EYLÜL-EKİM 2021 / GÜNDEM
Bakanlık desteği ile istilacı balon balıkları denizlerimizde bitiriliyor
Balık av sezonu 1 Eylül itibarıyla başladı. Özellikle son iki sezonu yüz güldüren rakamlarla kapatan balıkçılık sektörünün yeni sezondan da beklentisi yüksek. Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay ile yeni sezon için yapılan hazırlıkları, istilacı türler olan balon ve aslan balıklarının avcılığı için yapılan teşvikleri ve balıkçıları yakından ilgilendiren müsilaj sorununu Türk Tarım Orman Dergisi’nin yeni sayısı için konuştuk.
Yeni av sezonu için yapılan hazırlıklardan kısaca bahseder misiniz? Yeni sezondan beklentileriniz neler?
Av sezonu bizim için, ülkemiz için, balıkçılarımız için son derece önemli bir periyot. Sezonla birlikte binlerce balıkçı teknesi denizlerimizde ticari olarak avcılık yapmaya başlıyor. Bölgesel olarak 15 Eylül’de başlayan yerler olmakla birlikte genel olarak 1 Eylül itibarıyla balık sezonu başlıyor.
Halkımızın son yıllarda özellikle balığa olan talebi artmış durumda. Balıkçılarımız bundan son derece memnun. Şunu da belirtmek gerekiyor ki yurt dışından ithalat gitgide azalıyor. Balık talebimizi yerli türlerle karşılıyoruz. Bu talebi de dengelemek için Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünün en önemli görevlerinden olan hem balıkçılarımız arasında dengeyi korumak hem de ekolojik dengeyi korumak durumundayız. Bunun için de arkadaşlarımız Sahil Güvenlikle, İçişleri Bakanlığı ile ilgili diğer bakanlıklarla iş birliği yapıp, mesai mefhumu gözetmeden, büyük oranda denizlerde, göllerde, barajlarda kaçak avcılıkla mücadele ediyor. Su Ürünleri Kanunu'nun güncellenmesiyle cezalar da son derece caydırıcı oldu. Zaten kuralına uygun çalışan balıkçılarımız çok nadir ceza yiyorlar ama bu işi illegal yollarla yapanları da cezalarla durdurduk. Geçtiğimiz sezon, yaklaşık bir buçuk yıllık süreçte, 300 tane kaçak avcılık yapan tekneye el koyduk. Bu denetimlere yeni sezonda da devam edeceğiz. "Balığı koruyalım ki balıkçının hakkı korunsun" prensibiyle bu sezona hazırlandık ve tam anlamıyla işimizin başındayız.
Haber Görseli
Mustafa Altuğ Atalay Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü
SON İKİ AV SEZONUNU REKOR RAKAMLARLA KAPATTIK
Geride bıraktığımız sezonu özetleyecek olursak, neler söylersiniz?
2019-2020 sezonu balık üretiminde Cumhuriyet tarihinin en büyük rakamıydı, yaklaşık 830 bin ton ürettik- 2020–2021 sezonunu ise önceki sezonun bir altında kapattık. Avcılık ve yetiştiricilik üretim rakamlarına baktığımızda dengeli gittiğini söyleyebiliriz ama avcılık yetiştiriciliğin bir adım önünde. İkisi birlikte ciddi bir üretim potansiyeli yakalıyor. 830 bin tona çıkan kayıtlı istatistiğimiz var. İyi sezonlar geçirdik ancak şunu da belirtmek lazım: bizim amacımız çok balık yakalatmak değil. Mesela ışıkla avcılıkta çok balık yakalanıyor fakat para etmiyor. Hem balıkçı bu işten kazanamıyor hem de yakalanan balık halkımıza istenildiği gibi sunulamıyordu. Işıkla avcılığı özellikle Marmara’da durdurduk. Hem balıkçı bundan memnun hem de balık yakalama periyodu, hamsi yakalama periyodu biraz daha uzamış oldu. Çok daha dengeli gidiyor bu da rekolteye ve diğer verilere çok daha olumlu yansıyor.
İSTİLACI BALON BALIĞI AVCILIĞINA DEVLET DESTEĞİ
Cumhurbaşkanlığı onayıyla balon balığı avcılığına destekleme kararı çıktı. Bu kararla ne amaçlanıyor?
