OCAK-ŞUBAT 2019 / TARİHTEN NOTLAR

At mezarları ve türbeleri


Hasan SOYDAN    

11.01.2019 

İstanbul, Eskişehir ve Karacabey gibi haraların bulunduğu yerlerde at mezarlarına rastlanması, bu mezarların zamanla ziyaret yerine dönüşmüş olması ata verilen kıymetin bir göstergesidir.
At mezarları geleneği, dini olmayıp kültürel yapıyla ilgilidir. Daha çok Orta Asya geleneğinden devralınan bir alışkanlıktır.

Arapça bir kelime olan  türbe “türab” veya “terb” kelimelerinden türemiştir.  Lügatta, toprak, topraklı yer, bir şeyi toprakla örtmek ve üstüne toprak saçmak manalarına gelen türbe kelimesi etrafı çevrilmiş yahut üstü örtülmüş mezar yerine de kullanılır. Ayrıca türbe kelimesi ziyaret edilen büyük zatların, evliyaların, şehitlerin, sultanların mezarları için de kullanılır. Türk-İslam mimarisinde çok yaygın bir yapı tarzı olan türbelere, cami, medrese, tekke ve zaviyelerin yanında  rastlanmaktadır.

At mezarları geleneği, dini olmayıp  kültürel yapıyla ilgilidir. Daha çok Orta Asya geleneğinden devralınan bir alışkanlıktır. At kuyruğu bağlama, at kılından tuğ kullanımı, önemli şahısların cenaze merasimlerinde atların tersine eğerlenmesi ve çok kıymet verilen atlara mezar yapılması gibi davranışlar buna örnektir. İstanbul, Eskişehir ve Karacabey gibi haraların bulunduğu yerlerde at mezarlarına rastlanması, bu mezarların zamanla ziyaret yerine dönüşmüş olması ata verilen kıymetin bir göstergesidir.

EBU’D -DERDÂ’NIN ATININ MEZARII

Karacaahmet Mezarlığı’nda bulunan ve bugün Ebu’d -Derdâ’nın atının mezarı olarak bilinen, eskiden atlar mezarı olduğu söylenen alt tarafı mermer sütun, üstü türbe benzeri düz taş olan mezar, en ilginç mezar taşlarından biridir. Muallim İhsan Abidin buraya yürüyemeyen çocukların getirildiğini, çocuk etrafında dolaştırılırken yerlere yem saçıldığını ve çocuk yürümeye başladıktan sonra arpa saçılıp kurban kesildiğini anlatır. Türbenin halen ziyaretçileri vardır.

GAZİ SÜLEYMAN PAŞA VE ATI TÜRBESİ

Rumeli fatihi olarak ün yapan Gazi Süleyman Paşa Bolayır yakınlarında çıktığı bir av gezisi sırasında atından düşerek vefat etmiştir. Neşri, Süleyman Paşa’nın Bolayır ile Seydi Kavağı arasında doğanla avlanırken kaza ile düştüğü, atının altında kalarak öldüğünü yazar.

Bu nedenle Sultan Orhan Gazi’nin oğlu olan Gazi Süleyman Paşa Bolayır’daki türbesine çok sevdiği ve aynı zamanda ölümüne neden olan atıyla birlikte defnedilmiştir.(1359)

Günümüzde Gelibolu ilçesine bağlı olan Bolayır beldesinde aynı türbe içinde Gazi Süleyman Paşa, Lala Şahin Paşa ve Süleyman Paşa’nın atı ayrı kabirlerde yan yana yatmaktadır. Türbenin yan tarafında ise Namık Kemal’in kabri bulunmaktadır.

Haber Görseli

SİSLİ KIR
Padişahların ölen atları Karacaahmet’te ve Üsküdar Kavak Sarayı bahçesinde at mezarlarına gömülür, üzerlerine kitâbeleri konulurmuş.

Sisli Kır, Sultan II. Osman’ın (1618-1622) sevgili atının ismidir. 1028 (1619) tarihinde ölmüş ve padişah iradesiyle Üsküdar Sarayı’nın bahçesine gömülmüştür. 1169 (1755-56) tarihinde Üsküdar Sarayı’nın yıkılması, 1805 tarihinde Selimiye Mahallesi’nin yapılması üzerine mezar açıkta kalmış ve At Evliyası diye şöhreti bütün İstanbul’u sarmıştır. Sancılı atlar, şifa bulur ümidiyle bu mezarın etrafında üçer defa dolaştırılırmış. Bir bahçe içinde bulunan bu kabir taşı, hasta atların ziyaretlerini kolaylaştırmak amacıyla yerinden sökülerek aynı yer içinde başka bir yere konulmuştur.

Encümen azasından Necip Asım Bey tarafından orijinal olduğu görülen taş, Çinili Köşk’e getirilerek teşhir edilmiştir. Bu taş,  Taş Müze Müdürü Halil Edhem Bey (1861-1938) tarafından  “Bir Atın Mezar Taşı Kitabesi” başlıklı makale ile tanıtılmıştır. 1930 senesinde ise Topkapı Sarayı Müzesi’ne getirilen taş padişahların kullandıkları koşum takımlarından oluşan Raht-ı Hümâyun Hazinesi koleksiyonuna katılır.  
Mezar taşında: “Zıll-ı Hakk Hazreti Osman Hân’ın Sisli Kır nâm atı ölmüştür, Emr-i Yezdâniyle mevt irişicek bu makâm içre o gömülmüştür ( 1618 )” şeklinde ifade yazılıdır. Bu mezar taşı, Türk mezar taşı geleneğinin nadide bir örneğidir.

BABA KURUŞ VE BABA SÂ’D

Türkiye’deki Arap atı yetiştiriciliğinde kullanılan altı aygır kan hattı vardır. Bunlar Sâ’d, Hilal-ü Zaman, Kuruş, Berk, Alkuruş ve Seklavidir. Bu hatlardan Kuruş ve Sâ’d, en iyi yarış atlarımızın atası olmuştur. Kuruş hattından gelen Yalnız Efe, Sergen, Tamerin Oğlu gibi atlar vardır. Sâ’d sülalesi de Türkiye’deki en başarılı ve en hızlı yarış atı sülalesidir. Kafkaslı, İzbatur, Ayabakan gibi çok büyük şampiyonlar vermiştir.

Biri Şam’dan, diğeri Bağdat’tan özel olarak seçilerek getirilen Baba Kuruş, yaşadığı süre içerisinde 141 tay, Baba Sâ’d ise 147 tayın dünyaya gelmesini sağlamıştır. Çok değerli bu iki at için 1950’li yıllarda Karacabey Tarım İşletmesi içinde anıt mezar yapılmıştır.

at türbesi