OCAK-ŞUBAT 2019 / ÖNDER ÇİFTÇİ
Domatesi organik yetiştirdi sihirli bir toza dönüştürdü
Müge ÇEVİK -
Emine ŞENOL
Emine YEŞİLÖZ
Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü’ne paralel olarak 2015 yılından bu yana her yıl Girişimci Kadın Çiftçiler Ödül Törenini gerçekleştiriyor. Biz de dergimizin bu sayısında “Domatesi Organik Yetiştirdim, Sihirli Bir Toza Dönüştürdüm” projesiyle bu yılın birinciliğini kazanan Yasemin Bayazit ile bir röportaj yaptık. Kazandığı ödülle projesini hayata geçirmeye hazırlanan Yasemin Bayazit’in hedefi, ürünleriyle önce Türkiye geneline sonra da yurt dışına açılmak.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Kayseri ili Bünyan ilçesi Karahıdır Mahallesi’nde yaşıyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim. Yaklaşık 13 senedir çiftçilikle uğraşıyorum. Son 7 senedir de organik tarımla uğraşmaya başladım. Zamanımızı bu güzel yerde çiftçilik yaparak, güzel ürünler yetiştirerek değerlendiriyoruz.
Size ödül kazandıran projenizden söz eder misiniz? Fikir nasıl ortaya çıktı?
Projemiz domates kurusunun toza dönüştürülmesi projesi. Domatesimizin fazlasını zaten domates kurusu ve salça olarak değerlendiriyorduk. Daha sonra Kayseri Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün düzenlediği bir gezide bu tür ürünlerin mamul ürüne dönüştürüldüğünü gördüm ve benim de kafamda bu şekilde bir proje canlandı. Domates kurusunu nasıl başka bir şekilde değerlendiririm, daha cazip hale nasıl getirebilirim diye düşündüğüm noktada KOSGEB ve İŞKUR’un vermiş olduğu kursta bize bir proje hazırlanması söylendi. Bunun üzerine zaten kafamda olan ve yapmakta olduğum domates kurularını toza dönüştürüp domates çorbası ve yemeklerde çeşni olarak kullanmak gibi bir fikir doğdu. Sonra bu projeyi yazdık ve proje birinci oldu. Son 7 yıldır organik yetiştiricilik yapıyoruz. Yani bu domates kurularının bir özelliği organik olmaları. Bizimkini diğerlerinden ayıran en büyük özelliğide organik olması. Bundan sonra da normal çiftçiliğe dönmek istemiyoruz, organik üretime devam edeceğiz.
YÜZDE 75’İNİ ÖDÜL KARŞILAYACAK
Projeniz ne zaman hayata geçecek? Kazandığınız ödül projenizi gerçekleştirmek için yeterli olacak mı?
Domatesin toza dönüştürülmesi aşamasında kullanılan araç gereçler, fırınlanması olsun, öğütülmesi olsun bu makinelerin maliyeti çok yüksek olduğu için biz bunu şimdiye kadar hayata geçiremedik. Projenin yüzde 25’ini kendi öz kaynaklarımızdan sağlamayı düşünüyoruz. Yani yetiştirdiğimiz domatesleri kuruttuktan sonra elde ettiğimiz satış geliriyle karşılayacağız. Yüzde 75’ini de proje yarışmasından gelen ödülle desteklemeyi düşünüyoruz. Bu noktada şöyle bir şey var: Ben bu ödülü sadece kendi adıma almıyorum. Şu anda içinde bulunduğum kısa adı KAÇEM olan Kadın Çiftçiler Eğitim ve Üretim Merkezi Kooperatifinin hem kurucusu hem de ortağıyım. İnşallah bu tesis orada kurulacak. O yüzden benim yetişemediğim noktada kooperatifimizin bana sonsuz desteğinin olacağını düşünüyorum.
ANAM BABAM USULÜ ÜRETİYORUZ
Projeyi Kadın Çiftçiler Eğitim ve Üretim Merkezi Kooperatifi bünyesinde gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bu çerçevede kooperatifimizden de bahsetmek istiyorum. Kayseri Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün bir projesi olarak biz yaklaşık 3 haftalık bir kursa katıldık. Bunun sonunda da 12 kadın arkadaşla KAÇEM’i kurduk. Şu anda üretim iznimizle organik domatesten salça, organik çileklerimizden çilek reçeli, vişnelerimizden vişne reçeli, turşu, pekmez üretiyoruz. Şu anda Kayseri Büyükşehir Belediyemizin bize verdiği küçük bir dükkanımız var. Oraya geldiğinizde makarna, çorba, turşu, pekmez gibi bütün kışlık ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. Herkes gönül rahatlığıyla çocuklarına bizim ürünlerimizi yedirebilirler. Anam babam usulü diye bir tabir vardır. Domateslerimizi gün kurusu olarak güneşte kurutuyoruz. Eriştelerimizi hiçbir katkı maddesi olmadan yapıyoruz ve kurutuyoruz. Eriştelerimizi de organik undan yapıyoruz. İnşallah bu projeden aldığımız ödülle de kooperatifimize yaptıracağımız kurutma ve öğütme tesisi bize bu noktada da gerçekten çok büyük katkı sağlayacak diye düşünüyorum.
