MART-NİSAN 2020 / KAPAK KONUSU
“Hedefimiz 5 yılda küçükbaş hayvan sayısını 80 milyona ulaştırmak”
Murat ÖZKAN
İbrahim BAĞCI
Ülkemiz 50 milyon baş koyun keçi varlığı ile dünyada 7.Avrupa’da ise 1. sırada yer alıyor. Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği önümüzdeki 5 yıl içerisinde 80 milyon küçükbaş hayvan sayısına ulaşmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için Birliğin yapmış olduğu çalışmaları, sektörün durumu, desteklemeler, ıslah çalışmaları vs. hakkındaki bilgileri Birlik Genel Başkanı Nihat Çelik’ten aldık.
Birliğinizden ve faaliyetlerinizden söz edebilir misiniz?
Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği ülkemiz genelinde 80 ilde kurulup faaliyet gösteren il damızlık koyun keçi yetiştiricileri birliklerinin üst birliğidir. Bunun yanı sıra 400’e yakın ilçede şube ve irtibat bürolarımız mevcuttur. 5996 sayılı Kanun çerçevesinde 2006 yılından itibaren faaliyet gösteren birliklerimizin 265 bin üyesi bulunuyor. Merkez Birliğimiz ve alt birlikler, ülkemizde yetiştiriciliği yapılan koyun ve keçi ırklarının ıslahı, geliştirilmesi, damızlık üretimi, dağıtımı, yetiştiricilerin sorunları, eğitimi, sektörün kısa orta ve uzun vadeli gelişme planlarının tespiti, destekleme taleplerinin belirlenmesi ve bunlarla ilgili işlemlerin yapılmasını sağlar. Bugün itibarıyla yaklaşık 500 personel ile yetiştiricilere hizmet veriyoruz.
Küçükbaş hayvan yetiştiricileri büyük özveri ve çaba ile kırsal alanda yaz kış demeden çok zor şartlarda yetiştiricilik yapıyorlar. Şartların ağır olması sektörde gelişmenin önünde en büyük engel. Son yıllarda emeklerinin karşılığını alıyor üreticilerimiz ancak geçmişte çok büyük sıkıntılar yaşandı.
Merkez Birliğimizin en önemli işlevlerinden biri birliklerimiz ile Bakanlığımız arasında bir köprü vazifesi görmektir. Bu manada Bakanlığımızın ilgili birimleri ile güzel ilişkiler tesis ederek yetiştiricilerimizin sorunlarını çözme noktasında yoğun gayretler içerisindeyiz. Dolayısıyla sektörümüze desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen ve küçükbaş hayvancılığı belirlenen hedeflere taşınmasında önemli katkıları olan başta Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli olmak üzere Bakanlığımız bürokratları ve tüm personeline sektörümüz adına teşekkür ediyoruz.
2006 yılında birlikler kurulmadan önce ülkemizdeki küçükbaş hayvan sayısı 32 milyonun altına düşmüştü. Birliklerin kurulması ve hükümetin de desteği ile 2019 yılının ilk yarısında küçükbaş hayvan sayımız 50 milyona ulaştı. Bu manada Cumhurbaşkanımızdan da önemli destekler aldık. El ele vermek suretiyle önümüzdeki 5 yıllık dönemde kişi başına en az bir koyun varlığına ulaşmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. İnşallah bu hedefe ulaşırız ve küçükbaş hayvancılığın hak ettiği yere gelmesine vesile oluruz.
Halkın güvenilir ve sağlıklı gıdaya ulaşması için Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği olarak neler yapmaktasınız?
Koyun keçi yetiştiricileri ağırlıklı olarak et, süt ve yapağı üretimi yapmakta olup, bunun yanında peynir üretimi de gerçekleştiriyor. Canlı hayvan kesimleri ise kontrollü olarak resmi mezbahalarda yapılmakta; bu nedenle gıda güvenliği azami derecede sağlanıyor. Süt sağımı elle veya makine ile yapılıyor ve yetiştiricilere bu konularda gerekli eğitimler veriliyor.
