MART-NİSAN 2021 / RÖPORTAJ

“Tarımda sürdürülebilirliği sağlamada en önemli rol sahibi kadınlarımız”


Canan YALÇIN SEVER    

25.03.2021 


Tarımda sürdürülebilirliği sağlamada en önemli rol sahibi kadınlar. Kadın çiftçiler hayvancılıktan bitkisel üretime, el sanatlarından, mantarcılığa kadar her alanda üretmeye devam ediyorlar. Tarım ve Orman Bakanlığı da gerek verdiği hibelerle gerekse desteklerle her zaman kadın çiftçilerin yanında yer alıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle TİGEM’in tarihindeki ilk kadın yöneticisi, şu an Tarım ve Orman Bakan Yardımcılığı görevini yürüten Ayşe Ayşin IŞIKGECE’yle bir röportaj gerçekleştirdik.

Özel ve kamu sektörlerinde tecrübe sahibi bir kadın olarak kadınların iş hayatında yaşadığı avantajlı ve dezavantajlı durumlar nelerdir? Siz de farklı alanlarda çalışmış bir kadın olarak unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
 
Biliyorsunuz 28 yıllık özel sektördeki deneyimimden sonra ilk kez kamuda, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğü görevine getirildim. TİGEM’in tarihindeki ilk kadın yöneticisi oldum. 2,5 yıla yakın sürdürdüğüm görevimden sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’nin takdirleriyle Tarım ve Orman Bakan Yardımcılığı görevine atandım. Her zaman dile getiririm; özel sektör tecrübemin ardından devlet kurumunda yer almayı ben, askerlik görevini ifa etmek olarak tanımlıyorum. Şimdi ise rütbe değişikliğim söz konusu. Hangi alanda olursam olayım aynı bilinç ve sorumlulukla bana verilen görevleri en iyi şekilde icra etmeye devam edeceğim.
 
Ülkemizdeki istihdam edilebilirlik açısından baktığınızda kadınlarımızın erkeklere oranla daha geride olduğunu görürüz. Fakat çalışma yaşamına katılımda kadın sayısı giderek artıyor. Çalışma hayatı kadınlara sadece ekonomik özgürlük kazandırmıyor, kadınlarımızın çalışması özgüvenlerinin ve toplumsal saygınlıklarının artmasına da neden oluyor. Ben kadınların gücüne inanıyor, ellerinin değdiği her mecraya hayat verdiklerine inanıyorum. Kadınlarımızın yükleri daha fazla hem çalışan hem de bir anne olarak. İş hayatını aile hayatıyla paralel götürmek aradaki dengeyi iyi sağlamaya bağlı. Çalışma statüsündeki kadın ev hayatını da yürütmek durumunda. O nedenle kadınlarımızın yükü ve karşılaştığı olumsuzluklar daha çok.

Haber Görseli

Özel sektörde görev yaparken üretime, tarıma, gıdaya dair birçok projenin hayata geçmesini sağladınız. Bu projelerin ortak amaçları neydi?
 
Uzun yıllardır satın alma bölümünü yönettiğim bir uluslararası toptancı market zincirinde coğrafi işaretli ürünlerle ilgili projeler yapmaya başladım. Coğrafi işaretli ürünleri koruyabilmek, sayılarını artırabilmek, Türk damak tadından kopmaları engellemek adına yürüttüğümüz çalışmalar hem Patent Enstitüsünün hem de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dikkatini çekti ve kendileri o dönemde Türkiye’nin coğrafi işaretli ürünlerine en çok değer katan kurumu olarak bize plaket verdiler.
 
Tarımda sürdürülebilirliği, kadın üreticiyi, kırsal kalkınma ve biyoçeşitliliği destekleyen ve benimde bizzat içerisinde olduğum diğer projelere de kısaca değinmek isterim. “Arı Varsa Hayat Var Projesi”yle arı üreticilerine daha verimli ve tahşişten korunmuş ürün ürettirme, kadın üreticilerin desteklenerek anlaşmalı arıcılık sistemi sayesinde arıcılık mesleğinin gelecek kuşaklara aktarımı ve özel eğitimlerle arıcıların verimli ürün üretimine katkı sağlanması, daha fazla kazanmalarını amaçladık. Yine “Yerli Tohum Taze Mahsul Projesi”ni Tarım Kredi Kooperatifleri ile birlikte yürüttük. Bu projeyle, küçük üreticiden aracısız ürün alımı sayesinde küçük üreticilerin korunması ve sürdürülebilir tarımın desteklenmesi, aracıların devre dışı bırakılması ile tüketiciye fiyat avantajı sağlanması, üreticilere yüzde yüz sertifikalı yerel tohum kullandırılarak özlem duyulan yerel tatların devamının sağlanması gibi hedeflerimiz vardı. İstanbul Üniversitesi ile birlikte ortaklaşa yürüttüğümüz bir proje olan “Palamutlar Nerede Projesi” ise denizlerimizde varlığı azalma riski ile karşı karşıya olan palamut balığının nüfusunu artırmaya yönelikti.

