OCAK-ŞUBAT 2022 / KAPAK KONUSU
Tescilli turunçgil çeşitlerimiz üretimde lider
Tarihi, 1934 yılında "Sıcak İklim Nebatları İstasyonu"na dayanan Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, günümüzde turunçgil alanında önemli araştırma ve uygulamalara imza atmaya devam ediyor. Enstitüde, turunçgiller (portakal, limon, mandarin, altıntop, kamkat vb.) ve diğer subtropik meyveler (nar, avokado, yenidünya, pikan cevizi, muz) ile Batı Akdeniz sahil kuşağına uyum sağlayabilecek diğer meyve türlerinde; ıslah ve çeşit geliştirme, yetiştirme teknikleri, hasat sonrası fizyolojisi ve depolama, genetik kaynakların toplanması ve muhafazası, turunçgillerde arındırma ve indeksleme konularında uygulamalı ve temel araştırmalar yapılıyor. Biz de ülkemizdeki turunçgil üretimi ve yapılan araştırmalar konusuna ilişkin sorularımızı Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Ertuğrul Turgutoğlu’na yönelttik.
Ülkemizdeki turunçgil üretim miktarları ve üretimi yapılan turunçgil çeşitleri nelerdir?
Turunçgiller dünyada en fazla ticarete konu olan meyve türlerindendir. Dünyada 2019 yılında 9 milyon 898 bin 463 hektar alanda 157 milyon 979 bin 260 ton turunçgil meyvesi üretilmiştir. Ülkemizde ise 2019 yılında 1 milyon 491 bin 767 dekar alandan 4 milyon 301 bin 415 ton ve 2020 yılında 1 milyon 578 bin 317 dekar alandan 4 milyon 348 bin 742 ton turunçgil üretimi gerçekleşmiştir. Ülkemizin toplam turunçgil üretiminin 1 milyon 585 bin 629 tonunu mandarin, 1 milyon 333 bin 975 tonunu portakal, 238 bin 12 tonunu altıntop, 1 milyon 188 bin 517 tonunu limon ve lime (laym), 2 bin 609 tonunu ise turunç meyveleri oluşturmaktadır.
Ülkemiz 4 milyon 344 bin 824 ton yaş meyve ve sebze ihracatı içerisinde turunçgiller uzun yıllardır ilk sırada yer almaktadır. 2020 yılında üretilen turunçgil meyvelerinin 1 milyon 802 bin 96 tonu ihraç edilerek 933 milyon 150 bin 371 dolar ihracat geliri elde edilmiştir. Turunçgil ihracatı içerisinde yüzde 47,79’i ile mandarinler ilk sırada yer alırken, yüzde 26,41’ini limon, yüzde 15,48’ini portakal ve yüzde 10,32’sini altıntop oluşturmaktadır.
Türkiye turunçgil üretimine bakılacak olursa yüzde 36,46’sını mandarinler ve yüzde 30,67’sini portakallar oluşturmaktadır. Mandarin üretiminin yüzde 48,40’ını ise Satsuma Owari, Okitsu Wase ve Miho Wase gibi çeşitlerden oluşan Satsuma grubu oluşturmaktadır. Yetiştiriciliği yapılan diğer önemli mandarin çeşitleri Klemantin, Nova, Robinson ve W. Murcott çeşitleridir. Portakal üretiminin ise yüzde 69,90’ını Washington Navel, Fukumoto, Navelina gibi çeşitlerden oluşan Navel grubu oluşturmaktadır. Bu çeşitlerden sonra en fazla yetiştirilen portakal ise Valencia late çeşididir. Limon üretimi içerisinde en fazla İnterdonato, Meyer, Kütdiken ve Kara limon (İtalyan memeli) çeşitleri yer almaktadır. Altıntop üretiminde ise yaygın olarak meyve eti renkli olan çeşitlerden Star Ruby ve Rio Red ile meyve eti beyaz olan Marsh seedless çeşitlerinin yetiştiriciliği yapılmaktadır.
İHRAÇ EDEN ÜLKE HALİNE GELDİK
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünde turunçgillerle ilgili yapılan ıslah ve çeşit geliştirme faaliyetleri ile Ar-Ge çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
Ülkemizin Akdeniz Bölgesi'nde yer alan Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü, 1934 yılında kahve ve turunçgil yetiştirme teknikleri ve standart çeşitlerin adaptasyonu konularında araştırmalar yapmak üzere "Sıcak İklim Nebatları" istasyonu ismiyle kurulmuştur. 1960’lı yıllara kadar Türkiye’nin turunçgil ithal eden bir ülke konumundan ihraç eden bir ülke haline gelmesinde Enstitümüzün turunçgil çalışmalarının çok önemli katkıları olmuştur. Ülkemizde yetiştirilen ticari turunçgil türlerinin birçoğu o yıllarda Enstitümüz sayesinde getirilmiş olup denemeler sonrasında yaygınlaşması sağlanmıştır.
