MAYIS-HAZİRAN 2022 / EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ

Türkiye’deki veteriner fakültelerinin kalite sorunları


  

15.06.2022 


İnsan ve hayvanların hayatlarına doğrudan veya dolaylı dokunan veteriner hekimlik mesleğinin mensupları kutsal bir görev üstleniyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı 14. Dönem Veteriner Fakülteleri Dekanlar Konseyi Başkanı Prof. Dr. Zafer Soygüder, Türkiye’deki veteriner fakültelerinin kalite sorunlarını kaleme aldığı makalesini okurlarımızla paylaştı.

Veteriner Fakültelerinin kalite sorunlarına geçmeden önce, veteriner hekimliğin özelde hayvan ve insan sağlığının, genelde de insan, hayvan ve ekosistem sağlığının içindeki yeri ve önemi hakkında bazı bilgilerin verilmesi, bu meslekte neden kaliteye ihtiyaç olduğu konusunda faydalı olacaktır. Her şeyden önce yaratılan varlıklar içinde en değerlilerinden insan ve hayvanların hayatına doğrudan ve/veya dolaylı dokunan, destekleyen onun devamı ve refahı için çalışan veteriner hekimlik mesleğinin mensupları kutsal bir görev yürütmektedir. Veteriner hekimliğin bu manevi boyutunun her şeyin ötesinde tutulması gerektiği kanaatindeyim. Kutsal görevler samimiyet, ciddiyet ve kalite gerektirir. Bu tespitler saikıyla, bu makalemizde veteriner hekimlik eğitiminde kaliteyi zorlamamız gerektiğinin ve kalite bağlamında nelere ihtiyacımızın olduğunun üzerinde durulması gerektiği düşüncesindeyim. Hayvan ve insan varlığı devam ettikçe; veteriner hekimlikte kalitenin artırılması, dünya standartlarına ulaştırılması ve kaliteden ödün verilmemesi hususlarının önem arz edeceği tüm okurlarımca takdir edilecektir.
 
VETERİNER FAKÜLTELERİNİN KALİTE SORUNLARI
1.Veteriner Fakültelerimiz:
 
Ülkemizdeki veteriner fakültelerinin yetiştirdiği veteriner hekimlerimizin bugünkü yasalarımıza göre asli görevleri olan hayvan sağlığını temin etme, sürdürme ve hayvan hastalıklarıyla mücadelenin yanı sıra ıslah çalışmaları, sağlıklı gıda üretimi ve gıda güvenliği süreçlerinde görev ve yetkileri bulunmaktadır. Fakültelerimizde öğrencilerimizin zikredilen fonksiyonlar hakkında yeterli bilgi ve birikimle donatılması zorunlu bir hedeftir. Fakültelerimizin üstlendiği bahsi geçen fonksiyonlarda yeterliliklerine ve kalitelerine bir göz atalım.
 
Bir veteriner hekim usta çırak ilişkisiyle yetişir. Tabii olarak bir de yetiştirildiği atölye işin içine girer ve böylece usta, çırak ve atölyeden oluşan üçlü bir sacayağı oluşur.
 
Şimdi bu üç sacayağına göz gezdirelim. Önce atölyelerimizi oluşturan fakültelerimizi, sonra da ustalarımızı oluşturan akademisyenlerimizi ve yardımcı elemanlarımızı ve nihayet daha sonra da çıraklarımızı oluşturan öğrencilerimizi değerlendirip, tespit ettiğimiz sorunlara çözüm önerilerimizi sunalım.
 
Öncelikle veteriner hekimlik mesleğinin atölyesi olan veteriner fakültelerimizin Avrupa standartlarında akredite durumlarına bir göz atmak istiyorum. Bunu ifade ederken neden uluslararası akreditasyona ihtiyacımız var sorusu akla gelebilir. Bu bağlamda şu önemli noktayı zikretmek isterim ki; artık günümüzde ulusal tedbirler ve kalitelerin ötesinde, uluslararası boyutta akreditasyonlar önem arz etmekte ve kalite bağlamında daha bir anlam ifade etmektedir. Ülkemizde Yüksek Öğretim Kurumuna (YÖK’e) bağlı 37 Veteriner Fakültesi bulunmaktadır. Bu fakültelerin 32 âdeti devlet, 4 adedi özel (KKTC’de), biri ise Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’ndedir (1). Bahsi geçen 37 fakültemizden sadece ikisi 2021 yılında Avrupa standartlarında akredite olabilmişlerdir (2). On yıllardır yukarıda sayıları verilen fakültelerden çoğu Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Birliğine (The European Association of Establishment for Veterinary Education (EAEVE) üye olduğu, bu kuruma yıllık aidatlar ve denetlemeler için yüklü paralar ödediği halde akredite olma şartlarını sağlayamamış ve tam akredite olamamışlardır. Bu ülkemiz açısından çok acı bir gerçektir. Kişisel gözlem ve tespitlerime göre, fakültelerimizin uluslararası akredite olamamalarının arkasında aşağıdaki sebepler bulunmaktadır.