Balon balığı özellikle Akdeniz’de “istilacı” olarak kabul edilen bir tür. Biz de bu balıkların çoğalmasını istemiyoruz. Ancak şunu kabul etmek lazım ki suların ısınmasıyla Süveyş Kanalı’ndan geçip gelen balon balıkları Akdeniz’i ideal bir yuva olarak benimsediler. Bunların sayılarını azaltmak gerekiyor. Çünkü yerli türlerimizin üzerine baskı oluşturuyorlar. Yerli türlerimizin hem gıdasına ortak oldular hem de yaşam alanlarını işgal ediyorlar. Biz balon balıklarının sayısını azaltırken balıkçımıza bir nevi destek de oluyoruz. Geçen sene pilot uygulamasına başlamıştık, kuyruk başına 5 TL veriyorduk. Balıkçımızdan ve halkımızdan son derece olumlu tepkiler alınca bunun sadece benekli balon balığı türünde değil diğer balon balığı türlerini de kapsayacak biçimde genişlettik. Yine benekli balon balığına 5 TL, daha küçük türlerine 50 Kuruş vermek üzere düzenlediğimiz desteklememizi Sayın Cumhurbaşkanımız onayladı. Biz de balon balığı almaya başladık, tebliğ de yayınlandı. Hem balıkçımız destekleniyor hem de anaç dönemdeki bir balon balığının yakalanmasıyla milyonlarca balon balığını denizlerimizden çekmiş oluyoruz. Bu da devletimizin ne kadar güçlü olduğunu, yenmeyecek bir türe bile destekleme verdiğini gösteriyor.
İSTİLACI TÜRLER EKONOMİYE KAZANDIRILIYOR
Avlanan balon balıklarının ekonomiye getirisi nedir? Bir diğer istilacı tür olan aslan balığı avcılığının son durumu hakkında bilgi verir misiniz?
Aslan balığı da balon balığı gibi ülkemize son yıllarda girmiş ve sayıları da gitgide artan bir tür. Aslan balığını da istemiyoruz, yerel türlerimiz üzerinde baskı oluşturuyor. Ancak aslan balığının balon balığından farkı sırtındaki dikenleri temizlendiğinde, filetosu çıkarıldığında son derece lezzetli bir balıktır. Biz bunun tanıtımını Sayın Antalya Valimiz ile beraber yaptık. Basın mensuplarına ikram ettik. Bu etkinlikten hemen sonra Antalya’daki restoranlarda ve tezgâhlarda aslan balığının satıldığını tespit ettik. Bu balığın da desteklenerek avcılığının yapılması yerine, tüketilerek hem gıda yönünde değerlendirilmesi hem ülke ekonomisine kazandırılması ülkemiz için ve balıkçılarımız için bir avantaj.
Balon balığını ekonomiye kazandırmak daha teknik bir konu. Balon balığı yenmediği için derisinden faydalanmak gerekiyor. Derisi de adı üzerinde balon gibi şiştiği için esnek yapıda ve endüstride kullanılacak türde. Ayrıca balıktaki bu zehir farklı alanlarda da (tıp vs.) kullanılacak yapıda."Bunları değerlendireceğiz" diyen girişimcilerimize bedelsiz balon balıklarını verebiliriz.
TİCARİ BALIKÇILAR BALON BALIĞI AVLAYABİLİR
Balon balığı avcılığını kimler yapabilir, isteyen balon balığı avcılığı yapabilir mi?
Balon balığı avlayıp desteklemeden faydalanabilmek için illaki ticari balıkçı olmak gerekiyor. Amatör balıkçılar bu desteklemeden yararlanamazlar. Hatta şunu da belirtmek istiyorum, amatör balıkçılar bu balon balığını zehirli olduğu için karaya da çıkaramazlar. Çünkü balon balığı karaya çıkarıldığı zaman onun itlaf edilmesi lazım. Karaya bırakıldığı zaman sokak hayvanları yese onlar da zehirlenerek ölüyor. Dolayısıyla karaya çıkarılmadan hemen itlaf edilmesi lazım ya da bu işin uzmanları tarafından özel imha şekliyle imha edilmesi lazım. Bunun da farklı yöntemlerini biz Bakanlık olarak uyguluyoruz. Balon balığını avlayacak ve karaya çıkaracak olanlar önceden izinlendirilmiş ticari balıkçılardır.
MÜSİLAJ EN ÇOK BALIKÇILARI ETKİLEDİ
Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj sorunu balıkçılığı olumsuz yönde etkiledi mi? Tarım ve Orman Bakanlığının müsilaj ile ilgili aldığı tedbirler neler?
