EYLÜL-EKİM 2020 / ÖZEL HABER
Birçok alanda sigorta primlerinin yarısından fazlasını devlet karşılıyor
Çiftçi ve üreticilerin en büyük kâbusudur doğal afetler. Bin bir emekle yapılan üretim bir anda ortaya çıkan bir afet ya da hastalıkla yerle bir olabiliyor. Bu büyük gelir kaybı da tarımdan vazgeçilmesine ve köyden kente göçe zemin hazırlayabiliyor. İşte tam da bu zamanlarda TARSİM devreye giriyor ve sigorta yaptıran çiftçilerin zararlarını karşılıyor. Biz de hem ülkemizdeki tarım sigortası sistemi hem de tarım sigortası yaptırmanın önemine ilişkin merak ettiğimiz soruları Tarım Sigortaları ve Doğal Afetler Daire Başkanı Kamil Özdemir’e yönelttik.
Beklenmedik doğal afetlerin en çok etkilediği alanların başında tarımsal faaliyetler geliyor. Bu çerçevede tarım sigortası yaptırmanın çiftçiler için öneminden, avantajlarından bahseder misiniz?
Bilindiği üzere tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini etkileyen nedenlerin başında, doğal afetlerden kaynaklı potansiyel riskler nedeniyle yaşanan üretici gelir kayıpları geliyor. Tarım, insan hayatının devamlılığı için gerekli olan gıda gereksinimini karşılaması yanında ham madde üretmesi ve tarımsal sanayi ile birlikte ülkemiz ekonomisine katkı sağlayan stratejik bir sektör konumunda. Ancak ne yazık ki iklim değişikliğinin etkilerine bağlı olarak ortaya çıkan doğal afetler ile hiç beklenmedik anlarda ve şiddette meydana gelen dolu, fırtına, sel ve su baskını gibi çeşitli risklerin, tarımsal faaliyetler üzerinde olumsuz etkileri bulunuyor. Üreticilerimizin ve yetiştiricilerimizin emeği bir anda yok oluyor ya da kesintiye uğruyor.
Üreticilerimizin doğaya karşı tek başına karşı koyabilmesi mümkün değil. Zarar gören üreticiler desteklenmediği takdirde, tarımdan kopuş, yeni gelir kaynaklarına yöneliş ve şehre göç başlayabiliyor. Bunun önlenmesi için üreticinin taşıdığı bu risklerin transfer edilmesi zorunlu hale geliyor. Tarım sigortası, üreticilerin karşılaşabilecekleri zarara ve gelir kaybına yol açan olayların olumsuz ekonomik sonuçlarından kendilerini korumak için, risklerini belli bir prim karşılığında transfer etme sistemi.
KRİZ YÖNETİMİNDEN RİSK YÖNETİMİNE GEÇİŞ
Tarım ve hayvancılıkta, doğal afetlerin katastrofik özelliği sebebiyle, özel sigortacılık tek başına çözüm üretememektedir. Ülkemizde devlet destekli Tarım Sigortaları Sisteminin (TARSİM) 2005 yılında kurulmasıyla birlikte, tarım sektörünü tehdit eden doğal afetlerin ve çeşitli risklerin teminat altına alınabilmesi ile bu alanda kriz yönetiminden risk yönetimine geçiş sağlandı. TARSİM ile üreticilerin gelirlerinde istikrarın sağlanması, üretimden kopuşun ve şehre göçün engellenmesi, tarımsal üretimin kesintisiz bir şekilde devam ederek, tarım ekonomisinde dengenin sağlanabilmesi amaçlandı. Sonuç itibarıyla TARSİM, zor şartlar altında, büyük fedakarlıklarla faaliyetlerini sürdürmeye çalışan üretici ve yetiştiricilerimizin bitkisel ürünlerini, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarını, seralarını, arılı kovanlarını, kümes hayvanlarını ve su ürünlerini meydana gelebilecek çeşitli risklere ve doğal afetlere karşı koruyan önemli bir kalkan ve hepimizin geleceği için çok önemli bir sistemdir.