265 BİN İŞLETME VAR
Merkez Birliği olarak öncelikle küçükbaş hayvan et ve süt ürünlerinin daha çok tüketilmesi gereğine inanıyoruz. Çünkü bu ürünler doğal ortamlarda beslenen hayvanlardan elde edilmekte. Bu yönüyle bakıldığında insanlarımızın beslenmesinde çok önemli gıdalar olduğu açıkça ortadadır. 3. Tarım Orman Şûrası kapanış toplantısında Cumhurbaşkanımızın küçükbaş hayvan etinin tüketiminin yaygınlaştırılacağını ifade etti, dolayısıyla kırmızı et tüketiminde küçükbaş hayvan etinin oranının artırılmasına çalışılacaktır.
Ülkemizde 265 bin üretici yani işletme var. Bu üreticileri, çalışanları ve aileleriyle birlikte hesaplarsak yaklaşık 1,5 milyon insan eder. Bu sektörle uğraşanların çoğunun tatili yok ve her zaman hayvanının başında beklemek durumunda.
Haber Görseli
Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Nihat Çelİk
Sektörün ticaret hacmindeki payı nedir? Ülkemizi dünya ile kıyasladığımızda ne durumdayız? Et üretiminin, dolayısıyla tüketiminin artırılması için çalışmalarınız nelerdir?
Ülkemiz 50 milyon baş koyun keçi varlığı ile dünyada 7. Avrupa’da ise 1. sırada. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verileri farklı olmakla birlikte kasaplık güç oranından hesaplama yapıldığında ülkemizde üretilen etin yaklaşık yüzde 20’sinin küçükbaşlardan elde edildiğini söylemek mümkün.
Ülkemizin tarımsal alt yapısı mera varlığı göz önüne alındığında 300 bin ton et ve 2 milyon ton küçükbaştan süt üretmek de mümkün. Küçükbaş hayvan et ve süt üretiminin artırılması için bir takım çalışmalar başlatıldı. Bu çerçevede Ulusal Islah Programı uygulamaya konuldu ve bu yolla yetiştiricilerin elindeki ırklar ıslah ediliyor.
Ayrıca yetiştirici kapasitelerinin artırılması için Sürü Büyütme Programı uygulamaya konuldu. Üretimin artmasında en büyük etken tüketimin artması olup bu da milli gelirin artmasıyla mümkündür. Milli gelir arttıkça tüketim artacak bu da üretimin artışını tetikleyecektir.
Son 40 yılda milli gelirdeki artış ve üretim artışı incelendiğinde bu ilişki görülecektir. Üretimdeki girdi fiyatlarının aşağı çekilmesi doğrultusunda maliyetlerin disipline edilmesi üretimi olumlu etkileyecektir. Diğer yandan optimum işletme büyüklüğünün sağlanması da üretimi olumlu etkileyecektir. Bu nedenlerden dolayı Merkez Birliğimizce yem giderlerinin düşürülmesi, mera alanlarının verimli bir şekilde kullanılması ve optimum işletme büyüklüğünün sağlanmasına yönelik çalışmalarımıza hız verilmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki küçükbaş hayvancılıkta et üretiminin artırılması sonuçta hayvanların verimlerinde artış sağlayacak ıslah çalışmalarının yapılmasıyla mümkündür. Biz de bu doğrultuda çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Ülkemiz coğrafi konumu itibariyle et ve süt tüketiminin yoğun olduğu pazarlara çok yakın. Ülkemiz dört mevsimi bir arada yaşayabilen nadir ülkelerden de biri olarak küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için önemli ticaret hacmine sahip. 1980’li yıllardan önce küçükbaş hayvan sayımız 70 milyon seviyesindeydi. Ancak o yıllardan itibaren Dünya Bankası’nın da desteğiyle büyükbaş hayvancılık ve tavukçuluğun desteklenmesi ile küçükbaş hayvan sayısı gerilerken bu iki sektör ülkemizde gelişme göstermiştir. Biz de küçükbaş hayvancılığın tekrar eski seviyelere gelmesi hatta daha da üzerine çıkması için çalışmalarımızı yürütüyoruz.
