KASIM-ARALIK 2021 / AYIN KONUSU

Ormanlaşmada kooperatiflerin önemi


Dr. M. Erhan EKMEN    

25.11.2021 


Ormanların ekolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan sağladıkları faydalar paha biçilemez. Yaşamın devamı ve giderek artan nüfusun beslenmesi için tarım alanları ile birlikte mutlak ihtiyaç duyulan üretim faktörleri için önemli bir doğal kaynaktır. Küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi tehditler kaynaklarımızı ve ormanlarımızı yok etmektedir. Dünyanın geleceğine ilişkin artan bu ciddi endişeler, birçok uluslararası örgütün ve ülkenin öncelikli konusu haline gelmiştir.

Örneğin, Birleşmiş Milletler (BM) bu konuda farkındalığı arttırabilmek için ortaya koyduğu Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında tarım ve ormancılık birlikte ele alınmakta ve faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde yeşil ekonominin en dinamik kuruluşu olarak kooperatifler öne çıkmaktadır. BM’nin dünyada kooperatifçilik hareketinde kural olarak, kalkınmanın merkezinde insan ve çevre unsurunun birlikte ele alınmasını bir kooperatifçilik değeri olarak kabul edilir. Bu nedenle BM, 2011 yılını Dünya Orman Yılı, 2012 yılını ise Dünya Kooperatifçilik Yılı olarak ilan etmiştir. BM’nin Tarım ve Gıda Teşkilatı (FAO), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD), Dünya Gıda Programı (WFP), BM Ormancılık Formu (UNFF) gibi ilgili kuruluşları kooperatiflerle birlikte ekonomik ve sosyal amaçlı uluslararası projeler yürütmektedir. 
 
Ormanlaşmak her ülke için önemli bir etkinliktir. Genellikle kamu eliyle planlansa da saha uygulamalarına bölge insanları sahip çıkmazsa yapılan yatırımlar bir süre sonra hedeflerinden şaşabilmektedir. Orman işletmeciliğinde, ormancılıkta ve ekosistem planlamasında belki de başarının sırrı olarak “katılımcı yönetim” görülebilir. Sahiplenici bir katılımcılık için en iyi yol faydalanıcıların kurdukları örgütlü yapılardır. 
 
Ormancılık alanında dünya çapındaki örgütlenmeye baktığımızda, bölgesel yapılanmaların öne çıktığını görüyoruz. Bunlar kendi coğrafi bölgelerindeki ülkelerde tarım ve orman konusunda multidisipliner bir yaklaşımla bilgi, tecrübe ve fikir alışverişinde bulunmayı amaçlayan uluslararası örgütlerdir. Örnek olarak, Akdeniz bölgesinde Uluslararası Akdeniz Ormanları Derneği (AIMF), Güney Amerika’da Tropikal Tarımsal Araştırma ve Yüksek Öğrenim Merkezi (CATIE) ve Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’nın birlikte kurdukları Ilıman Tarımsal Ormancılık Derneği (AFTA) verilebilir. Bu örgütlerde dikkat çeken önemli bir ortak kelime bulunmaktadır. Tarım ve orman kelimelerini orman tarımı (agroforesty) şeklinde bir arada kullanmaktadır. Tarımsal ormancılık ifadesi, ormanlar ile tarımsal (bitkisel ve hayvansal) üretimin birleştirilmesiyle ortaya çıkan biyolojik etkileşimlerden faydalanmayı optimize etmek amacıyla etkin bir arazi yönetim sistemi olarak tanımlanmaktadır. Kuzey Amerika’daki Derneğin sembolünde bu durum güzel bir şekilde vurgulamaktadır. 
 
Dünya çapındaki uluslararası bu yapılanmanın ormancılık kooperatifleri için de aynı olduğu ve tarımla beraber ele alındığı görülmektedir. Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) altında bulunan Uluslararası Tarım Kooperatifleri Örgütü (ICAO) çatısı altında tarım kooperatifleri ile birlikte yer almaktadır. Bu genel yaklaşıma karşın, ormancılığın maden işçiliği kadar tehlikeli ve zor bir iş olarak kabul edilmesi nedeniyle her ülke kendine özel politikalar uygulamaktadır. Bu durum ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak farklılık göstermektedir. Özellikle mülkiyet durumuna göre kimi ülkelerde orman sahipleri, kimisinde ise orman köylüleri kooperatifleşmektedir. 

