EYLÜL-EKİM 2022 / KAPAK KONUSU

Sürdürülebilir tarımın temeli küçük aile işletmeleri


  

17.10.2022 


Dünyadaki çiftliklerin yaklaşık yüzde 90’a yakını aile çiftliklerinden oluşuyor. Ancak küçük ölçekli bu aile çiftlikleri çeşitli sorunlarla karşılaşabiliyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) de aile çiftçiliğinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir bir tarım için bu çiftliklerin desteklenmesi konusunda çalışmalar yürütüyor. FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; aile çiftçilerinin kimlerden oluştuğu, güçlü ve zayıf yönlerinin neler olduğu, aile çiftçiliğinin geliştirilmesi için hangi politikalar yürütülmesi gibi konularda neler yapılması gerektiği gibi konulara değindik.

Aile çiftlikleri neden önemli? Aile çiftçiliğine dair dünyadaki rakamlar konusunda kısaca neler söylersiniz?
 
Aile çiftçileri; köylüler, balıkçılar, ormancılar, yerli halk ve diğer gıda üreticisi gruplardan oluşur. Dünyada üretilen gıdanın çoğunluğunu aile çiftçileri sağlarlar, tarımdaki en büyük yatırımcı grup olup kırsal ekonomik yapının bel kemiğidirler. Aile çiftçiliği yerel ekonominin canlanmasını sağladığı gibi tarımsal üretimin devamlılığı açısından da kilit roldedir. Dünyada yaklaşık 570 milyon çiftlik var ve bunun 500 milyondan fazlası yani yüzde 90’ı aile çiftliği olarak işletilmektedir. Bunlar, tamamen veya büyük ölçüde aile emeğine dayalı küçük hane halkı işletmeleri türünde olup dünyada üretilen toplam gıdanın yüzde 80’ini gerçekleştirmektedirler. 
 
TARIM VE GIDA SİSTEMLERİ KÜRESEL ÖLÇEKTE YAKLAŞIK 4,5 MİLYAR İNSANIN GEÇİMİNDE KİLİT ROLDEDİR
 
Toplam harcanan emeğin neredeyse yarısını karşılayan kadınlar işlenen arazinin ise sadece yüzde 15’ine sahipler. Yaklaşık 7,8 milyar insanın yaşadığı gezegenimizde 2021 yılında, tarım ve gıda sistemleri, küresel ölçekte,  yaklaşık 4,5 milyar insanın geçiminde kilit roldedir. Küçük ölçekli aile çiftçilerinin çoğu yoksulluk ve gıda güvensizliğinden de muzdariptir. Ayrıca, bu grupların pazarlara ve hizmetlere erişimi sınırlıdır. Bu koşullar altında, dünyanın önemli bir kısmının gıdasını üretmeye çalışmaktadırlar. Bugün, daha fazla gıda üretmek, daha fazla istihdam yaratmak ve doğal kaynakları korumak için sürdürülebilir bir tarıma ihtiyaç var diyorsak, çözümün merkezinde küçük aile çiftçileri yatıyor.
 
Birleşmiş Milletler 2014 yılını Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı (IYFF) olarak ilan etmişti. Gıda ve Tarım Örgütü o yıldan bugüne neler gerçekleştirdi?
 
Birleşmiş Milletler 2014 yılını Aile Çiftçiliği Yılı ilan ederken 2017 Aralık ayında da  Gündem 2030’u desteklemek amacıyla, 2019-2028 Aile Çiftçiliği On Yılı Eylem Planını kabul etti. Bu kapsamda:
 
  • Aile çiftçiliğini destekleyen bir politika çerçevesinin geliştirilmesi
  • Aile işletmeciliğinde nesiller arası sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla gençlerin desteklenmesi,
  • Aile çiftçiliğinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kırsal alanda kadınların rolünün artırılması,
  • Kapsayıcılık adına kırsal alanda aile çiftçilerince işletilen örgütlerin desteklenmesi,
  • Kırsal hane halkları ile aile çiftçilerinin sosyoekonomik yaşamlarının iyileştirilmesi,
  • İklim dirençli tarım sistemleri için aile çiftçiliğinin desteklenmesi,
  • Çevre, kültür ve biyoçeşitliği garanti altına alan mekânsal temelli gıda sistemlerinin geliştirilmesi amaçlı sosyal yeniliklerin desteklenmesi için aile çiftçiliğinin çok boyutlu yapısının güçlendirilmesi şeklinde 7 farklı konu ekseninde faaliyetler gerçekleştirildi. 
 

