KASIM-ARALIK 2019 / BU BİR İNSAN HİKAYESİDİR

Akademisyenlikten süt üreticiliğine


Ayşegül ULUCAN ŞAHİN    

05.11.2019 

Çiftliğin kuruluş aşamasında devlet desteğinden yararlandık. Toplamda kuruluş ve hayvan alımları için 4 milyon TL destek aldık.
Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde Banu Konyar, devlet desteğiyle yılda 1 milyon litreden fazla süt üretiminin yapıldığı tesisi ile bölgeye ekonomik ve sosyal anlamda önemli katkılar sağlıyor. 100 dönümlük bir alana inşa edilen tesisin maliyeti hayvanlarla birlikte 15 milyon lira. Aynı anda 16 hayvanın el değmeden sağıldığı Avrupa standartlarında modern cihazlarla donatılan tesis bölgenin süt ihtiyacını karşılarken, yetiştirilen buzağılar da çevredeki üreticilere satılıyor. Kendisi aynı zamanda akademisyen olan Banu Konyar’ın bu etkileyici hikayesini sizlerle paylaşmak istedik.

Başarılı bir üretici olarak kendinizi tanıtır mısınız?

Öncelikle başarılı nitelemeniz için teşekkür ederim. Ben Banu Konyar. Sanat Tarihi eğitimi aldım. Uzun yıllar İstanbul’da çeşitli üniversitelerde akademisyen olarak görev yaptım. Halen de üniversite dışı öğretim elemanı olarak ders vermeye devam ediyorum. Evliyim ve bir çocuk annesiyim.

Süt çiftliğinde günlük olarak ne kadar süt üretimi yapıyorsunuz?

Çiftliğimizde günlük ortalama 3 ton süt üretiyoruz. Bu sütü bize değişkenlik göstermekle birlikte 240 anaç hayvanımız sağlıyor.

4 MİLYON LİRALIK DEVLET DESTEĞİ

Devlet desteği işinizi büyütmede nasıl bir katkı sağladı?


Çiftliğin kuruluş aşamasında devlet desteğinden yararlandık. Toplamda kuruluş ve hayvan alımları için 4 milyon TL destek aldık. Çiftliğimizin yatırım maliyeti 8 milyon 200 bin TL’dir. Bina ve makine desteklerini Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumundan (TKDK), hayvan alımında ise Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığından (DAP) destek aldık.

HAYVANLARI AVUSTURYA’DAN ALDIM

İşinize nasıl başladınız? Geleceğe dönük hedefleriniz nelerdir?


Aslında hayvancılık pek de bildiğim bir alan değildi. Fakat işin içine girdikçe her şey öğreniliyor. Merak ve ilgi en büyük itici gücünüz oluyor. Uzun zamandır memleketimize yatırım yapma isteğimiz vardı. Nereden nasıl başlayacağımız konusunda destekler bizi yönlendirici oldu. Bölgenin hayvancılık konusundaki zengin birikimi bizde uygun bir yatırım yaptığımız fikrini oluşturdu. İlk başta uzun bir araştırma dönemi yaşadık. Bir çiftlik nasıl olmalı, nasıl bir arazide kurulmalı, ekipmanları ne olmalı, çalışacak kişilerde hangi özellikler bulunmalı gibi ilk değerlendirmelerin ardından, elde ettiğimiz ürünü ne yapabiliriz, nasıl değerlendirebiliriz sorularını cevaplandırdık.
Ardından oldukça zorlu bir inşaat süreci yaşadık. Malum bölgenin hava şartları içerisinde bu denli büyük kapalı alanlar inşa etmek oldukça zordu. Burada mimar ve özellikle inşaat mühendisi arkadaşlarımız işlerin aksamadan yürümesinde büyük bir özveri ile çalıştılar.

Eş zamanlı olarak ekipman araştırması ve temini çalışmaları yürütüldü. Binalarımız tamamlanıp, ekipmanlarımız da yerleştirildikten sonra en önemli kısma sıra geldi. Hayvan temini. Kızlarımızı (biz aramızda hayvanlarımızı kızlarımız olarak tanımlıyoruz) Avusturya’dan çeşitli açık arttırmalardan seçtik. Bu süreci bizzat yönettim. Avusturya’da hayvan mezatlarına gidip seçim yapmak çok farklı bir deneyimdi. Hayvanlarımızın ülkemize gelmesi karantina sürecinin ardından artık her şeyimiz tamdı. Çiftliğimize ayak basan hayvanlarımızla birlikte kolları sıvadık. 2015 yılından bu yana da aynı istek ve heyecanla işimizi yürütüyoruz.

Haber Görseli

HASTALIKTAN ARİ VE AVRUPA BİRLİĞİ ONAYLI TEK ÇİFTLİK

Hedeflerimize gelirsek, bölgenin en büyük çiftliği olmak arzusundayız. Çevremizde Hastalıktan Ari ve Avrupa Birliği Onaylı Çiftlik sertifikasına sahip tek çiftliğiz. Bu kaliteyi koruyarak büyümek birincil hedefimiz. Ardından bu bölgeden önce ulusal ardından uluslararası marka çıkarma arzusundayız. Kendi markamız altında farklı ve denenmemiş ürünlerle bölge dışına açılmak istiyoruz. Biliyorum ve inanıyorum ki, bunu başaracağız.

