi işlerine sahip olmanın verdiği mutluluk
gözlerinden okunan kadınların en çok vurguladıkları nokta ise bu işle
birlikte özgüvenlerinin daha da artmış olmasıydı.
Nurcan Altındaş:
Devletimiz
bize bu olanağı sağladı, sera yaptı. İlk olarak domatesle başladık.
Ancak biraz geç başladığımız için domates geç yetişti. Şu anda kış
sezonu olduğu için marul yetiştiriyoruz. Yılda iki ya da üç kez ürün
alacağız. Sabah saat 06:00’da burada oluyoruz. 09:00-10:00’a kadar
seranın içi iyice ısınmadan işlerimizi yapıyoruz. Daha sonra
kahvaltımızı burada yapıyoruz ve evlerimize dönüyoruz. Zaten yaz
aylarında sera çok sıcak olduğu için uzun süre durulmuyor. Onun için
sabah erkenden geliyoruz, çalışıp dönüyoruz. Hepimiz aynı saatte
geliyoruz, aynı işi yapıyoruz. Çapalanacaksa çapa yapıyoruz, dikme ise
dikme yapıyoruz. Toplama işinde de hep beraberiz. Seramızda güneş
enerjisiyle elektrik sağlandığı için daha iyi ve karlı bizim için.
Elektrik sorunumuz yok, sulamayı da bu enerjiyle yapıyoruz. Bu bizim
için daha verimli. Ne ekersek daha iyi verim alacağız. Bu bizim için
daha avantajlı oldu. Sağ olsun devlet büyüklerimiz de bize bu olanağı
sağladılar. Bizim de kendimize güvenimiz arttı. Kadın olarak kendi
paramızı kazanmak çok iyi. Maddi katkısının yanında manevi katkısı da
oluyor. Bize burayı kurdular, dış tel örgülerimizi de Belediye
Başkanımız yaptı. Gerisini kendi çabalarımızla yapmaya çalışıyoruz.
Eşlerimiz de bize yardımcı oluyor. Burada erkek gücüyle yapılacak şeyler
de oluyor. Mesela gece sulamaya biz gelemiyoruz, onlar gelip
ilgileniyorlar. Burada on kadının üçer-dörder sırası var. Hepimize birer
sera olsa daha çok kazanırız. Yani dışarıya ekmezsin, buradan
kaldırırsın istediğin gibi hem de fazlasıyla, ondan karın olur. Herkese
de tavsiye ederiz. Sera iyi, güzel; dışarıyla hiç uğraşmana gerek yok.
Buradan ek, kaldır, sat. Yani dışarıdan alıcını da bulduktan sonra çok
rahat burası. Çünkü sabah erkenden gelip, sıcağa kalmadan işini bitirip
gidiyorsun. Gittiğin zaman da dışarıda boş durmuyorsun, kendi işinle
uğraşıyorsun. Tarladan daha kolay. Çünkü tarlada ot sorunu daha çok.
Burada iki kerede çapadan çıkarttığını tarlada 3-4 kere
çapalayabiliyorsun. Seracılığı herkese tavsiye ederiz.
Derya Erdoğan:
Buradaki on çiftçi kadından biriyim. Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden bize gelip bu projeyi sundular. Bize bu desteği sağladıkları için çok teşekkür ederiz. Burada domatesi daha erken yetiştirme şansımız oluyor. Yazları domates salatalık üretimi yapabileceğiz. Kışları ise marul, soğan, tere, maydanoz olabilir; bizim istediğimize bağlı. Ama domates için başvurduğumuzdan dolayı ilk birkaç yıl domates üretimi yapacağız. Kendi ayaklarımızın üzerinde durabilmek, kendimiz kazanmak, kendimiz yetiştirmek, bunun da bize gelirinin olması güzel bir şey. Yani isteyen herkese tavsiye ederiz. Ben zaten çocukluğumdan beri çiftçilikle uğraşan biriyim. Pazarlama konusunda da bu sene ilk olduğu için pazarcı arkadaşlarla görüştük. Bizim satış sağlayamadığımız zamanlarda Ankara İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü bize yardımcı oldu. İlerde inşallah satış yeri hazır olursa bizim için daha iyi olur. Seramız alttan ısıtmalı olursa çok iyi olur; Tarım Bakanlığımızdan bunu istiyoruz. O zaman kışları daha iyi üretim yapabileceğiz.
Ülkü Bol:
Bu yıl ilk olduğu için emeğimizin karşılığını tam olarak alamadık ama bundan sonra inşallah alırız. Kendi paramı kendim kazanacağım, çiftçi kadın olarak, üretici kadın olarak. Bakanlık da bize yardımcı oluyor, sürekli buradalar. Başkalarına da tavsiye ederiz. Katılım için istek var ama on kadın olduğumuz için daha fazla alamıyoruz. Her kadına bir sera olsa daha iyi olur bizim için. Burada aklımıza hiç yorulmak gelmiyor. Ben ineklerle ilgilenip buraya geliyorum, hayvancılık da yapıyorum. Devlet bize bu imkanı verdi inşallah daha iyi sonuçlandıracağız.