MART-NİSAN 2021 / HAYVANCILIK
Baştan ayağa ekonomik kazanca dönüşüyor
Türkiye, 1 milyon 157 bin 49 adet kazla 2019 yılında ilk 10 içerisinde 9. sıraya gelmiştir. Yani ülkemiz önemli bir üretim ve tüketim merkezi.
Kaz yetiştiriciliği kanatlı hayvan yetiştiriciliğinin son yıllardaki gözdesi. Aslında kazlar Anadolu’da her köy ve kasabada, çiftçilerin kendi ihtiyaçlarını karşılayacak sayıda hep vardı. Değişen nokta geleneksel yetiştiriciliğinin yanı sıra ticari yetiştiriciliğe başlayan girişimcilerin olması ve kazanç sağlayan bir tarımsal faaliyete dönüşmesi. Bu dönüşüm sürecine İl Tarım ve Orman Müdürlükleri kadar desteği olan diğer kamu kuruluşları ise üniversiteler. Kaz yetiştiriciliğindeki sorunları ve yerli kaz ırklarının kesim, karkas, yumurta verimi özelliklerini araştıran Yozgat Bozok Üniversitesi bunlardan birisi. Biz de Türk Tarım ve Orman Dergisi olarak kaz yetiştiriciliği yapacaklar nelere dikkat etmeli, hangi ırkları tercih etmeli, yerli ve yabancı ırklar arasındaki farklar neler gibi sorularımızı Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Akif Boz’a yönelttik.
Bozok Üniversitesinde kaz yetiştiriciliği araştırmaları için bir birim kurulduğunu biliyoruz. Bu araştırmaların yapılması ihtiyacı nasıl doğdu, neler yaptınız özetler misiniz?
Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, 2011 yılında Yozgat ilinde kaz yetiştiriciliğinin mevcut durumunu analiz ederek, gerekli çalışmalar için ön rapor hazırladı. Bu rapor doğrultusunda özellikle yerli genotip kazların yumurta verimi ve kuluçka özellikleri konusunda sorunları olduğu tespit edildi. Bu süreçte yine yerli genotip kazların varyeteleri üzerinde performans, kesim ve karkas özellikleri çalışıldı. Yapılan çalışmalar ve ülkemizde oluşan kaçak hayvan girişleri bizleri üniversitede entegre bir tesis (kuluçkahane, kesimhane, damızlık kümes, civciv kümesleri, besi kümesleri, tüy işleme tesisi) yapmaya ve yerli kazları çalışmaya teşvik etti. Daha sonra Üniversitemize, Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından tahsis edilen yenilenebilir eski ağıl, ahır ve kümesler ile binaların bulunduğu 2 bin 756 dekar çiftlikte halk elinden yerli genotip kazlar toplanarak ilk üretime başlandı. 2017 yılında başlanan bu işlem esasında o yıllarda yurt dışından kaçak yollarla getirilen yabancı orjinli kazlardan kaynaklanacak sorunların önüne geçmek, genetik kaynaklarımızı korumak ve geliştirmek için yapıldı.
KAZ YETİŞTİRMEK İSTEYENLER ÇİFTLİĞİMİZİ GEZEBİLİR
Daha sonra Yozgat Valiliği İl Özel İdaresi- Tarım Orman İl Müdürlüğü ve Yozgat Bozok Üniversitesi ortaklığı ve iş birliğiyle ve Yozgat İl Özel İdaresi Tarım AR-GE Komisyonu tarafından desteklenen “Yozgat damızlık kaz ıslahı” projesi 2018 yılında uygulanmaya başlandı. Bu süreçte yerli genotip kazlarımızda yumurta verimi yönünden ana hattı, canlı ağırlık yönünden de baba hattı oluşturuldu. Fakat proje oluşan mali sıkıntılar nedeniyle tamamlanamadı. Bu süreç içerisinde tespit edilen sorunlara yönelik kuluçka çalışmaları yapıldı. Yerli kazlarda yapay tohumlama ve doğal çiftleşmenin karşılaştırmalı etkisi belirlendi. Ayrıca besi performansı çalışmalarında daha erken yaşta (10-12 haftalık) canlı ağırlık, yemden yararlanma oranı, kesim ve karkas özellikleri ile et kalite özellikleri çalışıldı, farklı yem stratejileri denendi. Ayrıca Yozgat Bozok Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi iş birliğiyle, bugüne kadar teorik ve uygulamalı eğitimle, 800 kişiye “kaz yetiştiriciliği” sertifikası verilmiştir. Bunun yanı sıra ilki Yozgat ilinde yapılan “Türkiye’de Kaz Yetiştiriciliği ve Kaz Günü Etkinliği” çalıştayları başlatılmıştır. Üretim yapmak isteyen üretici, çiftçi ve müteşebbisler her zaman çiftliğimizi gezebilir ve bilgi alabilir.