ULUSAL ISLAH PROGRAMI VE SOY KÜTÜĞÜ SİSTEMİYLE VERİM ARTACAK
Küçükbaş yetiştiricilikte verimin göstergesi sizce nedir?
Küçükbaş hayvancılıkta verimin göstergesi hayvan başına elde edilen et ve süt miktarının büyüklüğüdür. Yapılan hesaplamalara göre Ulusal Islah Programı ve Soy Kütüğü Sistemi’nin başarılı bir şekilde uygulanmasıyla 15-20 yılda verimin yüzde 15-20 artması sağlanabilecek. İşletmelerin geliştirilmesi optimum hayvan sayısına ulaşılmasıyla da küçükbaş hayvanlardan yıllık 350-400 bin ton et üretilmesi mümkün olabilecek.
30 BİN KOÇ-TEKE DAĞITILACAK
Küçükbaş hayvan ıslahı çalışmalarından söz edebilir misiniz?
Küçükbaş hayvancılıkta verimin arttırılması için bakım, besleme gibi çevre şartlarının iyileştirilmesi yanında koyun ve keçilerin genetik yapılarının da iyileştirilmesi gerekiyor. Bakanlığımız tarafından yayımlanan Safkan Koyun Keçi Tebliği’nce soy kütüğü tutma ve ıslah programı yapma yetkisi Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliğine verilmiştir. Bu çerçevede Merkez Birliği Ulusal Islah Programı ve Soy Kütüğü Sistemi’ni hazırlayarak Bakanlığımıza sunmuş ve 2020 yılı Cumhurbaşkanlığı hayvancılığı destekleme kararnamesiyle uygulamaya konulmuştur. Bu programla 28 ırkta 150 bin baş elit sürüde soy kütüğü tutulacak olup başlangıçta 30 bin koç-teke test edilip dağıtılacaktır. Program ülke damızlık koç teke ihtiyacını karşılayacak seviyeye geldiğinde 200-250 bin baş koç teke desteklenerek dağıtımı sağlanacaktır.
Ülkemizin çok değerli gen kaynakları mevcut. Ancak bazen bilinçsiz şekilde yapılan melezlemeler ile bu yapıyı bozabiliyoruz. Örneğin İvesi koyunu İsrail’de günlük 3 litre süt veriyor, 100 anadan 180 kuzu doğuruyor. Bizim ülkemizdeki aynı gen kaynaklarına sahip İvesi koyunu ise 1 litre süt ve 1 kuzu verimine sahip. Ayrıca hayvan ölümlerini de aşağılara çektiğimiz takdirde önemli rakamlara kolayca ulaşabileceğiz.
ÇOBANLIĞA VERİLEN DESTEĞİN ARTMASINI BEKLİYORUZ
Devletin verdiği desteklemeler ile ilgili neler söylersiniz?
Ülkemizde 2005’li yıllardan bu yana sistemli olarak destekleme programları uygulamaya başlandı. Anaç koyun keçi başına 25 TL destek ödemesi yapılıyor. Bu miktar destek açısından olumlu olmakla birlikte sürülerin sağlık, kimliklendirme ve küpeleme giderlerini karşılayacak düzeyde değil.
Ulusal ıslah programı ve soy kütüğü sistemine dâhil olan yetiştiricilere soy kütüğü anaç desteği 100 TL, damızlık koç teke alım desteği olarak 500 TL, sürü büyütme desteği ise 100 TL’dir. Bu rakamların artırılmasını talep ediyoruz.
Çoban desteği olarak ise 100 baş anaç koyun keçiye sahip olup sürüsünün çobanlığını yapan işletme sahibi yakını dışarıdan çalıştırılan kişilerin SGK primlerine destek olarak 5 bin TL ödenmektedir. Sektörün en önemli sorunu çobandır. Çoban istihdamı için sigorta desteği sağlanmalı. Ayrıca yabancı çoban konusunun da mevzuatla düzenlenmesi gerekmektedir.
