MAYIS-HAZİRAN 2022 / DÜNYADA KOOPERATİFÇİLİK
Yoksulluğa karşı ekonomik güçlenmenin yolu: kooperatifçilik
Dünyadan başarılı kooperatifçilik uygulamalarını anlattığımız bölümümüzde, bu sefer sizlerle Kamboçya’ya gideceğiz. Amerikan savaş filmlerinde sefalet ve yoklukla anlatılan 15 milyon nüfuslu ülkenin ekonomisi, büyük ölçüde tekstil ve tarıma dayanıyor. Asya'nın ve dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Kamboçya, Birleşmiş Milletlerin En Az Gelişmiş Ülkeler kategorisinde yer alıyor. Asgari ücretin 150 Dolar olduğu ülke, son yıllarda büyük bir ekonomik atılım gerçekleştirmiş ve hızlı bir gelişme trendine girmiş. 2000'li yıllarda iyi bir ekonomik büyüme hızı yakalayan ülke son on yılda ortalama yüzde 6 büyümüş. Bu büyümede kooperatiflerin çok önemli bir rolü bulunmaktadır.
Bu hikayede adı geçen Toplumsal Dönüşüm Kurumu (CTO), merkezi Kamboçya'nın Siem Reap Eyaletinde bölge halkın gelişimi amacıyla 1996 yılında kurulmuş, kooperatif (Farmer Cooperative) temelli yerel bir organizasyondur. CTO, başta çiftçiler olmak üzere ulusal sosyal güvenlik ağından dışlanan savunmasız insanlara hizmet vermektedir. Yoksul kırsal kesim insanlarıyla, toplumlarını sosyal, ekonomik ve ruhsal olarak güçlendirmek için çalışmaktadır. Bu kapsamda altyapı, tarım, doğal kaynaklar yönetimi, ekoturizm, çevre, eğitim ve geçim kaynaklarının geliştirilmesi yoluyla yoksulluğunun azaltılmasına ve ekonominin geliştirilmesine çalışılmaktadır. Böylelikle fakir ve savunmasız insanların, kendilerine pratik bilgi, beceri ve gerekli araçlar verildiğinde sosyal ve ekonomik durumlarını iyileştirmek için çalışabileceklerini gösteren bir başarı hikayesidir.
Bu hikayede anlatılan belki de en önemli husus çiftçilerin piyasa ekonomisi içinde tek başlarına zayıf ve güçsüz kalmaları nedeniyle mahkum oldukları yoksulluktan kurtulmalarının tek yolu birlikte güç birliği ve rekabet avantajı oluşturdukları kooperatifleri sayesinde kurtulabilmeleridir.
Geri kalmış ya da gelişmekte olan bütün ülkelerde başka tarım sektörü olmak üzere toplumun yoksul kesiminde ekonomik olarak dönüşüm yapmanın ve bir gelişim sağlamanın en iyi yolu kooperatiflerdir.
ÇİFTÇİNİN EKONOMİK GÜÇLENDİRİLMESİ VE YOKSULLUĞUN AZALTILMASI
Kamboçya’nın Siem Reap Bölgesinin ekonomisi, yerel halk için birçok iş imkanın yaratan turizm sektörünün etkisiyle hızla büyümektedir. Özellikle Siem Reap Belediyesi kapsamındaki yerlerde yaşayan insanların kırsal bölgedeki halka kıyasla biraz daha iyi bir yaşam sürmektedirler. Çoğunlukla kadınlar ve çocuklar olmak üzere çiftçiler, düşük tarımsal verimlilik nedeniyle yetersiz beslenme ve gıda güvencesizliği sorunuyla karşı karşıyalardır. Yetersiz beslenme, çocuklar arasında yaygın olan ölüm nedenidir.
İşte tam da böyle bir ortamda Siem Reap Bölgesindeki turizme dayalı ekonomi zamanla tarım ürünleri için büyük bir pazar haline gelirken özellikle buranın başkenti olan Siem Reap Şehrini çevreleyen ilçelerdeki çiftçiler için tarım potansiyel fırsatlar yaratmaya başlamış. Ancak, potansiyel proje paydaşlarıyla yapılan doğrudan toplantılardan, araştırmalardan ve sahadan öğrenilen derslerden elde edilen bilgiler, bu pazarın büyük miktarda güvenli ve yüksek kaliteli çeşitli tarım ürününün düzenli tedarikine ihtiyaç duyulduğunu göstermiş. Siem Reap'teki bu çiftçiler üretim becerisi ve desteklenen hizmetlerin eksikliği gibi nedenlerden dolayı henüz piyasanın bu taleplerini karşılayamıyorlarmış. Bu kapsamda eksiklikler maddeler halinde belirtilirse; 1. Çiftçiler, üretim öncesinden üretime ve hasat sonrasına kadar her aşamada, tarımla ilgili derinlemesine teknik bilgi ve becerilerden yoksunmuş. 2. Pazarın talep ettiği büyük siparişi ve çok sayıda ürünü tedarik edebilecek bir mekanizma ve kapasite yokmuş. Çünkü bireysel düzeyde çalışan çiftçilerin, pazarlama aracı/mekanizması olarak kullanılabilecek çiftçi kooperatifleri yokmuş. 3. Piyasa bilgilerine çok az erişime sahip olabilen çiftçiler, iyi organize olmuş tarım-işadamları ve ithalatçılarının rekabetiyle karşı zayıflarmış. 4. Çiftçilerin tarımsal üretime ve ekonomik döngüye uygun özel kredi limitlerine erişim sınırlıymış. 5. Çiftçilerin ürünlerinin çoğunun kalitesi, hasat sonrası dönem ile kısıtlı kaldığı için kaçınılmaz olarak ürünlerin de piyasa değeri ve rekabet gücü kayboluyormuş. Burada belki de en önemlisi, çiftçilerin işbirliği içinde çalışabilecekleri ve becerilerini paylaşabilecekleri kooperatif ve kooperatif üst birlikleri gibi platformlar sınırlıymış.