Enstitümüz turunçgiller konusunda üstlenmiş olduğu misyonunu günümüzde de sürdürmekte olup turunçgiller konusunda ıslah ve yetiştirme teknikleri konularında çeşitli araştırmalar yürütülmektedir. Ülkemize uygun turunçgil tür ve çeşitlerinin tespiti yapılmakta, turunçgil genetik kaynakları muhafaza edilmekte, ıslah ve seleksiyon çalışmaları ile yeni çeşitler geliştirilmektedir.
Enstitümüzde 1987 yılında FAO destekli olarak başlatılan bir proje ile 1992 yılından itibaren virüs ve virüs benzeri hastalıklardan temiz turunçgil aşı gözü ve sertifikalı fidan üretimi yapılarak üreticilerin sağlıklı ve adına doğru üretim materyallerine ulaşması sağlanmıştır. Turunçgil ıslah programları neticesinde elde edilen çeşitlerin arındırılmış üretim materyallerinin sektörde kullanılabilmesi konusunda da farklı kurum kuruluşlara hizmet sağlanmaktadır. Bu sayede turunçgil üretim alanlarında virüs hastalıklarından temiz fidanlarla bahçelerin tesis edilmesinde çok önemli katkılar sunulmaktadır.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü aynı zamanda ülkemiz turunçgil genetik kaynaklarının virüs hastalıklarından arındırılarak muhafazasını yapmaktadır. Şu anda turunçil genetik kaynaklarından yaklaşık 250 adet turunçgil tür ve çeşidi sağlıklı hale getirilerek muhafaza altına alınmıştır. Virüs hastalıklarından arındırılan turunçgil genetik kaynaklarının da ilave edilmesiyle koruma altına alınan turunçgil genetik kaynakları gün geçtikçe artmaktadır.
Haber Görseli
Dr. Ertuğrul Turgutoğlu
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Ziraat Yüksek Mühendisi
TESCİLLİ TURUNÇGİL ÇEŞİTLERİ
İzmir’den Mersin’e kadar turunçgil üretim alanlarının 1986-1989 yılları arasında taranması sonucunda turunçgil tür ve çeşitlerinden yüksek verimli klonlar belirlenmiş ve bu klonların içerisinden yapılan incelemeler neticesinde 2011 yılında 3 portakal çeşidi (BATEM Fatihi, BATEM Baharı, BATEM Şekeri), 3 adet mandarin çeşidi (BATEM Göral, BATEM İncisi, BATEM Yıldızı) ve 2 adet limon çeşidi (BATEM Sarısı, BATEM Pınarı) tescil edilerek virüsten ari olarak turunçgil sektörüne kazandırılmıştır. Günümüzde Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından tescil ettirilen ve çeşit sahibi olduğu turunçgiller, ülkemizde yetiştirilen turunçgil çeşitlerinin yüzde 85-90’ını oluşturmaktadır.
ISLAH ÇALIŞMALARI
Enstitümüzde, iç ve dış pazar talepleri doğrultusunda ülkemiz turunçgil sektörünün rekabetçi yapısını güçlendirmek amacıyla ülkemize özgü ve daha uzun bir hasat periyoduna sahip, kaliteli yeni çeşitlerin elde edilmesine yönelik olarak farklı ıslah çalışmaları yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar neticesinde geliştirilen çeşitler tescil edilmekte ve virüsten ari üretim materyalleri ve fidanları üreticilerimizin hizmetine sunulmaktadır. Bu kapsamda 2020 yılı Şubat ayında mutasyon yoluyla elde edilen çekirdeksiz mandarin çeşidimiz "Ertuğrul Bey" ismiyle tescil edilmiş olup 2021 yılında bu çeşidin üretim hakları özel sektöre devredilmiştir.
Ertuğrul Bey mandarin çeşidi ülkemizin yapay mutasyonla elde edilen çekirdeksiz ilk mandarin çeşididir. Meyvesinde 18-20 adet çekirdek bulunan Yerli mandarin (Bodrum mandarini) çeşidinden mutasyon ıslahı yoluyla elde edilmiştir. Ertuğrul Bey çeşidi ticari çekirdeksiz (0,8 -1 adet) bir çeşittir. Bu çeşit kendine özgü aromalı ve ince kabuklu, kolay soyulan meyvelere sahiptir. Aralık-ocak aylarında hasat edilmektedir.