Şûra SONRASI İLK EYLEM PLANI HAZIRLAYAN BİRLİĞİZ
Tarım Orman Şûrasında küçükbaş hayvancılıkla ilgili alınan kararları nasıl değerlendirirsiniz?
3. Tarım Orman Şûrası 21 grupta çalışmalarını tamamlamıştır. Merkez Birliği olarak sektörümüzle ilgili tüm çalışma gruplarına gerekli katılım sağladık. Sektörümüzü ilgilendiren bütün gruplarda olduğu gibi özellikle hayvansal üretim ve hayvan sağlığı grubunda da detaylı raporlar sunduk. Bu bağlamda Ulusal Islah Programı ve Soy Kütüğü Sistemi, küpeleme, kaba ve kesif yem üretimini arttırılması, işletmelerde üretiminin sağlanması, işletmelerin büyütülmesi, mera yönetimi ve ıslahı, çoban sorunu gibi tüm konular Şûra kararlarında yer aldı.
Şimdi Şûra kararlarını hızla hayata geçirme ve uygulama zamanı. Bu manada Merkez Birliği olarak Tarım Orman Şûrasında alınan kararları güçlendirmek ve sektör temsilcileri olarak, eylem olarak bir toplantı düzenledik. Sektörümüzün miladı olarak gördüğüm toplantımıza Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli başta olmak üzere Genel Müdürlerimiz ve Bakanlığımız ilgili personelinin katılımından ziyadesiyle mutlu olduk. 3. Tarım Orman Şûrası sonrasında ilk eylem planı hazırlayan Merkez Birliği olmamızın da heyecanını ve gururunu yaşadık.
Toplantıda Merkez Birliği ve alt birlikler olarak 2020 yılını "Küçükbaş Hayvancılık" yılı olarak ilan ettik. Bu toplantının özünde yer alan Şûra sonrası bir eylem planının ortaya koyulmasıydı ve Merkez Birliği olarak küçükbaş hayvancılığın önümüzdeki 5 yılı için hazırladığımız eylem planımızı açıkladık ve ayrıntılı raporumuzu toplantı anında Sayın Bakanımıza takdim ettik.
44 sayfadan oluşan 5 yıllık eylem planımızda, küçükbaş hayvancılığın mevcut durumu, sorunları ve çözüm önerilerine yer verdik. Sonuç itibarıyla hazırladığımız eylem planı sektörümüz adına bir yol haritası niteliğini taşıyor. Sektör olarak 5 yıllık eylem planımızın uygulamaya konulması ile küçükbaş hayvan sayımızı 2020 yılı için 56 milyona, 5 yıl sonra da 80 milyona ulaştırmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla Bakanlığımız, İl Birliklerimiz ve sektörümüzün tüm paydaşlarıyla beraber canla başla, gece gündüz çalışarak hedeflerimize ulaşmanın gayreti içerisinde olacağız.
Küçükbaş hayvancılık yapmak isteyenlere önerileriniz var mı?
Küçükbaş hayvancılık ağır doğa şartlarında icra edilen zor bir yetiştiricilik. Kırsal alanda yaşama ve yetiştirme kültürü olan insanların yetiştiriciliği yapmasını tavsiye ederiz. Sektörümüzün kendi içinden büyümesi ve gelişmesi taraftarıyız. Koyun ve keçi yetiştiriciliği kültürü olmayan müteşebbislerin yetiştiricilikte başarılı olması çok olası değildir. Bu nedenle biz her ortamda kırsalın daha çok desteklenmesinden yanayız. Yetiştiriciliğe ilgi duyan çok sayıda vatandaşımız Merkez Birliğimize bizzat gelerek veya telefon ve internet üzerinden ulaşabiliyor ve biz kendilerine gerekli bilgi ve tavsiyelerde bulunuyoruz.