OCAK-ŞUBAT 2020 / KAPAK KONUSU
“Rekabet için sürdürülebilir ve izlenebilir olmalısınız”
Dünya ile rekabet edebilmede tarımsal pazarlama önemli bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Tarım sektöründe faaliyet gösteren büyük firmalar pazarlamayı kendi başlarına yapma imkânı bulabilse de küçük işletmeler bu imkânı çoğu zaman bulamıyor. Doğru ve sürdürülebilir bir pazarlama için neler yapılması gerektiğini, pazarlamaya dönük ne gibi faaliyetler yürüttüklerini Tekfen Tarımsal Araştırma Üretim ve Pazarlama AŞ Genel Müdürü Emrah İnce ile görüştük.
Tarımsal ürünün üreticiden tüketiciye ulaştırılmasına kadar olan aşamaların tümünü içine alan bir sistem olarak adlandırılan tarımsal pazarlamayı siz nasıl değerlendirirsiniz?
Tarımsal pazarlamada çiftçi çok önemli bir unsur. “Pricing power” dediğimiz fiyatlama gücü, dünyanın her pazarında üreticinin elinde bulunuyor. Üretici istenilen kalitede, sürdürülebilir ve izlenebilir bir ürün ürettiğinde, fiyatı da belirleme önceliğine veya imtiyazına sahip. Maalesef bu standartları tutturamadığınızda ve yapısal olarak da çiftçinin üretim maliyetlerini sürdürülebilir bir noktada iyileştiremediğinizde, rekabetin bu unsurlar üzerinden yaşanması kaçınılmaz oluyor.
Kooperatifleşme sadece girdi ve satın alma maliyetlerini düşürmede değil, pazarlamada da ciddi bir güçtür. Bu nedenle çiftçi, üretici satış ve pazarlama kooperatiflerinin kaynaklarını konsolide ederek, elleçleme ve işleme alt yapı yatırımları ile marka olma yolunda gerekleri yerine getirerek tarımsal pazarlamada çok ciddi bir sistem yaratması gerekiyor. Bugün İspanya örneğine baktığımızda cirosu yıllık 1 milyar dolar mertebesine yaklaşan, 10’dan fazla ülkede örgütlenmiş İspanya merkezli kurulmuş kooperatiflerinin olduğunu ve bunların da global bir platform olarak dünyada boy gösterdiğini görüyoruz.
Haber Görseli
Tekfen Tarımsal Araştırma Üretim ve Pazarlama A.Ş. Genel Müdürü Emrah İnce
Yıllar itibariyle tarımsal pazarlama kanallarında değişiklikler olmaktadır. Tarımsal pazarlamada kuvvetli kalabilmek için alt yapı çalışmaları da dahil olmak üzere siz ne tür çalışmalar yapmaktasınız?
Tekfen Tarım olarak pazarda kalıcı olmak için tarımsal üretim, modern tesis, AR-GE, inovasyon ve sözleşmeli tarım alanlarına yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Bu doğrultuda, 2023 yılında, yaklaşık 400 bin dekar alanda faaliyet göstermeyi hedefliyoruz. Yine 2023 yılında buğday, arpa, muz, patates ve susam başta olmak üzere, pek çok üründe, hastalıklardan arındırılmış tohum, fidan ve ürün üreteceğiz. Pazarlamada firmaya yegane güç katan unsurların başında kaldıraç olarak AR-GE ve insan kıymetlerine yapılan yatırım geliyor. Bu yüzden sadece tohum veya bitki değil insan kıymetleri de yetiştiriyoruz, bünyemizdeki bence en değerli ve kuvvetli kasımız bu alan.
ÇİN VE GÜNEY KORE’YE TÜRK KİRAZINI İHRAÇ ETMEYİ BAŞARDIK
Firma olarak hangi ürünleri üretip pazarlamaktasınız? AR-GE çalışmalarınız ne düzeyde? Ürünlerinizin ne kadarını ihraç etmektesiniz?
Biz geniş bir ürün yelpazesinde “tarımsal ve gıda” entegrasyonunu gerçekleştiriyoruz. Sahip olduğumuz bu bitkisel üretim çeşitliliğiyle bu içerikte dünyanın sayılı tarımsal üretim şirketlerindeniz. Portföyümüzde ürün olarak; kiraz, Bursa siyah incir, kayısı, nektarin, nar, Japon eriği, kestane, muz, muz fidanı, buğday tohumu, tohumluk patates ve fidan bulunuyor.
Meyvecilik ve fidancılık alanında 40’ı aşkın ülkeye yaş meyve ihracatı gerçekleştirmekle beraber Antalya Çandır’daki deneme seralarımızda da muz yetiştiriciliği yapıyoruz. Bugün itibariyle 5 farklı ilde 6 bin 800 dekar büyüklüğünde bahçemiz var.
Yine bunların yanında 2018 yılında moleküler ıslah ve bitkisel üretim alanında AR-GE merkezi olarak tescil edilen Agripark’ta üniversitelerle iş birliği gerçekleştiriyoruz. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) desteği ile “Milli Pancar Çeşidi Islahı” konusunda proje başlattık. Bunun dışında PRIMA (The Partnership for Research and Innovation in the Mediterranean Area) programı çerçevesinde GENDIBAR Akdeniz iklim kuşağına uygun arpa ıslahı konusunda 8 farklı ülkeden katılan konsorsiyum partnerleri içinde tek ticari firmayız ve Türkiye’den de tek katılımcıyız.