YETİŞTİRİCİLİKTE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Turunçgil yetiştiriciliği, dünyada ve ülkemizde her geçen gün hızla artan bir gelişme göstermektedir. Üretim alanındaki artışlara rağmen yapılan bazı yanlışlar nedeniyle birim alandan beklenilen verim alınamamaktadır. Verimin düşük olmasında tesis edilen bahçelerin virüs vb. hastalıklarla bulaşık olması, modern üretim tekniklerinin yeterince kullanılmaması ile birlikte bahçe tesisi sırasında yapılan ve sonradan düzeltilmesi mümkün olmayan yanlışlıkların payı büyüktür. Bu nedenle, üreticiler tarafından turunçgil bahçesi tesis edilmeden önce bazı faktörlerin çok iyi incelenmesi gereklidir.
Turunçgil yetiştiriciliğini etkileyen en önemli faktörlerin başında iklim ve toprak gelmektedir. Özellikle iklim faktörü, turunçgil yetiştirme alanlarını sınırlayan bir faktör olması nedeniyle iyi irdelenmelidir. Sıcaklığın uzun süre 0 0C derecenin altına düştüğü, don olaylarının sık görüldüğü bölgelerde ve özellikle çukur vadi tabanı gibi donun daha fazla zarar yaptığı yerlerde turunçgil bahçesi tesis edilmemelidir.
Turunçgil ağaçları taban suyu seviyesi yüksek, ağır yapıdaki topraklardan hoşlanmazlar. Bu sebeple turunçgil bahçesi kurulacak yerin toprağının drenajı iyi olmalı, kumlu-tınlı, killi-tınlı olmalıdır. Taban suyu seviyesi mutlaka 1,5-2 metrenin altında bulunmalıdır. Toprak pH’ı çok yüksek, kireç oranı fazla olan topraklarda da bahçe tesisinden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Bahçe yeri seçiminde göz önünde bulundurulacak konulardan birisi de bahçe tesis edilecek yerde yeterli miktarda ve kaliteli sulama suyu kaynaklarının bulunmasıdır. Bir yörede turunçgil bahçesi kurmadan önce, yörenin ekolojik şartları mutlaka incelenmeli ve sonuçta o yöreye uygun tür ve çeşitlerle bahçe tesis edilmelidir. Bahçenin ileri yaşlarında çeşitli problemlerle karşılaşmamak için hiçbir zaman ekolojik sınırlar zorlanarak, yöreye uygun olmayan tür ve çeşitlerle bahçe tesis edilmemelidir.
SERTİFİKALI FİDAN KULLANILMALI
Turunçgil yetiştiriciliğinde önemli derecede verim ve kalite kayıplarına yol açan virüs ve virüs benzeri hastalıklar, en yaygın şekilde bulaşık ağaçlardan alınan aşı gözleri ile üretilen fidanlar yoluyla yayılmaktadırlar. Yeni kurulan turunçgil bahçelerinin adına doğru, sertifikalı fidanlarla tesis edilmesi virüs ve benzeri hastalıklarla mücadelenin ilk koşuludur.
Turunçgillerin budaması, kültürel işlemler içinde en az önemlisi olarak görülür ve bu düşünce sonucu en çok ihmal edilenidir. Bunun nedeni, budamanın zamanında yapılmaması sonucu ortaya çıkan kayıpların daha sonraki yıllarda görülmesi veya bu kayıpların farkına varılmamasıdır. Diğer taraftan, özellikle budamanın yanlış uygulanması da turunçgil ağaçlarının verimini olumsuz olarak etkileyen önemli faktörlerden birisidir. Özellikle göze çarpan hatalar, fidan ve genç ağaçlarda yanlış budama nedeniyle sağlam bir taç oluşturulamaması, ağacın verimli etek dallarının kesilmesi ve ağaçların birbirini gölgeleyecek kadar sıklaşmalarına engel olunmamasıdır.
Diğer meyve ağaçlarında olduğu gibi turunçgiller için de en uygun gübreleme, toprak ve yaprak analiz sonuçlarının değerlendirilmesiyle yapılmalıdır. Turunçgil ağaçlarına verilecek gübre miktarı belirlenirken toprağın besin maddesi içeriği ile bahçenin verim miktarı dikkate alınmalıdır.