EYLÜL-EKİM 2020 / RÖPORTAJ

13 bin 360 dekarda topraksız tarım yapılıyor


Müge ÇEVİK    

12.10.2020 


Örtüaltı varlığı bakımından dünyada 4’üncü, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından 2. sırada yer alan Türkiye, topraksız (hidroponik) tarım konusunda önemli bir potansiyele sahip. Birçok gelişmiş ülkede önemli büyüklükteki alanlarda uygulanan topraksız tarım sisteminde ülkemizde de önemli gelişmeler yaşanıyor. Hem topraksız tarım hem de bu konuda ülkemizde yürütülen çalışmalarla ilgili sorularımızı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir’e yönelttik.

Topraksız tarım nedir? Toprakta yapılan tarıma göre avantajları ve dezavantajları nelerdir?
 
Hidroponik tarım, topraksız bir ortamda bitki yetiştirmekte kullanılan bir yöntem. Bitkiler ihtiyaçları olan besin elementlerini toprak yerine bitkinin ihtiyacı olan minerallerin özel olarak hazırlandığı besin solüsyonundan karşılıyorlar. Bu nedenle, bitkiler toprak ortamda yaptıkları gibi besin maddelerini bulmaya çalışmak yerine, besin elementlerini kolay bir şekilde doğrudan bu solüsyondan alabiliyorlar.
 
Topraksız tarımda, bitkileri ve bitkilerin kök sistemlerini desteklemek için genellikle kum, turba, vermikülit, perlit, hindistan cevizi, kaya yünü veya genleştirilmiş kil agregası gibi yetiştirme ortamları kullanılıyor. Ancak; yetiştirme ortamının kendisi bir besin kaynağı değil.
 
DAHA FAZLA VERİM ALINIYOR
 
Topraksız tarım sistemi, toprakta yapılan yetiştiriciliğe göre önemli üstünlüklere sahip. Modern işletmelerde yıl boyu sürekli üretimin yapılabilmesi ve birim alanda daha fazla bitkinin bulunması nedeniyle toprakta yapılan üretime göre daha yüksek verim alınıyor. 
 
Seralarda ürün miktar ve kalitesinin artmasında, uygun iklim koşullarının sağlanması, yeterli ve dengeli bitki besleme programlarının uygulanması etkili oluyor. Besin çözeltisinin içeriği ve tuz miktarı değiştirilerek, bitkilerin generatif ve vegetatif gelişimini ayarlamak mümkün. Besin çözeltisi doğrudan bitkinin kök bölgesine verildiği için kullanılan su ve gübrenin etkinliği artıyor ve dolayısıyla daha az su ve gübre kullanılıyor. 
 
Yetiştirme ortamı olarak kullanılan materyaller steril olduğu için dikim öncesi tarımsal ilaç kullanımı gerekmiyor. Genellikle iklim kontrollü seralarda üretim yapıldığı için, bitkiler hastalık ve zararlı ile düşük sıcaklık gibi stres faktörlerinden daha az etkileniyor. Bitki yetiştiriciliği için uygun olmayan tuzlu, taşlı vb. alanlarda üretim yapılabiliyor. Toprak işleme, çapalama, yabancı ot mücadelesi vb. işlemler olmadığı için işçilik maliyeti de daha az.
 
KÖK BİTKİLERE UYGULANAMIYOR
 
Topraksız tarım sisteminin bazı dezavantajları da var. İlk tesis, yoğun sermaye ve sera, sulama, bilgisayar işletimi gibi başlangıç masraflarının yüksek olması, kalifiye eleman bulunamaması, yeni teknolojilere ihtiyaç duyması, sistemin sürekli izlenmesi gerekliliği, bu dezavantajların başında yer alıyor. 
 
Seraların ısıtılması için jeotermal enerjinin olmadığı yerlerde maliyeti yüksek enerjiler kullanılıyor; dolayısıyla yüksek maliyetli enerji kullanımı da bu dezavantajlar içinde sayılmalı. Ayrıca topraksız yetiştiricilik bütün bitkilerin üretimi için uygun değil. Birçok bitki yetiştirilebilmesine rağmen patates ve havuç gibi kök bitkiler için uygun bir sistem değil.
 
EN ÇOK SEBZE YETİŞTİRİLİYOR
Topraksız tarım konusunda ülkemiz hangi aşamada? Ne kadar alanda ve hangi ürünlerde topraksız tarım yapılmaktadır? 
 
Ülkemiz örtüaltı varlığı bakımından dünyada ilk 4 ülke arasında, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından 2’nci sırada yer alıyor. Örtüaltı üretim alanlarımız 2002 yılında 540 bin dekar iken 2019 yılında yüzde 47’lik artışla 790 bin dekar alana ulaşmış durumda. 2020 yılı  itibarıyla 72 ilimizde örtüaltı üretim yapılıyor.

Haber Görseli

Ülkemizde 13 bin 500 dekar serada topraksız tarım metodu ile ihracata yönelik üretim yapılıyor. Bu alan toplam sera alanı varlığımızın yüzde 1,7’sine tekabül ediyor. İlk başladığı yıllarda Akdeniz sahilinde yaygın olan topraksız tarım alanları, daha sonra jeotermal kaynakların bulunduğu bölgelere doğru kaymış durumda. Topraksız tarım yetiştiriciliğinde Antalya ilk sırada yer almakla birlikte Mersin, İzmir, Manisa, Yalova ve Afyonkarahisar illeri de topraksız kültür seralarının yoğunlaştığı alanlar arasında bulunuyor. 
 