Haber Görseli

TARIMSAL İSTİHDAMIN YÜZDE 50’SİNİ  KADIN ÇİFTÇİLER OLUŞTURUYOR
Ülkemizde kadın çiftçilerimizin tüm çiftçiler içindeki oranı nedir? Kadın üreticilerimiz daha çok hangi alanlarda üretim yapıyor. Kendi işinin patronu olan kadın çiftçi sayımız nedir?
 
Tarım, ülkemiz için ne kadar önemli bir sektör ise kadın çiftçilerimiz de tarım için o kadar önemli bir aktör. Ülkemizdeki küçük tarım işletmelerinde iş gücü büyük oranda kadın çiftçilerin omuzlarında.  Türkiye’de toplam istihdamın yüzde 30’unu, tarımsal istihdamın yüzde 50’sini, ÇKS’ye kayıtlı çiftçilerimizin yüzde 14’ünü kadınlarımız oluşturuyor. Tarımda sürdürülebilirliği sağlamada en önemli rol onlarda. Bu da kadının tarımdaki rolünü çok açık bir şekilde ortaya koyuyor.
 
KADINLARA 1,4 MİLYAR LİRA HİBE DESTEĞİ
Anadolu kadını dediğimizde bile bir nevi kadının tarımla, toprakla olan özel bir ilişkisine vurgu yapıyoruz. Ülkemizde kadınların daha çok tarımsal üretimde olması için Bakanlık olarak yaptığınız çalışmalar nelerdir?
 
Avrupa’nın en büyük tarımsal gücü olmamızda kadınlarımızın emeği çok. Üreten kadın büyüyen Anadolu demek. Bakanlık olarak kadınlarımızın sorunlarına çare olmaya çalışıyor, desteklerimizi esirgemiyoruz.
 
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) IPARD (Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Destekleri) kapsamında kadınlarımıza pozitif ayrımcılık yapılıyor, projelerin seçim aşamasında kadınlarımıza hayvancılık, işletme ve pazarlama ile çiftlik faaliyetleri yatırımları için ilave puanlar vererek onların öne çıkması sağlanıyor. IPARD kapsamında bugüne kadar 4 bin 26 kadın yatırımcımıza toplam 1,4 milyar TL hibe desteği verilirken, 2016-2018 yılları arasında uygulanan Genç Çiftçi Projesi kapsamında ise genç kadın çiftçilerimize yapılan pozitif ayrımcılıkla 29 bin kadın çiftçiye toplam 865 milyon TL hibe ödemesi yapıldı.
 
Diğer taraftan tarımsal üretim sürecinin her aşamasında kadın çiftçilerimize yönelik bağcılıktan hayvancılığa, meyvecilikten seracılığa, arıcılıktan ipekböcekçiliğine kadar birçok tarımsal konuda, kırsalda kadın örgütlenmesini sağlamak adına ise kooperatiflerin faaliyet alanlarına yönelik eğitimler verildi.
 
Ayrıca tarımda kadın girişimciliğin güçlendirilmesi programı kapsamında İŞKUR ve KOSGEB iş birliğiyle verilen eğitimlerin sonucunda kadınlarımıza sertifikaları verildi. Sağlanan bu desteklerle birlikte kadınlarımızın gücü, azmi ve yeteneği başarı hikâyeleriyle taçlandı. Bal üretiminden tutun da ak sarımsağa, organik üretimden, süs bitkisi yetiştiriciliğine, engelli kadınlarımızın tarıma kazandırılmasına varana kadar çok kıymetli projelerle Anadolu kadınımız pek çok başarıya imza attı ve atmaya da devam edecek. Yine kadın çiftçilerin mesleki beceri kazanmaları, girişimcilik kapasitelerinin artırılması için 2015 yılından beri 33 il özel projesiyle 340 kadına istihdam ortamı yaratıldı. Tarımsal yeniliklerin kadınlarla buluşturulması amacıyla yaklaşık 7 bin kadına eğitimler verildi.
 