İhracat alanında ise 2019 yılında çok önemli başarılara imza attık. Çin ve Güney Kore gibi ithalatta çok katı kuralları olan ancak aynı zamanda çok büyük potansiyel barındıran pazarlara Türk kirazını ihraç etmeyi başardık. Bu başarı, önümüzdeki dönemde farklı ürünlerde de devam edecek. Tabii Asya’ya yaptığımız ihracatın yanı sıra aralarında pek çok AB ülkesinin de bulunduğu yaklaşık 40 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.
Sürdürülebilir pazarlama girişimleri açısından siz neler yapmaktasınız?
Pazarlamanın sürdürülebilir olması yaptığınız işlerin sürdürülebilir olması ile doğru orantılıdır. Yani ne kadar verimli ürettiğinizden ziyade “ne kadar sürdürülebilir ve izlenebilir” üretim yaptığınızı ispat etmek zorunda olduğunuz yeni bir döneme giriyoruz. Bu da hepimizin, yaşadığımız dünyaya ve gelecek nesillere karşı ortak sorumluluğu.
Bu kapsamda state-of-art diye tanımlayacağımız, sürdürülebilirlik ve izlenebilirlik konusunda Avrupa dahil olmak üzere rakiplerimize göre daha üstün bir meyve işleme tesisi yatırımı için çalışmalara başladık. 2021 yılında hizmete girmesi beklenen tesisimizle sektöre yaklaşık 150 tam zamanlı, 700 geçici ve 25 bin ton elleçleme kapasitesi ile hizmet vermeyi hedefliyoruz.
Dış pazarlarda kalıcı olmayı hedeflerken, pazarın istediği miktar ve kalitede üretim için neler yapmaktasınız?
Dış pazarlarda alıcıların ve müşterilerin farkındalığı oldukça fazla. Sürdürülebilir ve izlenebilir olmayan hiçbir ürün, 5 yıl içerisinde özellikle Avrupa pazarında yer bulamayacak. Maalesef Türkiye’nin izlenebilirlik konusunda topyekûn kat etmesi gereken mesafesi bulunuyor. Bunun içinse çiftçilerimize çok önemli bir sorumluluk düşüyor.
Bugün 600 bin ton kiraz üretimi ile dünya lideri olan ülkemiz sadece 80 bin ton ihracat yapabiliyor. 50 bin ton üretiminin 30 bin tonunu ihraç eden Özbekistan’la kıyasladığımızda, yapılması gerekenlerin daha iyi planlanması gerektiğini görüyoruz.
İlaç kullanımı, ilaç programları, entegre pest yönetimi, alt yapı, soğuk hava ve paketleme/elleçleme tesis yatırımları, kooperatifleşme, mekanizasyon ve bunun gibi birçok parametre üzerine de ayrıca çalışmalıyız.
Tarımsal pazarlama aşamasında karşılaşılan zorluklar nelerdir?
Tarımsal pazarlamada, özellikle ihracat konusunda uluslararası pazarda bazı noktalarda zorluk olarak nitelendirebileceğimiz çeşitli tarife dışı bariyerler bulunurken özellikle güçlü alanlardan olduğumuz kiraz yetiştiriciliğinde Türkiye’nin de tabi tutulduğu soğuk işlem fumigasyon gerekliliği prosedürü, hem bize hem de ülkemizde faaliyet gösteren diğer ihracatçı firmalar için önemli bir engel oluşturuyordu.
Bu işlem sonucu yetiştirdiğimiz kirazların 16 gün boyunca soğuk hava depolarında bekletilmesi, Türkiye’nin diğer ihracatçı ülkelere karşı rekabetçiliğini zayıflatıyordu. Fakat bir yıl boyunca yapılan görüşmeler ve yoğun çalışmalar sonucunda bu uygulama geçtiğimiz aylarda kaldırıldı.
Devamında ise meyve tesislerimizde yapılan incelemeler sonrası Türk kirazına ilk olarak Çin, ardından Güney Kore yolu açılmış oldu. Burada bu ihracatımızı 16 günlük soğuk uygulama yerine 3 saatlik fümigasyon uygulaması sayesinde hava yolu kargo yoluyla gerçekleştiriyoruz.
Çiftçilerimize ve yatırımcılara tarımsal pazarlama konularında önerileriniz nelerdir?
Mutlaka tarımsal üretim ile ilgili tüm gerekleri yerine getirip, üretimde alışagelmiş ve geleneksel üretim metotları yerine rasyonel olarak uygulanan yöntemleri kullanmaya başlamalılar. Aslında tarım bir agro-lojistik ve agro-planlama sürecidir. Bitki desenini seçmekten tutun, gübreleme programı, mücadele programı, hasat zamanlaması ve programı ile ürünün sevkiyatı bütüncül bir lojistiktir. Bunun yanında doğa olayları ve öngörülemeyen etkenleri de göz önüne almak gerekir. Tüm bunları planlayabilmek aslında hasatta tebessüm eden taraf olabilmektir. Bunun dışında üretmek çok zevkli ve kıvançlı olsa da mutlak tek gerçek vardır, o da satış, satış, satış. Bunun için de kooperatifleşme ve sözleşmeli üretim sürecine dahil olma ve üretim planlamasını yapabilmek için tarımsal üretimi yerel veya global iyi takip etmek de gerekiyor.