OCAK-ŞUBAT 2020 / BU BİR İNSAN HİKAYESİDİR
"Organik çilekte marka haline geldim"
Ayşegül ULUCAN ŞAHİN -
Fadıl ÖZTÜRK
“Organik çilek konusunda bir marka halini aldığım için bazı kadın dernekleri, Trabzon iline gelen Arap turistler ziyarete geliyor.”
Fatma Köşeli, Akçaabat İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü Doğu Karadeniz Projesi kapsamındaki Organik Çilek Yetiştiriciliği Projesi’nden yararlanarak, 1 dekarlık çilek bahçesinde küçük bir aile işletmesi kurmayı başarmış. Köşeli, yılda 4 ton çilek, 300 kilogram çilek reçeli ve 250 kilogram üzüm pekmezi üretiyor. Ürünleriyle turistlerin de ilgisini çeken Fatma Köşeli ile Türk Tarım Orman Dergisi okurları için görüştük.
Kendinizi tanıtır mısınız?
İsmim Fatma Köşeli. 1978 Akçaabat doğumluyum. Orta Mahalle Tepecik Mevkiinde yaşıyorum. Evliyim, 2 kız 1 erkek çocuk annesiyim. Kızlarım şu anda lise öğrenimlerine devam ediyor. Onları okutmak için çaba gösteriyorum. Eşim Akçaabat ilçesi’nin başka bir mahallesinde imamlık yapıyor. Ben de çiftçilik yaparak eşime destek olmaya çalışıyorum. Çocuklarımız için bu şekilde ayrı yaşamaya katlanıyoruz. Çiftçiliğin yanı sıra ev işlerinden fırsat buldukça ilgimi çeken konularda Halk Eğitim Merkezi ile Akçaabat Ziraat Odası veya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzün birlikte açmış olduğu kurslara katılım sağlıyorum. Katıldığım kurslardan edindiğim bilgilerle daha bilinçli çiftçilik yapmaya çalışıyorum. Boş zamanlarımda kendimi dinlendirmek için kurdele nakışı yapıyorum. Başka illere giderek o bölgenin insanlarını tanımayı, kültürlerini öğrenmeyi çok seviyorum.
Ne kadar üretim yapıyorsunuz?
Aslında Akçaabat ilçesinde Fatma Köşeli denildiğinde herkesin aklına organik çilek, çilek reçeli ve üzüm pekmezi gelir. Allah’a çok şükür bu konuda artık yıllardır yaptığım çalışmalar sayesinde ismim marka haline geldi. Yılda 4 ton çilek, 300 kilogram çilek reçeli ve 250 kilogram üzüm pekmezi üretmekteyim. Ben tam bir küçük aile işletmesi örneği olduğumu düşünüyorum. Organik çilek, çilek reçeli ve üzüm pekmezi üretimi yanında yıl içerisinde ayrıca 100 kilogram Trabzon hurması, 500 kilogram beyaz fasulye, 250 kilogram taze fasulye, 500 kilogram mandalina, 1,5 ton patates, 500 kilogram pembe domates, 250 kilogram biber, 300 kilogram patlıcan, bin kilogramlık salatalık ve mısır üretiyorum. Ürünlerimi yerel pazarlarda satıyorum.
Tarım ve Orman Bakanlığından destek aldınız mı? İşinizin maliyeti hakkında bilgi verir misiniz?
2007 yılında Akçaabat İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden DOKAP kapsamında Organik Çilek Yetiştiriciliği Projesi uygulanacağına ve başvuruların alındığına dair duyuru yapıldı. Bu projeden yararlanmak için başvurdum ve 1 dekar çilek bahçesi tesis ettim.