Müsilajdan en fazla mağdur olan kesim balıkçı kesimimiz. Bunu Türkiye’de ilk dile getiren Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü oldu. İlgili kurumlara hem yazılı hem sözlü olarak belirtildi. TBMM’de Çevre Komisyonu’nda bunun sunumu yapıldı, basının dikkati çekildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda başarılı bir çalışma yürüttü. Biz de onlara destek olduk. Balıkçıların mağduriyetinin giderilmesine çalışılıyor. Bu tabii ki önce bir çevre sorunu ancak denizden ekmeğini kazananlar için ciddi bir mağduriyet. Kıyı balıkçılarına ekonomik olarak bir destekleme yaptık. Bunu devam ettirip artırmak için elimizden geleni yapacağız. Endüstriyel balıkçılarımız sezon sonuna denk geldiği için onlar yakalanmadan bu işi atlattılar. Büyük balıkçılarımız çok büyük zarar görmediler. Lakin şu var, müsilaj sanki zehirli bir maddeymiş gibi algılandı. Müsilaj organik bir atıktır, genel yapısı polisakkarittir, yendiği zaman zehirlenmeye yol açmaz. Müsilaja bulaşmış balık yendiği zaman insana olumsuz bir etkisi olacakmış gibi bir imaj oluştu. Bu da balıkçının ekonomisine ciddi oranda yansıdı olumsuz olarak. Bu algının bir defa değişmesi lazım. Bakanlık olarak biz her hafta, farklı balık türlerinden numune alıyoruz, analizleri gıda mevzuatına göre yapılıyor. Herhangi bir olumsuzluk fark edildiği zaman getirsinler bize analizlerini yapalım o bölgenin avcılığını yasaklayalım. Ama bugüne kadar öyle bir şey olmadı, tüm analizlerimiz gıda yönünden tüketilmesine herhangi bir mahsur olmadığını gösteriyor.
Müsilajın giderilmesi için biz hayalet avların çıkarılmasına çalışıyoruz, avcılık yöntemlerine farklılık getirmeye çalışıyoruz. Marmara önemli bir avcılık bölgesi. Bu bölgenin değerlendirilmesi gerekiyor. Orada avcılık açısından bir kısıtlama yapılması düşünülmüyor. Diğer bir husus da Marmara’ya tarımsal girdiler bakımından Bakanlığın alması gereken tedbirler konusunda, ilgili Genel Müdürlükler hakkıyla bu işi yapıyorlar. Organik tarım bu bölgede destekleniyor, iyi tarım uygulamaları geliştiriliyor, hayvan atıklarıyla ilgili önlemler alınıyor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bu işleri uyumlu bir şekilde yürütüyoruz.
Şu unutulmamalı ki sulardaki ısınma ve akış rejimindeki değişim devam ettiği sürece bu müsilaj olayı bir anda kesilmez. Kış döneminde deniz suyu sıcaklığı yine yüksek olur ise o bölgede mikroskobik yosunlar yaşamaya ve üremeye devam ettiği sürece buna benzer olaylar devam edecektir. Su sıcaklığının ve akıntının eski haline dönmesi gerekiyor. Tabii arıtmaların ve insan etkisinin azaltılması ve gerekli tedbirlerin alınması da gerekli.
AVCILIĞI EN ÇOK YAPILAN BALIK HAMSİ
Son yıllarda ülkemizde en çok avcılığı yapılan balık türleri neler? Ekonomik getirisi en yüksek olanlar hangileri?
Bizim ekonomik olarak en çok avcılığını yaptığımız ve rakamlara da en çok yansıyan balığımız hamsi. Hem halkımız tarafından hem sanayiden oldukça fazla talep gören bir tür, hamsi. Besin değeri de oldukça yüksek. İstavrit, lüfer, palamut da ekonomik değeri yüksek olan balıklarımız. Bu sene de inşallah bereketli bir sezon olacak. Gitgide bu balıkların her birinin daha da artmasını bekliyoruz. Bu saydıklarımız Karadeniz ve Marmara’da en çok çıkan türler. Akdeniz’de miktar olarak daha az ama farklı türlerimiz var. Lahoz, orfoz bunlar son derece değerli türler. Dil balığı özellikle Güney Ege ve Akdeniz’de balıkçımız için önemli bir tür. Ayrıca son zamanlarda çift kabuklulardan midye de balıkçımıza para kazandıran türlerden bir tanesi olmaya başladı.
LEVREK VE ÇİPURA YETİŞTİRİCİLİĞİNDE AVRUPA BİRİNCİSİYİZ
Türkiye’nin su ürünleri üretimindeki potansiyeline değinir misiniz? Dünyadaki yerini de sayısal olarak belirtir misiniz?
Ülkemize baktığımız zaman önemli bir deniz potansiyeli var lakin bir okyanus ülkesiyle yarışamaz. Ama kendi statümüzdeki ülkelerle kıyasladığımızda en önde gelen ülkelerden bir tanesiyiz. Yetiştiricilikte dünyada neredeyse ilk sıralara gelmeye başladık. Avrupa’da levrek yetiştiriciliğinde, çipura yetiştiriciliğinde birinci konuma geldik. Alabalık yetiştiriciliğinde dünyada ikinci konumdayız. Av gücü bakımından Avrupa’da neredeyse en büyük balıkçı filosuna sahip ülkeyiz. Bundan iki sene önce Türk somonu diye bir şey yoktu ama neredeyse yüz milyon dolarları buldu ihracatımız. Türk somonu diye bir marka oluştu. Bunların hepsi önemli adımlar. Bu sene de artık ithalatımızın düştüğünü, ihracatımızın rekorlar kırdığını bütün dünya görüyor. Bu konuda ciddi bir cazibe merkezi oluşturmaya başladı ülkemiz.