Türkiye’de muz üretiminin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Neler yapılmalı?
Muz üretiminin ülkenin ihtiyacına yeterlilik derecesi 2000’li yıllarda yüzde 48 ve yıllık kişi başı tüketim miktarı 2 kg ın altındaydı. 2022 yılında yeterlilik derecesi oranı yüzde 90’a ve yıllık kişi başı tüketim miktarı 10 kg’a ulaşmış durumda. Bu muhteşem bir artış. Ancak bu durumu korumak ve ithal muzla rekabet edecek duruma gelmek için sorunlarımızı da çözmek gerekir.
Gerek pandemi gerek dünyadaki ekonomik sıkıntılar herkesin bildiği durum. Girdi maliyetlerinin artışı da bunun üzerine tuz biber ekti ve kötü bir yıl geçirdik. 2021 yılında piyasadaki en ucuz meyve muz oldu. Muz üreticisinin sorunları çözüldüğü oranda muz yetiştiriciliğinin geleceğinin gayet iyi olacağını düşünüyorum.
Örtü altı üretimin 12 aya yayılması, işleme ve paketleme sorunlarının çözülmesi ve yerli muzun ithal muz gibi üretim yerinde işlenmesi, paketlenmesi ve tüketim merkezlerine yeşil olarak sevk edilmesi ile bu sorunlar çözülebilecek ithalat giderek azalacaktır. Covid-19 salgın nedeniyle karantina tedbirleri milli tarımın önemini daha fazla ortaya çıktı. Bu nedenle ithal muz piyasasına girmemiz daha da önem kazandı. Muzda yeni yatırımların hedefi ithal muz piyasası olmalıdır.
Muz yetiştirmek isteyenlere tavsiyeniz ne olur?
Muz serası yatırımları dekara 400 bin TL’yi bulan pahalı yatırımlardır. Ekonomik işletme büyüklüğünün en az 20 dekar olması lazım, bu durumda, bir işletme için 8 milyon TL gibi ciddi bir sermayeye ihtiyaç var demektir. Dolayısıyla muz yetiştirmek isteyenler kesinlikle iyi bir fizibilite yapmalı; yatırım yapılacak yerin iklim, toprak, sulama suyu, işçilik ve pazarlama yönünden çok iyi incelemeleri gerekir. Bu tür incelemeleri yapmadan yapılan yatırım sahipleri, almış oldukları kredileri geri ödeyemedikleri için sermayelerini de kaybetmek durumunda kaldılar. Ayrıca muz yetiştiriciliği mutlaka iyi bir rehber önderliğinde yapılmalıdır. Çünkü muz yetiştiriciliği satranç oyunu gibi devam eder. İleri hamlelerin önceden atılması, gelecek yılın fidanlarının bir yıl önceden belirlenmesi, besleme planı vs. çok önemlidir.
Yerli muz diye anılan çeşitler küçük boylu, Türkiye’de “çikita ya da ithal muz” diye anılan çeşitlerin yetişmesi mümkün mü? Muzdaki lezzet farkı neden kaynaklanıyor?
Yerli muz diye anılan muz bodur cavendish veya “Anamur Muzu” olarak bilinen kısa boylu muzdur. Kısa boylu olduğu için yetiştiricilikte bazı işçilik avantajları olan bir çeşit. Ancak parmak içi çürüklüğü, nematod ve kök çürüklüğüne hassasiyeti, meyve kabuğunun kalın oluşu ve parmak kısalığı nedeniyle tercih edilmemeye başlandı. Günümüzde üretici daha çok Çikita adıyla bilinen piyasada daha çok tercih edilen Grand Nain çeşidine doğru yönelmiş durumda. Orta boylu olan bu çeşit soğuğa, nematod dediğimiz toprak altı zararlılarılarına ve fusarium dediğimiz kök çürüklüğüne dayanıklı bir çeşit. Ayrıca uzun ve hafif kavisli parmak yapısı ile estetik. Yani, fark iki ayrı çeşit olmasından dolayı.
Muz çeşitleri arasında lezzet farkı meyvedeki potasyum miktarına bağlı olarak değişiyor. Anamur’da olgun bir muzda ortalama potasyum oranı yüzde 3,5. Muzdaki lezzet farkını üç neden etkiler; beslenme, çeşit ve olgunlaştırma süresi. Muzun lezzetindeki değişiklik toprak yapısına da bağlı. Anamur, muza lezzet kazandırmak için en ideal bölgelerden biri.
HEDEFİM 1 MİLYON TON MUZ ÜRETİMİ
Hedefleriniz neler, işe yeni başlayacak genç meslektaşlarınıza neler söylersiniz?
1994 yılında başlayan ve şu ana kadar yaklaşık 2 milyon kilometre yol yaptığım muz yolculuğunda hedefime henüz ulaşmış değilim. İlk hedefim 1 milyon ton muz üretimiydi. İkinci hedefim ithal muz piyasasına yerli muzu sokmak. Bu yıl bu hedefim bir miktar gerçekleşti. Muz ithalatçıları yerli muzu biraz daha titiz işleyerek ithal muz talep eden tüketiciye sattılar. Hedefim yerli muzu ithal muz kalitesinde işleyerek ithal muz raflarına yerleşmesini sağlamak ve tabi ki tüm ihtiyacımızı ülkemizde üreterek döviz kaybımızı engellemek. Genç meslektaşlarımıza söylemek istediğim en önemli şey, bir konuda uzmanlaşmaları. Bir konuda uzmanlaştıkça o konuda daha fazla farklılığın ve fırsatların da olduğunu göreceklerdir.
Son söz olarak neler söylemek istersiniz?
Tarım Bakanlığının ziraat mühendisliği mesleğindeki uzmanlaşmayı teşvik etmesi tarımsal üretim ve çiftçimiz açısından daha faydalı olacaktır. Araştırma kurumlarının da kariyer planında çiftçinin ihtiyaç duyduğu konularda araştırma yapması, araştırma konularını belirlerken alanda karşılığı olması ve çiftçiye ulaşması ulaştırması herkesin yararına olur kanaatindeyim. Yapılan çalışmaların tozlu raflarda kalmasının bir faydası yok. Türk tarımının hak ettiği noktaya gelebilmesi ve verilen emeklerin boşa gitmemesi için öncelikle meslektaşlarımızın mesleklerini hakkını vererek ve severek yapmaları, yapabilmeleri şart. Çiftçimizin bilgiye, rehbere hala ihtiyacı var. Bu gerçekleştiği takdirde Türk tarımı hak ettiği yere daha kolay ulaşacaktır.