Önceliğimiz, tarım sigortasının hasar olmadan hatırlanmasını sağlamak. Hepimizin yakından takip ettiği gibi, mayıs, haziran ve temmuz aylarında ülkemizin çeşitli yerlerinde aniden ve şiddetli bir şekilde meydana gelen dolu, sel-su baskını, hortum, fırtına vb. afetler neticesinde, ürünler ve seralarda etkilenmeler oldu, bu afetler neticesinde TARSİM eksperlerimizin hızlı ve titiz çalışmaları neticesinde tarım sigortası yaptıran üreticilerimizin hasar tazminleri hızlı bir şekilde karşılandı ve karşılanmaya devam ediyor. Özellikle afetlerin yaşandığı bölgelere ziyaret gerçekleştiren ve üreticilerimizin yanında olan Bakan Dr. Bekir Pakdemirli, gerek basında ve sosyal medyada gerekse gerçekleştirdiği sektör toplantılarında tarım sigortalarının önemini vurgulamakta, üreticilerimizin zararlarının karşılanması için tarım sigortası yaptırmaları gerektiğini dile getirmekte.
KÜÇÜK PRİM BÜYÜK TEMİNAT
Üreticilerimiz devlet destekli tarım sigortaları sistemi sayesinde, zararlarını küçük miktarlarda ödedikleri primler karşılığında teminat altına almaktadırlar. Örnek verecek olursak, 2020 yılında çiftçilerimizin ödediği pirim fiyatı 1 dekar buğday için 8 TL, 1 dekar ayçiçeği için 4 TL, 1 dekar mısır için 11 TL’dir. Hayvan Hayat Sigortasında üreticilerimiz dar kapsamlı ve geniş kapsamlı tarife seçenekleri ile sigorta yaptırabilmekteler.
Örneğin, geniş kapsamlı sigortada besi sığırlarında 135 TL’den 255 TL’ye kadar prim ödenmekte; dar kapsamlı (hastalıklar hariç) sigorta yaptırıldığı zaman 10 bin TL sigorta bedelli hayvan için 37,5 TL üreticimiz prim ödemekte.
Koyun ve keçi de ise 1.000 (bin) TL sigorta bedelli hayvan için geniş kapsamlı tarifede 34,5 TL, dar kapsamlı tarifede ise 2,5 TL prim ödemektedir. Dar kapsamlı tarife her türlü kaza, vahşi hayvan saldırısı, her türlü doğal afetler, yangın vb. meydana gelen ölümler ve mecburi kesimleri kapsıyor.
2 MİLYON 100 BİN POLİÇE
Ülkemizde hali hazırda kaç çiftçi tarım sigortası yaptırmış durumda?
Tarım sigortalarının gelişimine ilişkin veriler incelendiğinde, devlet-özel sektör iş birliği ile sürdürülebilir, sağlıklı ve başarılı bir uygulamanın gerçekleştirildiğini söylemek mümkün. Şöyle ki; devlet destekli tarım sigortaları uygulamasının başladığı 1 Haziran 2006 tarihinden itibaren 81 il ve 959 ilçe (merkez ilçeler dâhil) Devlet Destekli Tarım Sigortası ile tanıştırılmış durumda. Üreticilerimiz isteğe bağlı olarak farklı risk gruplarında poliçe satın alabilmekteler. Devlet Destekli Tarım Sigortaları uygulaması kapsamında 2019 yılında 2 milyon 87 bin 860 adet poliçe düzenlendi. 2020 yılında temmuz ayı sonu itibarıyla bu rakam 1 milyon 620 bin 204 adete ulaşmış durumda. Yıl sonu itibarıyla bu rakamın 2 milyon 100 bini aşması bekleniyor. Ayrıca ilk tarım sigortası poliçesinin kesildiği 2006 yılından bu güne kadar 14,4 milyon poliçe kesilmiş ve 269.6 milyar TL tarımsal varlık teminat altına alınmış durumda.
SEKİZ BRANŞTA POLİÇE DÜZENLENİYOR
Sigorta neleri kapsıyor bahseder misiniz? Sigorta kapsamları değişiyor mu?
Takdir edileceği üzere Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sisteminde herhangi bir riskin kapsama alınması uzun soluklu, sağlıklı ve titiz çalışmalar gerektiriyor. Doğal afet risklerini sigorta kapsamına alabilmek için; gerekli analiz ve aktüeryal hesaplamaları yapıyor, istatistiki verileri topluyor, riskin üretici tarafından kontrol edilebilirliğini belirliyoruz. Teknik, ekonomik ve mali açıdan ise hasar tespitlerinin yapılabilirliğini, sisteme getireceği finansman yükünü, ödenecek devlet desteği için bütçe ve tazminat ödemelerini doğrudan etkileyecek reasürans imkânlarını inceliyoruz.
