MART-NİSAN 2022 / TARIM TEKNOLOJİLERİ

Tarım 5.0’a hızla yaklaşırken…


Fatih COŞKUN    

13.04.2022 


Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçılar Birliği TARMAKBİR, her yıl “Makine İhracatçıları Birliği (MAİB)” için, tarım ve makine sanayi etkileşim raporu hazırlayarak, yayımlıyor. 2022 yılı için hazırladıkları rapor ışığında “Tarımsal Mekanizasyon” ve sürecin devamı olarak gelinen noktada “Tarım 5.0”a ait değerlendirmelerini inceledik.

Tarım, tüm dünya nüfusu için büyük önem taşımaktadır. 2020 yılından itibaren küresel bir sorun haline gelen koronavirüs salgını dönemi, sadece ülkemiz için değil, tüm dünya ülkeleri için tarımın değerini ve kendi kendine yetebilmenin önemini net bir biçimde ortaya koymuştur. Salgın döneminde bazı ülkelerin tarım ürünlerinin ihracatını yasaklanması veya kota konulması, tüketicilerin “kalmaz” endişesi ile süpermarketlere hücum ederek gıda ürünleri stoklaması, birçok kişinin bu dönemde ilk kez evinin bahçesine hatta balkondaki saksılara kadar domates-biber ekmesi, tarıma en uzak kesimlere bile tarımın önemini göstermiştir. Bu dönemde ekilmeyen, atıl vaziyette duran araziler kısmen de olsa yeniden tarım için kullanılmaya başlanmıştır. Yine bu dönemde bazı belediyelerin tarım konusuna özel bir ilgi göstererek, sulamadan, tohum, fide, gübre gibi girdilerin teminine, ürün alım desteğine kadar bölgesindeki çiftçilere yönelik bilgi paylaşımı, proje ve hibe destek programlarını hayata geçirdiği gözlemlenmiştir. Etkisi halen süren salgın sürecinde gıda güvenliği konusu neredeyse tüm ülkelerin ortak sorunu haline gelmiştir. 
 
TARIMSAL MEKANİZASYONUN AMACI, GIDA İHTİYACININ KARŞILANMASINDAKİ ÖNEMİ
 
Koronavirüs salgını tarımın değerini bu şekilde ortaya koymuşken aslında tarımsal mekanizasyonun önemine de dikkat çekilmesini sağlamıştır. Toprak işlemeden zirai ilaçlamaya kadar tarımın birçok evresi için büyük ölçüde makineleşmeye geçilmiş olmakla birlikte, özellikle meyve ve sebze tarımındaki hasat işlemlerinde çok büyük ölçüde insan iş gücüne ihtiyaç duyulmaktadır. Bu dönemdeki kısıtlamalar nedeniyle tarım işçilerinin özellikle de mevsimlik işçilerin sahaya ulaşması ve çalışması büyük bir sorun olmuştur. Seyahat yasakları nedeniyle özellikle ülke dışından gelen mevsimlik tarım işçilerinin ulaşmakta zorluk çektiği Birleşik Krallık'ta Çevre, Gıda ve Köyişleri Bakanı’nın, halktan meyve-sebze toplama işlerine yardımcı olmalarını talep etmesi, bu hususta dikkate değer bir haberdir.
 
