MAYIS-HAZİRAN 2020 / KAPAK KONUSU
"AR-GE konusunda sektöre yön veren bir kurumuz"
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olması su ürünleri sektöründe önemli avantajlar sağlıyor. Ancak ülkemiz sadece avcılıkta değil yetiştiricilikte de dünyada önemli bir konumda. Bu konuma gelmemizde su ürünleri alanında yapılan AR-GE çalışmalarının önemli bir payı bulunuyor. Bakanlık tarafından su ürünleri alanında yürütülen AR-GE çalışmalarını ve daha pek çok konuyu Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Hayvancılık ve Su Ürünleri Araştırmaları Daire Başkanı Dr. Ali Ayar ile konuştuk.
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz için balıkçılık çok önemli bir sektör. TAGEM olarak balıkçılığın hem üretim hem de avcılığının gelişmesi için neler yapmaktasınız?
TAGEM olarak 4 su ürünleri araştırma enstitüsü ve 2 su ürünleri bölüm başkanlığı ile denizlerimizde ve iç sularımızın tamamını kapsayacak şekilde araştırma faaliyetlerini sürdürüyoruz. Denizlerimizden sorumlu Enstitüler (Trabzon’da Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü, Antalya’da Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü ve Bandırma’daki Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Su Ürünleri Bölüm Başkanlığı) denizel alanda balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği konularında faaliyetlerini sürdürüyor.
İç sularımızdan sorumlu Enstitülerimiz ise (Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü, Elâzığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü, GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Su Ürünleri Bölüm Başkanlığı) iç sularda balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği konularında faaliyetlerini sürdürüyor.
Yetiştiricilik alanında faaliyetlerimizi şöyle sıralayabiliriz; alternatif su ürünlerinin sektöre kazandırılması, alternatif su ürünleri yetiştiricilik teknikleri, alternatif yem ve ürünleri, akvaryum balıkları yetiştiriciliği ve sektöre kazandırılması, su ürünleri sağlığı üzerine çalışmalar yapılması ve yetiştiricilik alanları belirlemektir.
Balıkçılık (avcılık) alanında faaliyetlerimiz ise denizlerimizde ve iç sularımızda stok değerlendirme çalışmaları yapmak, çevresel kirlilik çalışmaları yapmak, av araçları üzerine çalışmalar yapmak, avcılık sahaları belirlemek, balıkçılık sosyo-ekonomisi üzerine çalışmalar yapmaktır.
TARIM ALANLARI KADAR SU ÜRÜNLERİ ÜRETİM ALANINA SAHİBİZ
Türkiye’de su ürünleri sektörünün durumunu değerlendirir misiniz?
Su ürünleri, Türkiye ekonomisine belirli bir yatırım, bilimsel ve teknik çaba karşılığında sürekli girdi sağlayan, önemli doğal canlı kaynaklardandır. Türkiye’deki su ürünlerinin üretim alanı 25 milyon hektarın üzerinde olup bu rakam, toplam tarım alanlarına yakındır. Ülkemiz deniz ve iç suları, soğuk ve sıcak su balık çeşitlerinin avlanması ve yetiştirilmesi için uygun ekolojik özelliklere sahiptir. Karadeniz'de 247, Marmara Denizi'nde 200, Ege Denizi’nde 300 ve Akdeniz'de 500 balık türü bulunmaktadır. Ancak ekonomik olan, istatistiklerde yer alan türlerin sayısı yaklaşık 100'ü geçmemektedir.
Haber Görseli
Hayvancılık ve Su Ürünleri Araştırmaları Daire Başkanı Dr. Ali Ayar
80 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLIYOR
Su ürünleri, ülkemizin Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla’sını (GSYİH) arttırma ve mevcut cari açığı azaltma açısından ciddi bir potansiyele sahiptir. Bugün gelinen noktaya baktığımızda, Türkiye kültür balıkçılığı sektörünün gelecek vadeden bir sektör olduğu açıktır. Özellikle Ege Bölgesi kültür balıkçılığı alanında ülkemizin en stratejik konumdaki bölgesidir. Türkiye'de 50 bin kişi balıkçılıkla uğraşmaktadır. Bunların 38 binden fazlası denizlerde, yaklaşık 7 bin kadarı iç sularda, 5 bin kadarı deniz ve iç su balık yetiştiriciliğinde çalışmaktadır. Ayrıca balıkçılık sektörü, üretimin gerçekleşmesinde kullanılan av, araç ve gereçlerini üreten, üretilen balığı işleyen, ürünü muhafaza eden, nakleden, pazarlayan bir dizi alt sektörleriyle de dolaylı olarak 30 bin kişiye iş alanı ve katma değer yaratan bir sektördür. Dolayısıyla balıkçılık sektörü toplam 80 bin kişiye iş yaratan ve GSMH'ya yaklaşık yüzde 1’lik katkı sağlayan güçlü bir sektördür.
