MART-NİSAN 2022 / GÜNDEM
Tarımın başarılı kadınları
Evde, işte, fabrikada, tarlada erkeklerle birlikte, hatta bazen daha fazla hayatın yükünü omuzlayan kadınlar; toplumda sevgiyi, fedakârlığı, üretkenliği ve duyarlılığı temsil ediyor. Onların toplum içinde de hak ettikleri konuma gelmeleri, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları ve geleceğe güvenle bakmaları için eğitim imkanlarına ulaşmaları ve kendi güçlerini farketmeleri büyük önem taşıyor. Biz de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle, tarıma emek vermiş mesleklerini başarıyla yürüten kadınlardan Ziraat Mühendisi Fatma Kurt Aydın ile iş yaşantısındaki zorluklarını, mesleklerini ve gözlemlerini konuştuk.
Fatma Kurt Aydın. Yörük bir ailenin en büyük çocuğu olarak muzun başkenti Anamur’da doğmuş. 44 yaşında. Bu doğal süreci, önce Bakanlığa bağlı meslek lisesi, sonra ziraat fakültesi izlemiş. Şu anda Isparta İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü yapıyor. Mesleğinin hakkını veren örnek bir ziraat mühendisi olarak özellikle kadınlara yönelik projelerde başarılı işler çıkarmış.
Kendinizi tanıtır mısınız? Özellikle kadınlara yönelik yaptığınız çalışmalar varsa genel hatlarıyla anlatır mısınız?
Geçimini tarımdan sağlayan kalabalık yörük bir ailenin en büyük çocuğuyum. Tohum ekmeyi, fide dikmeyi, hasatı okula başlamadan öğrendim. Ailemden tarımın toprak demek, emek demek, paylaşmak demek, üretmek demek olduğunu öğrendim.
Tarımın okuluyla tanışmam lisede başladı. Liseyi Trabzon Yomra Ev Ekonomisi Meslek Lisesi’nde yatılı olarak okudum. Ziraat Mühendisi büyüklerimin sahada çiftçilerimizin sorunlarına çareler ürettiklerini gördükçe ziraat mühendisi olmaya karar verdim. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünden mezun oldum. Isparta’dan önce Batman, Malatya, Kırklareli’de ilçe ve şube müdürü olarak görev yaptım.
Bakanlığımız, taşrada kadın ile ilgili hizmetlerinin büyük bir bölümünü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğümüz aracılığıyla yapıyor. Bu aşamada özellikle şube müdürlüğümüzün Kırsalda Kadın Birimi çok etkin. Kırsalda yaşayan kadınlarımızın daha aktif olmaları için gerek projelerle gerek yerinde uygulamalı teknik eğitimlerle destek veriyoruz. Tarımsal üretim, ev ekonomisi, üretilen ürünlerin saklanması, depolanması ve pazarlanması gibi birçok konuda eğitimler düzenliyoruz.
İlçe Müdürü olarak görev yaptığım dönemlerde kırsalda çalışan kadınlarımızı bir araya getirerek moral ve motivasyonlarını arttırmak için “Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi ve Proje Yarışmaları” düzenledim. Bu çalışmaların neticesinde kadınların özgüvenlerinin ve kendilerini ifade etme becerilerinin geliştiğini kırsaldaki kadını onurlandırmanın motivasyonlarını bir o kadar arttırdığını gördüm.
Ayrıca projeler ile kadınların hayatlarına dokunmak ve onlara olumlu katkılar sunmak amacıyla Tarımda Kadın Girişimciliğinin Güçlendirilmesi programı çerçevesinde 2015 yılında Kırklareli’nde ve 8 pilot ilde uygulanan, 407 girişimci kadın çiftçi projesi arasından Türkiye 1.si seçilen "Kazı Kazan" Kaz Yetiştiriciliği Projesini Bakanlığımız ve Şekerbank’ın desteğiyle uygulamaya geçirdik.
Kadınlarımıza KOSGEB ve İŞ-KUR aracılığı ile girişimcilik eğitimleri veriyoruz. Kadınlar arası proje yarışmaları ile onları hem motive ediyor hem de projeleri için bir miktar finansal destek sağlıyoruz. Isparta’da 2018 yılında Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayım Projesi kapsamında 29 ilde uygulanan ve 2060 proje arasından “Tezekteki Cevher Projesi” ile Türkiye 1.si seçildik. Bu projeyle, 19 büyükbaş hayvanın gübresinden biyogaz elde ettik. Elde ettiğimiz biyogazı evin ısınmasında ve mutfak tüpünde kullandık. Gaz elde ettikten sonra geriye kalan sıvı ve katı gübreyi çiftçimizin yetiştirdiği mahsullerde kullandık. Hayvan gübresinin tamamını değerlendirerek sıfır atık projesi kapsamında ülkemizde küçük ölçekli biyogaz üreten ilk hayvancılık işletmesi olduk. Bu projemizle 2020 yılında “Yılın Kadın Çiftçi Ödülü” ve 2021 yılında “Tarımda 21 Özgün Kadın Ödülü ”nü aldık.
Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığınca desteklenen Kadın Çiftçiler Tarımsal Yeniliklerle Buluşuyor Projesi kapsamında “Doğadan Bir Demet; Nane, Ekinezya, Lippia, Melisa" projesiyle kırsaldaki kadınlarımıza tıbbi aromatik bitkilerinin yetiştiriciliği hakkında eğitimler verdik, demonstrasyonlar kurduk. Bunun sonucunda Isparta’da tıbbı aromatik bitkisi olan nane, ekinezya, lippia ve melisanın yetişebileceğini kadın çiftçilerimiz görmüş oldu. Dünyanın ve ülkemizin gül bahçesi Isparta bu projeyle ‘Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Başkenti’ olarak ilan edildi. Yine aynı proje kapsamında “Hünnap Projesi” ile kadın çiftçilerimize hünnap yetiştiriciliği hakkında eğitimler verdik, teknik geziler düzenledik. Örnek Hünnap bahçesi oluşturduk. Şu an Isparta’da hünnap yetiştirilip pazarlarda ve marketlerde satılmaya başlandı. Kadınlarımız hünnabın sirkesini ve kurusunu satarak aile ekonomisine katkı sağlıyor. Projelerimizin çıktılarını sahada görmek beni çok mutlu ediyor.