Günümüzde dünya nüfusunun artmasına karşın tarımsal istihdamın azalması ve çiftçilikte ortalama yaşın giderek yükselmesi, tarımsal arazilerin ve su kaynaklarının azalması ile birlikte birim alandan daha çok verim elde etmeyi zorunlu kılmaktadır. Bu ters orantı içinde öngörülen tek çıkar yol, tarımsal biyoteknoloji ve bilgi, teknoloji ve yönetim uygulamalarındaki gelişmelerin sahaya daha fazla yansıtılmasından geçmektedir. Tarımsal biyoteknolojide bitki ıslahında ileri teknolojinin kullanımı ve bu kapsamda stres koşullarına dayanıklı, daha verimli melez tohumların üretilmesi ön plana çıkarken, teknoloji kullanımında hassas/akıllı tarımı da kapsayan gelişmiş teknoloji uygulamaları esas alınmaktadır. Yani yukarıda bahsi geçen bu haber dikkate alınırsa meyve, sebze toplamak için tarım robotlarına ihtiyaç duyulması olağan üstü hallerde artık tercihin ötesinde bir zorunluluk haline gelecektir. Kaldı ki tarımın doğası gereği oluşan zaman kısıtları, örneğin hasadın veya ilaçlamanın belirli dönemlerde ve hava şartlarında hızlıca yapılmasının zorunluluğu veya sağılan sütün bir an önce soğuk zincire girmesinin insan sağlığı için önemi, tarım için mekanizasyonu zaten zorunlu kılmaktadır.
 
TARIMSAL MEKANİZASYONUN AMACI 
 
Tarımsal mekanizasyonun amacı, insan iş gücünün verimini arttırarak yapılan işin maliyetini düşürmek olarak tanımlanmaktadır. Bu, direkt olarak birim iş için sarf edilen zamanın azaltılması veya endirekt olarak birim alandan elde edilen verimin arttırılması ile gerçekleşmektedir. Makineli tarım sayesinde insan gücünden çok daha kuvvetli olan motor gücünden istifade edilir. Örneğin 5 sıralı pamuk toplama makinesinin 150 dekar tarlada 10 saatte topladığı pamuğu aynı sürede toplamak için yaklaşık 450 işçi gerekmektedir. Toprak işleme, ekim, dikim, gübreleme, ilaçlama, hasat, harman, nakliye gibi işlemler makine ile daha iyi yapılır. Örneğin bir taş toplama makinesi ile tarımsal amaçla kullanılamayan topraklar tarıma açılır. Makineler sayesinde ürünün hasadı iklimsel şartlardan etkilenmeden, zamanında ve hızlı bir şekilde yapılır. Suyun daha verimli kullanılması için en büyük iş yine bir tarımsal mekanizasyon ekipmanına, örneğin bir damla sulama veya bir yağmurlama sulama sistemine düşmektedir. Tarih, traktörlerin, ekim makinelerinin ve hasat makinelerinin kullanılmaya başlanmasıyla, tarımsal üretimde kalite ve verimin nasıl yükseldiğini göstermektedir. Daha ileri bir seviye olarak, ekim, gübre ve ilaç normu ile verilecek su miktarını ayarlama imkânı sunan tarımsal mekanizasyon araçları ile tohum, gübre, kimyasal madde ve su tüketimi azalırken, üretim verimi katlanarak artabilmektedir. Mesela Hindistan’da, patates tarlalarında damla sulama yöntemi kullanılmasıyla ilgili bir proje sonucunda, üç yıl içerisinde üretim verimi ortalama yüzde 31 artarken, su tüketimi yüzde 50 azalmış ve patates çatlakları yüzde 10’dan 1’e inmiştir (Agrievolution Alliance, 2004). Biyolojik yeniliklerin uygulanması da tarımda üretim verimliliğini artıran önemli etkenlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Haber Görseli

TARIM MAKİNELERİ; EKONOMİK BÜYÜMENİN DESTEKLEYİCİLERİ
 
Yeraltı kaynağına sahip olmadan gelişen ekonomiler incelendiğinde, tarım faaliyetlerine önem vermeden büyüyebilmiş çok az ekonominin olduğu görülür. Yeraltı kaynağına sahip olmayanlar bir yana, bu konuda şanslı olan ülkeler bile (Brezilya, ABD, Rusya, Çin gibi) tarıma önem vermekte ve bu konuda ciddi çalışmalar yapmaktadır. Net bir ihracatçı ülke olan Brezilya, sahip olduğu petrole rağmen asıl ekonomik gelişimini, 1990'lı yılların başından itibaren uygulamaya başladığı tarım devrimi sayesinde sağlamıştır.
 
