Turunçgillerin beslenmedeki yeri ve öneminden bahseder misiniz?
Özellikle kış aylarının vazgeçilmezi olan turunçgiller (portakal, mandalina, limon, greyfurt) birçok vitamin, mineral içerir ve posa bakımından da zengindir. Turunçgiller iyi bir C vitamini kaynağı olmasının yanında kalsiyum, potasyum ve B grubu vitaminlerini de içermektedir. Günde 2-3 porsiyon turunçgil tüketilmesi soğuk algınlığı, hipertansiyon, kanser gibi hastalıklara karşı koruyucudur ve hastalıkların oluşma riskini azaltır. Ara öğünlerde tercih edilen turunçgiller pektin içeriği sayesinde de kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olurlar.
SOYARKEN BIÇAK KULLANMAMAYA ÇALIŞIN
Turunçgillerin tüketiminde nelere dikkat etmeliyiz?
Turunçgilleri tüketirken dikkat etmemiz gereken önemli şeylerden biri vitamin kaybını önlemek olmalıdır. Vitamin kaybını önlemek için turunçgilleri soyarken mümkün olduğu kadarıyla bıçak kullanmamaya, soyduktan sonra fazla bekletmemeye dikkat edilmelidir. Ayrıca eğer turunçgillerin suyunu sıkıyorsak fazla bekletmeden tüketmemiz vitamin kayıplarını önlemede etkilidir. Ve tabii ki çok fazla turunçgil tüketmek de içerdikleri şekerin ve asidin fazla olması sebebiyle bazı olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bunlardan biri kilo artışına neden olması, diğeri de içerdikleri asidin diş minesine zarar vermesidir.
Özellikle turunçgiller içerdikleri asit sebebiyle mide ağrısı, reflü ve mide yanması şikayetlerini de artırır. Bu şikayeti olan kişilerin özellikle atak dönemlerinde turunçgillerden uzak durması gerekir. Günlük C vitamini eksiğini diğer meyvelerden sağlayabilirler.
Turunçgillerin meyve suyu olarak kullanımı konusunda düşünceleriniz nelerdir?
Hastalık ve bağışıklık dediğimizde akla ilk gelen taze sıkılmış meyve suyu, maalesef çok da masum değildir. Meyvelerin kendisi daha az şeker, daha fazla posa içerir; bu yüzden suyu yerine kendisini tüketmek daha sağlıklıdır. Örneğin 1 adet portakal 1 porsiyon meyvedir. Buna karşın 1 bardak portakal suyunda en az 3-4 adet portakal vardır ve 1 bardak portakal suyu içildiğinde 3-4 porsiyon meyve tüketmiş oluruz. Bir anda bu kadar fazla şeker tüketmek kan şekeri seviyesini olumsuz etkilerken, kilo artışına ve karaciğer yağlanmasına da neden olacaktır. Yine de suyunu tüketmek istiyorsak 1-2 portakal sıkıp üzerine su ilave ederek hem porsiyonu hem de şeker oranını azaltmış oluruz. Bu şekilde tüketmek daha sağlıklı olacaktır.
Meyve çayları ile ilgili tavsiyeleriniz ve dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
C vitamini açısından oldukça zengin olan limon, çaya eklendiğinde demir emiliminin negatif etkilenmesini azaltır. Bu sebeple demir eksikliğine rağmen çaydan vazgeçemeyenler limonlu çay tercih edebilirler. Ayrıca son zamanlarda turunçgiller kurutularak, bitki çaylarında aroma ve tat verici olarak kullanılmaktadır. Bu yöntem şeker kullanımı azaltmıştır.
ARA ÖĞÜN OLARAK TÜKETİN
Çocukların beslenmesinde turunçgillerin önemi nedir ve en çok tüketilmesini tavsiye ettiğiniz meyveler hangileridir?
Büyüme çağında olan çocuklar için beslenme büyük önem taşımaktadır. Meyveler de beslenmedeki en önemli besin gruplarından biridir. İçerdikleri C vitamini ve antioksidanlar sebebiyle özelliklerde kış aylarında çocukların bağışıklığını koruması açısından oldukça gereklidir. Ayrıca şeker içeriği yüksek olan turunçgillerin tüketilmesi, çocukların sağlıksız yiyeceklere yönelmesini azaltacağından kilo kontrolü açısından faydalıdır. Her besin grubunda olduğu gibi meyve tüketiminde de yeteri kadar tüketmek çok önemlidir. Günde 3-4 porsiyon meyve çocuğun günlük ihtiyacını karşılamada yeterlidir. "Çocuğum yemek yemeyi sevmiyor", o sebeple ana öğünleri meyveyle geçiştiriyor’, yaklaşımı çok doğru değildir. Çünkü aç karnına yenen meyveler kan şekerini olumsuz etkilediğinden sonrasında daha fazla açlık hissini beraberinde getirecektir. Bu sebeple meyvelerin aç karnına değil ara öğünlerde tüketilmesi uygundur. Her meyvenin içerdiği vitamin farklı olduğundan tüketimde çeşitlilik sağlanması da önemlidir.
Portakallı kek tarifi
2 adet yumurta
1 adet portakal kabuğu rendesi
1 su bardağı portakal suyu
1 çay bardağı sızma zeytinyağı
2 su bardağı tam buğday unu
1,5 su bardağı dut kurusu
Öncelikle dut kurusunu robottan çekiyoruz. Daha sonra yumurtayı ekleyip köpük haline gelene kadar mikser ile çırpıyoruz. Sonra diğer malzemeleri ekliyoruz ve yeniden çırpıyoruz. En son 180 derecelik fırına veriyoruz ve piştikten sonra servise hazırlıyoruz.