Haber Görseli

Aile çiftçiliğinin çevre için faydaları nelerdir?
 
Aile çiftçiliği ve küçük ölçekli çiftçilik küresel gıda güvenliğiyle ayrılmaz şekilde bağlantılıdır. Aile çiftçiliği yerel ölçekte geleneksel gıda ürünlerinin üretilmesine ve korunmasına yardımcı olurken, aynı zamanda sağlıklı beslenmeye, dünyada tarımsal çeşitliliğin korunmasına ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına paha biçilmez düzeylerde katkıda bulunmaktadır. FAO için küçük ölçekli üreticilik ve yetiştiricilik çok önemlidir. Dünyanın gıdasının çoğunluğunu aile çiftçileri sağlıyor derken bir çoğunun da gelişmekte olan ülkelerin kırsal alanlarında yer aldığını not etmemiz gerekiyor. Aile çiftçileri, sosyal koruma ve kırsal kesimin refahını amaçlayan diğer kamusal politikalarla desteklendiğinde, yerel ekonomilerin gelişmesine katkı sunmaktadır. Gıda güvenliğini riske atan tehlikelerle mücadeleye destek olarak, tarımsal faaliyetlere dayanıklılık kazandırılmasına yardımcı olmaktadır. Tarımsal biyoçeşitliliğin korunması açısından, su ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir kullanılması açısından ve bunlara bağlı olarak da çevre ve iklim dostu tarımsal duyarlılığın oluşması ve artması açısından da oldukça önemlidir. İklim aşırılıkları da uzun tedarik zincirlerinde kesintilere yol açarak, özellikle ithalata bağımlı düşük gelirli ülkeleri daha çok etkilemektedir. Burada da çözümün merkezinde yine aile çiftliklerinin güçlendirilmesi yer almaktadır. 

Haber Görseli

Genel olarak aile çiftçiliğinin güçlü ve zayıf yönlerini kısaca nasıl değerlendirirsiniz?
 
Aile çiftçilerinin genel olarak zayıf yönlerini sıralayacak olursak; kredi imkânlarına erişim, pazarlama sıkıntısı, lojistik ve depolamadaki eksiklikler, finansal darlık, düşük ve yetersiz kâr marjları, gıda güvensizliği, düşük nitelikli tarımsal eğitim, üretimde ve pazarlamada örgütsüzlük, girdi maliyetleri karşısında korunaksız olmaları önde gelmektedir.  Her ne kadar kırsaldaki küçük üreticiler iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine en fazla maruz kalanlar olsalar da küresel ölçekte iklim finansmanının sadece yüzde 1,7’si bu gruplara ulaşabilmektedir. Ve bu miktarın çoğu da iklim değişikliğine uyumdan ziyade iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya gitmektedir. Bu nedenle, kırsal bölgelerdeki küçük ölçekli üreticilerin gerçek anlamda seslerini duyurabilmeleri için yenilikçi yönetişim mekanizmalarına ihtiyaç vardır. Aile çiftçiliğinin güçlü yanı ise aile emeğinin en optimal düzeyde kullanılması, toprak ve üretimle kurulan geleneksel bağlara dayanan kadim üretim bilgisi, yerel ekosistemlere uygun ürünlerin seçimi ve üretimi olarak sıralanabilir.
 
Aile çiftçiliğinin sürdürülebilirliği konusunda FAO’nun bundan sonraki politikası nasıl olacaktır?
 
Ülkeler aile çiftçiliğinin ulusal tanımını yapmalıdır. Bu çiftçilerin sağladığı ekonomik katkı da daha iyi ölçümlenmelidir. Bunun için konuya özgülenmiş hedef indikatörler üzerinden bir veri tabanı kurulmalıdır. 
 