Haber Görseli

Başta Avrupa olmak üzere, Amerika, Brezilya, Kanada, Hindistan, Kore ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde orman sahiplerinin kurduğu kooperatifler yaygındır. Ülkenin tarihsel mülkiyet geçmişinden gelen haklar nedeniyle özel orman işletmesi olan kişiler bu kooperatiflerin ortağı olmaktadır. Bu kooperatifler, ormancılık faaliyetlerinin yanı sıra aynı zamanda bir tarım kooperatifi olarak hareket etmektedirler. Örneğin; Avrupa Orman Sahipleri Konfederasyonu (CEPF), Avrupa'daki orman alanının yaklaşık %60'ına sahip özel bireylerin, ailelerin ve kooperatiflerin üst örgütüdür. Avrupa'da aile ormancılığını temsil eden CEPF, sürdürülebilir orman yönetimini ve sektörünün ekonomik uygulanabilirliğini desteklemektedir. Konfederasyonun en önemli üyeleri bölgesel bazda kurulmuş orman kooperatifleridir.
 
Birçok ülkede kamuya ait ormanlarda çalışan orman köylülerinin kurduğu kooperatifler bulunmaktadır. Bu kooperatifler devlete ait ormanlarda yaşayan ve buralarda ormanlarda çalışan köylülerin oluşturdukları, işçilik hizmeti veren emek kooperatifleridir. Bunlar da aslında birer tarımsal kooperatif olarak kabul edilmektedirler. Dünyada orman çiftçiliği kooperatifleri olarak anılan bu tür kooperatiflere ABD, Çin ve Asya ülkelerinden örnekler verebiliriz. Ülkemiz bu tip orman kooperatifleri için verilebilecek en başarılı örneklerden biridir. 
 
Türkiye çapında, ormancılık faaliyetlerinin büyük bir bölümü kooperatiflerce gerçekleştirilmektedir. Ülkemizdeki 8.000 tarımsal kalkınma kooperatifinin yarıya yakını orman köylerinde kurulmuştur. Bu kooperatiflerden yaklaşık 2.500 tanesi Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (OR-KOOP) altında birleşmişlerdir. Ortağı olan orman köylüsünün milli gelirden hakça pay alması, sosyal ve ekonomik olarak refahının artması amacıyla 1997 yılında kurulan ORKOOP, bir emek kooperatifidir. Türkiye ormanlarının ulusal çıkarlar doğrultusunda geliştirilmesi ve işletilmesine destek vererek ormancılık gelirlerinin artırılması için aşağıda belirtilen çalışmaları yürütmektedir. 
 
Ülkemizde gerek hazine arazilerinde ve gerekse orman rejimine giren alanlarda birim fiyat usulüne göre gerçekleştirilen ağaçlandırma faaliyetlerinin yaklaşık %70'i ORKOOP’a bağlı kooperatifler tarafından yapılmaktadır. Bunun yanı sıra, kırsal nüfus istihdamında ve kalkınmasında büyük önemi olan Odun Dışı Orman Ürünleri olarak adlandırılan yabanıl organikler ürünlerin pazarlanması ve ekolojik turizm hizmetlerinin verilmesi konularında da faaliyetlerde bulunulmaktadır. Orman köylülerinin orman işçisi olarak sosyal güvenceye kavuşmaları doğrultusunda çalışmalar yürütmektedir. Kendi içinde oluşturduğu fon ile orman yangınları ve kazalar sonucu ortaklarının karşılaştıkları can ve mal kayıplarına ile ilgili karşılıksız maddi destek vermektedir. Ayrıca; ortaklarına ormancılık, kooperatifçilik ve çevre koruma konularda mesleki gelişim eğitimleri vermektedir. 

Haber Görseli

Bütün bu çalışmalar içinde belki de en dikkate çekici olanı, mesleki yeterlilik ve belgelendirme faaliyetleridir. Dünyada yeşil ekonomi kavramının ön plana çıkmasıyla son yıllarda ormancılıkta mesleki standartlar ile ilgili yeterlilik belgeleri giderek önem kazanmaya başlamıştır. Bu kapsamda eğitim verme ve uluslararası geçerliliğe sahip belge düzenleme konusunda ORKOOP resmi olarak yetki almıştır. Bu belgeye sahip olan orman köylülerimiz dünyanın her yerinde özellikle de Kuzey Avrupa’da yüksek gelirli işler bulabilmektedirler.
 
