Kurutulmuş meyve sektörü hakkında bilgi verebilir misiniz? Türkiye dünya ile karşılaştırıldığında bu sektörde ne konumda?

Anadolu topraklarının birçok iklimi bir arada barındırması nedeniyle dünyada var olan 138 meyve türünden 80’e yakını ülkemizde yetiştirilebiliyor. İnsanlarda genel kanı olarak sağlık için meyve tüketilmesi algısı hakim ve buna paralel olarak meyvelerin her mevsimde sağlıklı olarak tüketilebilmesinin en iyi yolu da kurutulmuş meyveler olarak karşımıza çıkıyor. Sağlıklı atıştırmalık olmaları  nedeniyle dünya genelinde her sene kuru meyvelere ilgi ve talepte ciddi bir artış söz konusu.

Türkiye’nin 2023 yılı için hedeflediği 500 milyar dolar ihracat hedefinde kuru meyve üretiminin katkı sağlaması düşünülen payı 3 milyar dolardı ancak, son yıllarda kuru meyve ihracatı 1.3-1.4 milyar dolar aralığında seyrediyor.

Meyve kurutma makinesi fikri nasıl gelişti? Sizi bu makineyi yapmaya iten şey ne oldu?

Biz bir AR-GE şirketiyiz ve 30’a yakın patentimiz var. 2005 yılı patent 5.siyiz bu bağlamda sürekli olarak yapılamayanı yapma gayretindeyiz. Meyve kurutma işlemi de aslında dünyada yapılan ama istenilen randıman alınamayan bir durum.

Bizi bu meyve kurutma fırınını yapmaya iten fikir aslında piyasanın ihtiyacı ve gelen talepler oldu. En çok gelen taleplerden biri yüksek yakıt maliyetinin azaltılmasıydı. Biz de bu sorunu ürettiğimiz bu makineyle çözdük. Var olan makinelere göre ürettiğimiz meyve kurutma makinesi 10 kat daha tasarruflu kullanım olanağı sunuyor. Diğer sorunlar ise kurutulan meyvenin karamelize olması, kurutma süresinin uzun olması ve kurutma işleminden önce uygulanan ön işlemlerden dolayı meyvenin üzerinde oluşan partikül sorunu. Biz bu sorunları temelinden daha önce buluşunu gerçekleştirip tüm dünyada metot patenti aldığımız “%100 Milli ve Yerli” ısıtma teknolojimiz ile çözdük.

İTHAL ÜRÜNLERE GÖRE BİRÇOK AVANTAJI VAR

Sizin yaptığınız makinenin diğer ithal makinelerden ne gibi üstün özellikleri var?

Biz yabancı menşeili fırın üreticilerinin yapamadığını yaptık. Farklılıklarının bir kısmını sıralayabilirim. Meyve dilimlendiğinde hangi renkteyse, fırında kurutulduğunda aynı renkte çıkıyor, karamelize olmuyor. Tadı acılaşmıyor, hatta rayihası daha da artıyor. Meyveye kurutma işlemi öncesi ön işlem uygulamaya gerek kalmıyor. Kurutulan meyve üzerinde partikül oluşmuyor ki bu AB ülkelerine yapılacak ihracat için çok önemli. Daha kısa zamanda kuruyor. Diğer ürünlere göre çok daha az enerji ihtiyacı duyuluyor, milli ve yerli teknoloji olması sebebi ile yurt dışına patent bedeli gitmiyor.
Makinenin amortisman süresi de 1 yıldan az. Şöyle ki; ürünlerimiz sadece yaptığı tasarruf baz alındığında dahi kendi parasını bir sene dolmadan çıkarıyor.

ISITICILAR NANOTEKNOLOJİ İLE ÜRETİLİYOR

Meyve kurutma işlemi nasıl yapılıyor? Genelde hangi meyveler tercih ediliyor?

Meyve kurutma işleminde yöntemimiz güneşin doğal olarak yaptığı kurutma yönteminin yapay olarak uygulanmış halidir. Isıtıcılarımızı nanoteknoloji ile üretiyoruz.

Genelde; elma, armut, üzüm, şeftali, Trabzon hurması, muz, kivi ve mantar. Tabi ki bunlara ülkemizde yetişen 80 dolayında diğer meyveler de dahil.

ELMADA KURUTUMA SÜRESİ 1 SAATE İNİYOR

Eski sistemlerde kurutmadan sonra meyvenin üzerinde kalıntı neden oluşuyor? Sizin ürettiğiniz makine bu durumu nasıl yok ediyor?

Kalıntı sorunun başında bilinçsiz ilaçlama ve kimyasal gübre kullanım alışkanlığı yatmakta. Bu sebeple mutlaka, çiftçinin kimyasaldan uzak bir üretim yapmasının teşvik edilmesi lazım. Şu anda bizim yaptığımız Ardo Meyve Kurutma Fırınını Rize İl Tarım Orman Müdürlüğünün hibe projesi kapsamında kullanan Fındıklı ilçesi Organik Meyve Üreticileri Birliği meyvelerini hiç kimyasal kullanmadan üretiyor ve sonrasında da kimyasal ön hazırlık işlemi uygulamadan doğal olarak kurutuyor. Fakat diğer meyve kurutma fırınlarında kurutma yapmadan önce, meyvenin daha kolay kuruması ve renginin kararmaması için kimyasal ön işlem uygulanıyor. Ayrıca biz 6 saatte kuruyan elmayı 1 saatte, 3 günde kuruyan üzümü 10 saatte kuruttuk.Bu durum zamandan tasarruf anlamına geliyor.