Haber Görseli
Dr. Mehmet Akif Boz Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi
DÜNYADA YAĞLI KAZ CİĞERİNİN AYRI BİR PİYASASI VAR
Kaz yetiştiriciliği hakkında genel bir değerlendirme yapar mısınız? Ticari yetiştiricilik yapılan ülkelerin başlıcaları hangileri, ülkemizde genel durum nedir, kaz eti dünyada ilgi görüyor mu?
Dünyada kaz yetiştiriciliği daha yoğun olarak iklimi soğuk olan ülkelerde yapılıyor. Doğu, Güneydoğu Asya ülkeleri ile bazı Doğu Avrupa ülkelerinde kaz ve ördek eti önemli bir yere sahip. Dünyada kanatlı et ve yumurtalarının çoğu tavuklardan elde edilmesine rağmen, bazı belirli bölgelerde kaz ve ördeklerden elde edilen et miktarı önemli seviyede. Kaz yetiştiriciliği faaliyetleri sonucunda üretilen et, tüy ve yağlı karaciğer gibi ürünler, Fransa, ABD ve Japonya başta olmak üzere dünya genelinde oldukça önemli düzeyde bir pazar potansiyeli ve ihracat imkânına sahip. Kaz etinde Polonya, Macaristan ve Çin en büyük ihracatçılar, Almanya ise en büyük ithalatçı konumunda. Kaz eti için besiye alınan kazların gövdeleri de genellikle bütün veya kısmen parçalandıktan sonra paketlenerek pazarlanıyor. Kazların karaciğer ve tüyleri de çok önemli ürünler. Dünya kaz tüyü dış ticaretinde Çin başı çekerken, ABD de başta gelen ithalatçı konumunda. Uluslararası yağlı karaciğer piyasasında, üretimde ilk sıralarda Macaristan, Fransa ve İsrail; tüketimde ise ilk sıralarda Fransa, Çin, Tayland, Japonya ve Macaristan yer alıyor.
KAZ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇİN BİRİNCİ SIRADA
Günümüzde dünyada yetiştirilen en iyi kaz ırkları Toulouse, Embden, Afrika, Pilgrim ve Çin kazı ve bu kazlardan elde edilen hatlardır. Bunların ilk üçü ağır cüsseli, Pilgrim orta cüsseli, Çin kazı ise hafif cüsseli bir ırktır. Fakat son yıllarda yapılan ıslah çalışmaları sonuç vermiş ve birçok özel firma ve enstitüler tarafından ebeveyn hatları ile hibrit ırklar geliştirilmiştir. Bunlar üretimde ve üretim için yapılan satışta önemli bir yer tutuyor.
Dünyada kaz yetiştiriciliğinin yoğunlaştığı ülkeler sıralamasına baktığımızda ilk sırada Çin görülmektedir. Kaz yetiştiriciliğinin yoğunlaştığı ülkeler yönünden Çin’den sonra Mozambik, Rusya, Mısır, Ukrayna, Romanya, Madagaskar ve Polonya gibi ülkeler gelmektedir. Türkiye 1 milyon 157 bin 49 adet kazla 2019 yılında ilk 10 içerisinde 9. sıraya gelmiştir. Yani ülkemiz önemli bir üretim ve tüketim merkezi.
AB’de kaz yetiştiriciliğinin yoğun ve bilinçli bir şekilde yapıldığı ülkeler Romanya, Almanya, Polonya, Macaristan ve Fransa’dır. Bu ülkelerde kaz yetiştiriciliği, yağlı kaz karaciğeri üretimi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Kaz varlığı açısından dünyada önemli bir noktada olmamıza rağmen bilgi yetersizliği, eksikliği, üretimdeki problemler (damızlık, kuluçka, aşı, yetiştirme şartları vb.), pazarlama ve kesimhane sorunları, küçük işletme yapısı nedeniyle önemli bir ticari niteliğe kavuşamamıştır. Böyle olunca ekonomiye etkisi de belirlenememekte ve gizli kalmaktadır.
TÜRKİYE’DE KAZ SAYISI ARTMA EĞİLİMİNDE
Türkiye’de kaz üretimi: Doğu Anadolu, Orta Anadolu ve İç Ege Bölgeleri başta olmak üzere, tarımla uğraşan ailelerce özellikle kış aylarında aile içi tüketime yönelik yapılmakta olan ek bir hayvansal üretim faaliyetidir.