ORKOOP, dünya kooperatifçilik hareketindeki en üst kuruluşlarla başarılı ilişkiler kurmaktadır. Ülkemizin uluslararası temsilinde onur verici etkinlikler gerçekleştiren ORKOOP, üyesi olduğu Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) kapsamında, özellikle idari boyutta önemli faaliyetler sürdürmektedir. Genel Başkan Cafer Yüksel, 2009 yılından beri ICA’nın sektör örgütü olan Uluslararası Tarım Kooperatifleri Örgütünün (ICAO) yönetim kurulu üyesidir. Eğitim, Araştırma ve Dış İlişkiler Koordinatörü Ünal Örnek ise, 2017-2021 yılları arasında ICA’nın en büyük kıta örgütü olan "Cooperative Europe"un yönetim kuruluna seçilmiştir. Dünya Çiftçi Örgütünün (WFO) çalışmalarına ICAO yönetimi adına katılmaktadır. Ayrıca, Avrupa Birliği kooperatiflerinin üst örgütü olan COGECA ile de kooperatifçilik alanında iş birliği içinde çalışmaktadır. FAO’daki çalışmalara da destek vermektedir.
 
Ülkemiz bulunduğumuz coğrafyada önemli bir orman varlığına sahiptir. Orman alanlarımızın yarıdan fazlası verimli ve ekonomik olarak sınıflandırılmaktadır. Biyolojik çeşitlilik yönüyle %95’ i doğal orman vasfında olan ormanlarımızda zengin bir yaban hayatını sürdürmektedir. Birçok hayvan türünün yanı sıra ormanlarımızın %33’ü tıbbi ve aromatik bitkilerden oluşmakta ve çoğu endemik 9000’den fazla bitki türü bulunmaktadır. Bu özellikleriyle ormanlarımız Avrupa ve Orta Asya’da ciddi bir potansiyele sahiptir.
 
Bu zenginlik orman köylüsünün emeği hatta kanı ile elde edilmektedir. Çetin şartlar altında ve can güvenliği riskiyle çalışan orman köylüsünün refah düzeyi ülke ortalamasının altındadır. Geçim için küçük birkaç tarım alanı ve birkaç hayvanı dışında varlığı olmayan bu insanlar; eğitim, sağlık, altyapı hizmetlerinden ve modern yaşamın nimetlerinden uzakta tam bir mahrumiyet hayatı yaşamaktadırlar. Milli gelirden en az pay alan bu grup, toplam nüfusun yaklaşık %9'unu oluşturmaktadır. Ülkemizde 21.500 orman köyünde 7,2 milyon orman köylüsü bulunmaktadır. Bakanlığımızın orman teşkilatı tarafından devlete ait ormanlarımız işletilirken sahadaki iş ortağı ve temel iş gücünün kaynağı orman köylüleridir. Bu insanların ve ormanların korunması, geliştirilmesi ve kalkındırılması devletimizin temel görevlerinden biridir. 
 
Dünyanın doğal dengesinin korunması ve sürdürülebilir bir şekilde devam ettirilebilmesi, tarım ve orman sektörlerinde uygulanacak bütüncül politikalar ile sağlanabilecektir. Bu açıdan tarım ve orman gibi iki büyük bakanlığın güçlerini birleştirerek dev bir bakanlık haline gelmesi, biriken sorunların tek elden çözümü için büyük fırsat yaratmıştır. Ormanlarımızdaki zenginliği öncelikle orman köylüsünün ve bütün halkımızın refahı için kullanmak, doğal kaynaklarımızı korumak ve özellikle gelişmiş ülkelerdeki yaklaşımlara benzer şekilde geliştirmek için, tarımsal ormancılık (agroforesty), aile ormanı çiftçiliği (family forestry farming) ve kooperatifçilik gibi kavramlar üzerinde durmalıyız. Tarımsal üretimin, ormancılık ile bütüncül olarak ele alan politikaların uygulanmasında devletin yanında yine kooperatiflerimiz olacaktır. 

orman