MAYIS-HAZİRAN 2022 / GÜNDEM

Gelenekleriyle Ramazan Bayramı


Ayşegül ULUCAN ŞAHİN    

14.06.2022 


Ramazan ayı boyunca nefsimizi tutan orucun ardından gelen 3 günlük Ramazan Bayramı, gelenekleri ve neşesiyle her yıl hasretle beklediğimiz anlardan biri. Küslerin barıştığı, hasret olanların kavuştuğu, geniş sofralarda aile ve komşuların buluştuğu bu özel günler en güzel anılarımızın başında yer alıyor. Bayramlar çocukluk, çocukluğumuz ise hep özlenendir. Bütün bayramların çocukluğumuz gibi şen ve masum geçmesi dileğiyle. Ramazan Bayramınız kutlu olsun…

Rahmeti ve bereketiyle on bir ayın sultanı Ramazan… İslam dinine göre oruç tutmanın farz olduğu hicri yılın dokuzuncu ayı. Müslümanlar için sabrı, ibadeti, orucu, hoşgörüyü anlatan tokun açın halinden anladığı, yardımlaşmanın daha da bir anlam kazandığı, yakınlarla birlikte kurulan sofralarda iftar topunun patlamasının beklendiği, teravih namazlarının kılındığı mübarek ay. Geçmişi Osmanlı dönemine dayanan ve camilerde iki minare arasına yazılan ‘Hoş geldin Ya Şehri Ramazan’ mahya yazılarıyla bizi karşılayan bu ayda tutulan oruçların ardından gelen 3 günlük Ramazan Bayramı, nam-ı diğer Şeker Bayramı.
 
Oruç, tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar olan sürede yeme, içme ve kendini bazı şeylerden alıkoyma anlamına gelir. Ramazan ayında tutulan oruca, teravih namazları, çeşit ve bereketiyle misafirlerimizi ağırladığımız iftar ve sahur sofraları eşlik eder. Oruç, çorbasından tatlısına kadar kurulan bereketli iftar sofraları ile Ramazan topunun patlamasıyla açılırken, Ramazan ayının en revaçta ve Osmanlı mutfağından günümüze ulaşan nişastalı sütlü tatlısı güllaç, sofraların baş tacı olarak, sadece bu aya özel olarak çıkan Ramazan pidesiyle birlikte bu unvanı paylaşır. 
 
İftar sofrası kurulurken demlenen çaylar, iftarın ardından günün yorgunluğunu bardak bardak üzerimizden alırken, yeni bir oruca hazırlanmak için gözlerimiz mahmur kalktığımız imsak vaktinden önce Ramazan davuluyla başlayan sahur yemekleri de özlenen anlardan biri olarak bir ay boyunca gecelerimizi aydınlatır.  
 
EVLERDE BAYRAM TELAŞI
 
Aynı zamanda yavaş yavaş bayram hazırlıklarına da başlanan bu ayda ihtiyaç sahiplerine fitre-zekat verilirken, iftar sofralarında akraba, dost ve komşularla bir araya gelinir. Evler temiz tutulur, bayramda hangi tatlıların yapılacağı kararlaştırılır, misafirlere ikram edilmek üzere şeker, çikolata ve tatlı siparişleri verilmeye başlanır. 
 
Bayramdan bir önceki gün, Ramazan ayının son günü olan arife gününde vefat eden yakınların kabirleri ziyaret edilerek önce ebediyete intikal edenlerle bayramlaşılır, dualar edilir. Ardından evler temizlenir, bayram alışverişi için son eksikler de tamamlanır. Şifa olduğuna inanılan arife suyuyla banyolar yapılır. Çocuklar ertesi gün bayramlık kıyafetlerini giyecek olmanın heyecanını yaşarken, büyükler bayramda kurulacak olan sofraların ve ziyaret edilecek eş dost akrabaların listesini hazırlar. Günümüzde bayramlara tatil gözüyle bakılmaya başlansa da, bayram telaşı yine de yaşanmaya devam etmektedir. 