Sizinle birlikte bu projeden kaç kadın faydalanacak?
Biz seçilmiş 12 kadınız diye düşünüyorum, bu bir tesadüf değil. Çünkü hiç kimsenin hayal edemeyeceği bir iş yerimiz oldu. İl Müdürlüğü ve belediyenin ortak çalışması olarak bize Karahıdır’da atıl durumda olan bir okulu yaklaşık 500 bin TL’lik bir bütçeyle üretim merkezi haline dönüştürdüler. Orada üretim yerimiz var, kurutma yerimiz var, depomuz var. Gerçekten de hiç hayal edemeyeceğimiz bir noktaya geldik. Bize anahtar teslim bir fabrika verdiler. Kendi adıma şunu söyleyebilirim; gelebileceğim en yüksek yere geldiğimi düşünüyorum. Bu noktada şunu söylemek istiyorum: Hayallerinizin peşini hiçbir zaman bırakmayın çünkü o hayaller sizi gerçekten de istediğiniz yere götürüyor.
Projeniz ne kadar sürede kendini amorti edecek?
Elimize geçen her üründen domates kurusu yapsak, elimize geçen her çilekten reçel yapsak belki de bir sene içerisinde biz bunu amorti ederiz ama bizim şöyle bir hedefimiz var. Bizim ham maddelerimiz organik olduğu için sınırlı miktarda. Biz tonlarca çilek reçeli üretemiyoruz. Tonlarca organik salça üretemiyoruz. Bu yüzden de 2-3 sene içerisinde inşallah projemizin bütçesini amorti edeceğimizi düşünüyorum.
ÖRNEK OLMAK İSTİYORUZ
Projenizin geleceği ile ilgili düşünceleriniz neler?
Gelecekle ilgili şu anda o kadar güzel hayallerimiz var ki; öncelikle daha büyük bir insan kitlesine ulaşmayı istiyorum. Hem bu kooperatifte bize katılacak yeni arkadaşlar adına hem de ürünlerimizi satacağımız insanlar adına inşallah daha büyük kitlelere ulaşmayı düşünüyoruz. Bu yaptığımız kooperatifçilik işinin, bizim gibi yapmak isteyip de yapamayan kadınlara örnek olmasını istiyorum. Başka şehirlerde gezilere gittiğimiz yerlerdeki kadınlar, “Size ne kadar güzel bir imkan verilmiş, biz de böyle imkanlar istiyoruz” diyorlar. Köyümüze yapılan bu üretim merkezinin örnek olmasını istiyorum. Diğer illerde ve ilçelerde de bizim gibi çalışmak isteyip çalışamayan, çocuklarına destek olmak isteyen, kendi ayakları üzerinde durmak isteyen kadınlara böyle iş imkanları sunulmasını istiyoruz.
KAÇEM’in kuruluş hikayesinden de söz eder misiniz?
Biz Kadın Çiftçiler Eğitim ve Üretim Merkezi adıyla bu kursa başlarken bunların hiçbirini hayal etmiyorduk. Biz sadece kooperatifçilik eğitimi, hijyen eğitimi, organik tarım eğitimi aldığımızı düşünüyorduk. Bir atasözü vardır: Bir elin nesi var iki elin sesi var. Ben sadece burada yaptığım üretimle kendi öz ihtiyaçlarımı karşılayabilirim ama kooperatifte 12 arkadaşla bir araya gelip yaptığımız iş tam da bu atasözüne karşılık geliyor. Birlikten kuvvet doğar diye düşünüyorum. Projemizin evde oturup da ne yapabiliriz, insanlara nasıl faydalı olabiliriz diyen insanlara örnek olacağını düşünüyorum. Projemiz Kayseri ve Türkiye’de yavaş yavaş sesini duyurmaya başladı. Hemen hemen istediğimiz hedefe ulaşmış durumdayız. En son hedef olarak da bütün Türkiye geneline ve özellikle yurt dışına açılmayı düşünüyoruz. Kooperatifimizin adını yurt dışında da duyurmayı planlıyoruz. En büyük hedefimiz bu. Bu konuda da şu ana kadar bize hiçbir zaman desteğini esirgemeyen İl Müdürlüğümüz ve Bakanlığımızdan yine bize destek olmaya devam etmelerini ve ellerini üzerimizden çekmemelerini istiyorum.