Haber Görseli

a.Yapısal sorunlar:
 
Veteriner fakültelerinin kurulması pahalı bir bütçe gerektirmektedir. Bu durum eğitim-öğretim müfredatının ortalama %60'nın uygulamaya dayalı olması ve uygulamaların gereksinim duyduğu hastane, çiftlik ve özel amaçlı laboratuvar gibi yatırımlardan kaynaklanmaktadır. Günümüz dünyasında bir tıp fakültesinde neye ihtiyaç varsa, benzer ihtiyaçlar veteriner fakültesi içinde geçerlidir. Maalesef ülkemizde çoğu veteriner fakültesinin açılmasında bu pahalı maliyet göz önünde bulundurulmamaktadır. Günümüz şartlarında, bir veteriner fakültesi kurulduğunda asgari düzeyde ilgili birimlerce ruhsatlandırılmış bir hastaneye, muhtelif bilim alanlarına özel eğitim-öğretim ve araştırma-geliştirme laboratuvarına, dersliklere ve uygulama çiftliğine ihtiyaç vardır. Bu da külfetli bir yatırım gerektirmektedir. Bu maliyet dikkate alınmadığında, ülkemizdeki tüm veteriner fakültelerinin yapılanmasında ve işletilmesinde bir bütçe sıkıntısı her zaman söz konusu olmaktadır. Bu da on yıllarca yapılanma problemleriyle devam edip gitmektedir. Uzun süren yapılanma problemlerine sahip olan fakültelerimizde (hemen tüm fakültelerimiz aynı kaderi yaşamış ve yaşamaktadır) eğitim-öğretim gören veteriner fakültesi öğrencilerinin kalitesi olumsuz etkilenmektedir. Veteriner hekimlik eğitiminde uygulamaların büyük bir kısmı hayvan hastanesinde yapılmaktadır.
 
b.Çok sayıda fakülte:
 
Avrupa Veteriner Hekimler Birliği (FVE) ölçütlerine göre, Avrupa'da 100.000 nüfus için 1 (bir) veteriner hekim mezun olurken, Türkiye'de ortalama olarak 40.000 kişiye karşılık 1 (bir) veteriner hekim mezun olmaktadır (3). Bu durum, şimdilik olmasa da yakın gelecekte veteriner hekimlik mesleği açısından ülkemizde bir enflasyona sebep olacağı ve kalitemizi olumsuz yönde etkileyeceği gerçekliğiyle ayrı bir sıkıntı olarak karşımıza çıkacaktır.
 
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü himayelerinde 14. Dönem Veteriner Fakülteleri Dekanlar Konseyince ülkemiz veteriner fakültelerinde kalite bağlamında çok önemli iki çalışma yapılarak YÖK’e sunulmuştur. Bunlardan birisi Ocak 2020’de Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültemizde komisyon üyesi Dekanlarımız ve Veteriner Hekimler Birlik Başkanımızın katılımıyla tespit edilen "Veteriner Hekimlik Programlarında Eğitime Başlanması ve Eğitimin Sürdürülmesi İçin Asgari Koşullar" belgesi (4) YÖK tarafından kabul edilerek uygulamaya konulmuştur (5). Yüksek Öğretim Kurumu’nun kısa süre önce mevcut fakültelerin yapılanmalarını ivedilikle adı geçen asgari şartlara uygun hale getirmeleri hakkındaki talimat yazısı, ülkemizde veteriner hekimlik eğitimine kalite bağlamında çok değer kazandıracağı muhakkaktır. Yine, ülkemizde veteriner hekimlik eğitim-öğretiminde önemli bir standart olan ve Aralık 2019’da 14. Dönem Dekanlar Konseyimizce hazırlanarak YÖK’e sunulan “Veteriner Hekimlik Ulusal Çekirdek Eğitim Programı” başlıklı belge (6) YÖK Genel Kurulu tarafından kabul edilmiştir (7). Böylece tüm fakültelerimizin müfredatlarını adı geçen çekirdek eğitim programını dikkate alarak revize etmeleri zorunluluk teşkil etmektedir. Veteriner Hekimlik Ulusal Çekirdek eğitim programı, veteriner fakültelerinde eğitimin standardizasyonunda ve dolayısıyla kalitelerinin artmasında büyük önem arz etmektedir.