Topraksız tarım alanlarında yüzde 92 oranında sebze, yüzde 8 oranında ise süs bitkisi yetiştiriciliği yapılıyor. Sebze yetiştiriciliğinde ilk sırada domates ve biber yer alırken son zamanlarda çilek ve marul yetiştiriciliği de yapılıyor. Süs bitkileri yetiştiriciliğinde ise anthrium, gül ve orkide gibi kesme çiçek üretiminde topraksız tarım tercih ediliyor.
 
YÜZDE 85’İ İHRAÇ EDİLİYOR
Topraksız tarımın ekonomiye etkileri nelerdir?
 
Topraksız tarımda üretim, modern seralarda yıl boyu yapılabildiği için verim miktarı oldukça yüksek oluyor ve kaliteli ürün elde ediliyor. İklim kontrollü seralarda genellikle hastalık ve zararlılarla entegre mücadele yöntemleri kullanılıyor.  Özellikle büyük ve modern işletmeler, yetiştirdikleri ürünlerin yaklaşık yüzde 85’ini ihraç ediyorlar. 
 
Topraksız tarımla ilgili maliyetler hakkında bilgi verir misiniz?
 
Topraksız tarım, seralarda olduğu gibi, geleneksel toprakta yapılan yetiştiriciliğe göre ilk yatırım ve işletme masrafları daha yüksek bir üretim şekli. Elbette topraklı ve topraksız üretim yapılan seralarda maliyetler, kullanılan sera teknolojisine göre farklılık gösteriyor.
 
Bakanlığımızca sağlanan hibe ve kredilerle topraksız tarım seraları yatırımları destekleniyor. Modern topraksız jeotermal tarım seralarında 4’üncü yılında yatırımın geri dönüşü sağlanmakta olup; 1,56 fayda masraf oranı, yüzde 21’lik mali rantabilitesi ve yüzde 33,3’lük iç kârlılık oranı ile kârlı bir alana yatırım yapıldığını gösteriyor.
 
Topraksız tarımla üretim yapmak isteyenler için herhangi bir devlet desteği veriliyor mu?
 
Topraksız tarımla üretim yapmak isteyen girişimcilere, "Yatırım Aşamasında Sağlanan Destekler", "İndirimli Tarımsal Krediler", "Tarıma Dayalı Yatırımlarının Desteklenmesi Kapsamında Verilen Destekler" ve ‘Üretim Aşamasında Verilen Destekler’ bulunuyor.
 
Yatırım Aşamasında; Seracılık Organize İhtisas Bölgelerinin kurulumuna yönelik destekler, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri kapsamında Bakanlığımızca yürütülüyor. 
 
Milli Emlak Genel Müdürlüğünce yayımlanan 324 ve 335 sıra sayılı Milli Emlak Tebliğleri uyarınca teknolojik ve jeotermal sera yatırımı yapacak müteşebbislere, belirli kriterler çerçevesinde hazineye ait taşınmazların kullanma izni veya irtifak hakkı tesis edilebiliyor. Mera Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde, Jeotermal kaynaklı teknolojik seralar için ihtiyaç duyulan yerlerin tahsis amacı değişikliği de yapılabilmekte. Seracılık yatırımlarında, Devlet Yardımları Hakkında Karar çerçevesinde bölgelere göre değişen oranlarda teşvikler de sağlanıyor. Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına Dair 2 Ocak 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince İndirimli Tarımsal Kredi veriliyor.
 
Tarıma Dayalı Yatırımların Desteklenmesi kapsamında: işleme, paketleme, soğuk hava deposu gibi yatırımlarda (IPARD dışında kalan 39 ilde) proje tutarının yüzde 50’si, IPARD kapsamındaki 15 ilde (Ağrı, Ardahan, Balıkesir, Çankırı, Diyarbakır, Erzincan, Erzurum, Hatay, Isparta, Karaman, Kars, Mersin, Muş, Tokat ve Yozgat) yüzde 65 hibe, IPARD kapsamındaki 27 ilde ise (Afyonkarahisar, Ordu, Çorum, Samsun, Amasya, Denizli, Kastamonu, Şanlıurfa, Aksaray, Konya, Sivas, Ankara, Elazığ, Kütahya, Malatya, Trabzon, Aydın, Manisa, Uşak, Giresun, Mardin, Van, Burdur, Bursa, Çanakkale, Kahramanmaraş, Nevşehir)  yüzde 55 hibe desteği veriliyor.
 
Üretim aşamasında ise, TARSİM poliçesinin yüzde 50’si, Organik Tarım Desteği (kategorilere göre dekara 40-70 TL), Örtüaltı İyi Tarım Desteği dekara 150 TL, Örtüaltı Biyoteknik Mücadele Desteği dekara 180 TL, Örtüaltı Biyolojik Mücadele Desteği dekara 400 TL destek sağlanıyor.

Topraksız Tarım