EYLÜL-EKİM 2021 / ÖNDER ÇİFTÇİ
Kendi işini kurdu şimdi diğer kadınların emeğini değerlendirmek istiyor
Hülya OMRAK -
Figen YALÇIN
Uğur ACAR
Feriştah Yıldız, Muğla merkezde yaşayıp 7 yıl bir mermer fabrikasında muhasebeci olarak çalıştıktan sonra, 4 yıl önce verdiği kararla kendi işinin sahibi olmuş. Üç çocuk annesi Yıldız, eşinin köyü Denizova’da 4 yıl önce kırsal kalkınma desteklemeleriyle zeytinyağı sıkım fabrikası kuran genç kadın girişimcilerden. Biz de 15 Ekim Dünya Çiftçi Kadınlar Günü sebebiyle Feriştah Yıldız’ın girişimcilik öyküsünü Türk Tarım Orman Dergisi okurlarımızla paylaşmak istedik.
Şehirde bir işiniz varken kendi işinizi kurmaya nasıl karar verdiniz? Hangi aşamalardan geçtiniz?
Yaklaşık 5 yıl önce Muğla merkezde yaşarken çocuklarımız apartman dairesinde büyüyorlardı. Hafta içi mesaimiz biter bitmez cuma akşamından eşimin köyü Denizova’ya gelip hafta sonunu geçiriyorduk. Bir akşam eşimle kendi olanaklarımızla küçük ikinci el makineler alarak zeytinyağı sıkımı yapabilir miyiz diye konuşurken bu işe başlamaya karar verdik. Çocuklarımızın doğayla iç içe yaşamalarını istememiz de bir etkendi. Sonra araştırdığımızda kırsal kalkınma desteklemeleriyle, sıfır makineyle ve modern bir işletmeyle işimizin daha iyi olacağına karar verdik. Projemiz için gerekli şartları yerine getirerek kırsal kalkınma hibe desteklemesine başvurumuzu 2016 yılında yaptık. Başvurumuzun kabul edilmesinden sonra fabrika binasının kurulumu için Denizova’da eşimin ailesine ait mülkün bitişiğindeki araziyi satın alarak işlemleri başlatıp, tam bir yıl içinde 15 Kasım 2017’de fabrikayı açtık. Kurulum aşamasında imar izninden trafo kurulumuna kadar pek çok sorunla karşılaştık ancak hepsini ailemin de desteğiyle atlatıp bugünlere geldik.
FABRİKA İÇİN YAPILAN YATIRIMIN YARISI HİBE DESTEĞİ
Fabrikanızın fiziki alanı ve kapasitesi hakkında bilgi verir misiniz? Tüm bu yatırımlar için finansman kaynaklarınız neler oldu?
Satın aldığımız 7 dönüm arazinin içinde 400 metrekaresi kapalı toplam 2 bin metrekarelik fabrikamızın ilk kurulumu için yarısı hibe destekli 1 milyon TL yatırım yaptık. Sonradan bir o kadar daha yatırım yaparak, tüm alanın betonlaması ve çeşitli geliştirmeler yaptığımız fabrikamız toplam 2 milyon TL’lik yatırımla şimdiki durumuna ulaştı. Makine parkurunun yanı sıra, depolama için 4 tane 5 tonluk krom tankımız var. Fabrika binasının yanında, zeytinlerini sıkım için getirenlerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla mutfak, mescit, lavabo, 1 bekleme salonu ve 2 dinlenme odası gibi sosyal alanlarımız da bulunuyor. Finansmanımızın bir kısmı kredi bir kısmı da esnaf kefaletten kullandığımız kredi. Ek yatırımlarımızda da bir evimizi satıp, üzerine yine kredi aldık. Önümüzdeki sezon verimli geçerse kalan kredileri kapatıp kâra geçebilmeyi umut ediyoruz.
Bir aile işletmesi olarak çalışanlarınız var mı?
Burası şimdilik bir aile işletmesi olduğu için sürekli çalışanımız olmadan ailecek hep birlikte çalışıyoruz.
Ekim - kasım arası sezonun en yoğun olduğu zaman geçici olarak 5-7 kişi arası çalışanımız oluyor.
SADECE BULUNDUĞUMUZ BÖLGENİN ZEYTİNLERİNİ SIKIYORUZ
Üretim sisteminiz ve ürünlerinizin özelliklerinden bahseder misiniz?
Marka patentimizi de işletmemizi kurduğumuzda aldık. Feri Olive olarak şu an sadece bulunduğumuz bölgenin zeytinlerinin sıkımını yapıyoruz. Kendi zeytinliklerimiz küçük ve parçalar halinde olduğu için ihtiyacımızı karşılamıyor. Yeni zeytinlikler oluşturmaya çalışıyoruz ama burada araziler parçalı olduğu için tek bir yerde değil de küçük küçük dağınık arazilerde zeytin üretmek zor oluyor. Daha çok müstahsile çalışıyoruz. Sıkım bedeli olarak sıktığımız yağdan aldığımız belli ondalık haklarını türlerine ve sıkımlarına göre gruplandırıp tanklarda biriktiriyoruz. Kendi zeytinlerimizin sıkımını ayrı yapıp depoluyoruz. Şimdilik sadece toptan satış yapıyoruz. Muğla içi ve dışından çok talep geliyor. Zeytinin, dolayısıyla zeytinyağının tadı iklimine, cinsine, hasat zamanına göre değişiyor. Tadından artık sahil bölgesinin mi, buranın mı zeytini olduğunu hemen anlayabiliyorum. Bu bölgede Yeşil Aydın, Memecik ve Gemlik türü zeytinler yetiştiriliyor. Zeytinlerini çuvalla getirenleri bekletmeden kasalara döküp sıkıma kadar kasalarda bekletiyorum. Denizova Muğla’da en erken zeytin hasat eden yer. Muğla’da diğer yerlerde ocak ayına kadar hasat yapılırken, burada 15 Ekim’de başlayıp 15 Kasım’da bitiriliyor. Bizim burada biri zeytine gittiğinde diğerleri bizim zeytin kaldı diye hemen harekete geçiyorlar. Zeytinler burada silkelenerek değil henüz olgunlaşmadığı için çırpılarak toplanıyor. Gelen zeytinler yemyeşil geliyor. Erkenden hasat edildiği için sıkıma dibe düşen ya da çürük zeytin pek gelmiyor.
