TEMMUZ-AĞUSTOS 2020 / KAPAK KONUSU

Dijital Pazarda örgütlerin önemi


Dr. M. Erhan EKMEN    

21.07.2020 


Teknolojik gelişmelere bağlı olarak her gün birçok yenilik hayatımıza girmektedir. Son salgın hastalık sırasında, iyice belirgin hale gelen bu durum zaten değişen pazarlama şeklini iyice değiştirmiştir.Bu değişim süreci karşısında tarım ve gıda ürünleri de mutlaka elektronik piyasalardaki yerlerini almak zorundadır. Elektronik ortamda doğrudan satış yapmanın, ilk anda küçük çiftçi için yeni fırsatlar yaratacağı düşünülebilir. Ama iktisadi prensipler gereğince fırsatlar ile birlikte tehditlerin de olacağı düşünülürse uygulamada sorunlar yaşanabileceği aşikardır. Burada iki önemli hususa dikkat edilmelidir. Atılacak bütün adımlar, öncelikle ekonominin kurallarına, sonra da elektronik ortamın şartlarına uygun olmalıdır.

Toplumu beslemek ve ülkenin gıda bağımsızlığını temin etmek gibi sosyal hedefleri ve yüksek manevi değerlerinden dolayı tarım sektörü sanki ekonominin üstünde bir sektörmüş gibi düşünülmektedir. Hep korumacılık ve destekleme ile işler yürütülmeye çalışılmakta ama en gelişmiş ülkelerde bile hiçbir zaman bu iş için yeterince kaynak ayrılmamaktadır. Halbuki tarım ticari bir faaliyettir. Yapılan masraflar ve verilen emek sonucunda elde edilen ürün, hak edilen fiyattan satılmalıdır. Yıl sonunda tarım işletmesinde elde edilen gelir, çiftçi ailesinin ihtiyaçlarını karşılamıyorsa, bu ticaret ekonomik değildir. Böyle bir ortamda pazarlama dijital dahi olsa bir anlamı kalmamaktadır.

Elektronik ortama uyum açısından da durum pek farklı değildir. Genellikle muhafazakâr bir yapıya sahip olan, gözüyle gördüğünü yapan ve giderek yaşlanan tarım sektörü, bu son teknolojiyi kullanmakta zorlanmaktadır. Yaş ortalaması epey yüksek olan çiftçilerin, bir yandan teknolojik aletleri kullanmaya yatkın olmamaları, diğer taraftan elle tutulamayan sanal bir ortama karşı güven eksikliği duymaları, elektronik ortamın şartlarına kısa sürede adapte olmalarını engellemektedir.

Dijital ortamda da olsa, küçük aile çiftçisinin tek başına kazanç sağlaması son derecede zordur. Burada ilk kural, piyasadaki aktörler arasında dengenin kurulmasıdır. Eşit şartlarda yapılmayan ticarette her zaman kaybeden bir taraf olacaktır. Bu nedenle elektronik tarımsal pazarlama uygulamaları, denk taraflar arasında yapılan sözleşmeli tarım sistemine dayanmalıdır. Burada denkliği oluşturacak, küçük çiftçiye güç birliği sağlayacak çözüm aracı, kooperatiflerdir.

Haber Görseli

Gelişmiş ülkelerin tarımsal pazarlamalarına bakıldığında, piyasalara kooperatiflerin hakim oldukları, sözleşmelerin çiftçinin temsilcisi olan kooperatifler üzerinden yapıldığı görülmektedir. Pazar giderek elektronikleşse de piyasaya bu sözleşmeler yön vermektedir. Sözleşmelere dayanılarak pazarın taleplerine göre kooperatifler tarafından yapılan planlamalarla, o bölgedeki üretim en ideal şekilde gerçekleştirilmektedir.