LİDER KADIN ÇİFTÇİ OLARAK JAPONYA’YA GÖNDERDİLER
2009 yılında Organik Çilek Yetiştiriciliği konusunda göstermiş olduğum başarıdan dolayı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü DOKAP-TARIM Projesi kapsamında beni “Lider Kadın Çiftçi” olarak Japonya’ya gönderdi. Japonya’da 19 gün boyunca çilek yetiştiriciliği, kara fasulye yetiştiriciliği, kooperatifler, ürün işleme ve pazarlama konularında eğitim aldım. Geri döndüğümde kafamda çiftçiliğin resmi değişmişti. Çiftçiliği artık ciddi bir iş ve gelir kaynağı olarak görmeye başladım. Orada almış olduğum eğitimleri bahçemde ve yerel pazarda uyguladım. 2010 yılında Bakanlığın Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi Yarışması Programına katılarak ilde 1., bölgede 4. oldum. 2016 yılında İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzün uyguladığı Organik Çilek Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi Projesi’nden 1 dekar, kendi bütçemden 1 dekar olmak üzere toplam 2 dekar çilek bahçesi tesis ettim. 2017 yılında proje kapsamında Adana, Mersin ve Silifke’ye düzenlenen inceleme gezisine katıldım.
Haber Görseli
“Eşim Akçaabat ilçesinin başka bir mahallesinde imamlık yapıyor. Ben de çiftçilik yaparak eşime destek olmaya çalışıyorum. Çocuklarımız için bu şekilde ayrı yaşamaya katlanıyoruz.”
“MAZOT, GÜBRE VE FINDIK ALAN BAZLI DESTEKLERİNDEN YARARLANIYORUM”
2018 yılında İçişleri Bakanlığının desteklediği Yaşam Kadın Derneği’ne ait bir proje kapsamında Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin’e giderek oradaki kadınlara pazar kültürümüzü öğrettik. Biz de onların örf ve adetlerini öğrenerek kardeşlik kültürünü geliştirmeye çalıştık. Çiftçi Kayıt Sisteminde kayıtlı bir çiftçiyim. Her yıl Tarım ve Orman Bakanlığınca verilen mazot, gübre ve fındık alan bazlı desteklerinden yararlanmaktayım.
Bizim bu bölgede en büyük üretim maliyeti emektir. Her şey insan gücüne dayanıyor. Arazinin eğimli olması ve arazilerimizin yola uzak olması tarımsal üretimin yapılmasını zorlaştırıyor. Ancak bu konuda yapılabilecek bir şey yok. Biz buralıyız. Buralara sahip çıkmak zorundayız. Arazilerimiz eğimli diyerek işlemezsek hem ülkemize hem kendimize faydamız olmaz. Organik tarım ve konvansiyonel tarım için ayrı ayrı üretim girdilerimiz var. Yılda ortalama 3 bin 200 TL bunlara harcıyorum. Teleferik ve basınçlı sulama için 600 TL civarında elektrik giderim oluyor. Eşim burada olmadığı için bel yapmak ve ürün hasadında ağır işlerin yapılmasında yıllık ortalama 15 işçiye yevmiye olarak 2 bin 250 TL veriyorum.
Başarı hikâyenizi bizimle paylaşır mısınız? Hedefleriniz nelerdir?
Benim başarı hikâyem Japonya’ya gitmekle başladı. Japonya gezisi hayatımın dönüm noktası oldu. Ben doğdum doğalı köyde yaşıyorum. Daha önce de tarımsal üretim yapıyordum. Ancak Japonya gezisi ve eğitimi sayesinde tarıma bir meslek ve gelir kaynağı olarak bakmaya başladım. Aldığım eğitimler ve incelemeler sırasında başarının sadece üretmek değil, ürettiğini aracısız olarak pazarlayabilmek olduğunu anladım. Başlangıçta sadece pazarda üzüm, organik çilek, salatalık, pembe domates, biber gibi ürünler sattım. Sonra çileğin bir kısmını reçel ve üzümün bir kısmını pekmez yaparak katma değer kazandırıp daha iyi fiyattan satmaya başladım. Ürünlerimin en büyük özelliği izlenebilir olmasıdır. Aynı Japonya’daki gibi reçel ve pekmezlerime kendi iletişim ve üretim bilgilerimi yazıyorum. Yaptığım işi kaliteli ve sağlıklı yapmaya çalışıyorum.