“FABRİKANIN HER İŞİYLE KENDİM İLGİLENİYORUM”
Özel sektördeki çalışmanızla kendi işinizde çalışmanızı karşılaştırırsanız nasıl değerlendirirsiniz?
Zorlukları var ama keyifli. Çalışanken sınırlı sorumluluklarınız var ve iş tanımınıza göre yapacağınız işler bellidir. İşinizi yapıp çıkıyorsunuz. Oysa kendi işinizde her şeyin sorumluluğu size ait oluyor. İşletmenin bakımı ve giderinden tutun da müşterilere kadar her şeyle kendiniz uğraşmak zorundasınız. Hele sezonda müstahsillerle uğraşmak nasıl zor bilemezsiniz. Herkes getirdiği zeytinin hemen sıkılmasını istiyor. Zaman zaman kendi aralarında sıra yüzünden veya “Onun yağı çok oldu benim yağım az oldu” tartışmaları gibi gerginlikler yaşanıyor. Daha önce zeytinyağı fabrikasına girmiş bile değilken şimdi makineyi kullanmaktan diğer tüm detaylarına kadar tüm işlerle ben ilgileniyorum. Bütün iş benim üzerimde ama kendi işimde çok daha mutluyum.
KÖY HAYATINI ÇOCUKLAR DA ÇOK SEVDİ
Ailenizin kentten kırsala yerleşmek ve sektör değiştirip girişimci olmanız gibi radikal kararlarınıza tepkileri nasıl oldu?
Hafta sonunu geçirmek için geldiğimiz bir yerde sürekli yaşamaya başlamak hayatımızı çok değiştirdi. Merkezden gelip köye yerleşmek ilk başta zor oldu. Çocukların eğitimi konusunda başlarda endişelenmiştik ama büyük kızım iki yıl burada okuduktan sonra fen lisesini kazanınca ne kadar doğru bir karar aldığımızı anladık. Şimdi onlar da buraya geldikleri için çok mutlular. Tarımla ilişkim hafta sonları zeytinliğe gitmek kadardı en fazla. Şimdi tüm işlerime ek olarak kendim ve ailemin sağlıklı beslenmeleri için 4 tane büyükbaş hayvan besliyorum. Tükettiğimiz süt, peynir, yoğurt ve tereyağını kendim ürettiğim gibi sütün fazlasını da satabiliyorum.
Girişiminizi çevrenizin ve köylülerin değerlendirmesi nasıl oldu?
Burada eşimin ailesiyle aynı köyde olmamızın büyük avantajını yaşıyoruz. Ailelerimiz bize çok yardımcı oluyorlar. Buraya en yakın fabrika Yerkesik’te olduğu için köyde fabrika olmasını köylüler çok olumlu karşıladılar. Erkeklerin bir kısmı kadın olduğum için, genç olduğum için başta kuşkuyla yaklaşırken, kadınların tepkisi çok daha olumlu olmuştu.
“KENDİMLE BİRLİKTE DİĞER KADINLARIN EMEĞİNİ DEĞERLENDİRMEK İSTİYORUM”
Genç kadın bir girişimci olarak başka yatırımcılara tavsiyeleriniz neler olur?
Zeytinyağı sıkımı sezonluk bir iş. Bu işi yaparken ek üretim modellerini de değerlendirmelerini tavsiye ederim. Ben de böyle bir modeli hayata geçirmeye başlıyorum. Burada kadınlar çok çalışıyor. Zeytin, sabun, salça gibi kendi ürettiklerinin yanı sıra adaçayı, kekik, mantar gibi doğadan topladıkları organik ürünleri sosyal medyadan tanıtımını yaparak satışlarında yardımcı oluyorum. Şimdi köyün kadınlarıyla birlikte bu üretimleri daha organize yapmak için bir projem var. Kurulu, modern ve geniş bir işletmem var. Zeytin sezonundan sonra yılın 12 ayı köydeki kadınların da emeğini değerlendirebilecekleri bir yer haline getirmek istiyorum. Toparlanma aşamasındayız. Pandemide domates sosu talebi çok geldi mesela. Talebi karşılayacak kadar domates olmadığı için başka yerden doğal domates almayı düşünüyoruz. Kadınlarla birlikte fabrikamdaki salça sıkım makinemde salça üretip, domates sosu hazırlayıp, doğal üretilmiş domatesleri güneşte kurutup satmayı hedefliyorum. Kendimle birlikte kadınların emeğini değerlendirmelerine de yardımcı olmak istiyorum.