TARSİM tarafından 2020 yılı itibarıyla; Bitkisel Ürün Sigortaları, İlçe Bazlı Kuraklık Verim Sigortası, Sera Sigortası, Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Kümes Hayvanları Hayat Sigortası, Su Ürünleri Hayat Sigortası, Arıcılık (Arılı Kovan) Sigortası olmak üzere 8 branşta poliçe düzenlenmekte. Bunları sıralayacak olursak Meyvelerde don teminatı ve su ürünleri sigortası, bitkisel ürünler için deprem riski, seralar için deprem ve taşıt çarpması riskleri, seralarda kar ve dolu ağırlığı, bitkisel ürün ve seralar için sel ve su baskını riskleri, küçükbaş hayvan hayat, meyvelerde çiçeklenme dönemi için don riski, arıcılık, meyve bahçeleri ve bağlar da dolu ağı ve örtü sistemleri, yağ gülü, hububatın sap kısmı, su ürünlerinde kafes ve ağlar, yaban domuzu zararı, şap hastalığı, kirazda yağmur riski, asmaların yaprakları, buğday için ilçe bazlı kuraklık verim sigortası, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar için hırsızlık riski, açık ve yarı açık sistemdeki kümes hayvanları, ek hastalıklar teminatı, rezene ve kamkat, incir ve üzüm ürünlerinde “yağmur” riski, elma, armut ve ayva ürünlerinde teminat başlangıcı “pembe/beyaz tomurcuk dönemi, ilçe bazlı kuraklık verim sigortası (nohut, kırmızı mercimek ve yeşil mercimek), sera sigortalarında “alçak tüneller” ve “saksılı süs bitkileri”, büyükbaş hayvan hayat sigortasında “terör” riski, küçükbaş hayvan hayat sigortasında “yavru atma” riski, isteğe bağlı olarak yağ gülü ürününde don riski, su ürünleri hayat sigortasında; isteğe bağlı olarak hırsızlık riski. Kapsama alınan riskler ana hatlarıyla böyle iken, bu konudaki detay bilgilere www.tarsim.gov.tr internet sitesinden ulaşılabilmekte.
Sistem çerçevesinde, ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibarıyla, devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarları her yıl Cumhurbaşkanı Kararı ile belirleniyor. Bu çerçevede önceki yıllarda olduğu gibi, 2021 yılı için de üreticimizden, paydaşlarımızdan ve sahadan bizlere ulaşan talepler, öneriler, yapılacak aktüeryal çalışmalar ve sigorta prensipleri içerisinde değerlendirilmekte ve elbette sistemin sürdürülebilir yapısı da göz önünde bulundurularak, talep ve önerilerin uygulamaya alınması için çalışmalar sürdürülmektedir.
Sigortası olmayan ancak bir afet sonrası mağduriyet yaşayan çiftçiler için Bakanlığın herhangi bir ödemesi söz konusu mu?
Üreticilerimizin bilgilenmesi açısından tekrar belirtmek isterim ki Kanun kapsamında, uygulama yılında yer alan riskler için tarım sigortası yaptırmayan üreticiler, 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanun'dan yararlanamamaktadır (5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu’nun 17’nci maddesi gereğince).
Diğer taraftan 3 Ocak 2020 tarihli ve 30997 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2015 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı gereğince, meydana gelen doğal afetlerden etkilenen çiftçilerimizin, TARSİM kapsamındaki afetler için TARSİM eksperleri, TARSİM kapsamı dışındaki afetler için İl/İlçe Hasar Tespit Komisyonu raporuyla Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine başvurmaları halinde, tarımsal kredi borçları ertelenebilmekte veya taksitlendirilebilmektedir.
HUBUBATTA SİGORTA PRİMİNİN YÜZDE 60’INI DEVLET KARŞILIYOR
Sigorta primlerinde devlet payı var mı, detaylar hakkında bilgi verir misiniz?