Diğer alanlarda da olduğu gibi tarımda yer alan, üreten, yetiştiren, besleyen ve büyüten kadınlarımıza her zaman destek olmaya, onları el üstünde tutmaya devam edeceğiz.

Haber Görseli

KOOPERATİFÇİLİK KONUSUNDA 86 BİN KADINA EĞİTİM VERİLDİ
Kooperatifleşme kadınlar için üretime atılmanın önemli bir basamağı. Kadın kooperatif sayısı nedir? Kooperatifleşme kadınlara ne gibi avantajlar sağlamaktadır?
 
Ülkemizde tarımsal alanda faaliyet gösteren kooperatifler içerisinde kadınlar tarafından kurulan veya kadınların yönetiminde olan 78 adet kooperatif bulunuyor. Kadın kooperatiflerinin güçlendirilmesi için çeşitli projeler ve eğitim faaliyetleri yürütüyoruz. Eğitimler kapsamında ise 2004 yılından bugüne kadar 86 bini aşkın kadın çiftçiye eğitim verildi.
 
Kooperatifleşme yoluyla kadın çiftçilerimizin tarımsal üretimleri ve el emeklerini bir araya getiriliyor, katma değeri yüksek, işlenmiş ve paketlenmiş ürün olarak getirisi daha yüksek pazarlama imkânlarına kavuşmaları amaçlanıyor.
 
Dünyanın gündeminde tarımda sürdürülebilirlik, aile çiftçiliği gibi kavramlar bulunuyor. Bu kavramların hayata geçmesinde kadınların nasıl bir rolü olabilir?  
 
Tarımda sürdürülebilirliği sağlamada kadınlarımızın pastada çok önemli bir paya sahip olduğunu görüyoruz. Özellikle kırsalda kadınlarımız hem işletmenin hem ailenin hem de üretimin merkezinde.
Evinde aile işlerini yürüten kadın… Tarla ve bahçede çalışan ve üreten kadın… Ahırda hayvanına gözü gibi bakan yine kadın. Kırsalda aileyi yaşama bağlayan en önemli faktör kadınlar. Bu nedenle kadınların refahına yönelik Bakanlığımızca yürütülen politikalar ve uygulamalar büyük önem arz ediyor.
 
Tarımla uğraşmak isteyen kadınlara tavsiyeleriniz nelerdir? Bakanlıktan yatırım konularında nasıl yardım alabilirler?
 
Daha önce hiç deneyimleyemediğimiz şu zorlu pandemi süreci, vazgeçemediğimiz gıda ve tarımın önemini bir kez daha ön plana çıkardı. Bu süreci Bakanlık olarak iyi yönettik ve yönetmeye de devam ediyoruz.
 
Tarım alanında sahip olduğumuz büyük potansiyeli değerlendirmek, yatırım fırsatlarını daha geniş kitlelerle buluşturmak adına tüm yatırımcılar dâhil olmak üzere özellikle kadın girişimcilere daha cazip bir sektör haline getirmek amacıyla Bakanlık olarak eğitimler veriyor projeler yürütüyor ve birçok alanda destek sağlıyoruz.
 
Son olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajınızı alabilir miyiz?
 
Ellerinin değdiği her mecraya hayat veren, çalışma hayatında seslerini daha gür duyduğumuz, kırsalda çalışan, üreten ve emek veren güçlü kadınlarımız küçük bir bebeğin büyümesinden, koca bir ülkenin büyümesine kadar her aşamada yer alıyor, almaya da devam edecek.
 
Ülkemiz için tarım ne denli önemliyse kadınlarımız da tarım için o kadar önemli. Tarımda sürdürülebilirliği sağlamada en önemli rol sahibi kadınlarımız hem işletmenin, hem ailenin, hem de üretimin çekirdeği, aileyi üretime bağlayan yapı taşları.
 
Anadolu bizim göz bebeğimiz, ülkemiz bizim her şeyimiz ve bizi en üst seviyeye taşıyacak, bize destek olacak, ülkemizin çalışma alanlarının her aşamasında elini taşın altına koyacak; saygıdeğer, azimli, yaratıcı ve pozitif kadınlarımızın gününü kutluyorum.

Tarımda sürdürülebilirlik