Doğubeyazıt ve ülke ekonomisine yaptığınız katkıları anlatır mısınız?

Ben bölge için çok önemli olduğumuzu düşünüyorum. Nedeni de bu bölgeye profesyonel işletme, profesyonel işletmeci, çözüm ortağı gibi kavramları aşılıyoruz.

Bir işletmenin bulunduğu bölgeye farklı alanlarda katkıları olabilir. Birincisi ekonomik fayda. Bir bölgede yatırım yapıyorsanız oradaki insana iş imkanı yaratıyorsunuz demektir. Bizim de ilk isteğimiz bölgedeki insana iş imkanı yaratarak zorunlu göçlerin bir nebze olsun önüne geçebilmek.  Bu sayede kişiler kendi köylerinde kalabiliyor, ailelerinden uzakta yaşama zorunlulukları ortadan kalkıyor. Bunun ekonomik girdisi kadar insani yönünü de çok önemsiyoruz.

YEREL ESNAFLA ÇALIŞIYORUZ

Doğrudan çalıştırdığınız insana dokunan faydanın dışında, yaptığınız alışverişlerle de bulunduğunuz bölgenin ekonomisine katkı sağlıyorsunuz. Biz tedarikçilerimiz konusunda mümkün olduğunca yerel esnafla çalışmaya gayret ediyoruz.  Ekonomik girdinin büyük şirketlere değil yerel esnafa ulaşmasını amaçlıyoruz.  Kurulduğumuzdan bu yana tüm kaba yem alımlarımızı bölge çiftçisinden sağlıyoruz. Yaklaşık 300 hayvanlık kaba yem alımı bölge çiftçisi için oldukça önemli bir ekonomik kazanç oluşturuyor.

Yine bulunduğumuz bölgede ekonomik ilişkilerin profesyonelleşmesi konusunda da çok önemli bir rol oynadığımızı düşünüyorum.  Faturalı iş yapmak başlangıçta çok zorlandığımız bir kavram olmuştu. Fakat artık çalıştığımız herkes faturasız iş yapmadığımızı, bu konudaki kesin tavrımızı kabullendi ve alıştı. Yine profesyonellik adına yapılacak iş öncesinde teklif hazırlamak, sözleşme yapmak, bu sözleşme şartlarını eksiksiz yerine getirmek gibi kavramlara da artık yabancı değiller. Söylediklerimin yanlış anlaşılmasını da istemem. Bu konuları bilen uygulayan işletmeler elbette vardı. Sadece yaygınlaşmasına katkı sağladık. Yoksa bizim en büyük tedarikçimiz kurulduğumuz günden bu yana yereldeki bir firmadır. Onun bize çözüm üretebildiği her konuda onlarla çalışmaya devam edeceğiz. Ancak bazı mal alımlarında ne yazık ki, bölgeden çözüm üretmek mümkün olmuyor. Bu zamanlarda mecburen İstanbul gibi büyük şehirlere yüzümüzü dönmek zorunda kalıyoruz.

PERAKENDE ÇİĞ SÜT SATIŞI YAPIYORUZ

Ürettiğimiz sütün kalitesi de dolaylı bir ekonomik katkı sağlıyor. Bölgemizdeki tek “Hastalıktan Ari İşletme” olmamız nedeniyle perakende süt satma yetkisine de sahip olan tek işletmeyiz. 2 yıldır Doğubeyazıt ve Ağrı’ya perakende çiğ süt satışı yapıyoruz. O kadar kaliteli süt üretiyoruz ki pastörize sütlere olan ilgiyi azalttık. Yine perakende süt satışlarında uyulması gereken kuralları uyguladığımız için halkın bilinçlenmesi ve bilinçli tüketici olması konusunda da eğitici oluyoruz. Sattığımız sütün önce kalitesi sonra hijyen kurallarına uygunluğunu gören tüketici başka ürünlerde de aynı standartları sorgular hale geliyor. Bu çok önemli bizim için. Yaptığımız her işte sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ettik etmeye de devam edeceğiz.

Fakat tabii bu anlattıklarım işlerin kolaylıkla yürüdüğü anlamına gelmemeli. Özellikle Süt Konseyinin belirlediği çiğ süt satış fiyatları, bizi oldukça zorluyor. Keza yine hayvan ithalatı da yerli hayvan satışları karşısında bir engel oluşturuyor. Dilerim bu konular en kısa zamanda çözüme ulaşır.

Haber Görseli

KAPSAMLI BÜTÇE ÇALIŞMASI YAPILMALI

Hayvancılıkla ilgili işini büyütmek isteyenler için tavsiyeleriniz var mı?