Haber Görseli
“İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü DOKAP-TARIM Projesi kapsamında beni “Lider Kadın Çiftçi” olarak Japonya’ya gönderdi”
TURİSTLER ZİYARETİME GELİYOR
Organik çilek konusunda bir marka halini aldığım için bazı kadın dernekleri, Arap turistler ziyarete geliyor. Yakın zamandan örnek verirsek Yaşam Kadın Merkezi Derneği üyeleri ürettiğim ürünleri görmek, tatmak ve deneyim paylaşımında bulunmak üzere ziyaretime geldiler. Bu yaz Arap turistler bahçeme gelerek başta çilek olmak üzere ürünlerden toplayarak satın aldılar.
TOPRAKSIZ TARIM YAPMAK İSTİYORUM
Gelecekte en büyük hedefim bir kadın kooperatifi kurarak Akçaabat ilçesinin tarihi Orta Mahalle Evleri gibi turistik bir bölgede veya Karadeniz Sahil Yolu üzerinde “Yöresel Ürünler Pazarı” kurmak istiyorum. Tabii bu duruma gelmek için ürettiğim ürün miktarını artırmam gerektiğinin ve işlenmiş ürünler için üretim izni almam gerektiğinin farkındayım. Arazimin kısıtlı olmasından dolayı topraksız tarım yapmayı düşünüyorum. Yapmış olduğum gezilerde yapılan üretimler çok hoşuma gitti. Ancak bu üretimin yapılması sırasında kayıt tutma ve izlenebilirliğin çok önemli olduğunu fark ettim. İnşallah gelecekte Tarım ve Orman Bakanlığının desteklerinden yararlanarak bu hedeflerime ulaşmayı istiyorum.
Eşiniz faaliyetleriniz ile ilgili size destek oluyor mu?
Benim maddi ve manevi olarak en büyük destekçim eşimdir. “Her başarılı erkeğin arkasında başarılı bir kadın var” derler, ama benim eşim bu sözü “Her başarılı bireyin arkasında başarılı bir eş vardır” şeklinde değiştirilmesine neden olacak kadar beni teşvik eder ve destekler. İzin günlerinde eve geldiğinde benimle bahçede çalışır. Ağır işleri yapar. Kızlarımızın dersleri ile ilgili görev yerinde iken telefonda, evdeyken birebir destek olur. Her zaman düzenlenecek eğitimlere, toplantılara veya inceleme gezilerine katılmam konusunda beni teşvik eder. Eşim benim motivasyon kaynağımdır. Allah ondan razı olsun.
Eklemek istedikleriniz nelerdir?
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Ekonomik Yatırımlar Programı ve TKDK aracılığı ile verilen hibelere yapılan başvuruların bizim gibi aile işletmeleri için kolaylaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Başvurular TKDK’nın sisteminde 150 bin TL üst limitli projeler için kolaylaştırılmış ama biz küçük işletmeler için prosedürleri hala çok karmaşık. Özellikle Ekonomik Yatırımlar ve TKDK projelerinin daha az prosedürlü bir hale getirilerek uygulandığında başarılı aile işletmelerimizin artacağını düşünüyorum. Böylece verilen hibeler potansiyel herkes için ulaşılabilir ve uygulanabilir olur.
KOOPERATİFLERE YÖNELİK PROJELER TEKRAR UYGULANMALI
Bir de Tarım ve Orman Bakanlığının eskisi gibi kooperatiflere yönelik projeleri tekrar uygulamaya başlamasını tavsiye ederim. Ancak burada bence Bakanlık; kooperatif yöneticilerini Japonya’da gördüğüm eğitim gibi teorik ve uygulamalı eğitime tabi tutmalı. Ben ülkemizde tarımda üretim ve fiyat istikrarının kooperatifler aracılığı ile sağlanacağını düşünüyorum. Özellikle AVM ve belediye mevzuatında yapılacak değişiklikle kooperatiflere ücretsiz satış yeri tahsisi zorunluluğu getirilirse üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkı azalmış olur. Çiftçi çok kazanır halk ucuz alır.