Haber Görseli

c.Sınırlı sayıda anabilim dalı:
 
Ülkemizde veteriner fakültelerindeki eğitim-öğretim programı sınırlı sayıda anabilim dalları tarafından yürütülmektedir. Veteriner fakültelerinde bölüm bazlı değil, anabilim dalı bazlı eğitim-öğretim yapılmakta ve tek tip diploma (Veteriner Fakültesi Diploması) verilmektedir. Her anabilim dalında okutulan ders/dersler bir başka anabilim dalında okutulan ders/derslere göre özgündür. Hal böyle olunca bir anabilim dalında yeterlilik almış bir öğretim üyesinin başka bir anabilim dalındaki dersi/dersleri verme imkânı yoktur. Akademik teşkilatlanması beş bölüm ve bu bölümlere bağlı ders konuları ve temaları birbirinden farklı muhtelif anabilim dallarından kurulan veteriner fakültelerinde ortalama 20 anabilim dalı vardır. Bu rakam tıp fakültelerinde 40 ve üzerindedir. Bir veteriner fakültesinin her anabilim dalında asgari bir öğretim üyesi barındırmasının zorunlu olduğu, yeni YÖK kararında (5) ifade edilmektedir. Veteriner fakültelerimizde birçok alt bilim dalının bir anabilim dalının altında toplandığı gerçeği dikkate alınınca, bir anabilim dalında tüm bilgiler ve yetkilerin bir öğretim elemanına verildiği görülmektedir. Bu da kaliteyi olumsuz etkilemektedir. Örneğin cerrahi anabilim dalı altında göz hastalıkları, ayak hastalıkları, radyoloji, anestezi, kulak-burun-boğaz (KBB) hastalıkları ve travmatoloji gibi çok önemli bilim dalları bulunmaktadır. Bunların çoğu beşeri hekimlikte anabilim dalı olarak yapılanmışlardır. Bu örnekleme diğer anabilim dallarımız için de verilebilir. Verdiğimiz örnekten sadece radyoloji alanını ele alım. Evcil hayvan sahiplenilmesinin çok hızla yaygınlaştığı ülkemizde, vatandaşlarımız hasta hayvanlarının ücret mukabilinde MR veya Tomografilerini istemektedirler. Fakültelerimizin neredeyse tamamına yakını MR veya Tomografiden yoksundur. Veteriner hekimlerimiz adı geçen radyolojik imkânları bilmeden, görmeden mezun olmaktadırlar. Ülkemizde ekonomik değerleriyle ortaya çıkan radyoloji, anestezi, veteriner halk sağlığı, arı hastalıkları, sucul hayvan hastalıkları, yaban hayvan hastalıkları gibi dallar artık anabilim dalı altında yapılanmalı, fakültelerimizin ulusal ve uluslararası platformlarda söz sahibi olabilmeleri için bu alanlarda lisans ve lisansüstü eğitimlerin verilmesinin önü açılmalıdır. Özet olarak bahsi geçen dalların Yüksek Öğretim Kurumumuz tarafından uygulanabilirliği olan fakültelerde anabilim dalı olarak yapılandırılmalarının önünü açmalı ve kadrolarla desteklemelidir.
 
d.Biyogüvenlik:
 
Ülkemizde modern biyogüvenlik alanında deneyim azlığı nedeniyle; eğitimi alan ve verenlerle beraber paydaşların biyogüvenlik konusunda uluslararası kabul gören ilkeler üzerine eğitimden geçmesi gerekmektedir. Veteriner hekimlikte biyogüvenlik; laboratuvarlardan hastaneye ve kliniklere, imalat tesislerinden laboratuvar hayvanları tesislerine ve en önemlisi zararlı atıkların (kimyasal, katı, sıvı ve gaz atıklar) nakliyesi, depolanması, işlenmesi ve imhasına varıncaya kadar hemen her alanı kuşatan prensipler yumağından oluşur. Bunların bir kısmı günlük yaşam kuralı olarak eğitimlerle giderilebilir. Bunun yanı sıra, biyogüvenlik süreçlerinin önemli bir kısmı ciddi yatırım ve maliyet gerektirmektedir. Fakültelerimizin uluslararası akreditasyonunda biyogüvenlik konusunda zorlandıkları izlenimlerim arasındadır. Bu konuda veteriner fakültelerine özel bütçe kaynağı konulmalıdır.
 