Öncelikle sabırlı olmak gerektiğini düşünüyorum. Agresif büyüme hamleleri bu sektör için çok doğru gelmiyor bana. Sonuçta canlı ile uğraşıyorsunuz. Her an her şey olabilir. Bir salgın hastalık sizi derinden yaralayabilir veya kurak giden bir yılın ardından yem fiyatları beklemediğiniz oranda artabilir. Bu nedenle öncelikle sükûnetinizi korumanız çok önemli. Sonrasında çok kapsamlı bütçe çalışması yapmak gerektiğini düşünüyorum.
Önünüzdeki beş yılı öngörmek çok önemli.

DEVLET DESTEKLERİ BÜYÜK FIRSAT

Devlet destekleri işini büyütmek isteyenlere önemli bir fırsat sunuyor. Fakat unutulmamalıdır ki hayvancılık sektörünün yatırım maliyetlerinin geri dönüşleri kısa vadede olmaz. Bu nedenle, devlet desteğinin dışında kalacak kısmı öz kaynaklarınız ile değil de kredi vb. yöntemlerle karşılamayı düşünüyorsanız bir daha düşünün derim. Yeni aldığınız hayvanların size süt ve yavru vermeye başlaması belirli bir süre alacak. Bu sırada kredi ödeme günleri gelecek. Bunu nasıl karşılayacaksınız? Görüştüğüm pek çok kişi, çiftlikleri bir emeklilik hayali olarak algılıyor. Ancak 100-200 hayvanı beslemek, bakımını yapmak, yaşam hakkını korumak pek de “köye geri dönelim bir iki de hayvanımız olsun” hayali ile örtüşmüyor. Bu nedenle son derece iyi düşünülüp, az önce de dediğim gibi iyi planlanmış olması gerekiyor. Pek de dışarıdan görüldüğü gibi değil işin aslı. Bu nedenle tüm yatırımlarda olduğu gibi ön araştırma ve bütçe çalışmaları çok önemli. Yeni kuruyor veya büyütmek istiyorsanız durum değişmez gibi geliyor bana. Yine de kimsenin gözünü korkutmak istemem. Önemli olan kendi işine sahip çıkmak, danışmanlık almak ama her şeyden önemlisi önce yatırımcının bilgilenmesi, yaptığı işe hakim olması.

YATIRIMCILAR BU BÖLGEDE KAYNAKLARI DEĞERLENDİREBİLİR

Aslında söylenecek çok söz var. Ülke ekonomisine katkı sağlamak öncelikle yatırım yapmaktan geçiyor. İmkanı olan herkesin yatırıma teşvik edilmeleri çok önemli. Burada bürokrasi çoğu zaman yorucu ve zaman alıcı olabiliyor. Yerel yöneticilerin yatırımcıları destekleyici olmaları çok önemli. Okyanusta yüzerken derede boğulmak; yaptığınız onca büyük işe rağmen küçücük bir hatadan dolayı başınızın ağrıması çoğu zaman motivasyonu düşüren bir etmen oluyor. Ama yine de her zaman yılmadan devam etmek bizim temel düşüncemiz.

Çiftlikler için en büyük maliyetler şüphesiz yem girdileridir. Bu konuda ithal ham madde nedeniyle yem fiyatları sürekli değişkenlik gösteriyor. Kaliteli yem almak istediğinizde fiyatlarla başa çıkmak oldukça güç oluyor.

SOSYAL SORUMLUK PROJELERİMİZİ HAYATA GEÇİRİYORUZ

Sosyal sorumluluk projeleriniz de var. Bunlardan da söz edebilir misiniz?


Biz çiftliğimizde istihdam sağlamanın ötesinde, bölge insanına çeşitli alanlarda da yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Köye ilkokul, basketbol sahası, taziye evi gibi mekânsal katkılar yanında, her yıl düzenli olarak kitap yardımını sağlıyoruz. Mesela, geçen yıl benim kızım, okulunda yaptığı bir sosyal sorumluluk projesiyle ilkokul öğrencilerinin üç isteğinin İstanbul’daki öğrenciler tarafından gerçekleştirildiği bir projeyi gerçekleştirdi.

VETERİNER HEKİMLERDEN KÖY OKULUNA KÜTÜPHANE

Sosyal sorumluluk sadece yardımla sınırlı değildir şüphesiz. Köyümüzdeki kadınlarımıza yönelik istihdam çalışmalarımız devam ediyor. Hemcinslerime pozitif ayrımcılık yaparak onlar için imkanlar sağlamaktan son derece memnunum. Henüz tamamıyla  hayata geçiremediğimiz ama başladığımız bir projemiz köyde yaşayan kadınlarımıza geleneksel yöntemlerle süt ürünleri ürettirmek ve ortaklık anlayışıyla bu ürünleri pazarlamak. Pek çok proje sırasını bekler şekilde dosyalarımızda duruyor. Dilerim hepsini gerçekleştirmek nasip olur.

Öte yandan,  İşletme Müdürümüz Veteriner Hekim Yasin Biçer, sosyal medya üzerinden anlaşan kitap dostu veteriner hekimler ile Sarıbey Köyü İlkokuluna kütüphane kurdu.

BanuKonyar Ağrı sütüretimtesisi