Bitkisel ürünlerini, seralarını, büyük ve küçükbaş hayvanlarını, kümes hayvanlarını, su ürünlerini ve aktif arılı kovanlarını sigortalayan üreticilerin; sigorta prim miktarlarının yüzde 50’si devlet tarafından karşılanıyor. Açık alanda yetiştirilen meyvelerde ve yağ gülünde, verilen prim desteğine ilave olarak, sadece don riski primine 1/3 oranında (yüzde 66,7) ek prim desteği devlet tarafından karşılanıyor. İlçe Bazlı Kuraklık Verim Sigortasında: buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut, kırmızı mercimek ve yeşil mercimek ürünlerinde poliçede yazılı primin yüzde 60’ı devlet tarafından karşılanıyor.
2019 yılında kaç çiftçiye ne kadar ödeme yapıldı? 2020 için bir öngörünüz var mı?
Sorunuzun cevabına geçmeden önce burada küçük bir bilgi paylaşmak isterim. Üreticilerimiz, kendilerinin ödeyecekleri tahmini prim tutarlarını hesaplama işlemini www.tarsim.gov.tr internet sitesinden, “Online Prim Hesabı” menüsünden kolaylıkla yapılabilmektedirler. Doğal olarak, burada hesaplanan primler, rehber primler olup, gerçek, parsel bazında poliçe tanzimi sırasında hesaplanacak primlerle farklılık gösterebilir. Bugün itibarıyla 2020 yılı için hasar tespit işlemlerine ve tazminat ödemelerine halen devam etmekteyiz.
Tarım Sigortası Sistemi uygulaması kapsamında, Türkiye genelinde, 2019 yılında 2 milyon 87 bin 860 adet poliçe düzenlendi. Toplam sigorta bedeli 55 milyar 166 milyon 348 bin 491 TL, toplam prim miktarı 2 milyar 447 milyon 64 bin 787 TL, toplam devlet prim desteği 1 milyar 275 milyon 313 bin 835 TL olurken ödenen tazminat miktarı 1 milyar 155 milyon 983 bin 937 TL olarak gerçekleşti.
2020 yılı temmuz sonu itibarıyla de toplam 1 milyon 615 bin 943 adet poliçe düzenlendi. Toplam sigorta bedeli 47 milyar 695 milyon 22 bin 523 TL, toplam prim 2 milyar 99 milyon 899 bin 663 TL, toplam devlet prim desteği 1 milyar 100 milyon 916 bin 478 TL ve ödenen hasar tazminat miktarı 345 milyon 553 bin 630 TL olarak gerçekleşti.
Öte yandan 2020 yılı temmuz ayı sonu itibarıyla hasar tespit çalışmaları devam eden ve kesinleşmemiş hasar ödemeleri yani muallak tutar dediğimiz 828 milyon 396 bin 531 TL ödeme daha yapılacak. 2020 yılı sonuna doğru 1,2 milyar TL hasar tazminatı ödemesinin aşılabileceğini öngörüyoruz.
2020 yılının afetler açısından nasıl bir yıl olması bekleniyor?
Ülkemiz, iklim değişikliğinden en çok etkilenebilecek bölgelerden biri olan Akdeniz havzasında yer aldığından, tarımımızın doğal afet ve risklerin uzağında kalabileceğini düşünmek pek mümkün görünmüyor. 2020 yılı Temmuz ayı sonu itibarıyla ülkemiz genelinde yaşanan afetlere baktığımızda özellikle önceki yıllara göre don afeti hariç artışın olmadığını görebiliyoruz. Don afeti mayıs ayı sonuna doğru özellikle tarla ürünlerinde ilk çıkış evresinde etkilenmeler meydana getirmiş olsa da üreticilerimiz don afeti olan bölgelerde yeniden ekim ve dikim yaparak bu afetin etkileri minimize ettiler. 2020 yılının afetler bakımından önemi ve geçmiş yıllara göre farklılığı, özellikle mayıs, haziran ve kısmen de temmuz ayında yoğunlaşması oldu. Geçmiş yıllardan farklı olarak ülkemizde ilk defa görülen aşırı sıcak zararı narenciye ürününü etkiledi. Özellikle son 6 yılın aynı dönemlerindeki verilere baktığımızda bunu söyleyebiliyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi tarım sektörü afetlerden ve risklerden en çok etkilenen sektör. Burada dikkate almamız gereken yıllar itibarıyla değişimlerden çok, doğal afetlerin kaçınılmaz olması ve tarım sektörünü her yıl etkilemesidir.