Bitkisel yağ üretiminde temel ham madde, zeytin, ayçiçeği, kolza, susam, soya, mısır, haşhaş, aspir ve palm gibi bitkiler. Bunlara ait yağlı tohumlardan küspe ve ham yağ elde ediliyor. Küspe, hayvan yemi olarak kullanılırken ham yağ , natürel, rafine veya sertleştirme işlemine tabi tutularak sıvı ya da margarin olarak sofralık bitkisel yağa dönüştürülüyor. Bunlara ilaveten ham yağ sabun, boya ve biyodizel üretiminde kullanılıyor.
Pazarı geniş, kazancı yüksek bitkisel yağ sektöründe, dünya çapında faaliyet gösteren 80’den fazla örgüt bulunuyor. Dünya yağlı tohum üretiminde lider olan ülkeler örgütlenme konusunda da gelişmiş durumda. Örneğin ABD’de ulusal düzeyde yapılanmış ama dünya çapında faaliyet gösteren 10’dan fazla örgüt var. Bunlar Amerikan üreticisinin daha fazla kazanabilmesini sağlamak amacıyla uluslararası piyasalarda rekabet avantajı sağlamaya çalışıyor.
Avrupa Birliği’nde de benzer bir durum mevcut. Bütün üye devletlerin uluslararası piyasalarda faaliyet gösteren ulusal örgütleri olmasının yanı sıra 10 tane çatı teşkilat karşımıza çıkıyor. Bunlar, AB Yemler, Yağlı Tohumlar, Zeytinyağı, Yağlar ve Katı Yağlar Arz ve Ticareti Birliği (COCERAL), Avrupa Palm Yağı Birliği (EPOA), Avrupa Yağ Bilim ve Teknolojisi Federasyonu (EURO Fed Oil), Avrupa Oleo-kimyasal ve Ürünleri Grubu (APAG), Avrupa Yem Üreticileri Federasyonu (FEFAC), Avrupa Yağ İşlemcileri ve Üreticileri Derneği (EFPRA) ve AB Yağlı Tohum Kırıcılar ve Yağ İşleyicileri Federasyonu( FEDIOL) olarak sıralanabilir. FEDIOL, AB üyesi 15 ve AB dışı 5 ülkenin ulusal örgütlerinin katılımıyla kurulmuş en üst örgüt. AB menşeli ya da ithal edilen, yıllık yaklaşık 55 milyon ton ham ürün, 180 tesiste işlenmekte ve 20 bin kişiye istihdam sağlanmakta. Avrupa pazarında gıda, yem, teknik ve enerji kullanımı için satılan ürünleri yıllık 23 milyar avro ciro yapıyor.
1950’LERDE BAŞLADI
Ülkemizde bitkisel yağ üretim potansiyelimiz yeterli olmasına rağmen bazı nedenlerden dolayı istediğimiz seviyede üretim gerçekleşemiyor. Sektörde en önemli maliyet kaynağı olan ham yağın, maliyetinin yaklaşık yüzde 95’i yağlı tohum üretimden kaynaklanıyor. Tohum üretimindeki en yüksek maliyet ise tarla kirası, gübre, mazot, tohum ve işçilik. Beslenme hatta hayvancılık açısından önemli bir yeri olan bitkisel yağların üretiminden işlenmesine ve pazarlanmasına kadar bütün safhalarının birlikte ele alındığı bütüncül bir yaklaşımla temel sorunların üstesinden gelinebilir. Bu sorunların çözümü üretici ile sanayicinin planlı bir şekilde birlikte organize olduğu örgütlü bir yapı ile sağlanabilir. Tabii ki burada yine en önemli politika uygulama aracı üretici örgütleri olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye’de 1950’li yıllarda başlayan bitkisel yağ sanayi, 1970’li yıllarda yabancı sermayeli şirketler ile Tarım Bakanlığının yürüttüğü ortak projeler ile büyüdü. Sektörle birlikte yağlı tohumlu bitkilerin yetiştiriciliği de düzenli olarak gelişti. Tarım açısından uygun şartlara sahip olmamıza karşın, üretim tüketimin tamamını karşılayamamaktadır. Bu duruma etken faktörler ise yağlı tohumlarda ürün planlamasının olmaması, birim alandaki kazancın diğer ürünlere göre düşük olması ve alternatif ürünlerle rekabet edememeleri, yağlı tohum üretim maliyetlerinin ve ham yağ fiyatlarının dünya ortalamalarının üzerinde olması olarak sıralanabilir.
Sektörün çatı teşkilatı olan Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD), yağlı tohum kırıcıları, rafinatörleri ve margarin üreticileri gibi işleme yapan paydaşlar tarafından 1975’te kuruldu. Türkiye’deki bitkisel sıvı ve katı yağ talebini yerli üretim ile karşılamak ve sektörde dayanışma sağlamak amacıyla kurulan derneğe, 55 firma ve kooperatif üye.
22 TANE ÜRETİCİ
BİRLİĞİ BULUNUYOR
Ülkemizde yağlı tohum üreticileri iki ayrı kanun altında
örgütlenmiş durumda. Bunlardan ilki 5200 sayılı Üretici Birlikleri Kanunu
kapsamında yer alan üretici birlikleri. Ayçiçeği, pamuk, kanola, kolza, fındık,
yerfıstığı, zeytin ve yağlı tohumlar ürün gruplaması altında yer alan toplam 22
adet üretici birliği bulunuyor.
Diğer üretici örgütlenmesi ise 4572 sayılı Tarım Satış
Kooperatifleri Kanunu kapsamında yer alan kooperatifler. Sektörde faaliyet
gösteren beş adet Tarım Satış Kooperatifi Merkez Birliği bulunuyor. Bunlar
Tariş (pamuk ve zeytinyağı), Çukobirlik (pamuk ve soya fasulyesi), Antbirlik
(pamuk ve pamuk tohumu), Karadenizbirlik (ayçiçeği tohumu) ve Trakyabirlik
(ayçiçeği tohumu) olarak sıralanabilir.
Altlarında birçok kooperatifi ortak olarak barındıran bu
merkez birliklerinin en önemli işlevleri, piyasada düzenleyici olmaları. Merkez
birlikleri ortaklarına tohum, gübre ve nispeten ucuz finansman sağlarken, hasat
sonrasında ortaklarının ve diğer üreticilerin ürünlerini alıp işleyerek ham
yağı sanayiye, rafine yağını ise toptan ve perakende sektörüne satmakta.
Bu arada Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliğine bağlı
iştiraklerden biri olan Tarım Kredi Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından
sektörde yürütülen faaliyetlerden de bahsetmek gerekir. Merkez Birliğine ait 5
ilde bulunan 100’den fazla kooperatif tarafından tedarik edilen ayçiçeği yağı
ve zeytinyağı ile üretim yapan üç fabrika tek bir marka altında birleşerek
piyasaya girmiş durumda. Bu girişim üreticinin emeğini değerlendirmenin en iyi
yolunun kooperatiflerle nasıl başarılabileceğine dair güzel bir örnek aslında.
Dünya fiyatlarına göre dönemlik desteklerin biyodizel ve küspe gibi alternatif
yaklaşımlarla planlanması mevcut üretici örgütleri tarafından yapılabilirse; birçok
paydaş açısından önemli faydaların sağlanabileceği yeni örnekler
oluşturulabilir.