MART-NİSAN 2020 / AYIN KONUĞU
Müzik bana anneden gelen bir aşı
Türk Sanat Müziği ve nostaljik şarkılar deyince akla ilk gelen isimdir Muazzez Ersoy… Yıllardır şarkılarıyla dinleyicilerin kalbine taht kuran ünlü sanatçı, yakın zamanda gençlere Türk Sanat Müziğini sevdirmek adına sanatçı Gökhan Sezen’le birlikte bir dizi konser verecek. Halen TRT Müzik’te “Sevgiyle Muazzez Ersoy” adlı programı yapan sanatçıyla keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Öncellikle çocukluğunuz, doğduğunuz yer, gençliğinizle ilgili soru sormak istiyorum. Nerede doğdunuz, nasıl bir aile yapınız vardı, gençliğiniz nerede ve nasıl geçti?
Hemen hemen herkesin bildiği gibi Kasımpaşa'da İstanbul'da doğdum ve büyüdüm. Gençliğim, çocukluğum Kasımpaşa'da Şirket Sokak'ta geçti. Klasik bir Türk ailesiydik. Anne, baba ve çocuklar birbirine saygılı, sevgili ve düşkündü. Yani birbirimize düşkün bir aile yapımız vardı. Ben tek çocuğum, başka kardeşim yok. Baba beklenir, o eve gelmeden akşam yemeğine oturulmazdı. Ben mahalle kültürüyle, Kasımpaşa'da büyüdüm. Çocukluğum, genç kızlığım hep aynı yerde geçti.
Müziğe nasıl başladınız? Ve özellikle neden Türk Sanat Müziğini seçtiniz?
Müziğe olan ilgim çocuk yaşlarda başladı. Rahmetli annemin saten masa örtüsünü belime bağlayıp, şarkıcılık oyunu oynardım. Çocukluktan beri müziğe ilgim oldu, annem ve babam müziği çok severlerdi. Daha da doğrusu anneden gelen bir aşı. Şarkı okumaya başlamak istediğimde de bir şarkıcı arkadaşım "Bir taverna var çalışır mısın?" diye geldi bana; alakamı, ilgimi, sevgimi biliyordu. Arkadaşımın araya girmesiyle Gaziosmanpaşa'daki tavernada sahneye çıktım ilk kez...
DOĞAYLA HER GÜN İÇ İÇEYİM
Bildiğimiz kadarıyla İstanbul’da yaşıyorsunuz. İstanbul’un keşmekeşliği ile nasıl baş ediyorsunuz? Örneğin bahçeli bir evde, şehir merkezinden daha uzak bir yerde yaşamayı tercih ediyor musunuz?
Evim şehrin içinde olmasına rağmen, sanki göl kasabasındaymış gibi bir yapıda oturuyorum. Bu anlamda gerçekten çok şanslıyım. Ofisim de bahçeli olduğu için doğayla, ağaçlarla, yeşille her gün iç içeyim. Evim ve ofisimin arası da çok yakın, İstanbul'un sıkıntılı durumundan bu nedenle az da olsa uzağım. Ve gerçekten kendimi şanslı hissediyorum.
ETİ ÇOK TERCİH ETMİYORUM
Sizi ekranlarda hep genç, güzel ve dinamik bir şekilde görüyoruz. Böyle kalmanızın sırrı nedir? Beslenme şekliniz bu duruma ne kadar etkili? Hem kendiniz için hem de aileniz için organik beslenmeyi tercih ediyor musunuz?
Sağlıklı beslenme, doğru uyku, düzenli ve düzgün bir yaşam...Genelde en çok sevdiğim yiyecekler sebze ve meyvedir. Yeşil ağırlıklı besleniyorum, eti çok tercih etmiyorum, etmemeye çalışıyorum. Organiğin yeri her zaman farklıdır, ararım, bulurum, İstanbul dışına çıktığımda muhakkak yöresel ürünlere ulaşır, evime alırım. Çok yakın dostlarım, bana memleketten doğal ürünler getirtir.
Yemek yapmayı sever misiniz? Mutfak alışverişini yaparken dikkat ettiğiniz konular var mıdır?
Daha çok yemeyi seviyorum (kahkahalar). Az önce de belirttiğim gibi, doğal olmasına özen gösteriyorum alışverişimde. GDO'lu yiyecekleri kullanmak istemem. Paketlenmiş gıdalardan uzak durmaya çalışırım, abur cubur almam.
Spor yapıyor musunuz? İlgilendiğiniz spor dalları oldu mu?
Şu an yapmıyorum. Judo yaptım, basketbol oynadım okul yıllarımda. Kuzenim Salih, Uzak Doğu sporları hocasıydı. Benimle çok ilgilendi, uzun süre Judo yaptım. Şimdilerde üzerimdeki baskılar nedeniyle pilatese başlamayı düşünüyorum.
Sizin hayvanlara olan sevginizi biliyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Hayatta yaşam, yiyecek, içecek her şey biz insanlar için değil. Yaşamda tüm canlıların hakları var. Ve hayvanlara zulmedilmesine, eziyetlere karşıyım, bunun için yasaların çok daha sert olmasını bekliyorum, istiyorum.
En son albümünüz 2016 yılında çıkan “90’lar pop” oldu. Yeni albüm hazırlıklarınız var mı? Ayrıca albüm dışında hayata geçirmek istediğiniz projeleriniz var mı?
Albüm istemiyorum bu kez, 1 ya da 2 şarkılık single adı verilen bir çalışma yapacağız. Şarkı arayışımız devam ediyor. Müzik sektörünün durumu ortada. Bir şarkı çıkıyor, tanıtımı için uğraş veriliyor, emek veriliyor, bir bakıyorsunuz, 1 aya kalmadan tüketilmiş, bitmiş. 21 Mart'ta büyük bir konsere hazırlanıyoruz. Sevgili Gökhan Sezen'le birlikte Bostancı Gösteri Merkezi'nde sahnede olacağız. Türk Sanat Müziği adına, önemli bir proje. Dinamik ve genç isimlerin sanat müziğini 7'den 77'ye herkese dinletmesi gerekiyor. Ben bunu yıllar önce de Nostalji albümü serileriyle gerçekleştirdim biliyorsunuz. Sadece İstanbul'da değil, birlikte Türkiye'nin pek çok şehrine gitmek istiyorum Sevgili Gökhan'la.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun; ama ben senede bir gün kadınlar günü olmasını kabullenemiyorum. Anneler, kadınlar kutsaldır, en önemlisi annedir. Gelecek nesilleri yetiştirir... Senede bir gün kadınların sorunlarına dikkat çekmek, kutlamalar yapmak; kabullenemiyorum.
En son okuduğunuz kitap ve izlediğiniz filmi bizimle paylaşabilir misiniz?
En son sinemada "Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı" filmini izledim. En son okuduğum kitap ise "İki Boğazın Suları".