Ayrıca, “Lavanta Kokulu Köy” projesinin daha ileriye taşınması için çalışmalar yürütüyoruz. Yine LEADER Projesi ile Isparta’da 5 Adet Yerel Eylem Grubu kurulmasını sağladık ve kırsalın kalkınması konusunda Avrupa Birliği desteklerinden aktif şekilde kadınlarımızın ve yerelin faydalanması için yaptığımız çalışmalara devam ediyoruz. Kadınlarımıza yönelik yaptığımız eğitimler ve projeler sayesinde kadın çiftçilerimizin güçlerini birleştirerek kooperatifleşmesini sağladık. Şu an Isparta’da 19 kadın kooperatifi aktif olarak çalışıyor.
KADINLARIMIZ KENDİLERİNDEKİ POTANSİYELİ FARK EDİYORLAR
Ziraat mühendisi olarak mesleğiniz yaparken sahada kadın olmaktan kaynaklı sıkıntılarınız oluyor mu? Nelerle karşılaşıyorsunuz?
Mesleğimi yaparken kadın olmamdan dolayı çok büyük bir sıkıntı yaşadığım söylenemez. Çünkü ben işimi severek yapıyorum. Cumhurbaşkanımızın çok sıkça ifade ettiği bir sözü var “Aşk ile çalışan yorulmaz” diye. Bende mesleğimi çok seviyorum. Bunun yanında çiftçilikle uğraşan bir aileden geliyor olmam benim için büyük avantaj sağlıyor. Çünkü ailem hem hayvancılık hem de bitkisel üretim yapıyor. Bende ailenin bir parçası olarak mesleğe başlayana kadar üretimin her aşamasında çalıştım. Bu sebeple araziye yabancı değilim. Tarımsal konularla ilgili bilgi ve tecrübem var.
Tabi meslek gereği birçok işimiz arazide ve çiftçilerle oluyor. Bu durumun belli zorlukları var. Çiftçilerimiz karşılarında kadın bir mühendis görünce bazen ön yargıyla yaklaşabiliyor. Kadın olarak gücümüzün yetmeyeceği ya da konu hakkında bilgi birikiminin yeterli olmayacağı gibi ön yargıları var maalesef.
Üreticilerimiz bizi tanıdıklarında, sorunlarına bizim kanalımız ile çözüm bulduklarında, işin sonuçlandığını gördüklerinde güven oluşuyor. Sahada bilgi ve tecrübelerimize şahit olup bize güvendiklerinde iletişimimiz doğal olarak artıyor.
Kadın olmakla ilgili sıkıntı olarak sadece şunu söyleyebilirim. Ben bir ziraat mühendisi olmanın yanında bir anneyim. Anne olunca günün sonunda öncelik çocuklarınız oluyor. Bazen araziden geç döndüğümüz durumlarda ister istemez aklım çocuklarımda kalıyor.
Bu mesleği yaparken kadın olmanın bir avantajı oluyor mu?
En başta şunu söylemek isterim her ortamda olduğu gibi bizim meslekte de kadının olduğu yerde daha yumuşak, daha yapıcı bir ortam oluyor. Arazide olsun, köy toplantılarında olsun ortamda kadın olunca pek fazla sorunla karşılaşmıyor insan. Karşınızdaki kişilerde bir kadın görünce daha dikkatli, daha yapıcı oluyorlar. Söylenen sözün, tavsiye edilen teknik bilgilerin daha tesirli olduğunu düşünüyorum.
Kadın ziraat mühendisleri olarak kadın çiftçilerimiz bize daha yakın oluyorlar. Saha çalışmalarımızda kız çocuklarına büyüdüklerinde ne olacaklarını sorduğumuzda ziraat mühendisi cevabını almamız bizi gururlandırıyor, bizleri rol model olarak görmeleri bizi çok mutlu ediyor.
Kırsalda tarımla uğraşan kadınların yaşamına ilişkin gözlemleriniz var mı?
Kırsalda yaşayan ve tarımla uğraşan kadınlarımızın yıllar itibariyle baktığımızda çok büyük ve hızlı bir yol katettiğini görüyorum. Kadınlarımız kendilerindeki potansiyeli fark ediyorlar, bunun sonucunu biz sahada çok açık bir şekilde gözlemliyoruz. Kadınlarımız üretimin içindeyken şimdilerde kendi ürünlerinin markalarının oluşturarak pazarlayacak hale geldiler. Sonuç olarak kadın girişimcilerimizi sivil toplum örgütü faaliyetlerinde daha sık görmeye başladık. Birçok ilde olduğu gibi ilimizde kadın kooperatifleri kurulmaya başlandı.
Ben işimi seviyorum, toprağı seviyorum, üretime katkıda bulunmayı seviyorum. Kısacası ben ülkemi seviyorum. Ülkemin, çiftçisinin daha fazla üretmesi, bol ve bereketli kazanç elde etmesi, tüketicilerimizin sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşması için elimden geldiğince çalışmaya gayret ediyorum. Bunun sonucu olarak da akşam eve gittiğimde başımı yastığıma koyduğumda huzurla uyuyabiliyorum.