e.Hasta kayıt sistemi:
 
Fakültelerimizde hasta kayıt sistemi bir otomasyon dâhilinde hastaların güncel adres, teşhis, tedavi ve takibi ile ilgili belge ve kayıtlarının tutulması ve bazı alanlarda en az son iki-üç yılın kayıtlarının arşivlenmesi akredite edici kuruluşlarca aranmaktadır. Kaliteyi artırmada hasta takibinin önemi kaçınılmazdır. Her hastanın eksiksiz tüm bilgileri sisteme girilmelidir. Hasta kayıt sistemlerinin yazılım, sunucu ve ilgililerin ulaşabileceği sayıda ve yeterlikte bilgisayar donanımı ile desteklenmesi söz konusu olduğundan ekstra maliyetler gerektirmektedir.

Haber Görseli

2.AKADEMİK PERSONEL VE/VEYA YARDIMCI ELEMAN KAPASİTESİ:
 
Veteriner hekimlik eğitiminin ikinci ayağı olan ve “usta” olarak nitelediğimiz öğretim üyeleri ve yardımcı elemanlardan kaynaklanan kalite bağlamındaki sorunların ortaya çıkışında, akademik teşkilatlanma yapısındaki sorunlar birincil etken olarak kendini göstermektedir. Daha önce bahsettiğimiz gibi mevcut yapılanma bir anabilim dalındaki bir öğretim üyesine birçok sahada yeterlilik vermektedir. Dünyadaki örneklerden öğrendiğimiz spesifik alanda ihtisaslaşma ve yoğunlaşma kaliteyi ve başarıyı getirmektedir. Bizim gelişmiş dünyayla yürümemiz ancak ihtisas sahalarını artırma ve bu sahalarda yoğunlaşmamızla mümkün olacaktır. Her şeyden bir şeyler bilen değil, bir şeyi en iyi bilen olmamız kalitemizi artıracaktır. Akademisyenlerimizin uluslararası sempozyum ve kongrelere katılımları zorunlu hale getirilmelidir. Dünyadan kopuk, akademik hayat boyunca kendi içinde çalışmayı yeterli bulan yapılanmaların önüne geçilmelidir. Dünyayı takip eden akademisyen başka yerlerde gördüğü kaliteyi kendi fakültesinde de arayacaktır.
 
Veteriner fakültelerinde yardımcı personel ihtiyacının karşılanmasında günümüz şartlarına uygun eğitim almış vasıflı insan gücüne ihtiyaç vardır. Bugün ülkemizde veteriner anestezi teknisyeni, veteriner radyoloji teknisyeni, hasta bakıcısı gibi personele fakültelerimiz başta olmak üzere kamusal alanda ve özel işletmelerde ciddi düzeyde ihtiyaç duyulduğu halde, ülkemizde eğitimleri verilmemektedir. Fakültelerimizde kalitenin artırılması ve artan taleplerin karşılanması için yardımcı personelin iç eğitimlere tabi tutulması ve sertifikalandırılması gereklidir. Bu bağlamda ayrıca veteriner fakültelerinin yardımcı personel yapılanması ve ihdasının çözülmesi ayrı bir önem arz etmektedir. Burada şunu da ifade etmek isterim ki, mezuniyet sonrası ülkemizde kaliteli veteriner hekim hizmeti almamızın bir boyutu da yürürlükteki “Veteriner Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği” kapsamında Veteriner Uzmanlık Sınavının (VUS) açılarak sürecin işlettirilmesi ve bu sürece yukarıda örneklendirdiğimiz alanlarda da ihtisas kapılarının açılması kalitemizi artıracaktır.
 