Yetiştiricilikte dünya devlerinden olduğumuzu söyleyebilirim. Günümüzde Avrupa’da satılan her 3 balıktan biri Türk balığıdır. Su ürünleri yetiştiricilik sektöründe 1 milyar dolar ihracatımız var. Son 17 yılda yetiştiricilik üretimi yaklaşık 6 kat, ihracatımız ise 10 kat arttı ve 2023 yılı hedefimizi, 2019 yılında gerçekleştirdik.
Avcılık faaliyetlerinde aşırı av baskısı, avlanabilir balık stoklarının azalmasına neden olabiliyor. Bu av baskısını azaltmak ve sürdürülebilir bir balıkçılık için çeşitli metotlar belirlendi ve ülkemizde ekosisteme dayalı balıkçılık yönetimi konusundaki uygulamaların temelleri atıldı. Karaya çıkış noktalarının belirlenmesi, BAGİS (Balıkçı Gemilerini İzleme Sistemi) ile balıkçı gemilerimiz takip altına alındı.
AB IPA 2 programı kapsamında, Genel Müdürlüğümüz uhdesinde yürütülen Balıkçılık Faaliyetlerinde Stok Değerlendirme Uygulamaları “IFISH” ile denizlerimizde 6 noktaya şamandıra sistemleri kuruluyor. En son teknolojik cihazlarla donatılmış şamandıralarımız ile hem balıkçılık faaliyetlerini, hem balık stoklarını hem de çevresel değişikler çevrim içi olarak UBSİBİM’de (Ulusal Balık Stokları İzleme Bilgi İşlem Merkezi) izlenecektir. Yerli ve milli bir düşünce ile oluşturulmuş olan bu sistem, özellikleri açısından dünyada tektir.
Haber Görseli
Kalkan, levrek, çipura, mersin balığı, Karadeniz alabalığı gibi türlere ait yavruların çok önemli kısmı TAGEM Enstitülerinde üretiliyor.
KAÇAK AVCILIĞA DRONLU ÇÖZÜM
Balıkçılığın gelişimi noktasında AR-GE çalışmaları yeterli mi?
AR-GE faaliyetlerinin önemi sektör tarafından her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Gelişen teknolojik çalışmalar her geçen gün yeni olanaklar sağlamaktadır. Teknolojik gelişmeler ve yapılan AR-GE çalışmalarına bakıldığında özel sektörün AR-GE çalışmalarının yeterli olamadığı görünmektedir.
Genel Müdürlüğümüzün uhdesinde yürütülen özel sektör AR-GE iş birliği faaliyetleri sektörün ihtiyacı olan çalışmalara fırsat vermektedir. Bugüne kadar çok sayıda proje desteklenmiş, sektörde bilimsel anlamda yeni çalışmalar yapılmış ve yapılan faaliyetlerde öncü olunmuştur. Bunlardan başlıcaları: istavrit balığının kültür ortamına alınması, farklı bölgelerde farklı midye yetiştiricilik sistemlerinin belirlenmesi, alternatif bazı plankton, kabuklu ve balık türlerinin kültür ortamında yetiştiriciliğe alınması; teknolojik çalışmalarda ise yasa dışı ve kaçak avcılığın önüne geçmek için dron teknolojisinin kullanılması öne çıkan konularımızdan bazılarıdır.
TAGEM, sektörel sorunların çözümü için enstitülerimiz vasıtasıyla yürüttüğü araştırmaların yanı sıra, üniversitelerle iş birliği ve özel sektör AR-GE desteği gibi çalışmalarla sektörde AR-GE konusunda belirleyici ve yön verici bir kurum özelliğini sürdürmektedir.
TAGEM’in yaptığı araştırma ve izleme çalışmaları sonucu elde ettiği balık stokları, su kalitesi gibi veriler, balıkçılık ve yetiştiricilik alanında mevzuatların oluşturulması, balıkçılık yönetimi konusunda kararların alınması, yeni yetiştiricilik alanlarının açılması konularında belirleyici olmaktadır. Bu faaliyetler uzman personel, laboratuvar alt yapısı, iki adet araştırma gemisi ile sürdürülmektedir. Bahsi geçen, IFISH projesi de IPA II kapsamında AB finansmanı ile yürütülmekte olan ve bu sektördeki en yüksek bütçeli büyük bir projedir.
Su ürünlerinde gen kaynağının muhafazası ve değerlendirilmesi için ne tür çalışmalar yapmaktasınız?
