Ankara keçisinin verim özellikleri üzerinde durulacak en önemli yönü tiftiktir. Tiftiği beyaz, dayanıklı, parlak, elastik, nem çekebilen, ısıya dayanıklı, yüksek yalıtım özelliğine sahip, kolay boyanabilen, düzgün ve kaygan yapısı nedeniyle kolay kirlenmeyen bir liftir. Yapağı, pamuk ve sentetik elyaflar ile kolayca karışabildiğinden dokuma sanayiinin vazgeçilmez bir ham maddesidir. Ankara keçisinin tiftiği yanında etinden de yararlanılır. Etinin gevrek bir yapısı ve lezzetli bir rayihası vardır. Diğer keçi ırklarından ayrı olarak etlerinde keçiye has olan koku bulunmaz. B vitamini ve demir açısından diğer kırmızı etlere göre çok daha zengindir.
Ankara keçisinin derisi zarif ve incedir. Birçok günlük eşyanın yapımında derisinden de yararlanılır. Sütü pek sağılmaz ancak oğlaklarına yetecek miktardadır. Sağılan keçi sürülerinde ise tiftik kalitesi düşer. Bu nedenle sağılması tavsiye edilmez.
ANKARA KEÇİSİ ÜRETİMİNDE GÜNEY AFRİKA BİRİNCİ SIRADA YER ALIYOR
Çeşitli kaynaklar Ankara keçisinin ana vatanının Orta Asya olduğunu bildirmektedir. Ancak, 13.yy’da Anadolu’ya göç eden Türk boyları beraberlerinde Ankara keçisini de getirmiş ve bugün sahip olduğu ırk özelliklerini Orta Anadolu’da kazanmıştır.
Zaman içerisinde Ankara keçileri değişik sebeplerle Anadolu’dan yurt dışına çıkarılmıştır. Resmi kayıtlara göre ilk kez Kanuni Sultan Süleyman 1541 yılında Ankara keçisini Roma-Germen İmparatoru V. Kral’a hediye etmiştir. Daha sonra Fransızlar, İspanyollar ve İtalyanlar çeşitli yollarla Ankara keçisini ülke dışına çıkarmış ve yetiştirmeye çalışmışlarsa da çevre şartlarından dolayı buralarda yetiştirilmesinde başarılı olamamışlardır.
Balta Limanı Antlaşmasından sonra, 1839 yılında İngiliz Albay Henderson Ankara’dan seçtiği 12 baş damızlık Ankara keçisini Güney Afrika’da özel olarak kurulan İngiliz çiftliklerine götürmüştür. Önceki ülkelerin aksine Güney Afrika’nın Cape bölgesine uyum sağlayan Ankara keçisi, yapılan bilinçli ıslah çalışmalarının ve yetiştirme tekniklerinin de etkisiyle kısa sürede gelişme göstermiştir. Bugün dünyada Ankara keçisi ve tiftik üretiminde Güney Afrika birinci sırada yer almaktadır.
1881 yılına kadar Ankara keçileri çeşitli yollardan yurt dışına çıkarılmış ancak; Osmanlı İmparatorluğu, 1881 yılında aldığı kararla Ankara keçisinin yurt dışına çıkarılışını tamamen yasaklamıştır.
Ülkemizde ise 1930 yılında Türkiye Tiftik Cemiyeti tarafından Ankara Lalahan’da Ankara keçisi yetiştiriciliği ve tiftik ıslahı çalışmaları yapmak ve bölge yetiştiricilerinin damızlık teke ve keçi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bir işletme kurulmuştur. Burası daha sonra kurulacak araştırma enstitüsünün temelini oluşturmuştur. Ankara keçisinin ıslah çalışmaları da ilk defa burada başlamıştır.
KORUMA PROGRAMIYLA ANKARA KEÇİSİ SAYISINDA ARTIŞ YAŞANDI
Bugün Türkiye dışında Güney Afrika, Amerika Birleşik Devletleri, Lesotho, Arjantin, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde Ankara keçisi yetiştiriciliği yapılıyor. 2017 yılında dünyada toplam 6 milyon baş Ankara keçisi vardı. Bu miktarın yüzde 3,5’i(215.000) Türkiye’de yetiştiriliyor.
Tarihsel ve ekonomik anlamda önemli bir gen kaynağımız olan Ankara keçisinin hızlı azalışının önüne geçmek için Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Evcil Hayvan Genetik Kaynaklarını Koruma Projesi çerçevesinde bu ırkı yetiştirici şartlarında doğal ortamlarında koruma programına almıştır. Ayrıca başlatılan Halk Elinde Küçükbaş Hayvan Islahı programı ile Ankara keçisi destekleme kapsamındadır. Nitekim bu çalışmaların neticesinde hızlı azalış durmuş ve 2009 yılında 146 bin başa düşen hayvan sayısı 2017 yılında 215 bin 645 baş seviyesine yükselmiştir.
Koruma programı yanında, 2006 yılından bu güne ıslah programı kapsamında: 30 bin baş anaç Ankara keçisi Ayaş, Beypazarı, Güdül, Polatlı ve Nallıhan ilçelerinde yetiştirici odaklı destekleniyor. Desteklenen bu hayvanların verim özelliklerine ait veriler toplanarak ıslah çalışmaları da yürütülüyor.
ANKARA KEÇİSİ’NİN GENETİK MATERYALİ GEN BANKASINDA SAKLANIYOR
Ayrıca 2007-2012 yılları arasında TUBİTAK tarafından desteklenen TURKHAYGEN-I projesi çerçevesinde diğer yerli ırkımızla beraber Ankara keçisinin genetik materyali (sperma, embriyo, DNA ve hücre) de dondurularak TAGEM’e bağlı Lalahan Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve Eğitim Merkezi ile TUBİTAK Gebze Marmara Araştırma Merkezinde (DNA ve hücre) oluşturulan Evcil Hayvan Gen Bankalarında muhafaza edilmektedir.
Ülkemizin gen kaynağı olma özelliği taşıyan Ankara keçisinin Türkiye genelinde tanıtımının yapılması ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Küresel ısınmanın sonuçlarının önümüzdeki yıllarda önemli seviyede tarım ve ekolojiyi etkileyeceği düşünüldüğünde sahip olunan doğal kaynakların ve özellikle hayvan genetik kaynaklarının önemi giderek artacaktır.
Alınacak bazı önlemler ile Ankara keçisi yetiştiriciliğinin yeniden ekonomik gelir getiren bir üretim kolu haline dönüştürülebilir. Bu amaçla: Ankara keçisinin esas verimi olan tiftikten sağlanan gelirine ek olarak et veriminden sağlanan gelirin de artırılması yoluna gidilebilir, keçi eti tüketiminin yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılabilir. Tiftikten elde edilen el yapımı hediyelik eşya, takı ve kültürel dokuma el sanatları üretimi yeniden canlandırılabilir ve Ankara keçisinden elde edilen pastırmaların üretimi konusunda çalışmalar yapılabilir. Ayrıca Ankara keçisinin başkentin önemli bir kültürel sembolü olması yönündeki faaliyetler artırılabilir.
Doğal ürünlere dönüş trendini iyi değerlendirerek, gelecek için de stratejik potansiyeli bulunan milli varlığımız olan Ankara keçisinin yetiştiriciliğinin sürdürülebilirliğinin sağlanması için her türlü tedbirin alınması ise sektör paydaşlarına düşen en önemli sorumluluktur.