Son yıllarda sayısal olarak azalma görülse de halk elinde yetiştirilen kaz varlığının 2013 yılından itibaren artma eğiliminde olduğu söylenebilir. Bu artıştaki en büyük etmen, kazların geleneksel üretimdeki vazgeçilmez yeridir. Özellikle kış döneminde kırsalda yaşayan insanların hayvansal gıda ihtiyacını karşılayan kaz, buna ilaveten köyden kente göç eden insanların da vazgeçemediği bir üründür. Son yıllarda ticari kaz yetiştiriciliği yapmak isteyen müteşebbislerin sayısındaki artış da dikkat çekmektedir.
Haber Görseli
100 adet kaz (palaz satın alacaksa) yetiştirecek bir kişinin kesim yapıp ürününü satana kadar en az 10-15 bin TL sermayesi olmalıdır. Eğer ana ve babayı kendisi yetiştirecek ise bu ücret aynı adet kaz için ortalama 25 bin TL sermayeye ihtiyacı olacak.
ENTEGRASYON YAPISI SAĞLANIRSA TÜRKİYE’DE TİCARİ ÜRETİM SAĞLANIR
Kaz yetiştiriciliğine son yıllarda artan ilginin nedeni ne? Sizce gerçekten gelir ve başarı var mı?
Gelir kaz yetiştiriciliği için önemli bir neden olsa da günümüzde yaşanan üretim talebinin ana etkeni değil. Özellikle 2005-2006 yıllarında ülkemizde görülen kuş gribi sonrası her kanatlı grubunda olduğu gibi kazlarda da yüksek oranda bir azalma meydana geldi. Bu azalmaya istinaden, tüketicilerde bir talep oluştu. Çünkü kaz eti ve ürünleri; geleneksel olarak tüketilen, özel ve lezzetli hayvansal protein kaynakları. Ayrıca kırsalda yaşayan veya yaşamak isteyen insanların yüksek katma değerli ve rekabet gücü yüksek bir üretim yapma isteği kaz yetiştiriciliğini ön plana çıkarıyor. Birim kazdan elde edilen gelirin yüksek olması kaz yetiştiriciliğine olan ilgiyi artırmıştır. Ayrıca eti dışında tüyü, yenilebilir iç organları (kalp, karaciğer, taşlık), abdominal yağı, baş ve ayakları, bağırsakları da ekonomik olarak kazanç sağlıyor. Damızlık, kesim, hayvan refahı, muhafaza gibi sorunlar bir nebze olsun çözülebilirse Türkiye’de ticari üretim sağlanabilir. Yurt içi ihtiyaç dışında özellikle Orta Doğu pazarı için ihraç şansı çok yüksek. Yüzyıllardır, kültürümüzde yer etmiş bir türün ve yetiştiriciliğinin geleneksel yapısını bozmadan fakat daha iyi koşullarda tüketicilere sunulan ve daha düşük maliyetle hijyenik-sağlıklı ürün satışı sağlamak gerekir. Bunun yolu da tavukçuluk sektöründeki entegrasyon yapısının uygulanması.
KAZ YETİŞTİRECEKLER DANE YEMİNİ ÜRETEBİLMELİ
Kaz yetiştiriciliği yapacak üreticinin en az hangi şartlara sahip olması lazım? Arazi, sermaye, iş gücü ve benzeri açıdan değerlendirir misiniz?
Günümüzde kaz yetiştiriciliği değişime uğramaya başlamıştır. Eskiden sadece köy sisteminde diğer hayvanlarla aynı barınakta, yemleme programı olmayan, ev artıklarıyla ve hasat döneminde tahıllarla beslenen, serbest bir şekilde meraya, köy alanına, yeşilliğe ulaşan yetiştiricilik yapılırken günümüzde kapalı, yarı entansif ve ekstansif sistemlerde de üretim yapılıyor. Bu nedenle yetiştiricilik yapacak üreticinin bu sistemlerden hangisini kullanacağına bağlı olarak şartlar değişmekte. İlk üretim yapacak kişiler kesinlikle bir barınağa sahip olmalıdır. Ayrıca bugünkü yem fiyatları düşünüldüğünde kendi dane yemini üretecek arazisi veya sermayesi olmalıdır. Örneğin 100 adet kaz (palaz satın alacaksa) yetiştirecek bir kişinin kesim yapıp ürününü satana kadar en az 10-15 bin TL sermayesi olmalıdır. Eğer ana ve babayı kendisi yetiştirecek ise bu ücret aynı adet kaz için ortalama 25 bin TL sermayeye ihtiyacı olacak. Biyogüvenlik kurallarına uygun çevre şartları ve barınak şartlarına sahip olmalıdır. Yumurta verimi ve kuluçka döneminde, genellikle şubat ve haziran ayları arasında iş gücü harcayacak zamanı veya elemanı olması gerekir.
