KASIM-ARALIK 2022 / DÜNYADA KOOPERATİFÇİLİK

Gelişmiş ülkelerde kooperatifçilik kutlaması


Dr. M. Erhan EKMEN    

03.02.2023 


Kooperatifçilik günü, genellikle gelişmiş ülkelerde kutlanan bir etkinliktir. Esasında bu bir toplumsal farkındalık meselesidir. Medeniyetin vazgeçilmez temel bir unsuru olarak kabul edilen kooperatifçilik, bu ülkelerini gelişmişliklerinin arkasındaki en önemli etkenlerden biri olarak görülmektedir.

Özellikle kapitalist ülkelerde kooperatifler, sahip oldukları evrensel ve insani değerler nedeniyle diğer bütün şirket tiplerinden ayrıcalıklı bir yapıda oldukları için sosyal politikaların temelinde yer almaktadır. Bu nedenle kooperatifçilik hareketine büyük önem verilmekte ve özellikle gelişmiş ülkelerin birçoğunda, kooperatifçilik yılda 2 kez kutlanmaktadır. Her yıl temmuz ayının ilk cumartesi “Uluslararası Kooperatif Günü” adıyla kutlansa da kooperatifçiler, 21 Aralık tarihinde “Dünya Kooperatifçilik Günü” adıyla ikinci kutlamayı yapmaktan vazgeçmemektedirler.
 
Kendi kendine yardım ile sorunların üstesinden gelme yöntemi olan kooperatifçilik, bugün dünyanın en yaygın örgütlenme biçimi haline gelmiştir. İlk kooperatifin kurulduğu günden bu yana geçen 178 yılın sonunda dünyada kooperatifçiliğin uygulanmadığı tek bir ülke yoktur. Bu yüzyılın başına kadar geri kalmış ülkelerde cehaletten dolayı, komünist ülkelerde ise yasak olduğu için, kooperatif kurulamamıştır. Doğu bloku çözüldükten sonra başta Rusya ve Çin olmak üzere son 30 yılda kooperatifçilik muazzam bir hızla gelişmiştir. Geri kalmış ülkelerde ise sorunlarının temelden çözümü için, neredeyse kooperatifsiz adım atılmamaktadır. Bugün bir milyardan fazla insanın ortağı olduğu, 750 binden fazla kooperatif bulunmaktadır. Yani dünya nüfusunun en az yüzde 15’i kooperatif ortağıdır. Aynı zamanda birer şirket olan kooperatif işletmeler, 280 milyon kişiye iş sağlayarak toplam dünya istihdamının yüzde 10’unu oluşturmaktadır. Eğer parasal büyüklük olarak hesap yaparsak; sadece en büyük 300 kooperatif ele alındığında, yaklaşık 2,5 trilyon dolar tutarındaki toplam gelir ile kooperatifçilik hareketi dünyanın en büyük dokuzuncu ekonomisine karşılık gelmektedir. Küresel düzeyde tarım ürünlerinin yüzde 50’si kooperatifler aracılığıyla pazarlanmaktadır. AB’de süt ve et ürünlerinin yüzde 90’ı, meyve ve sebze ürünlerinin yüzde 70’i, Kore’de su ürünlerinin yüzde 70’i, Brezilya’da tarımsal ürünlerin yüzde 40’ı kooperatiflerce karşılamaktadır.
 
Yeni bir bin yılın başında teknolojinin bütün gelişmişliğine rağmen; dünyada gittikçe artan yoksulluk, açlık, çevre, sağlık ve eğitim sorunları, salgından sonra daha da ağırlaşmış ve toplumlarda gelecek kaygısına dönmüştür. "Yeni Dünya Düzeni" adı altında yeniden şekillenen dünyada, başta açlığın ve kırsal alanlarda yoğunlaşan yoksulluğun sürdürülebilir şekilde çözüm yolu olarak tarım görülmektedir. Ama tarım, ekonomik krizler, küresel ısınma gibi etkenler nedeniyle büyük baskı altındadır. Bu baskıları hafifletebilmenin ve sorunları adil, paylaşımcı, birlikte çalışan bir anlayışla sömürmeden, israf etmeden çözebilmenin en etkin yolu kooperatifler olarak görülmektedir. Bütün insanlık için yeniden daha iyi bir dünya inşa etmenin ancak kooperatifler altında güç birliği ile sağlanabileceği gerçeği tartışmasız olarak kabul edilmektedir.
 