Su ürünleri genetik kaynaklarının değerlendirilmesi üzerine 3 yönetmelik çıkarılmıştır. Bunlar sırasıyla Su Ürünleri Genetik Kaynaklarının Korunması ve Sürdürülebilir Kullanımı, Su Ürünleri Genetik Kaynaklarının Tescili ve Su Ürünleri Genetik Kaynaklarının Araştırma Amaçlı Kullanılması ve Yurt İçine Girişi İle Yurt Dışına Çıkarılması Yönetmelikleridir. Su Ürünleri Genetik Kaynaklarının Tesciline İlişkin Yönetmelik kapsamında 21 türün tescili Bakanlığımız adına yapılmıştır.
Trabzon’daki Merkez Enstitümüz bünyesinde “Su Ürünleri Gen Bankası” kurulmasına ilişkin çalışmalar sürdürülmekte olup kısa sürede tamamlanacaktır.
Haber Görseli
Yapılan bilimsel araştırmalara göre, 2030 yılında yetiştiricilik yoluyla elde edilen su ürünleri miktarının avcılıkla elde edilen su ürünleri miktarına eşit olacağı ve uzun vadede yetiştiricilik üretiminin avcılık üretimini geçeceği tahmin edilmektedir.
BİRÇOK TÜRE AİT YAVRU ÜRETİYORUZ
Balıkçılık sektörünün gelişmesi noktasında yan ürünlerin geliştirilmesi aşamasında üreticilere ne tür çalışmalar ile destekte bulunmaktasınız? Özel sektör ile ortak yürütülen çalışmalarınız nelerdir?
Su ürünleri yetiştiriciliği konusunda özel sektör ile iş birlikleri başarı ile devam etmektedir. Genel Müdürlüğümüz, sektörün ihtiyaç duyduğu konularda çalışmalar yaparak, sektöre yön veren öncü kurum haline gelmiştir. Aynı zamanda Bakanlığımızın icracı kurumlarının yapmış olduğu çalışmalarda, bilgi/veri ihtiyaçlarını karşılamak ve araştırma yapılması gereken konularda araştırmalar yapmaktadır. Bu kapsamda yeni yetiştiricilik sistemleri üzerine projeler yürütüyoruz, uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak yasa dışı avcılığın önüne geçebilmek amaçlı balıkçılık sektörü için yerli ve milli dron geliştirdik. Yine balık stoklarının takviye edilmesi amacıyla kaynaklarımıza bırakılan: kalkan, levrek, çipura, mersin balığı, Karadeniz alabalığı gibi türlere ait yavruların çok önemli kısmı TAGEM enstitülerinde üretiliyor.
YETİŞTİRİCİLİK ÜRÜNLERİ AVCILIKTAN ELDE EDİLEN ÜRÜNLERİN ÖNÜNE GEÇECEK
Balıkçılıkla uğraşan yetiştiricilere ve avcılara ne tür önerileriniz var? İleriki dönemlerde ülkemizde balıkçılığın gelişmesi için hangi projeleri yürüteceksiniz?
Sektörümüz büyüyen bir sektördür. Günümüzde, özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar, beslenme konusunda daha özenli olmakta ve beslenme alışkanlıklarında sağlık açısından uygun gıdaları seçmeye itina göstermektedirler. Balıkçılıkta gelişme aşamasında olan Türkiye, su kaynaklarının fiziki büyüklüğü açısından bakıldığında su ürünleri üretimine uygun zengin su kaynaklarına sahiptir. Yapılan bilimsel araştırmalara göre, önümüzdeki yıllarda su ürünlerine olan yatırımın daha da genişleyerek artacağı, 2030 yılında yetiştiricilik yoluyla elde edilen su ürünleri miktarının avcılıkla elde edilen su ürünleri miktarına eşit olacağı ve uzun vadede yetiştiricilik üretiminin avcılık üretimini geçeceği tahmin edilmektedir. Bu da dünyadaki denizlerin ve iç suların önemini her geçen gün artırmakta ve su ürünleri yetiştiriciliğini geleceğin sektörü olarak göstermektedir. Ancak, sürdürülebilirlik için çevresel açıdan alınacak tedbirlerle su kaynaklarının korunması ve planlı kullanımı önemli ve gereklidir. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yapılan değerlendirmelerde son 10 yıllık süreçte tarım sektörü içinde en fazla gelişim gösteren sektörün su ürünleri sektörü olduğu ifade edilmektedir.
Su kaynaklarının kirlenmesi, yaşam alanlarının bozulması, kıyısal alanlardaki yapılaşmanın artması, iklim değişikliği, av baskısı ve su ürünleri stoklarının azalması gibi olası nedenlerden avcılık üretiminin olumsuz etkileneceği ve avcılık üretiminin daha fazla artmayacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle, günümüzde su ürünleri avcılığındaki temel prensip mevcut üretimi sürdürebilmektir. Gelecekte de su ürünleri kaynaklarından etkin bir şekilde faydalanabilmek için kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlayıcı tedbirlere ağırlık verilmesi gerekmektedir.