ABD'de yer alan Ulusal Mühendislik Akademisine göre “tarımsal mekanizasyon” dünyanın yaşadığı 20 devrimden biridir (National Academy of Engineering, t.y.). 
 
Mekanizasyona ve bilgiye gereken önemin verilmemesi, gereken yatırımların yapılmaması halinde; 
 
Birim alandan elde edilen verimin ve ürünün kalitesinin düşmesi,
 
Daha fazla zirai ilaç ve gübre kullanımı sonucunda su kaynaklarının kirlenmesi,
 
Fazladan kimyasal gübre kullanımının getireceği çevre sorunları,
 
Fazladan kimyasal gübre kullanımı sonucu ürün kalitesinin ve verimin düşmesi, 
 
Ürünlerde pestisit kalıntısı sonucu etkisi genelde uzun bir süre sonra ortaya çıkacak hastalıkların ihtimalinin artması (sakat doğumlar, kanser, astım ve alerji vs.),
 
Ürünlerde pestisit kalıntısının tespiti sonucu imha edilmesinin getireceği maddi kayıplar, oluşabilir.
 
Tarımsal Mekanizasyon Konusunda Türkiye’nin Ulaştığı Konum 
 
Tarihsel verilere göre ilk tarım ekipmanını (pulluğunu) 1861’de Bursa’da, ilk traktörünü 1955’de Ankara’da üretmeye başlayan Türkiye’de (Baskıcı, 2003), sektörün ihtiyaç duyduğu tarımsal mekanizasyon araçlarının tamamına yakını imal edilmektedir. 
 
2000’lerin başında 20–30 milyon dolar seviyesinde ekipman, 30–40 milyon dolar seviyesinde traktör ihracatı yapan ve dış ticaret açığı veren Türk Tarım Makineleri Endüstrisi, bugün 1 milyar dolar seviyesini aşan ihracatı ile dış ticaret dengesini kurmaya hatta kayda değer bir ölçüde fazlasını vermeye başlamıştır. Bu değişim, ülke sıralamasından da izlenebilir. 2001 yılında 31. sırada olan ve toplam ihracattan binde 3 pay alan Türkiye, 2020 yılını 15. sırada tamamlamış ve toplamdan aldığı payı yüzde 1,6’ya yükseltmiştir.
 
TARIMDA YAPAY ZEKA DÖNEMİ
 
2010’lar itibarıyla ismi telaffuz edilmeye başlanan Tarım 4.0 dönemi ise, bütün bir çiftliği ele alacak şekilde bütünsel bir bakış açısını ve yeni teknolojilerin ilave edilmesini ifade etmektedir. Böylelikle sahadaki bütün makine–ekipman, üretim girdi–çıktıları ve de diğer çeşitli faktörler (İklim koşulları, çevresel koşullar) tek bir noktadan izlenebilmekte ve üretime müdahale edilebilmektedir. Tarım 4.0 makine–makine iletişimi, internet, sayısal veri toplama ve analiz gibi temel bileşenler içermektedir.
 
Bu dönemde uydu ve ‘drone’lar sayesinde ürünlerin sağlığı ve verimi hakkında veriler toplanarak elde edilen bilgiler, geliştirilen yazılımlarla çözümlenerek kullanıcılara sunulmaktadır. Hassas (akıllı) tarım ya da daha kapsamlı anlamıyla Tarım 4.0’ın çiftçilere faydası; zamandan kazanım, iş gücünden kazanım, üretim girdisi optimizasyonu, saha şartlarının kapsamlı ve doğru analizi, daha az çevre kirliliği, sonuç olarak da daha düşük maliyetle daha çok ürünün elde edilmesi ve daha çok kar edilmesi demektir.
 
TARIM 5.0
 
Tarım 5.0’ın ise tamamen otonom makinelerle ve yapay zeka kullanılarak yapılacağı tahmin edilebilir. 
 
-Katkılarından ötürü TARMAKBİR Genel Sekreteri Selami İLERİ’ye teşekkür ediyoruz. 

tarım TARMAKBİR