Aile çiftçilerinin mevcut çiftçi örgütlerine, parlamentolardaki karar alıcılara, tarımsal finans kuruluşlarına, medyaya ve kamuoyuna seslerini duyurmaları için etkili araçlar geliştirilmeli ve desteklenmelidir. 
 
Aile çiftçiliğinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir olması için, pazarlara erişimin kolaylaştırılması, teknoloji ve yayım hizmetlerine erişimin sağlanması, sosyokültürel koşulların iyileştirilmesi gibi çiftçi ailelerini destekleyen politikalar oluşturulmalıdır.

Haber Görseli

GIDA SİSTEMLERİNİ HERKES İÇİN YETERLİ, BESLEYİCİ VE ERİŞİLEBİLİR ŞEKİLDE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ
 
Ayrıca coğrafi işaret kullanımının desteklenmesi, bu tür politikaların önemli bir bileşenini oluşturmaktadır. Kırsal bölgelere verilen kamu destekleri ve yapılan yatırımlar, ürünlere ve havza şartlarına adapte edilmelidir. Kırsal bölgelere yapılan yatırımlar bakımından iyi uygulama örneklerine bakmak yararlı olabilir. FAO tarafından geliştirilen bir politika optimizasyon aracı, tarımsal dönüşüm ve sağlıklı besinlere erişim amaçlarına uyumlu olacak biçimde kamu bütçelerini optimize etmeyi hedefliyor. Söz konusu optimizasyon aracı, Etiyopya’da uygulandığında görüldü ki kapsayıcı tarımsal dönüşümü hedefleyen planlar sağlıklı besinlerin maliyetlerini düşürmede de işe yarayabiliyor. Başka bir ifadeyle, bütçelerin tarımsal dönüşümü önceleyecek şekilde yeniden ele alınmasıyla sağlıklı besinlerin maliyetlerini düşürmek de mümkündür.  
 
“Aile Çiftçiliği On Yılı “Küresel Eylem Planı’nın ana hatları kırsal refahın artırılması konusunda bize yardımcı olabilir. Bu kapsamda:
 
  • Aile çiftçiliğini güçlendirecek bir politik ortam sağlanmalıdır. 
  • Aile çiftçiliğinin nesiller boyunca devamı için gençler desteklenmelidir. 
  • Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kırsalda kadının liderlik rolü teşvik edilmelidir.
  • Aile çiftçilerinin örgütlenmeleri güçlendirilmeli ve bu sayede bilgi üretmeleri, sorunlarını aktarmaları ve kırsal alanlarda kapsayıcı hizmetler sunmaları sağlanmalıdır.
  • Aile çiftçileri ve kırsaldaki hanelerin sosyoekonomik olarak içerilmeleri sağlanmalıdır. 
  • Aile çiftçilerinin iklime dirençli üretim yapmaları teşvik edilmeli ve aile çiftçilerinin çok boyutluluğu güçlendirilmelidir. Bu sayede, biyoçeşitliliği, çevreyi ve kültürü koruyan küresel gıda sistemleri mekanizmasının aktörleri olmalarına katkı sağlanabilir. 
Aile çiftçileri, kırsal ve kentsel alanlar arasında sürdürülebilir tarım entegrasyonunu güçlendirecek gıda sistemlerinin aktörleri olabilirler.  Unutmamalıyız ki, küçük aile çiftçiliğinin geliştirilmesi kırsal yoksulluğun bertaraf edilmesini de kolaylaştıracaktır. 
 
Sonuç olarak, günümüzün gıda sistemleri, yoksulların besleyici gıdalara sürdürülebilir erişimlerini sağlamada başarısız oldu. Bu nedenle, gıda sistemlerini herkes için yeterli, besleyici ve erişilebilir gıdalar sunacak şekilde dönüştürmeliyiz. Bu dönüşümün merkezine, büyük çoğunluğu kırsal alanlarda yaşayan küçük ölçekli çiftçileri koymamız gerekiyor.

Fao gıda aileciftliği sürüdürülebilirtarım iklimdeğişikliği