Bu araziler, köylüler ve bölgede yaşayan halk tarafından sahiplenilmiştir. Yani orman sınırları içine dahil olmamakla birlikte hazineye ait olan arazilerin kullanımı devlette de değildir. 3302 sayılı Kanun'la 5/6/1986 tarihinde değişiklik yapılan 6831 sayılı Kanun'un 2. maddesine göre ;
“ Orman sayılan yerlerden:
A) Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler,
B) 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (Antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanları, Orman sınırları dışına çıkartılır.
Orman sınırları dışına çıkartılan bu yerler devlete ait ise hazine adına, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ise bu müesseseler adına, hususi orman ise sahipleri adına orman sınırları dışına çıkartılır. Uygulama kesinleştikten sonra tapuda kesin tashih ve tescil işlemi yapılır. Bu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir suretle daraltma yapılamaz.
(Değişik dördüncü fıkra: 5/11/2003-4999/2 md.)Bu madde hükümleri; muhafaza ormanı, millî park alanları, tabiat parkları, tabiatı koruma alanları, izin ve irtifak hakkı tesis edilen ormanlık alanlar ve 3. Madde ile orman rejimi içine alınan yerlerde bu niteliklerinin devamı süresince; yanan orman sahalarında ise hiçbir şekilde uygulanmaz (Ek: 22/5/1987 - 3373/1 md.) Bu maddenin (B) bendi ile orman sınırları dışına çıkarılıp, 2924 sayılı Kanun'un 11 ve 12. maddeleri gereğince fiili durumlarına göre ifraz edilerek bedeli karşılığı satılacak yer, yapı ve tesisleri kullananlardan, satış işlemleri tamamlanıncaya kadar ecri misil alınmaz.”
Yukarıdaki madde ile bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yani orman arazisi olarak kalmasında bir fayda olmayan; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanları orman arazisi dışına çıkartılması suretiyle değerlendirilmesi hususunda düzenleme yapılmış olsa da mevcut karmaşayı çözmek yerine kaosa sürüklemiştir. 26.4.2012 tarihli 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Alanlarının Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ile 2-B arazilerindeki fiili durumun hukukileştirilmesi çabası içine girilmiştir. İlgili maddeler ile arazi üzerinde fiilen sahibi olunan kişiler ile kanunen sahibi olan devlet arasındaki belirsizliği önleme yolunda gerekli adım atılmıştır.
6292 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile vatandaşların fiilen kullandıkları işgal altında olan arazileri doğrudan satın almaları; 7. madde ile hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı gerekçesi ile tapuları iptal edilenlerin tapularının bedelsiz olarak iade edilmesi; 8. madde ile proje alanlarının düzenlenmesi ve bu alanlarda kalan taşınmazların değerlendirilmesi hedeflenmiştir.
TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞINDA BAŞVURU SÜRELERİ UZATILDI
Peki üzerinde en çok durulan ve herkesin merak ettiği, “2-B arazilerini kullananlar bu arazileri hangi koşullarda satın alabileceklerdir?” sorusunun cevabına gelelim. Öncelikle 2-B arazilerini 2011 yılından önce kullananlar ya da bu arazilerin sahibi olanlar bu madde kapsamında hak sahibidir. Ancak bu kişilerin satın alabilmesi için idareye başvurmuş ve idarece belirlenen satış bedelini itirazsız ve davasız kabul etmiş olması gerekir. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kullanım kadastro çalışmalarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararına göre hak sahibi görünen kişiler bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde; Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra güncelleme listelerine ve kadastro tutanaklarında ya da kesinleşmiş mahkeme kararına göre hak sahibi görünenler 8 ay içerisinde başvuru yapmak zorundadır. Ancak bu süreler birçok defa uzatılmıştır. En son Bakanlar Kurulu Kararı ile 2-B arazileri için başvuru ve ödeme süreleri 7 Mart 2018, tarım arazileri satışında ise başvuru sürelerini kaçıran hak sahiplerinin mağduriyetlerini gidermek amacıyla başvuru süresi 7 Eylül 2018 tarihine kadar uzatılmıştır.
Satın alma konusunda hak sahibi olan ve illerde defterdarlık, ilçelerde mal müdürlüklerine başvuru yapan kişilere idare tarafından satın alma tebligatı gönderilmektedir. Bu tebligattan itibaren hak sahiplerinin 3 ay içinde ödeme yapması gerekmektedir. İdarenin gayesi fiili durumu hukukileştirmek mağduriyetleri gidermek olduğu için 2-B arazileri hak sahipliğine göre bedelsiz ya da düşük bedellerle kullanıcılarına veriliyor. 2-B arazilerinin satış bedelleri 01.05.2010 tarihinden itibaren tespit ve takdir edilen rayiç bedeller üzerinden hesaplanmakta ve satış bedeli son olarak rayiç bedelin yüzde 70’i olarak belirlenmektedir. Hak sahiplerinden belediye ve mücavir alan sınırları içinde olan araziler için 2.000 TL; bunun dışında olan araziler için 1.000 TL başvuru bedeli alınsa da bu miktarlar daha sonra satış bedellerinden düşülmektedir. Ayrıca Milli Emlak Genel Tebliği ile Arazi değerinin başvuru bedelinden düşük olması durumunda sadece arazi bedelinin başvuru süresi içerisinde yatırılması yeterli olmaktadır.
683 BİN HAK SAHİBİNE YAKLAŞIK 492 BİN TAŞINMAZ SATILDI
4 Kasım 2017 tarihi itibariyle 6292 sayılı Kanun uyarınca, hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlardan 683 bin hak sahibine yaklaşık 492 bin taşınmaz satılmış olup, bu satışların toplam değeri 9,8 milyar TL'dir. Bu bedelin 6,7 milyar TL'si tahsil edilmiş, geri kalan kısmı ise taksitler halinde ödenmektedir. Yine aynı Kanun ile çözüme kavuşturulan hazineye ait tarım arazilerinin kiracılarına, kullanıcılarına ve paydaşlarına satışı uygulamasında belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan tarım arazileri hak sahiplerine rayiç bedellerinin yüzde 50 oranında indirimli hatta peşin ödeme gibi hallerde yüzde 20, en az yarısının ödenmesi durumunda ise yüzde 10 indirimli ve faizsiz 6 yıl vadeli olarak satılmaktadır. Türkiye genelinde bugüne kadar yaklaşık 40 bin kişiye toplam 34 bin taşınmaz, 430 milyon TL bedelle satılmış ve bu bedelin 200 milyon TL'si tahsil edilmiştir.