Toplumsal Dönüşüm Kurumu (CTO), daha önceki yıllarda sulama kanalı inşaatı gibi fiziksel tarımsal altyapılara, yeni tarımsal teknoloji transferine karşı ilgisizliğe, ticari odaklı becerilere yönelme ve finansal farkındalık eksikliğine ve çiftçi temelli ticari kurum geliştirme aracı olarak kooperatiflere ilgi eksikliği gibi sorunlara ayrı ayrı odaklanıyormuş. Daha sonra uygulamaya giren bir proje ile CTO çiftçilerin daha üretken, daha girişimci ve pazar odaklı olmalarına yardımcı olacak yeni bir yol oluşturmuş. Proje, çiftçiler ile birlikte çalışma konusunda kapasitesini ve deneyimlerini güçlendirmek isteyenler için bir mihenk taşı olmuş. Sonunda 50'den fazla aileye önce temel tarım bilgileri ve pazar odaklı eğitimleri vererek, onları inceleme ziyaretine ve ardından da bir modelin kurulması için destek kaynağı göndererek desteklemişler. Sebze üretici grubu ve hayvancılık üretici grubu gibi çiftçi kümelenmeleri oluşturmuşlar.
Burada tüm bu çiftçi üretici grupları arasında bir değişim hikayesi ön plana çıkıyor. Çiftçi üretici grubunun tüm üyeleri, CTO'nun koordinasyonunda iş planı geliştirmesi ve bu teklifi seçim komitesine sunması gerekiyormuş. Bu nedenle komite, çiftçiler tarafından verilen tekliflerini arasından iyi bir iş planı hazırlamak, aktif çiftçi olmak ve emek katkısını kanıtlamak gibi kriterlere uygun olanları seçmek için bağımsız olarak çalışıyormuş. İş planının uygulayabilmek için bir model kurmak, kaynak desteği için yüksek taahhüt gerekiyormuş.
Bu seçim süreci tamamen tamamlandıktan sonra, CTO sermaye ve kaynağı onaylanmış plan kapsamında üretici grubuna kaynak tahsis etmeye başlıyormuş. Ayrıca, sürdürülebilirliği ve şeffaflığı sağlamak için CTO, seçimden önce birkaç koşul belirlemiş. Bunlar, 1. Çiftçi modeli, başarısızlığı veya başarıyı grupla paylaşılmalı, 2. Çiftçinin daimi ikametgah sahibi olmalı, 3. Çiftçiler önerdikleri projenin neyi hedeflediğini bilmeli, 4. Çiftçiler projenin tüm döngüsüne katılmak için zaman ayırmaya dürüstçe istekli olmalı, 5. Katılımcıların çoğunluğu tarafından seçilen bir çiftçi modeli olmalıymış.
Örnek olarak; entegre sebze çiftliği modeli ile bu iş planı uygulamaları kazananlarından biri olan Çiftçi Kham Khann verilebilir. Puok ilçesi, Puok komünü, Ta Tauk köyünde 2 kızıyla birlikte yaşayan 56 yaşındaki Çiftçi Kham Khann ve 54 yaşında karısının, 2 hektarlık pirinç arazisi varmış. Buna ilaveten tavukçuluk ve inşaat işçiliği de yapıyormuş. Bay Khann, daha önce sebzeyi geleneksel yöntemlerle yetiştiriyormuş ve hiçbir zaman herhangi bir yenilikçi teknolojiyi uygulamamış veya ticari olarak çiftçilik yapmamış. Fakat CTO Programına katıldıktan sonra, daha iyi bir yaşam için aile ekonomisini geliştirebileceği yeni yaşam becerileri konusunda yeni bilgiler edinmiş. Entegre sebze çiftliği eğitim serisinden ve iş planının nasıl geliştirileceğine dair daha yararlı bilgiler edindikten sonra düşüncelerini geliştirmeye ve ailesi için daha fazla geliri sağlamak için farklı alanlar da girişimcilik becerisi hakkında fikir edinmeye başlamış. Evinin arka bahçesinde 900 metrekare ile başladığı ve tüm yıl boyunca farklı çeşitlerde sebze yetiştiriciliğine dair eğitimlerden edindiği bilgi birikimiyle bir çiftlik ortamı hazırlamış.
Eskiden sadece bir çeşit sebze yetiştirebiliyor ve bunu da ancak sezonluk hasat zamanı satabiliyormuş. Sonuç olarak ailesinin geçimini sağlayamıyormuş. Fakat şimdi kendi arazisinde çiftçilik yapabiliyor ve sebze pazarının büyümesine göre tarlasını genişleterek salatalık, fasulye, patlıcan, mantar, domates gibi sebzeleri tüm yıl boyunca üretebiliyormuş. Artık sadece ailesinin tüketimi için pirinci yetiştiriyor ve sebze entegre çiftliğindeki faaliyetleri ile para biriktiriyormuş. Her iki kızını da okula düzenli olarak devam edebildiği mutlu bir aile olarak yaşıyorlarmış. Ayrıca boş zamanlarını da topluluğundaki diğer kişileri geliştirmeye yardımcı olmak için topluluk içi gelişim çalışmalarına katılıyormuş.