Tarımın giderek önem kazandığı, günümüzde, ülkemiz büyük bir avantaja sahiptir. Türkiye, iklimi ve 24,5 milyon hektar tarıma uygun işlenebilir arazi varlığı ile dünya tarımsal üretiminde 12'inci, AB ise 1'inci sırada yer almaktadır. Tarımsal ekonomi büyüklüğü bakımından ise dünyada 7'inci büyüklüktedir. Buna rağmen mevcut yapısal sorunları ve piyasada giderek artan rekabet şartları nedeniyle her geçen gün çiftçinin işi daha da zorlaşmaktadır. Zamanında benzer sorunlar ile karşılaşan bütün gelişmiş ülkeler, çözüm olarak kurdukları kooperatifleri ile bugün ülkemizde kemikleşmiş yapısal sorunları uzun yıllar önce çözmüşlerdir. Yeterli iktisadi güce sahip olmayan çiftçiler üretim ve geçim ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle rasyonel bir şekilde ve ekonomik olarak karşılamak ve temin etmek amacıyla kooperatifleri kurmuşlardır. Bu örgütlerin ekonomik ve sosyal açıdan birçok yararı bulunmaktadır. Bunlardan hemen ilk akla gelenler, verimliliği artırmak, ucuz girdi temini, ürünü değer fiyatına satmak, katma değeri yükseltmek, vergi muafiyetleri almak, ortak sigorta yoluyla risklerin karşılanması ve hukuki kolaylıklar şeklinde sıralanabilir. Bunlara son yıllarda çok önemli bir yenisi eklenmiştir. Üreticinin aracı ve tefeciye olan bağımlılığını kaldıran, piyasada rekabet avantajı oluşturan ve çiftçinin ürününün değerini özellikle sanal ortamda arttıran örgütlenme modeline gidilmektedir.
 
Ülkemizde tarımsal alanda kooperatifçiliğin yaklaşık 150 yıldan daha fazla bir geçmişi bulunmaktadır. Evrensel prensiplerine uygun olarak kurulan kooperatiflerimizin hukuki altyapı, destekler ve tecrübe birikimi açısından gelişmiş ülkelerden bir farklılığı bulunmamaktadır. Fakat AB ülkelerine baktığımız zaman, bizim kooperatiflerimizin oradaki emsalleri kadar piyasada etkili olamadıkları görülmektedir. 
 
Ülke tarımını yönlendirmek, yapısal sorunlara çözümler getirmek, üretim ve pazar planlaması yapabilmek, serbest piyasa ekonomisi içinde gerektiğinde müdahalede bulunabilmek, değer zinciri içinde her safhada hizmet verebilmek, destek ve teşvikleri etkin bir şekilde kullanabilmek ve izlemek gibi görevlerin yerine getirilmesinde kooperatiflere kilit görevler üstlenmelidirler. Tarladan sofraya gıda temininin her safhasında rol alan bütün paydaşları kucaklayan bir yaklaşımla, kooperatiflerimiz gelişmiş ülkelerdeki emsalleri gibi etkin hale gelmelidirler. 
 
Dünyada tarımsal üretimde birçok üründe lider olan bir ülke olarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ülkemizi daha da güçlendirebilmek ve ileriye götürebilmek için daha güçlü bir tarıma ve bunun için, daha güçlü bir kooperatifçiliğe ihtiyaç vardır. 
Kooperatifçilik gününüz kutlu olsun.

kooperatifçilik kutlaması