Belli alanlarda farklılıkların giderek yok olmaya başladığı küreselleşen dünyamızda tüketiciler artık gıda maddelerinin kökenine ve duyusal özelliklerine giderek daha çok önem vermekte, özgünlüğü sertifikalanmış ürünleri güvenerek tercih etmektedirler.
Ankara simidi, Taşköprü sarımsağı, Denizli leblebisi, Mersin kerebici, Gaziantep baklavası, Malatya kayısısı, Afyon sucuğu, Kızılcahamam bazlaması, Uşak halısı, Kars Kaşarı, Oltu Taşı ve daha niceleri… Hepimizin severek ve kalitesine güvenerek tükettiğimiz ve kullandığımız bu ürünler aslında birer coğrafi işaret. Peki nedir son yıllarda sıkça bahsini duyduğumuz coğrafi işaret denilen kavram?
22/12/2016 tarih ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 34. maddesine göre;
Coğrafi işaret; belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir. Coğrafi işaretler, aşağıda belirtilen özelliklerine göre menşe adı ya da mahreç işareti olarak tescil edilir:
-
Menşe adı: coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya istisnai durumlarda ülkeden kaynaklanan, tüm veya esas özelliklerini bu coğrafi alana özgü doğal ve beşerî unsurlardan alan, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerin tümü bu coğrafi alanın sınırları içinde gerçekleşen ürünleri tanımlayan adlardır.
-
Mahreç işareti: coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya ülkeden kaynaklanan, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından bu coğrafi alan ile özdeşleşen, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinden en az biri belirlenmiş coğrafi alanın sınırları içinde yapılan ürünleri tanımlayan adlardır.
Mahreç işaretlerinin, ürünün özelliklerinden en az biri yöreye ait olmakla birlikte, yöre dışında da üretilebilmesi söz konusudur. Ürünün yöre ile bağı sadece ünü de olabilir. Mahreç işaretine Antep Baklavası, Hereke İpek Halısı örnek gösterilebilir. Coğrafi bir yer adı içermese dahi menşe adı ve mahreç işaretinde yer alan şartları taşıyan bir ürünü belirtmek için geleneksel olarak kullanılan, günlük dilde yerleşmiş ve coğrafi bir yer adı içermeyen adlar da menşe adı veya mahreç işareti olabilir.
Menşe adı veya mahreç işareti kapsamına girmeyen ve ilgili piyasada bir ürünü tarif etmek için geleneksel ürün adı olarak en az otuz yıl süreyle kullanıldığı kanıtlanan adlar, aşağıdaki şartlardan en az birini sağlaması hâlinde “geleneksel ürün adı” olarak tanımlanır:
a) Geleneksel üretim veya işleme yöntemi yahut geleneksel bileşimden kaynaklanması.
b) Geleneksel ham madde veya malzemeden üretilmiş olması.
Coğrafi işaret tescili tek bir üreticinin haklarını değil, tescil belgesindeki şartlara uygun üretim yapan ve pazarlayanların tümünün haklarını korur. Çünkü tescil yöresel, bölgesel ve ülkesel genelliğe sahip olup, sağladığı haklar belli bir kişiye veya bazı kişilere bağlanamaz.
DENETİMLER TARIM VE ORMAN BAKANLIĞINCA YAPILIYOR
Coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adlarından tarım ve gıda ürünlerine ilişkin piyasa denetimi, tarım ve gıda ile ilgili coğrafi işaretlerin veya geleneksel ürün adlarının kullanımının tescilde belirtilen özelliklere uygunluğunu Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Coğrafi işaretin ve geleneksel ürün adının kullanımına ilişkin denetim raporları her yıl Türk Patent ve Marka Kurumuna ibraz edilmek zorundadır. Denetim işlemlerinin belirtilen biçimde yerine getirilmemesi veya eksikliklerin verilen süre içerisinde tamamlanmaması durumunda, tescilli coğrafi işaret veya geleneksel ürün adının hükümsüz sayılmasına karar verilebilir.
COĞRAFİ İŞARET HAKKI HANGİ HALLERDE SONA ERER?
Coğrafi işaretlerin tescili ile birlikte koruma süresiz olarak başlar. Tescilin belirli dönemlerde yenilenmesine gerek yoktur. Coğrafi işaret hakkı iki durumda sona ermektedir. Bunlar hükümsüzlük davası ile tescil ettirenin tescilin sağladığı hak ve yükümlülükten vazgeçmesi ile olabilmektedir. Coğrafi işaret hakkına tecavüz sayılan fiiller Sınai Mülkiyet Kanunu’nda şöyle sıralanmaktadır:
-
Coğrafi işaret tesciline konu ürünün özelliklerini taşımadığı hâlde, coğrafi işaretin ününden yarar sağlayacak şekilde ya da tescil kapsamındaki ürünler veya bunlarla ilişkilendirilebilecek nitelikteki ürünlerle ilgili olarak coğrafi işaretin veya 46 ncı madde uyarınca kullanılması öngörülen amblemin ticari amaçlı olarak doğrudan veya dolaylı kullanımı.
-
Ürünün gerçek menşeini veya coğrafi işaretin tercümesini veya stilinde, tarzında, tipinde, türünde, yöntemiyle, orada üretildiği biçimde gibi açıklamaları içerse bile coğrafi işaretin kötüye kullanımı, taklidi veya coğrafi işareti çağrıştıran şekilde kullanımı.
-
Coğrafi işareti taşıyan ürünün iç veya dış ambalajında, tanıtımında ya da ürünle ilgili herhangi bir yazılı belgede, ürünün tescil kapsamındaki nitelikleri ile menşeine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı herhangi bir açıklama ya da işarete yer verilmesi.
-
Coğrafi işarete ilişkin amblemin tüketiciyi yanıltıcı biçimde kullanımı.
COĞRAFİ İŞARETLERLE İLGİLİ DAVALARA TİCARET MAHKEMELERİ BAKIYOR
Coğrafi işareti kullanma hakkına sahip olanlar, coğrafi işaretten doğan haklara tecavüz sayılan fiilleri tescil ettirene noter vasıtasıyla bildirerek dava açılmasını talep edebilir. Tescil ettirenin talebi kabul etmemesi veya bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde dava açmaması hâlinde, kullanma hakkına sahip olanlar, yapılan bildirimi de ekleyerek dava açabilir. Ancak ciddi bir zarar tehlikesi karşısında, kullanma hakkına sahip olanlar, süreyle bağlı kalmaksızın ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. Türkiye’de bu davalara bakmakla görevli uzman Ticaret Mahkemeleri (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri) kurulmuştur.