Haber Görseli

BAYRAM SEVİNÇ VE EĞLENCE ANLAMINA GELİYOR
 
Bir ay süre ile tutulan orucun ardından bizi neşesi ve eğlenceleriyle birlikte 3 gün süren Ramazan Bayramı karşılar… Zaten “Bayram” sözcüğünün Türk Dil Kurumu sözlüğünde ve diğer birçok kaynaktaki ortak anlamı da sevinç, neşe ve eğlence anlamına gelmektedir. Ramazan Bayramı İslam âleminde, Ramazan ayının ardından Hicri takvime göre onuncu ay olan Şevval ayının ilk üç gününde gelenekleri ve eğlenceleriyle kutlanan dinî bayramdır. Hicri takvimin bir ay takvimi olması nedeniyle yıllar, miladi takvimden 11-12 gün daha kısadır. Bu nedenle Ramazan Bayramı her sene bir önceki seneden 11-12 gün daha erken kutlanır. Yaklaşık olarak her 33 senede bir Ramazan Bayramı aynı günlere denk gelmektedir.
 
Bayramın birinci günü, camilerde bayram namazı kılınır. Namazdan sonra cemaat kendi arasında bayramlaşırken, bazı bölgelerde gruplar halinde mezarlık ziyaretine gidilerek dua edilir. Ramazan ayında her sabah ezanıyla başlayan oruç niyeti bayramla birlikte sona ermiştir. Bayramda kurulan kahvaltı sofrasında bir an tereddüt edilir, bir ay boyunca kendine hakim olan nefs, nefis bir kahvaltı sofrasında duraklar. Ve alınan ilk lokma ile artık bayram başlamıştır.
 
Aile ile bir araya gelinen kahvaltı sofralarının ardından, büyüklerin eli öpülür, küçüklere çeşitli hediyeler verilir. Ramazan ayında her gece bizi sahura uyandıran ve bayramın ilk günü yine davul çalarak kapımıza gelen Ramazan davulcusunun bahşişini vermek de gelenekler arasındadır. Çocuklar, özellikle köylerde yaşayanlar, ellerine aldıkları poşetlerle komşu ve akrabalarının kapılarını çalarak, şeker ve çikolata toplama yarışına girer. En çok şeker toplayan gururla arkadaşlarına gösterir poşetini. Kalabalık evler, ziyaret edilen komşu ve akrabalar en çok çocukları mutlu eder. Bayramlar çocukluktur, anılarımızın bir köşesinde bayramların yeri ayrıdır. O günleri hasret ve özlemle anarken, kendi çocuklarımızın da bayram anılarının eski bayramlarımız gibi olmasını dileriz hep… 
 
Ziyarete gelen misafirlere kolonya ve şekerin yanında, yaprak sarması gibi geleneksel lezzetlerle birlikte tatlı özellikle de baklava ikram ederiz. Cevizlisi, fıstıklısı, fındıklısı derken her çeşit baklavanın yeri ayrıdır damaklarımızda. Hemen hemen her misafirlikte çay ya da Türk kahvesinin yanında ikram edilir çeşit çeşit bayramlık baklava. Gün boyu misafirlerimizi ağırlarken, boşluk bulduğumuz bir anda bizde bayram ziyaretlerine başlarız. Önce aile büyüklerimizin ellerini öper, hayır dualarını alır ardından diğer akraba ve komşuları ziyaret ederiz. 
 
NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR
 
Musikinin eksik olmadığı eski bayramlarda Osmanlı kahvehanelerinde çeşitli hikayeler anlatan ve yaptığı taklitlerle karakterlerini canlandıran meddah, yine kahvehanelerde oynatılan kavuklu ve pişekarın başrolde olduğu ortaoyunu ve Karagöz Hacivat gölge oyunları halkın eğlencesi olurken, Ramazan davulcusu ise sahurda söylediği manilerle bu eğlencelere ortak olurmuş. Eski bayramları hatırlayan büyüklerin hep söylediği “Nerede o eski bayramlar” sözü içimizi biraz burksa da, günümüz bayramlarını coşkuyla kutlamaya devam etmekteyiz.
 
Ramazan Bayramı gelenekleriyle, eğlenceleriyle, akraba ve dostlarla bir araya gelinen tatlı sohbetleriyle her sene hasretle beklediğimiz anlardır. Bayramlar küsleri barıştırırken, insanlara dostluğu ve kardeşliği tekrar hatırlatır. 
 
Büyüklerimizin söylediği gibi “Çok bayramlar görün” temennisi ile nice bayramlara ulaşmak dileğiyle…

ramazan bayramı oruç iftar , sahur eğlence ziyaret