3.Öğrenci profili:
 
Üçüncü sacayağımız olan veteriner fakültelerine kayıt yaptıran “öğrencilerimiz ”de kaliteyi etkileyen önemli problemlerimiz mevcuttur. Veteriner hekimlik eğitim-öğretimi çok yoğun ve spesifik zorlukları olan bir alandır. Veteriner fakültelerine kayıt yaptıracak öğrencilerin bu zorlukları aşabilecek bilgi birikimiyle gelmeleri gerekir. Fakültelerimiz bazında değişken tablo arz eden, taban puanları çok düşük seviyede olan öğrenciler kayıt yaptırmaktalar. Bu durumdaki öğrencilerimizin eğitim-öğretim süresince ciddi algı, anlama, kavrama ve öğrenme problemleri yaşadıkları ve sonrasında psikolojik problemlerle karşı karşıya kaldıkları gözlemlerim arasındadır. Fakültelerimizin yeni çekirdek eğitim programı incelendiğinde (7) müfredatımızın ne kadar yoğun olduğu, hatta beşeri hekimlikle karşılaştırıldığında ne kadar daha hacimli olduğu rahatlıkla görülebilir. Çünkü veteriner hekimlikte farklı anatomik yapıya, farklı yaşam ve beslenme tarzına sahip ayrıca hastalıkları çoğunlukla birbirinden farklı birçok tür üzerinde eğitim verilmektedir. Bu sıkıntılar öğrencilerimizin belirli bir yüzdelik dilimden fakültelerimize alınmasıyla bir derece çözülebilir. Bu bağlamda 14. Veteriner Fakülteleri Dekanlar Konseyimizin kararlaştırdığı (2 Nolu karar) (8) ve YÖK'e sunduğu 100 bin diliminden veteriner fakültelerine öğrenci alınması teklifimizin YÖK tarafından geciktirilmeden uygulamaya konulması önem arz etmektedir. Ayrıca öğrencilerimizin bu mesleği yürütmeyi engelleyecek fiziki ve ruhsal engeli olması kaliteyi etkileyen yine önemli bir husustur. Örneklerine şahit olduğum sorunlardan birkaçını ifade etmek isterim. Fakültelerimize kayıt yaptıran öğrencilerimiz arasında cüce bir öğrencinin bulunduğu ve bu öğrencinin bir sığırın doğumuna nasıl müdahale edeceği, renk körlüğü olan birisinin mikroskopta renk ayrımına bağlı nasıl çalışacağı ve parmakları olmayan birinin nasıl dikiş atacağı mesleğimiz açısından düşündürücüdür. Çözüm önerimiz fakültelerimize tam teşekküllü sağlık raporu olmayan ve engeli olan öğrencilerin kayıt yaptıramamasıdır.
 
a.Öğrenci uygulamaları:
 
Yüksek Öğretim Kurumu’nun belirlediği asgari şartları oluşturan fakültelerimizde öğrenci uygulamaları nispeten yeterli düzeyde olsa da, özel hayvan yetiştirme ve hayvansal ürünleri işleme tesisleriyle belirli şartlarda protokoller yapıp öğrenci uygulamalarını çeşitlendirmeleri ve arttırmaları gerekmektedir. Çoğu fakültelerimizde YÖK’ün belirlediği asgari şartlar ya tam değildir ya da yetersizdir. Teşekküllü çiftliği, hastanesi, uygulama laboratuvarları olmayan fakültelerimizde uygulamaya dayalı eğitim-öğretim faaliyetlerimizin kalitesini olumsuz etkileyen birçok unsur bulunmakta, ulusal ve uluslararası akreditasyonlarda da büyük problemler olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
  Sonuç olarak; genelde veteriner hekimlik eğitim-öğretiminde üç sacayağının tümünde sıkıntılarımız vardır. Yukarıda tespit ettiğimiz ve çözüm önerilerini sunduğumuz sorunlar, kalite bağlamında fakültelerimizin makro boyutta öne çıkan sorunlarıdır.
 
Referanslar:
1.https://yokatlas.yok.gov.tr/lisans-bolum.php?b=10232
2.EAEVE_Establishments_Status_December_2021_endorsed_by_ExCom_on_15.12.2021_2_.pdf
3.https://www.fve.org/
4.https://www.yyu.edu.tr/images/files/Veteriner_Programinda_Asgari_S%CC%A7artlar2.pdf
5.https://www.yok.gov.tr/Documents/Kurumsal/egitim_ogretim_dairesi/Yok-tarafindan-Asgari-Kosullari-Belirlenen-Programlar/veterinerlik_programi.pdf
6.https://www.yyu.edu.tr/images/files/Veteriner_Fakulteleri_Cekirdek_Egitim_Programi_1_-_385.pdf
7.https://www.yok.gov.tr/Documents/Kurumsal/egitim_ogretim_dairesi/Ulusal-cekirdek-egitimi-programlari/veterinerlik-cekirdek-egitim-programi.pdf
8.https://www.yyu.edu.tr/images/files/Veteriner_Faku%CC%88ltesi_Dekanlar_KonseyiBasin_Bildirgesi.pdf 

İnsan hayvan veteriner