TEMMUZ-AĞUSTOS 2019 / TARİHTEN NOTLAR

Osmanlı’nın son dönemlerinde Oryehuda Çiftliği


Hasan SOYDAN    

11.07.2019 


Alliance Israelite Universelle ve Jewish Colonization Association adlı dernekler, Doğu Yahudiliğine yardım etmek amacını güden iki dernektir. Osmanlı Yahudi Cemaati, bu derneklerin desteğiyle Osmanlı Devleti’nin coğrafi sınırları içerisinde yaşayan Sefaradlar ve göçlerle gelen Aşkenazlar (Doğu Avrupa ve Rusya Yahudileri) için çözüm ararlar. Doğu Yahudiliğine en önemli yardımın onları üretici yapmaktan geçtiğine inanırlar.

Doğu Avrupa ve Rusya göçmeni Yahudilere Anadolu, “El Dorado/Altın Ülke” olarak tanıtılır ve  buraya yerleşmeleri konusunda özendirilirler. Osmanlı’nın farklı bölgelerinde satın aldıkları geniş arazileri, göçmenlerin barınmalarını ve tarımsal üretim yapmalarını sağlayacak şekilde düzenler, gelen göçmenleri bu çiftliklere yerleştirirler.

Bu çiftliklere yerleşen göçmenlere zirai konularda öncülük yapabilecek, üretimi yönlendirebilecek eğitimli insanlara ihtiyaç vardır. Bu tespitlerden yola çıkan cemaat yöneticileri, Anadolu’da ziraat okulları kurmayı hedefler. Anadolu’daki ilk Ziraat Mektebini 1890’da İzmir Bornova’da kurarlar. Ancak buranın yeterli gelmediğini düşünen yönetim, daha uygun bir yer arar.

İzmir Alliance İsraelite Müdürü Gabriel Arba, yaptığı araştırmalar sonucunda Manisa’nın Akhisar ilçesi yakınlarında bulunan Çakıroğlu Çiftliğini  bu amaca uygun görür.

Zirai eğitim için ihtiyaç duyulan mektebin inşaat projesi mimar M. Magnifico tarafından hazırlanarak Paris’teki Merkez Komitesine gönderilir. Projenin onaylanması ve ödeneğinin verilmesi üzerine, okulun inşaatı için izin istenir. Sultan II. Abdülhamid’in 27 Mayıs 1904 tarihli iradesinden hemen sonra inşaat başlanır ve okul inşaatı 1905 yılında tamamlanır.

Yetkililer Bornova Ziraat Mektebi’ni buraya taşımak üzere ruhsat almak ve taşınmayla ilgili izinler için ilgili kurumlar ile Yahudi Cemaati adına yazışmalar yaparlar.

Taşınma izni 4 Rebiülevvel 322 (19 Mayıs 1904) tarihinde verilir. Mektep, Or Yehuda’ya taşınır . Bornova’dan 50 talebe ve Rusya’dan göç eden 15 aile çiftliğe yerleştirilir.

Or Yehuda(Kutsal Işık)  Çiftliği ve Ziraat Mektebi 34 bin dönümlük araziye sahip olmakla beraber bunun üç bin dönümü eğitim amacıyla okula tahsis edilmiştir. Okul yönetimi hem öğrenci kabulünde hem de toprağın işlenmesiyle elde edilecek gelirde söz sahibidir .Göçmen aileler, elde ettikleri ürünün üçte birini koloni yönetimine vermekle yükümlüdürler.

Haber Görseli

Or Yehuda çiftliğinin amacı ziraatla uğraşan acil yardıma muhtaç Yahudi ailelerin iskânına yardımcı olmak ve okuldan elde edilecek bütün gelirleri bu uğurda kullanmaktır. Okulda verilen eğitimin amacı ise bilim insanı, öğretmen veya memur yetiştirmek değil, topraktan geçimini sağlayacak pratik eğitime dayalı ziraatçılar yetiştirmektir.

Bölgede modern metotlar ile eğitim ve tarım yapan böylesi bir çiftlik, komşu Müslüman ve Hıristiyan çiftçilerin dikkatini çeker ve Or Yehuda sıkça ziyaret edilen bir yer haline gelir.

Yaklaşık 450 öğrenci kapasiteli ziraat mektebinin ana amacı sadece yöredekileri değil, geniş bir coğrafyadaki yoksul Musevi çocuklarını tarım konusunda uzmanlaştırmaktır. Mektep geniş bir kampüs olarak kurulmuştur. Ana bina dışında bir tren istasyonu, Museviler için bir sinagogu, Rumlar için bir kilisesi de vardır. 1908 yılından itibaren Müslüman öğrenciler de okula kabul edilmeye başlanır. Eğitim dili Fransızcadır.

Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında her kurumda olduğu gibi burada da sıkıntılı günler başlar. Bu müzakereler sırasında 1915 Nisan’ında bir Osmanlı askeri birliği 150 asker ve 200 at ile çiftliğe gelerek okul binasına yerleşir. Zuckermann bu yeni gelişme karşısında İzmir Alman konsolosu Gustav Humbert’i ziyaret eder ve İzmir valisini bir telgrafla konu hakkında bilgilendirerek ondan acil yardım talep eder. İzmir Valisi Rahmi Bey’in girişimleri sonucu askeri birlik 50 gün konakladıktan sonra çiftliği terk eder.

Haber Görseli

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı döneminde ordunun ve sivil halkın iaşesini sağlamak amacıyla yürürlüğe koyduğu uygulamalar kapsamında, Or Yehuda yönetimi elde ettiği ürünün büyük bir bölümünü sivil ve askeri otoritelere teslim etmek zorunda kalır.

İzmir Valisi Rahmi Bey, Or Yehuda Ziraat Okulunun Müdürü Zuckermann’dan okul binası ile çevresindeki yaklaşık 3 bin dönüm araziyi ister, bunun karşılığında ise her yıl derneğin belirleyeceği sayıda öğrenciyi yatılı okula ücretsiz almayı teklif eder. Zuckermann ise valiye okulun işletmesinin dernekte kalması koşuluyla belli sayıda Müslüman öğrencinin okula kabul edilmesini teklif eder. Ancak Rahmi Bey bu teklife sıcak bakmaz.  Zuckermann, 10 Aralık 1914’te, çiftliğin ve okulun son durumunu Jewish Colonization Association yönetimine bildirir ve yardım talebinde bulunur.

Ziraat Okuluna tahsis edilen 3 bin dönümlük arazi, Belçika vatandaşlığına sahip Franz Philippson adlı Jewish Colonization Association üyesi bir Yahudi’nin üzerine kayıtlıdır. Bu durum, itilaf devletleri safındaki bir devletin vatandaşlığına sahip kişilerin Osmanlı topraklarındaki hukuki statüsüyle ilgili sıkıntılı bir durum yaratmakta ve hükümetin bu durumdaki arazilere el koymasının önünü açmaktadır.

Bütün itirazlara rağmen Rahmi Bey’in girişimleri sonuç vermiş, Or Yehuda’nın idare ve okul binalarına, lojmanları ve 500 dönüm arazisi ile beraber el konulmuştur. Seydiköy’deki verimsiz arazi üzerinde kurulu ziraat okulu ise buraya nakledilir. İzmir’de yayınlanan Anadolu gazetesinin 17 Kasım 1918 tarihli sayısında, Ziraat Nezareti’nin 1915 yılında Akhisar’a nakledilmiş olan Ziraat Mektebi’nin yeniden Seydiköy’deki okula nakledilmesini kararlaştırdığı kayıtlıdır.
 
Or Yehuda bu gelişmeler nedeniyle 30 Kasım 1918’e kadar kapalı kalır. Savaş sonrasında tekrar çalışmaya başladığında, Türk-Rum mücadelesinin yarattığı güvensiz ortamda eski verimliliğini yakalayamaz ve Or Yehuda 1924 yılında satışa çıkarılır. Mektep ve içinde bulunduğu çiftlik ile birlikte 1924 yılında Kayalıoğlu Ahmet Bey tarafından satın alınır.

Ahmet Bey, çiftlik arazisinin Tamburlu ve Sarıkaya mevkilerini kendine ayırıp, diğer kısımları satışa çıkarır.  Ancak çiftliğe yerleşen her çiftçiye tütün ekme ve ürünü kendisine teslim etme şartı getirir.

Ahmet Bey, bu mektebi 1944 yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağışlar. Bina 1944-1997 yılları arasında İlkokul olarak hizmet verir . 1997 yılında okulun bitişiğinde yapılan yeni okul binası kullanılmaya başlanınca, eski bina yalnızlığa ve bakımsızlığa terkedilir. Üç katlı ana bina hala ayaktadır, ancak iç kısımda ciddi tahribat vardır.

Halen mevcut olan kitabe üzerine okulun adı Osmanlıca, Fransızca ve İbranice olarak yazılmıştır. Yatılı olan öğrenciler için yapılmış olan hamam, konut olarak bir çiftçiye verilmiş, tadil edilerek kullanılmaya devam etmektedir. Okul bahçesinde yapılan peyzaj ve dikilen dış mekân ağaçları köyün günümüzdeki park alanını oluşturmaktadır.

Oryehuda Çiftliği