AVRUPA ORİJİNLİ IRKLAR ET YÖNÜNDEN DAHA İYİ
Kaz yetiştiriciliği yapacak üretici hangi ırkları yetiştirmeli? Yerli ırklar bunun için uygun mu? Yumurta ve et verimi bakımından değerlendirir misiniz?
Yetiştiricilik yapacak üreticiler; güvenilir bir işletmeden biyogüvenlik, hastalık, ırk özelliklerini taşıyan vb. Avrupa kökenli kaz ırklarını satın alabilirler. Çünkü bu orijinden gelen ırk ve hatlar genellikle et verimi yönünde daha iyidir. Asya orijinli kazlar ise genellikle yumurta verim yönünde daha iyidir. Ülkemizde üretim et verimine yönelik olduğundan dolayı et verim yönlü kazları alabilirler. Damızlık üretim yapılacak ise en önemli ırk ve hatlar hem Asya hem Avrupa orijinli olarak yetiştirilebilir. Avrupa orijinli kazlar; embden, toulouse, roman gibi kaz ırkları ve geliştirilmiş soyları-hatlarıdır.
Yerli kazlar ülkemize yüzyıllardır adaptasyon sağlamış, meradan ve yeşillikten faydalanma düzeyi yüksek, hastalıklara dirençli, et verimi ve kalitesi iyi olan, orta ağır ergin canlı ağırlık grubunda bulunan hayvanlardır. Fakat tüm bu iyi yönlerine rağmen ebeveynlerde yumurta verimi ve kuluçka randımanı düşüktür. Bu nedenle üreticiler diğer ırklara göre tercih etmemektedir.
Yetiştiricilik yapacak üreticiler palaz alırken nelere dikkat etmeli?
Ülkemizde palaz satışları genellikle 20-45 günlük iken satılmakta ve nakledilmektedir. Fakat bu yöntem yanlıştır. Kanatlılarda en ideal nakil koşulları çıkıştan itibaren ilk 3 gündür. Ülkemizde hastalıklar ve palaz ölümleri nedeniyle bu yöntem uygulanmamaktadır. Eğer üreticiler kuluçkahaneye sahip ise ve ekonomik seviyesi ile bilgi düzeyi yeterli ise kendi palazını kendisi üretebilir. Bu aşamada iyi bir sürü yönetimi ve kuluçkahane yönetimi gereklidir. Çünkü kazlarda kuluçka işlemi özel işlemler gerektirir. Satın alınacak palazların ruhsatlı kuluçkahane işletmelerinden satın alınması gerekmektedir. Türkiye’de yetiştiricilik tam manasıyla sektör olamamıştır. Bu nedenle ruhsatlı işletmelerin sayısı çok azdır. Birçok üretim yapma isteğinde olan ve yapan küçük işletmelerin yanı sıra büyük ve ruhsatlı üretim yapan kooperatiflerimiz ve işletmelerimiz de mevcuttur. Bunlar Çankırı, Elazığ, Adana, Düzce, Aksaray, İstanbul, Ankara illerinde bulunmaktadır.
Palaz alınırken dikkat edilmesi gereken konu hayvanların damızlık materyal mi besi materyali mi olduğu, ebeveynlerde ve yavrularda hastalık durumu, ırk özelliğini taşımayan özelliklerin olması, uzman danışmanlığında melezleme yapılmış olması, işletmelerin güvenilir ve denetlenebilir yapıda olmasıdır. Ayrıca, işletmelerde biyogüvenlik kurallarının uygulanıyor olması da önemli.
Kaz yetiştiriciliğine verilen hibe ve destekler
Kaz ve hindi yetiştiriciliğine yönelik olarak 81 ilde yeni tesis, tamamlama, kapasite artırımı ve teknoloji yenileme ve/veya modernizasyon niteliğindeki başvurular hibe kapsamında değerlendirilmektedir.
Bakanlığımızca bu desteklere ilave olarak “Arıcılık İpekböcekçiliği, Kaz ve Hindi Yetiştiriciliği Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin Uygulama Esasları Tebliği” kapsamında, Kars ilinde 1.000 adet kapasiteli damızlık kaz kümesi, Kars, Ardahan, Muş ve Ordu illerinde 500’er adet kapasiteli ticari kaz kümesi, Bingöl, Diyarbakır ve Kahramanmaraş illerinde 1.000’er adet kapasiteli ticari hindi kümesi yapılması için uygulama rehberi yayınlandı.