AB’de tarımla ilgili ortak politikalar doğrultusunda desteklemelerin etkili olarak üreticilere ulaşması ve Birlik üyesi ülkelerin ihtiyaçlarının doğru yollardan karşılanabilmesi için bölgesel bazda üretim planlaması yapılmaktadır. Bu yolla hem iç hem de dış piyasaların talep ettiği miktar, kalite ve standartta ürün, talep edildiği tarihte ve en avantajlı fiyatla üretilebilmektedir. Bunun için üretim öncesinde girdi temininden, depolama ve nakliyeye kadar değer zincirinin birçok aşamasında tedbirler alınıp, üretim planlanmaktadır. AB’de Üretim ve Pazarlama Planı denilen ve yasal dayanağı olan bu düzenleme, AB Komisyonu tarafından belirlenen kriterleri sağlayanlara verilen özel yetkiyi alabilen örgütler tarafından yapılmaktadır. Bir tür akreditasyon (tanınma) olarak kabul edilebilecek bu uygulama ile tarımdan sorumlu bakanlık aslında kendine sahada işlerini yaptırabilecek bir muhatap örgüt kurdurmaktadır. AB’de Üretici Örgütü (Producer Organisation) olarak adlandırılan bu muhatap örgüt, genellikle bölgede bulunan kooperatiflerin kriterleri birlikte karşılayabilmek için bir araya gelmeleriyle oluşmaktadır. Burada üretici örgütünün, hazırlayacağı pazarlama planını sözleşmeli üretim ile ilişkilendirmesi yani garanti altına alması gerekmektedir. Genellikle elektronik ortam üzerinden gerçekleşen sözleşmeli üretime göre üretimi pazara göre planlayabilmek için 5 yıllık üretim ve pazarlama planı yapan üretici örgütleri çeşitli teşvik ve kırsal kalkınma desteklerinden faydalanabilmektedirler.

Ülkemizde AB’dekine benzer bir model gerçekleştirilebilir. Öncelikle havzalar bazında, Bakanlık tarafından belirlenecek kriterleri geçebilen üretici örgütleri, “Bakanlık Muhatap Örgütü” olarak akredite edilebilir ve Bakanlık politikaları doğrultusunda bunlara yetki devri yapılabilir. Bu yetkiyi alan muhatap örgütlerin temel olarak 2 hizmeti birlikte verme zorunluluğu olmalıdır. Bunlar Sözleşmeli Üretim ve bunu temel alan Üretim ve Pazarlama Planıdır. Buna göre; Muhatap Örgütler, üretimi pazara göre planlayabilmek amacıyla AB’deki gibi 5 yıllık bir dönem için üretim ve pazarlama planını, üretici örgütü üzerinden yürütülen sözleşmeli üretime göre yapmaları gerekmektedir. Bunu yapan Muhatap Örgütler aracılığı ile hem üreticilere teşvik, prim ve kırsal kalkınma destekleri, hem de tarımla iştigal eden sanayicilere ve ihracatçılara uygun imkânlara sahip kredi ve yine kırsal kalkınma destekleri verilerek sektörün tamamında finans problemi çözülebilir. Bu yaklaşım verilen desteklerin en doğru şekilde kullanılmasını sağlayacak ve örgütlerin sahada etkinliğini ve itibarını arttıracaktır. Üretici örgütü, bulunduğu bölgede çiftçiler dahil sektördeki bütün paydaşların hem ekonomik hem de sosyal yönden en büyük güvencesi haline gelecektir. Bu arada teknolojik uygulamaların tanıtımı ve kullanımının kolaylaştırılmasına yönelik hizmetler muhatap örgütler aracılığıyla hızlı ve etkin bir şekilde verilebilecektir.

Ülkemizde üretici ile alıcıyı sözleşmeli tarım temelinde elektronik ortamda buluşturan dijital platformlar gittikçe yaygınlaşmaktadır. Elektronikleştirildiğinden yeni olarak kabul edilen bu uygulamaların sürdürülebilir şekilde yürütülebilmesi için üreticiden tüketiciye değer zincirinin her aşamasında sorun çözücü bir yapıya ihtiyaç duyulmaktadır. Piyasada bütün aktörler için denge unsuru olan, herkesin güvendiği, sosyoekonomik bu yapılar, kooperatiflerdir. Bu nedenle, dijital pazarın işletilebilmesi için kooperatifler, elektronik sistemler kadar vazgeçilmez unsurlardır.

Dijital Pazar